Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/28 E. 2022/336 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/28 Esas
KARAR NO: 2022/336 Karar
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ: 27/01/2010
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu—- davacı temlik eden bankanın—–kullandığını, borcunu ödememesi sebebiyle ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itiraz olmadığını, daha sonra ihtiyati haciz aldıklarını, davalı aleyhine —-dosyası ile icra takibi yaptıklarını, borçlunun tapuda adına kayıtlı —-bedelle diğer davalı—-sattığını, —- bedelle —sattığını, — şirketin —- de arkadaş olduğunu, iyi niyetli olmadıklarını belirterek yapılan tasarrufların iptali ile cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı—cevap dilekçesi ile; daireyi —- rayiç bedeli üzerinden satın aldığını, herhangi bir arkadaşlığının bulunmadığını, borçluya ait şirkette çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——- vekili cevap dilekçesi ile; icra dosyası üzerinden ipotekli taşınmazların satışının gerçekleştirildiğini, aciz belgesi bulunmadığını, iptal davasının satıştan —- yıl sonra açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali talebine ilişkindir.
Davacı, borçlunun tapuda adına kayıtlı —-bedelle diğer davalı—sattığını, —tarihinde taşınmazı ——— sattığını belirterek yapılan tasarrufların iptali ile cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- icra dosyası aslı gibidir onaylı örneği dosya arasına alınmış, —- dosyası —üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin — sayılı ilamı ile; —Davacının davasının kabulü ile—– yapılan tasarrufların iptali ile, davacı alacaklıya —–nolu icra dosyasındaki asıl alacak ve ferilerine yeter miktarda cebri icra yetkisi verilmesine..” karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerinde dosya —-gönderilmiş ve yapılan temyiz incelemesi sonucunda —– ilamı ile; “davalı —-vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, —- nolu bente açıklanan nedenlerle davalı —- vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı —- geri verilmesine —-gününde oybirliğiyle karar verildi…”şeklinde bozulmuştur.
Bozma sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda;
Bozma sonrasında dosya mahkememizin —esasına kaydı yapılmış, —-icra dosyasından güncel kapak hesabı — üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, Davacı vekili tarafından dosya temliki sonrası ödeme yapılmadığına dair beyan dilekçesi dosya arasına alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu taşınmazın—– celp edilmiş, — taşınmazı — —-tarihinde tapuda devrettiği—- tarihinde aynı taşınmazı — bedelle —- sattığı, taşınmazın halen bu davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılmış, dava konusu bağımsız bölümün satış tarihi itibariyle gerçek değerinin — olduğu tespit edilmiştir. Davacı banka — tarihli dilekçesinde, davalılardan — davalı — evli olduğunu, — eski eşi — takip borçlusu —- hissedarı olduğu şirkete ortak olduğunu beyan etmiştir.
Davacı alacaklı—alacağını —- temlik ettiği,— temlik aldığı alacağını — ise temlik aldığı alacağını — devrettiği, —temlik aldığı alacağını — devrettiğine yönelik belgeleri dosyamıza ibraz etmiş, ibraz edilen belgeler incelenmiştir.
İİK’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir —– Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin —-bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Tasarrufun iptali davasının ileri sürülebilmesi için dava açılmadan önce sağlanması gereken ön şartlar şu şekildedir;
1-Davadan açılmadan önce başlatılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin olmalıdır.
2-İptali istenen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekir.
3-Borçlu hakkında alınmış geçici ya da kesin aciz vesikasının bulunması gerekmektedir.
Anılan ön şartlar mahkemece resen araştırılması gerekmekte olup, taraflarca ileri sürülmesine gerek bulunmamaktadır.
Tasarrufun iptali davalarını; elinde kesin ya da geçici aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir.—–. Bu yön, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, re’sen (kendiliğinden) gözetilmesi gerekir.
Aciz belgesinin, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra; ya da, istinaf ve temyiz aşamasında dahi sunulma olanağı mevcuttur. —– kararına göre; borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan adreslerinde de icraca haciz yapılamıyorsa bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Somut dosyada, davalı —– üzerinden yapılan araştırmalarda ikametgah adresinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı ——- takip dosyasındaki borcu sebebiyle mallarına haciz konulmasını önlemek amacıyla adres beyanında bulunmadığı ve kendisine ulaşılamadığı anlaşılmakla davacı tarafından bozma ilamından sonra yapılan haciz işlemleri ve —- tarihli müzekkere cevabı ve ekindeki haciz tutanakları dikkate alındığında borçlunun aciz halinde olduğu ve davacının tasarrufun iptali davası açma hakkının bulunduğu, aciz vesikasına ilişkin ön şartın eldeki dosya bakımından tamamlanmış olduğunu kabulü gerekmiştir.—-
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı —- davacı bankadan kredi kullandığı, davalılardan —- müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, daha sonra şirketin ihtar edildiği, borcun ödenmemesi üzerine şirket ve kefiller aleyhine takip yapıldığı, kredi sözleşmesinin —- tarihinde yapıldığı, takipten önce ve sözleşmeden sonra davalı —- tarihinde —- tarihinde —- devrettiği, aldırılan bilirkişi raporuna göre devir tarihinde bağımsız bölümün rayiç değerinin — olduğu, dolayısıyla devrin borcun doğum tarihinden sonra olduğu, tapudaki satış bedelinin—olarak gösterilmesi karşısında satışın gerçek değerden daha aşağı bir fiyatla yapıldığı, yaklaşık bedeller arasında – kat fark bulunduğu, davalılardan — faaliyet gösteren —çalışanı olduğu,—kız kardeşi — eşi olduğu, ayrıca — eski işe — ise davalı — ortak olduğu —-hissesinin bulunduğu, böylece davalıların zarar verme kastı ile hareket ettikleri ve borçludan mal kaçırdıkları, iyi niyetli de olmadıkları anlaşılmış, davanın kabulüne, ——sayılı İcra dosyasındaki asıl alacak ve ferilerine yeter miktarda cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının KABULÜNE,
1—– tarihli yapılan TASARRUFLARIN İPTALİ ile, davacı alacaklıya —- Esas sayılı İcra dosyasındaki asıl alacak ve ferilerine yeter miktarda CEBRİ İCRA YETKİSİ VERİLMESİNE,
2-Karar harcı 20.151,45-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.084,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 19.067,40 -TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.084,05-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 17,15-TL başvuru harcı, 2,75-TL vekalet harcı, 137,75 -TL tebligat, ve müzekkere, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 857,65‬-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 29.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı —— vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde YARGITAY TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022