Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/239 E. 2022/770 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/239 Esas
KARAR NO : 2022/770

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil Banka ile dava dışı asıl —- davalı kefil … arasında muhtelif tarihlerde imzalanan —-ile Müvekkil banka tarafından borçlular lehine —- —- ve çek karnesi kullandırıldığı, borçluların, kredi borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri üzerine müvekkil banka tarafından —Sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca kredi borcunun müvekkil bankaya ödenmesi hususu —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile muhataplara ihtar edildiği, borçluların çekilen ihtarnameye rağmen herhangi bir ödemede bulunmaması üzerine tarafımızca —-Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, müteselsil —- icra dosyasından gönderilen ödeme emri tebliğ olmuş, borçlu/kefil itiraz süresi içerisinde takipteki borca ve ferilerine haksız olarak itirazda bulunduğu, borçlu/kefiller açısından yapmış oldukları işbu itirazlar ile takip durmuş ve huzurdaki davayı açma zarureti ortaya çıktığı, diğer yandan taraflar arasında akdedilen ticari kredi sözleşmeleriyle müvekkil ile davalı borçlu/kefiller arasında kurulan ticari ilişki çerçevesinde, davalı lehine Müvekkil Banka tarafından verilen çek karnesine göre; borçlulara ait bulunan ve takip talebinde belirtilmiş olan —- gayri nakdi risk de bulunduğu, arada geçen sürede işbu gayri ——- bir kısmı —— olabileceğinden, bilindiği üzere gayri nakdi alacağımızın nakde dönüştüğü durumlarda, nakde dönüştürme tarihinde muhataba bankamızca ödenen tutarın, nakde dönüştüğü tarihten tahsiline kadar faizi ile birlikte ödenmesini isteme hakkımız bulunmadığı, güncel çek riskimiz ile takip tarihindeki —- arasındaki fark, alınacak bilirkişi raporu ile tespit edilerek, çeklerin nakde dönüştükleri tarihlerden itibaren işletilecek faizi ile ödenmesi ve güncel —-edilmesi talebimiz bulunmadığı, davalı borçlu kefil tarafından icra takibine yapılan itirazın ardından dosya, ticari uyuşmazlıklarda —- kapsamında olduğundan, tarafımızca —- başlatıldığı, davalı borçlu/kefil ihtarlara ve icra takibine rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığından ve takibe yapılan itiraz sonucunda yapılan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlanmasından dolayı borç halen devam etmektedir. Bu nedenle davalı borçlunun yapmış olduğu itiraz haksız ve kötü niyetli olduğu, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf dava dilekçesinde; dava dışı —— şahısla ——-akdedildiğini ve işbu sözleşmede davalı müvekkilin müteselsil kefil olarak bulunduğunu beyan ettiği, alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden —— tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da — mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabildiği, mevzuat hükmü açık olup; müteselsil kefalette ki fark, alacaklının borçluyu takip etmeden doğrudan kefile başvurabilmesi gerektiği, davacı taraf her ne kadar davalı müvekkilin müteselsil kefil olduğunu beyan etmiş olsa da; bu husus gerçeği yansıtmamaktadır. taraflar arasında akdedilen müteselsil kefealet sözleşmesi usul ve yasaya bir çok açıdan aykırı olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede her ne kadar davalı müvekkilin el yazısı ile beyanları ve imzası bulunsada; geçmiş borçlardan sorumluluğa ilişkin davalı müvekkilin —- ile bir ifade bulunmamaktadır. davalı müvekkil sadece bir —-imza attığı, kanun koyucu kefalet verilir iken kefilin el yazısını mutlak şart koşmuş olup; geçmiş borçlardan sorumluluk durumunda da bu kuralı aramaktadır. yüksek mahkemenin bu hususta bir çok kararı mevcut olup; kefalet tarihinden önceki borçlardan da sorumluluk durumunda kefilin kendi el yazısı ile bu durumu belirtmesi gerektiği, bu neden ile; kefalet tarihinden önceki borçlardan sorumluluk için kefaletin şekil şartları gerçekleşmediği, söz konusu sözleşmenin geçerli olduğunu kabul etmemekle birlikte; belirtmek isteriz ki, sözleşmeye gerekli imzalar atılır iken davalı müvekkil, davacı tarafça aydınlatılmadığı, davalı müvekkil —-gerçekleştirilir—imza atmış olup; müteselsil kefalet hususunda davalı müvekkil davacı tarafça bilgilendirilmediği, iş bu dava konusunu oluşturan icra takibinde; davalı müvekkilden kefalet vermiş olduğu ( kefalet sözleşmesini kabul etmemekle birlikte ) — dışında, dava dışı şahısın kullanmış olduğu——–ödenen —istenmediği, davacı tarafın talep etmiş olduğu işbu —– ve ticari kredi-ödenen çek garanti bedeli alacaklarından davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı ( genel kredi sözleşmesi dışında işlemlerdir ve geçmiş borçlardan müvekkilin sorumluluğu şekle aykırılık nedeniyle bulunmamaktadır ) gibi; bu alacakların tarihi ve miktarı hususunda herhangi bir mutabakat da bulunmadığı, davacı taraf işbu dava konusunu oluşturan icra takibinde ayrıca; 15 adet çek açısından oluşabilecek—- davalı müvekkilin sorumluluğu bulunduğunu ve ——- açısından da talepte bulunduğu, izah etmiş olduğumuz üzere; davalı müvekkil sadece genel kredi sözleşmesine kefil olmuştur ve bu kredinin ödemeleri davacı bankaya yapılmış yani herhangi bir borç kalmamıştır. işbu diğer alacaklardan davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, müteselsil kefaletin farkı alacaklının borçluyu takip etmeden doğrudan kefile başvurabilmesidir. ancak davacı taraf — düşerek, asıl borçlunun taraflarına olan bütün borçlarını davalı müvekkilden istemektedir. bu durum son derece hatalı olup; davalı müvekkilin kefil olduğu kredilerin borcu bitmiş yani sorumluluğu sonlandığı, tüm bu nedenler ile; bu hususa da itiraz ediyor ve davalı müvekkilin bu alacaktan da gerek mevzuat hükümleri gerek yüksek mahkeme kararları gereği sorumlu olmadığını, davalı müvekkil aleyhine haksız ve dayanaksız iddialarla ikame edilen işbu davanın reddine, davalı müvekkil lehine alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak kaydıyla, davacı tarafından, kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar kılınmasını talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, —- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasında davacı bankanın dava dışı——ile imza etmiş olduğu ——-kapsamında ilgili dava dışı —kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle davalının kefil olarak imza etmiş olduğu sözlşemeye istinaden davacıya borcunun bulunup bulunmadığı, davacının takip konusu ettiği alacağın davalıdan talep edip edemeyeceği, alacağın miktarı, istenen asıl alacak miktarı ve faiz ve diğer fer’ilerinin sözleşmeye ve genel tebliğlere uygun olup olmadığı, bu kapsamda itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, —– dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosya davacısı, borçlusunun ise mahkememiz dosya davalısı olduğu; takibin — asıl alacak ve alacağa yönelik faiz ve ferilerine yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, davanın —- üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyanın duruşma ara kararı gereğince mahkememizce resen seçilecek bir bankacı bilirkişiye tevdi edilerek takip talebine konu edilen alacaklar ve işbu duruşma zaptında belirtilen hukuki ihtilaf noktalarında rapor tanziminin istenmesine dair karar verildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 06/12/2021 tarihli raporda özetle; taraflar arasında imzalanan —- tetkikinden ; davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu —- tutarında Çerçeve niteliğinde 10 yıl süreli- Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerinin düzenlendiği, borçlu şirket ile birlikte davalının da ; sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak toplam 550.000-TL tutarında kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzalarının bulunduğu, “kefilin adı soyadı, kefil olunan tutar, Kefalet türünün müteselsil kefalet ve kefaletin düzenlenme tarihinin “ elle doldurulduğu, Asıl Borçlu ile birlikte davalıya atfen atılı imzaları haiz olduğu görülmüştür. Sözleşme öncesi bilgi formunun ve eki sözleşmenin, sözleşme imzalanmadan bir gün önce birer suretinin imza karşılığı verildiği, tarafların tacir olduğu, imzaya itiraz edilmediği hususu da göz önünde tutularak Sözleşme ve Kefaletin geçerli olduğunun söylenebileceği, davacı —- İtibariyle davalı borçludan olan alacağı; —– işlemiş faizlerin % 5 —- ve olmak üzere toplam ——-Temerrüt Tarihine kadar——işlemiş faizlerin—–olmak üzere toplam — alacaklı olduğu, davacı Bankanın İcra Takip Tarihi İtibariyle Her iki — yönünden— toplam; — işlemiş temerrüt faizinin — ihtar masrafı, olmak üzere toplam —alacaklı olduğu, davacı Bankanın ise — ayrı ayrı asıl alacak üzerinden işlemiş faiz ve — ayrıma tabi tutup bunları göstermeden ; —– asıl alacak, —- Bedelleri Yönünden —asıl alacak, — işlemiş faizler, 107,93 TL işlemiş temerrüt faizinin »—– masrafı, olmak üzere toplam —- alacak talebinde bulunmuş olup, talebin tespitlerimi aşan kısmının yerinde olmadığı, davacı—Yönünden — alacak tutarı üzerinden, takip tarihinden itibaren tahsiline kadar yıllık 22 oranında temerrüt faizi ve faizin — asıl alacak tutarı üzerinden 46,80 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 —talep edebileceği, davacı Bankanın iade edilmeyen, açıkta kalan çek yaprakları için —-yasal sorumluluk tutarını sözleşmenin 9.21 ve 10.13 maddeleri ve devamı hükümleri gereği davalıdan talep edebileceğine dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, rapor içeriği ve rapora karşı beyanlar dikkate alınarak dosyanın ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye ek rapor düzenlenmek için gönderildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen — raporda özetle; taraflar arasında imzalanan — Sözleşmelerinin tetkikinden ; davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu——- düzenlendiği, borçlu şirket ile birlikte davalının da ; sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak toplam — tutarında kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzalarının bulunduğu, “ kefilin adı soyadı, kefil olunan tutar, Kefalet türünün müteselsil kefalet ve kefaletin düzenlenme tarihinin “ elle doldurulduğu, asıl borçlu ile birlikte davalıya atfen atılı imzaları haiz olduğu görüldüğü,——- tarihli —– davalının da imzasının bulunduğu 6. sayfasında “— —- nüshasını ve ekindeki sözleşmeyi incelemek ve menfaatimize aykırı olabilecek maddeleri öğrenmek amacıyla 24.05.2018 tarihinde —- teslim aldım “ ibaresinin bulunduğu, borçlu şirket ile birlikte davalıların genel kredi ve teminat sözleşmesi ön bilgi formu “ ile “ genel kredi ve teminat sözleşmesi “ nin; sözleşme limitinin yazılı olduğu kısım ile kefalet ile ilgili bölümü imzalamış oldukları görüldüğü, sözleşmenin eki niteliğindeki—- Sözleşmenin içerdiği hükümler ile ilgili bilgi verildiği, ön bilgi formuyla birliktte Sözleşmenin bir suretinin davalılara verildiği anlaşıldığı, kök raporda yapılan hesaplamaların izleme ve denetlemeye imkan verecek şekilde,—doğrultusunda hesaplanmış olduğu, yapılan hesaplamalarda bir hata bulunmadığı, Bu yönden kök rapordaki hesaplamalardan ayrılmayı gerektirecek bir hususa rastlanılmadığına dair rapor düzenlendiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, toplanan tüm belgeler ve mahkememizce alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde düzenlenen raporun mahkememiz denetimine uygun ve uyuşmazlığın çözümü için elverişle görülerek hükme esas alınmış olup taraflar arasında imzalanan — tetkikinden Davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu — arasında —- limitli, daha sonra — tutarında Çerçeve niteliğinde -10 yıl süreli- Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerinin düzenlendiği, borçlu şirket ile birlikte davalının da ; sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak toplam 550.000,-TL tutarında kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzalarının bulunduğu, “ kefilin adı soyadı, kefil olunan tutar, Kefalet türünün müteselsil kefalet ve kefaletin düzenlenme tarihinin “elle doldurulduğu, Asıl Borçlu ile birlikte Davalıya atfen atılı imzaları haiz olduğu görülmüş olup sözleşme öncesi bilgi formunun ve eki sözleşmenin, sözleşme imzalanmadan bir gün önce birer suretinin imza karşılığı verildiği, tarafların tacir olduğu, imzaya itiraz edilmediği hususu da göz önünde tutularak Sözleşme ve Kefaletin geçerli olduğu kanaatine varılarak bankacı bilirkişinin tespitleri gibi davanın kısmen kabulüne, davalının — dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin kredili — faizin —olmak üzere toplam—- asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %22,68 oranında temerrüt faizi ve %5 —üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, takibin Ticari Kredi ve Çek Kredisi yönünden —–olmak üzere toplam 14.783,70-TL alacak ve işleyecek faiz yönünden 14.321,75-TL asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %46,80 oranında temerrüt faizi ve %—- üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş ve alacak likit olduğundan hükmedilen asıl alacağın (100.857,49-TL) taktiren % 20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile;
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
—— yönünden 86.535,74-TL asıl alacak, 1.547,26-TL işlemiş faiz, 77,36-TL faizin—- üzere toplam 88.160,36-TL alacak ve işleyecek faiz yönünden 86.535,74-TL asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %22,68 oranında temerrüt faizi ve %5 —- üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
—— ihtar gideri olmak üzere toplam 14.783,70-TL alacak ve işleyecek faiz yönünden 14.321,75-TL asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %46,80 oranında temerrüt faizi ve %5 —- üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın (100.857,49-TL) taktiren % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 6.889,57-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.257,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.632,23‬-TL’in davalı tarafından tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.257,34-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve ——-davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 1.280,40‬‬-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, kalan 39,60-TL nin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 72,85-TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.032,15-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.001,18‬-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- esaslara göre belirlenen 16.128,55-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 3.248,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı