Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2023/411 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/238 Esas
KARAR NO:2023/411
DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/04/2021
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına, alacağının tahsili için——numarasıyla başlatılan icra takibini, 02/03/2021 tarihinde davalı borçlu tarafından itiraz edilerek durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazlarının takibi sürüncemede bırakmak amaçlı olduğunu ve itirazın iptali gerektiğini, müvekkilinin yaklaşık 30 yıldır iş güvenliği ve iş sağlığı hizmeti veren bir firma olduğunu, ekte sunulan” ——– de anlaşılacağı üzere davalı borçlu şirketin yapımını üstlendiği——- taraflararasında sözleşme imzalandığını ve hizmet verildiğini, bu hizmetlerin karşılığı olan —— olan fatura keşide edildiğini ve itiraza uğramadığı halde bedellerinin tahsil edilemediğini, davalı yanın fatura bedellerini ödememesi üzerine icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun borca kötü niyetle borca itiraz ettiğini, müvekkili şirket tarafından hizmetin usulüne uygun olarak verildiğini, davalının bu itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın kabul edilerek davalı-borçlunun ——- sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirttiği sözleşmede bulunan imzanın müvekkili şirkete ait olmadığını, bundan dolayı sözleşmeden kaynaklanan borçların müvekkili bağlaması durumunun da söz konusu olamayacağını, davacının dilekçesinin ekinde bulunan —- her ne kadar müvekkili şirket taraf olarak gösterilip imzalanmış olsa da sözleşmenin altında bulunan imzanın müvekkili şirketin imza atmaya yetkili çalışanlarından herhangi birine ait olmadığını, bu imza atmaya yetkili birisi olmamasının yanında bu şahısın müvekkili şirkette sigortalı çalışan bile olmadığını, bu durumun müvekkili şirketin çalışanlarına ait —— kayıtlarının alınması sonucu ve şirkette imza atmaya yetkili kişilerinden olmadığının imza sirkülerinden de anlaşılacağını, davacı tarafından müvekkili adına düzenlenmiş olan faturalardaki hizmet bedelinin fahiş olduğu durumunun bildirilerek iade edildiğini, müvekkili şirketin ticari hayatına —- yılında katı yakıt ticareti ile başladığını, — yılında sektör değiştirerek hafriyat, inşaat ve inşaat malzemeleri alanında faaliyetlerine devam etmekte olan alanında başarılı, müşteri çevresi tarafından sevilen ve saygı duyulan bir şirket olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardan beri bu sektörde başarılı bir şekilde faaliyet göstermesinden de takdir edileceği üzere ticari hayata hakim olan bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin, her ne kadar yukarıda da belirtildiği üzere yetkili olmayan şahıs tarafından imzalanmış olsa da sözleşme uyarınca kendisi adına kesilmiş olan fatura üzerine değerlendirme yaptığını, müvekkili şirket yetkilisinin, kendisi adına kesilen faturalardan sonra durumdan haberdar olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin birçok iş güvenliği ve sağlığı uzmanı ile iletişime geçtiğini ve kesilen faturaların rayiç bedellere göre fahiş olduğu bilgisini aldığını, daha sonra davacı ile iletişime geçerek sözleşmenin yetkisiz—–tarafından imzalandığını, kendisinin şirket ile herhangi bir bağı bulunmadığını, yapılan hizmet karşılığının rayiç bedellere uygun bir şekilde düzenlenmesini
talep ederek faturayı iade ettiğini, davacı şirketin, haklı taleplerine ve sözleşmenin geçersizliğini bilmesine rağmen herhangi bir cevap vermeden kötü niyetli olarak işbu davaya konu icra takibini başlattığını, sadece iş güvenliği hizmet bedeli için değil faturada belirtilmiş olan diğer birimlerin de rayiç bedellerin çok üzerinde olduğunu, davacı ile müvekkili arasındaki iyi niyete ve güvene esas bu ticari ilişkinin davacı tarafından birim fiyatlardaki fahiş fark uygulanması ile suiistimale uğradığını, bu fahiş bedellerin mahkemenizce belirlenecek olan bilirkişiler tarafından rapor alınarak tespit edileceğini ve haklılıklarının ispatlanacağını, müvekkilinin, bu fahiş olarak düzenlenmiş olan faturalardan haberdar olmasıyla birlikte ekte de sunulan—– numaralı fatura ile davacı şirkete iade ettiğini,müvekkilinin defaatle davacıya belirtmesine rağmen herhangi bir dönüş alamamasının ve buna dayanarak davacının işbu davaya konu icra takibini başlatmış olmasının kötü niyetin göstergesi olduğunu beyanla haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—— İcra Dosyası—— üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, ——–kayıtları celp edilmiş, —– davacı ve davalı şirketin ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, — davalı şirketin dava konusu tarihler arasındaki çalışan işçi bilgileri celp edilmiş, ——-tarihli talimat bilirkişi raporu alınmış,—— tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.——– tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı yanın incelemeye sunulan —— yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden; sahipleri lehine delil vasfının bulunduğu, Davacı yanın incelenen defter ve kayıtlarında davalı yandan 9.497,37 TL alacaklı olduğu, Davalı yanın——- bildirimleri ile davacı yan tarafından tanzim edilen 1 adet toplam 9.497,37 TL bedelli (KDV Dahil) faturayı kabul ettiği, anlaşıldığından, davacı yana borcu olmadığını iddia etmesi halinde ödeme belgelerini sunması gerektiği, Davalı yanın —–bildirimleri ilgili vergi dairesincesunulmadığından anılan dönem bildirimleri ile ilgili tespit yapılamadığı, davacı yan tarafından tanzim edilen 1 adet toplam 21.205,78 TL bedelli (KDV Dahil) faturaya istinaden davalı yanın iade faturası tanzim ettiği, görülmüş olup, davacı yanın işbu iade faturasını kayıtlarına aldığı, incelenen davacı yan defter kayıtlarından tespit edilmiştir. 23.10.2020 tarihli——– ilişkin davalı yan vekilinin anılan sözleşmenin müvekkili şirketin imza yetkilisi/çalışanı tarafından imzalanmadığı yönündeki iddia ve itirazları hususundaki hukuki değerlendirme ve nihai takdir Sayın Mahkemenin olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Bilirkişi tarafından düzenlenen 14.04.2023 tarihli raporunda özetle, “…Davacı (Talimatla alınan bilirkişi raporu ) ve davalı şirketin incelenen ticari defterlerine göre; davacının davalıdan 01.03.2021 takip tarihi itibariyle 9.497,37 TL tutarında alacağının bulunduğu ile ilgili tarafların ticari defterlerini birbirini teyit ettiğinden, davacının davalıdan 01.03.2021 takip tarihi itibariyle 9.497,37 TL tutarınca alacağının bulunduğu kanaatinin edinildiği,Her ne kadar davacı taraf icra takibinde 30.703,15 TL tutarında asıl alacak talebinde bulunmuş ise de, davacının bu talebinin tespitlerimizi aşan kısmının yerinde olmadığı, Tarafların masraf, inkâr tazminatı, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin, Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——–İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile ——— formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafça talep edilen toplam 9.497,37-TL fatura alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davalının —— üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde bilirkişi raporu ile tespit edilen 9.497,37-TL alacağın davalı tarafından —– bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen 9.497,37-TL alacağına ilişkin /malıhizmeti kabul edip —– bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde davalı, beyanname vermekle faturaya konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.————Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve 9.497,37-TL alacağını yöntemince ispat ettiği, fazlaya ilişkin talebinin taraf ticari defter ve kayıtları dikkate alındığında yerinde olmadığı, davalı tarafça dosyaya konu bakiye borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının ———- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 9.497,37-TL asıl alacak ve takip dosyasında talep edilen cins ve oran üzerinden işleyecek faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —— Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı ——— üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının ———- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 9.497,37-TL asıl alacak ve takip dosyasında talep edilen cins ve oran üzerinden işleyecek faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 648,77-TL’den davacı tarafça yatırılan 370,82-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 153,52-TL harç olmak üzere toplam 524,34-TL harçtan mahsubu ile bakiye 124,43-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 370,82-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 153,52-TL harç olmak üzere toplam 524,34-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 153,15‬-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.450,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.670,95‬-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 826,20-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 408,31-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan 911,69-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/05/2023