Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/289 E. 2022/145 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/289 Esas
KARAR NO : 2022/145

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı
şirket arasında ——imzalandığını, davacı şirketin sözleşmenin kendisine yüklediği tüm edimleri eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin—- bedelli faturayı, — bedelli faturayı, —–bedelli faturayı ve—- bedelli faturadan —- bakiye alacağı
ödemediğini, faturaların sözleşme gereği fatura tarihinden en geç 15 gün içinde ödenmesi gerektiği ancak ödenmediği, bunun üzerine davalı şirket aleyhine ——ile takibe geçildiği ancak anılan takip davalı tarafın itirazı ile durdurulduğunu, —görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline,—-. Nolu icra takibinin devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faizi, masrafları ve vekalet ücreti ile ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinde alacak iddiasının asılsız olduğu, davalı şirketin yapmış olduğu ödemeleri davacının ticari deftere işlemediği ve mevcut bakiyeden düşmediğini, davacı
şirketin müşavirlik hizmetini sunmadığını, davacının sunmuş olduğu müşavirlik hizmetini ispatlama yükümlülüğünün bulunduğunu, taraflar arasında mutabakatın yapılmadığı, taraflar arasında yapılan sözleşme feshedildikten sonra da davacının fatura düzenlemeye devam ettiğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği alacak ihtilaflı ve yargılamayı gerektirdiğini belirterek müvekkili şirket hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini,müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturaların gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —–davacı ve davalının — tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
20/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı şirket tarafından ibraz edilen — yıllarına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin —- bakımından uygun olduğu davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Davalı şirket, inceleme günü — tarihinde, ticari defterlerini ibraz etmemesi ve yerinde inceleme talebinden bulunmaması sebebiyle davalı şirketin — inceleme yapılamadığı, Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
Davacı şirketin—– dayanaklarına göre; takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi— alacaklı olduğu, Davacı şirketin takip tarihinden önce davalı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı iş bu sebeple takip öncesi işlemiş faiz olmayacağı ancak nihai kararın Sayın Mahkemede olduğu, icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise —– yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir. İnceleme gün ve saatinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan —sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın — ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.—belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde — ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep — ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. —- kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın —— incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır. —– Karar sayılı ilamı) Bu kapsamda kanun koyucu tarafından 22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir. Esasen Yargıtay tarafından içtihatlar ile kabul edilen hukuki durum anılan kanun değişikliği ile yasal düzenlemeye kavuşmuştur.
Davalı taraf usulüne uygun ihtara rağmen ticari defterlerini süresinde ibraz etmemesi sebebiyle davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve dayanmış olduğu faturaya ilişkin alacağını ispat ettiğinin kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça ödeme iddiasına ilişkin herhangi bir belge ve delil sunulmadığı gibi tarafına ait ticari defter ibrazından kaçınmıştır. Davacının alacağının varlığını ispat etmesi sebebiyle davanın kısmen kabulüne, davalının —— yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 235.879,79-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafından icra takibi ile işlemiş faiz talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki dava konusu alacak sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için ya sözleşmede borcun ifa edileceği günün taraflarca ittifakken kararlaştırılması (BK madde 101/II., TBK 117/2) ya da alacağın muaccel olmasından sonra davalı borçlunun alacaklının ihtarı ile temerrüte düşürülmesi gerekir ——
Taraflar arasında imzalan sözleşmelerde ödeme yönünden; “——— kesim tarihindeki — göre —- olarak hazırlar. Ödemeler fatura kesiminden sonra en geç 15 gün içinde yapılacaktır———–İŞVEREN ‘e aittir.” denilmektedir.
Taraflar arasındaki sözleme gereğince faturaların fatura kesim tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde ödeneceğine ilişkin hüküm, alacağın muaccel olduğu tarihi göstermek üzere kabul edilmiş olup, ödeme tarihi yönünden kesin vade niteliği taşımamaktadır. Ayrıca kesin vade söz konusu olmaması sebebiyle davalının temerrüte düşürüldüğünden bahsedilemeyeceğinden davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. — Karar sayılı ilamı)
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—– Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı— Karar sayılı ilamı) üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—- takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 235.879,79-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 16.112,95-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.986,82-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 1.236,52-TL harç olmak üzere toplam 4.223,34-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.889,61-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.986,82-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 1.236,52-TL harç olmak üzere toplam 4.223,34-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 84,60-TL tebligat ve müzekkere gideri, 950,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.102,40-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.051,47-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri —- ücretinin haklılık oranına göre —- davalıdan, — davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 24.961,59-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı