Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/254 E. 2021/478 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/254 Esas
KARAR NO : 2021/478

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket … ile davalı arasında 21.09.2017 tarihinde ———– akdedildiği, işbu sözleşmede davalının ——başlığı altında belirsiz süre ile davacı şirketin personeli olarak çalışacağının hüküm altına alındığı, ayrıca sözleşmenin —– hükümleri başlığında, işbu iş akdi ne sebeple sona ererse ersin, rekabet yasağına ilişkin şartlara fesih tarihinden itibaren iki sene boyunca devam olunacağının taraflarca kabul ve taahhüt edildiği, Davalı şirkette çalıştığı süre boyunca, şirkette üst düzey proje yönetici sıfatıyla şirkete—- kayıtlarından anlaşılacağı üzere —— olduğu, ne var ki davalı yanın, iş ilişkisinin sona ermesinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde, davalı şirket ile aynı alanda iştigal eden ve aynı — — hizmeti sağlayan bir firmada çalışmaya başladığı ve dolayısıyla belirsiz süreli iş sözleşmesinin rekabet yasağı hükümlerine açıkça aykırı davrandığının tespit edildiği, davalı belirtilen sözleşme maddelerine açıkça aykırı davranıldığı, davalının, iş akdi fesih tarihinden itibaren, sözleşmede belirtilen süre dolmaksızın, işverenin bilgisi dışında ve kendisinden izin yahut onay alınmaksızın, davalı şirket ile aynı alan ve ——davacı işveren şirket ile rekabet halinde olan bir danışmanlık firmasında —– olarak işe başladığının tespit edildiği, dolayısıyla sözleşmenin rekabet yasağı hükümlerinin davalı yanca ihlal edildiği, sözleşme uyarınca davacı şirkete en son aldığı aylık brüt —— cezai şart bedelini ödemesi gereği doğduğu, davacı tarafça davalı yana Beyoğlu —- Noterliği’nin ———Yevmiye No’lu ihtarnamesi keşide edilmek suretiyle, sözleşme gereği cezai şart bedelini davacı şirkete ödemesi ve söz konusu sözleşmeye aykırı davranışına son vermesi gerektiği, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtaren bildirildiği, ihtarnameye bir cevap alınamadığı, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı yanın sözleşmenin rekabet yasağı hükümlerine aykırı davranışı dolayısıyla, davacı şirkete, ihtarnamenin tebliği ile düşülen temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, şimdilik 10.000,00 TL cezai şart bedelini ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı yana tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle davalının rekabet yasağını ihlal ettiği iddiası ile açılan tazminat davasıdır.
Davacı, davalının——tarihleri arasında iş akdi çerçevesinde çalıştığı, iş aktinin 7/2 ve 7/4 bendi uyarınca davalının rekabet etmeme yasağının olduğunu, iş aktinin fesih tarihinden tibaren 2 yıl boyunca davalının——-sınırları içerisinde, her ne sıfatla olursa olsun işverenin faaliyet alanındaki, işveren ile doğrudan ya da dolaylı olarak rekabet etmekte olan rakip bir firmada çalışmayacağını, danışman olmayacağını, kendisi ya da birinci dereceden akrabaları adına bir işletme kurmayacağını veya kurduramayacağını veya herhangi bir hizmet akdi bulunmaksızın bu tür firmalarla fikri, mali, ticari, teknik vb. hususlarda doğrudan yada dolaylı rekabet ortamı yaratacak şahsi veya örgütlü çalışmalarda bulunmayacağı; ancak davacının bu yükümlülüklerine aykırı davranarak 14/02/2020 tarihinde işten ayrıldıktan sonra davacı ile rekabet halinde ——-cezai şart tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İşçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışlarında TBK.nun 444. vd (444-447 maddeleri) maddelerinin uygulanacağı bellidir. Nitekim dava dilekçesinde de bu maddelere dayanılmıştır. İddia, davalı işçinin, işçi-işveren ilişkisi sona erdikten sonra, sözleşme ile kararlaştırılan rekabet etmeme yasağını ihlal etmesidir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca dile getirilsin veya getirilmesin yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğinden öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının netleştirilmesi gerekir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
6102 sayılı TTK.nun 4/1-c maddesi uyarınca, 6098 Sayılı TBK’nun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinin ticari dava sayılacağı, aynı kanunun 5. maddesi ise bu nitelikteki davalara bakmaya görevli mahkemenin de Asliye Ticaret Mahkemeleri olacağı belirtilmiştir.
Ne var ki, ——-yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağı düzenlenmiştir. Aynı kanunun geçici 1. maddesine göre bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış bulunan davalar, açıldıkları mahkemede görülmeye devam olunur. Bir diğer ifadeyle yasa koyucu, iş aktinin başladığı veya feshedildiği tarihi değil, 7036 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği —– tarihini esas alarak görevli mahkemeyi tayin etmiştir.
Eldeki davada dava tarihi 12/04/2021 olup, İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği(Hukuk Genel Kurulunun—-Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanuna göre TBK’ nun hizmet sözleşmesine ilişkin 6. Bölüm düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklı davalara bakma görevinin İş Mahkemesine (İşM. m 5/1-a ) ait olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli—-NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair; davacı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.