Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/23 E. 2022/580 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/23 Esas
KARAR NO: 2022/580
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 12/01/2021
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında ——-dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Müvekkilim, iş yoğunluğu sebebiyle bu borca itiraz edememiş ve takip kesinleştiği, takibin kesinleşmesi ile birlikte müvekkil şirketin hesaplarına ve üzerinde kayıtlı olan araca haciz işlemi uygulandığı, zorda kalan ve iş yapamaz duruma düşen davacının bu borcu —— tarihinde icra dairesine giderek ödemek zorunda kaldığı, davacı icra tehdidi altında kalarak bu borcu ödemiş olduğu, davacının hiç bir şekilde elektrik enerjisine ihtiyaç duymamış ve buna ilişkin bir abonelik başvurusu da olmadığı, davalı elektrik kurumunun takibe konu ettiği alacağın hangi dönemlere ait borçtan kaynaklandığı da belli olmadığı, dava dilekçesi ekinde sunulan kira kontratından da davacının o adresi kullanmak üzere —— tarihinde kiraladığı, dolayısıyla bu tarihten önce ödenmeyen bir borçtan sorumlu tutulamayacağı, açıklanan nedenlerle açılan icra takibi nedeniyle cebr-i icra tehdidi altında kalarak borçlu olmadığı halde dosya borcunu ödediğinden iş bu davayı huzurda açma zarureti hasıl olduğu, davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı dosya borcunun menfi tespitine karar verilmesi, ödeme tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte istirdadına ve davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu, kaçak tutağına konu adreste bulunan iş yerini depo olarak kullandığını bu nedenle hiç elektrik kullanmadığını ifade ettiği, ancak davacının bu söylemi hayatın olağan akışına uygun aykırı olduğu, söz konusu yer depoda olsa elektrik olmadan orada çalışmak mümkün olmadığı, depodan ürün çıkartılması yada yüklenmesi gereken zaman mutlakta olmaktadır ve bu zamanlarda da elektrik kullanılması elzem olduğu, her işletme elektriğe ihtiyaç duyduğu, davalı kurum tarafından gerçekleştirilen kaçak işleminde herhangi bir hata bulunmadığı, davacı taraf aboneliğinin bulunmadığını da dilekçesinde belirttiği, ——- uyarınca yapılan rutin araştırmalar esnasında davacının mevzuata aykırı şekilde elektrik kullandığı tespit edilmiş olup kanun çerçevesinde işlem yapıldığı, davalının haklı ve yerinde olan icra takibine; haksız ve mesnetsiz olarak itiraz eden borçlunun alacağın tahsilini geciktirmek, engellemek amacıyla kötü niyetle hareket ettiği, ayrıca davacı, davalı kuruma olan kaçak elektrik borçlarını, kendi istek ve iradesiyle ödediği, bu nedenle davacı açmış olduğu işbu davası hukuki dayanaktan yoksun, soyut ve mesnetsiz olduğu, açıklanan nedenlerle huzurda görülen davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle iş yerinde kaçak elektrik kullanımından kaynaklı——– esas sayılı dosyasında başlatılan takibe ilişkin borçlu olmadığının tespiti yönünde açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın, davacının faaliyetlerini yürüttüğü ———-adresinde kullanılan elektrik borcundan dolayı sorumlu olup olmadığı, kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı, parakende satış sözleşmesi olmaksızın elektrik kullanıp kullanmadığı, davalıya ödemiş olduğu kaçak elektrik bedeli yönünden menfi tespit ve istirdat şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dava konusu —– sayılı icra dosyasında; başlatılan takibin alacaklısının ——–asıl alacak ve işlemiş faiz tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu görülmüştür.
Dosyanın mahkememizce resen seçilen —— tevdi edilerek rapor düzenlenmesinin istenildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen —— tarihli rapor alınmış, mevcut rapor içeriği ile davacı tarafından rapora karşı beyan ve davalı tarafından rapora karşı itiraz dilekçeleri hep birlikte değerlendirildiğinde dosyanın başka bir — bilirkişiye tevdine karar verildiği, bilirkişi —- tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle; —— tutanakta sözleşmesiz sayaç üzerinden elektrik kullanıldığı tespitinde bulunulmuşsa da söz konusu tutanakta dağıtım sistemine, sayaca veya ölçü sistemine bir müdahaleden bahsedilmediği gibi, kesilen elektriğin mühürlü duruma olması gereken sayacın mührü kopartılarak mı açıldığı veya nasıl açıldığına dair bir tespitte bulunulmadığı için, — tarihli tespitin Yönetmeliğin kaçak tespitinin doğru bulgu ve belgelere dayandırılması gerektiği yönündeki hükmü uyarınca bilgi belge eksikliği sebebiyle kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği, işyerinde davacının faaliyet göstermesiyle birlikte elektrik kullanımının başladığının anlaşılması sebebiyle, —– tarihinde mühürlendiği belirtilen sayaçta belki de elektriğin hiç kesilmemiş olabileceği, dağıtım sistemine bir müdahale tespit edilmediği gibi, sayaca bir müdahaleden de bahsedilmediği için, —— tarihli tespitin kaçak değil, usulsüz elektrik kullanımı olarak değerlendirilebileceği, davacı taraf söz konusu işyerinin depo olarak kullanıldığını, elektriğin hiç kullanılmadığını, söz konusu işyerinde kullanımın —— tarihli kira sözleşmesi ile başladığını beyan etmişse de davacının söz konusu işyerinde faaliyet göstermeye başladığının —— tarihinden itibaren ——- ekstresine göre sayacın da tüketim kaydetmeye başladığı, dolayısıyla davacının söz konusu tüketimden sorumlu olduğu, —– ilgili hükmü gereği; dağıtım lisansı sahibinin kestiği elektrik enerji kullanılmaya başlanması halinde süre sınırlaması bulunmadığı ve bu durumda elektriğin kesildiği tarihten kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadarki sürenin esas alınabileceği, ancak —— tarihli tespitin kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilemeyeceğine varıldığı için, toplam sürenin ——sınırlı olması gerektiği yönünde görüş ve kanaate varıldığı, —–ilgili hükmü gereği, davacı tarafın kendi kullanımında olan dönemde sayacın kaydettiği tüketim miktarından sorumlu olduğu ve bu tüketim miktarının —- tespit tarihinden geriye dönük —– ekstresinden yararlanılarak hesaplanabileceği anlaşılmakla, tüketim miktarı — tarihleri arasındaki sayaç —– arasındaki fark olan —– hesaplandığı, hesaplanan tüketim miktarına dönemindeki birim fiyatlarla yapılan tahakkuk ile fatura tutarı —— olarak hesaplandığı, dava konusu icra takibinin doğru bulgulara dayanmadığı için geçerli olmadığı kanaatine varılan kaçak elektrik kullanımı tespitine göre tahakkuk eden fatura tutarına istinaden başlatıldığı anlaşılmakla, bu konuda değerlendirme sayın Mahkemenin takdirinde olmakla birlikte, hesaplanan — fatura tutarının ——–olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan tüm deliller ile alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın teknik inceleme gerektirmesi sebebiyle dosyada alınan bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere davacının sayaca müdahalede bulunduğu ve kaçak elektrik tüketimi yaptığı somut olmadığından davalı kurumun alacağına esas teşkil eden tahakkukun mevzuata uygun olmadığı, davacının işyerinde —— tarihinde faaliyetine başladığı, her ne kadar davacının işyerini depo olarak kullandığını ve elektrik kullanmadığını işyerinin kira sözleşmesinin —- tarihli olduğunu beyan etmiş ise —- faaliyet tarihinin bulunduğu, dolayısıyla —- davacı tarafın kendi kullanımında olan dönemde sayacın kaydettiği tüketim miktarından sorumlu olduğu ve bu tüketim miktarının —- tarihinden geriye dönük—– kadar istenebileceği ve —- yararlanılarak hesaplanabileceği anlaşılmakla, tüketim miktarı —- arasındaki sayaç endeks değerleri arasındaki fark olan —-olarak hesaplanmış ve hesaplanan tüketim miktarına dönemindeki birim fiyatlarla yapılan tahakkuk ile — tarihleri arasındaki işlemiş faiz alacağı,—– davacının davalıya borçlu olduğu kanaatine varılmış, davacının fazladan yaptığı —- ödemenin ise davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
-Davacının, davalıya —- takip sonrası işlemiş faiz toplamı olan —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirtadı ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 114,05-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 54,73-TL’in davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti ——— davanın kısmet kabul kısmen ret oranına göre 633,60-TL nin davalı taraftan tahsili ile kalan 686,40-TL nin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 57,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.116,8‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.021,22-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 10,75-TL müzekkere tebligat ücreti ve 1.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.010,75-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 525,59‬-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.556,94-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.693,06-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kesin olmak olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..28/06/2022