Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/262 E. 2022/451 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/262 Esas
KARAR NO: 2022/451
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 14/04/2021
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde, davacı ——sürücüsü olduğu —-, davalı—-teminatı altındaki, sürücü —– idaresindeki —–ile arkadan çarptığı, sürücü —-kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, —- plakalı — hasar tutarının———tarafından ödendiği ancak ——- kaza nedeniyle değer kaybettiği, sigorta şirketine—–tarihinde tebliğ edilen başvuru ile değer kaybının talep edildiği ancak ödenmediği, arabuluculuk görüşmeleirnden sonuç alınamadığı açıklanarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla,—–kaybının temerrüt tarihi itibariyle avans faizi ile tahsile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan —- teminatları altında olduğu, davacının talebi üzerine ekspertiz raporu ile —-değer kaybı olduğunun belirlendiği ve —- tarihinde ödendiği, kusur ve değer kaybını bilirkişinin belirlemesi gerektiği; temerrüde düşürülmedikleri, yasal faiz talep edilebileceği açıklanarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sebebiyle dava konusu araçta oluşan değer kaybı bedelinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, —- tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle— plakalı araçta hasar ve değer kaybının oluştuğunu, kazaya karışan —- plakalı aracın davalı sigorta şirketinin —– meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, değer kaybı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, —-tarihli bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Dava dışı sürücü — idaresindeki —ile yolun sağında seyrederken, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yaptığı, kontrolsüzce sola doğru manevra yaparak —- plakalı—- sağ yan arka kısmına çarptığı için —-maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu; Davacı sürücü —-idaresindeki —normal seyrederken kontrolsüzce manevra yapan ——- yan arka kısmına çarpması sonucu kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, Tazminata konu——tarihinde trafiğe çıkmış, —— kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, —- adına tescilli hususi —rayiç değerinin kaza öncesinde —, onarıldıktan sonra — piyasa şartlarında değer kaybının —-olduğu, Davalı — tarafından da — tarihinde davacı vekiline
— değer kaybı ödendiği dikkate alındığında davacının talep edebileceği
tazminat kalmadığı,—- poliçesiyle kazaya karışan —- tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği —-kapsayacak şekilde sigorta teminatı altında ve kaza tarihinde maddi teminat limitinin — olduğu, —-maddesi gereğince mağdur aracın değer kaybının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitine kadar sigorta teminatı altında olduğu, Kazaya karışan —-
ticari araç olduğu için KTK 99 gereğince temerrüt tarihi —- itibariyle avans faizi talep edilebileceği, Davacı —yönünden sahip olduğu ——kazaya karışması nedeniyle oluşan— değer kaybına karşılık —ödendiği için talep edebileceği tazminat kalmadığı, Davacı —- davacı —- plakalı — sahibi olmadıkları için zararlarının olmadığı, değer kaybının kendilerine temlik edildiğini gösteren belge de sunulmadığı için tazminat talep etme ehliyetlerinin olmadığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Davacı vekili—– tarihli ıslah dilekçesi ile dosya kapsamında davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödeme sebebiyle davanın konusuz kaldığını bildirdiği, davalıya karşı yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olduğunu bildirmiş, davalı vekilinin —— tarihli dilekçesi ile karşı vekalet ücreti talebi bulunduğunu davalı taraf lehine karşı vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
—– yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.(HMK m. 326/1) Ancak, feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. (HMK 312/1)
Mahkemece konusuz kalan davada yargılama gideri ve vekalet ücretine davanın açıldığı tarihteki davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir.
—-Somut olayda; eski yönetici— davalı arasında — başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamakta, kiralananın ise yargılama devam ederken boşaltıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazı eski yönetici ile yapılan kira sözleşmesine dayanarak kullanan davalı hakkında elatmanın önlenmesi isteminde bulunamayacağından davaya devam edilmesi halinde açılan davanın ret edilmesinin gerektiği, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği, dolayısıyla vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı hususu dikkate alınmaksızın…” şeklinde belirtilmiştir.
Eldeki dava da davacı tarafından iddia olunan alacağın davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödeme sebebiyle davacının dava açmakta haklı olduğu, davacı tarafından vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde haklı olduğu anlaşılmış, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Her ne kadar davacılar —– yönünden davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş ise de; anılan davacıların — velayeten davayı açtığı dosyaya sunulan vekaletnameden ve — üzerinden alınan nüfus kayıt örneklerinden anlaşılmış, davacılar —- yönünden sehven davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmış, bu hususun HMK 305 maddesi gereğince hükmün tavzih edilmesi gerektiğine kanaat getirilmiş, şu aşamada bu hususun gerekçede belirtilmesi ile yetinilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı —– yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacılar —- yönünden davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,
3-Karar harcı 80,70-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL haç ile ıslah harcı olarak yatırılan 298,86-TL harç olmak üzere toplam 358,16-TL harçtan mahsubu ile artan 277,46-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 60,60-TL tebligat ve müzekkere masrafı ile 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 1.028,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.360,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2022