Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/274 E. 2021/851 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/274 Esas
KARAR NO : 2021/851

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının —- taahhüt ettiği — etmeme,– yükümlülüklerine aykırı eylem ve davranışları nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla iş sözleşmesi ile kararlaştırılan cezai şart tutarının ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, iş sözleşmesi ile kararlaştırılan rekabet yasağına ve işçi ayartama yasağına aykırı eylemler sebebiyle oluşan zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık rekabet yasağının ihlali sebebiyle cezai şart istemine ilişkin uyuşmazlığın, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusundadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir.
Ticari hayatta rekabetin; işletmelerin verimini arttırıcı, üretilen mal ve hizmetlerin kalitesini yükseltici ve fiyatları düşürücü fonksiyonları bulunduğu ileri sürülmekte olup; bu yönüyle yararlı olan rekabetin dürüstlük kuralları içinde yapılması ve kötüye kullanılmaması gerekir. —-
Hizmet akdinin sona ermesinden sonra işçiyi işverene karşı rekabet oluşturacak faaliyetlerden kaçınmakla yükümlü kılan rekabet yasağı sözleşmesi, piyasa ekonomisinin ve teknolojideki gelişmelerin bir ürünü—– önem kazanmaya başlamıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu ve 5. maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun Rekabet Yasağı başlıklı 444. maddesinde;”Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla — etmekten, özellikle kendi —-, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle —- ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
—–ancak hizmet ilişkisi işçiye —– işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Vurgulamakta yarar vardır ki, işçi işe alındığı andan işten çıkarılacağı ana kadar işverene karşı —– yapamaz. Zira, söz konusu zaman parçası içinde—- borcuna aykırılık oluşturur. İşçinin İş Kanununun 25./II. b,d ve e bentleri gereğince doğruluk ve —- davranışlarda bulunması—-kabul edilmiş; bu halde işverenin iş akdini feshedebileceği gibi tazminat da isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
—— borcu ise işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan değildir. İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle—- içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme — kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten —- böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır——-
Bu noktada, iş görme ve sadakat borçları ile —– arasındaki ayrıma değinilmesinde yarar bulunmaktadır:
İş görme ve —- açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır. ——- borcu ise, ancak iş sözleşmesi taraflarının açıkça kararlaştırmaları halinde ortaya çıkar.
İş sözleşmesi devam ederken, işçinin——–uymayan davranışlar olup ”İş Kanunu’nun 25/II-e kapsamına girer ve işveren için haklı fesih nedeni oluşturur—-edilmesi halinde ise işçi, zararı tazmin ile mükelleftir.
Bu kapsamda, iş akdinin devamı sırasında işçinin —- kaynaklanan —- etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş akdinin sona ermesinden sonra —- aykırı hareket edilmesi halinde ise, buna dayalı olarak açılacak dava niteliği itibariyle ticari dava olmakla, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerekir. ——– sayılı kararlarında da —-
Somut olayda, davalı—- davaya konu——parçası olarak, —–edilmesiyle işletme için değeri, önemi ve rolünün büyük olmasından dolayı —–tespit edildiği ve İş Sözleşmesi uyarınca—-sıfatı ile istihdam edildiği, yine davalı ile akdedilen iş sözleşmesi ile birlikte — imzalandığı, davalının, —– sorumluluğundaki— davacı şirketin —- doğrudan genel müdüre raporladığı, davalının—- tarihinde istifa kararını bildirdiği ve 16/10/2020 tarihinde işten ayrıldığı ve davalının, davacı şirketten ayrılması sonrasında— üzere toplam —-ayrılması sonrasında müvekkil şirketin araştırmaları sonucunda davalı tarafından davacı şirkette çalıştığı dönemde aynı sektörde faaliyet gösteren—– çalıştığının tespit edilmesiyle—– kabul ve taahhüt etiği rekabet etmeme, işçi ayartmama yükümlülüklerine aykırı eylem ve davranışları nedeniyle mahkememizin görevinde bulunmadığı, iş sözleşmesinden dolayı açılan tazminat davasında bu uyuşmazlığın görevli İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu ve resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek H.M.K. 114-115 maddeleri uyarınca görev nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 4,5/3. ve HMK.114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —-İş Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerenin yokluklarında, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.