Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/226 E. 2021/425 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/226 Esas
KARAR NO : 2021/425

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, ——– tarihinde satın alarak kullanıma başladığını, davalı şirket —-marka araçların ihracatını ve —–yaptığını, müvekkilinin aracını sorunsuz olarak kullanmaktayken 13.11.2018 tarihinde sürüş esnasında aracının şanzımanından sesler gelmeye başlamış ivedilikle en yakın — gerekli kontrolleri yaptırdığını, yetkili —– değişmesi gerekir ancak aracın yasal olarak garantisi bitmiş, kullanıcı bundan dolayı herhangi bir işlem yaptırmadan aracı teslim aldı.” denildiğini, bu sayede müvekkili aracında oluşan gizli ayıbı öğrendiğini, Yetkili servis tarafından —- oluşan arızanın giderilmesinin mevcut şanzımanın değiştirilmesiyle giderilebileceği ancak garantisinin olmaması sebebiyle şanzıman değişikliğinin 35.000,00 TL tutacağını şifahen bildirildiğini, bu bilgiler ışından müvekkili tarafından gizli ayıbın öğrenilmesiyle birlikte—– keşide edilerek davalı şirkete gizli ayıbın giderilmesi ve ödenen servis ücretinin iadesini ihtar edilmesine rağmen davalı şirket taleplerimizi karşılıksız bırakıldığını, yapılan araştırmalar neticesinde müvekkilinin kullanmış olduğu aracın diğer kullanıcıların da benzer sorunlar yaşadığı çeşitli sitelerde duyurulduğu ve şikayetlerde bulunulduğu, bu hususta ekteki çıktılarla açık olduğu—- sıklıkla ortaya çıktığı görüldüğü, gerek müvekkili aracındaki arıza gerekse benzer araçlarda yaşanan arızalar nedeniyle —- kaynaklı ağır kusur bulunduğunu ortaya koyduğu, —–ayıplı malın varlığı halinde tüketicilere bir takım seçimlik haklar tanındığı ve bu haklar arasında ayıplı maldaki ayıbın satıcı tarafından bedelsiz olarak onarılması da bulunduğu, bununla birlikte Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanacağı ve—biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebileceği de aynı kanunla düzenlendiği, araçta bulunan ayıp giderilmesine rağmen araç değerinde ciddi bir kayıp olduğu, bu kayıp nedeniyle müvekkilin zararı doğduğu, yukarıda arz ve izah edildiği üzere, müvekkile ait araçta gizli ayıp bulunmakta olup bu ayıbın satıcı tarafından giderilmesini, dava konusu ayıbın giderildikten sonra aracın değerinde yaşanacak kayıp nedeniyle fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere doğacak 25.000,00TL’lik zararın davalı tarafından ödenmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araç ilk satış tarihi itibariyle her hangi bir tüketici işlemine konu almadığını, dava —- tarafından dava dışı—— satılarak ticari satışa konu edildiğini, davacı ilk malikin haklarına halef olarak, araçla ilgili yükümlülerini yerine getirmediğini,—— şartlarda verilen — faydalanması da mümkün olmayacağını, araçla ilgili onarım taahhüdünün 06/01/2018 tarihinde sona erdiğini, davacının araçla ilgili yükümlülükleri yerine getirmediğini bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafından satın alınan araçtaki ayıp nedeniyle ayıbın bedelsiz olarak giderilmesi ve değer kaybının tahsili için aracın ihracatını ve —- yaptığını iddia ettiği davalı aleyhine açılan alacak davasıdır.
Dava ilk olarak—– sayılı esasına kaydedilmiş, dilekçeler teatisi tamamlanmakla ön inceleme duruşması yapılmış, bilirkişi kök ve ek raporu alınmış ve 14/12/0202 tarihli karar ile görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek, dosya mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
—- karar ile— karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davalı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davacı tarafın tacir olduğuna ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dolayısı ile uyuşmazlık mutlak ya da nispi ticari dava kapsamında kalmamaktadır. Her ne kadar tüketici mahkemesi tarafından ”.. yasal düzenlemeler — kararları ile dosyada bulunan belgeler doğrultusunda dava konusu aracın dava dışı —–alınmış olduğu göz önünde bulundurularak ticaret mahkemelerinin görevli olduğu..” gerekçesiyle karar verilmiş ise de, dosya içerisinde de yer alan —– Mahkemesi kararları incelendiğinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki ,
—— Karar sayılı kararında, ”…Somut olayda davacı, dava konusu daireyi dava dışı—— satın aldığını, önceki malik ile davalı yüklenici arasında haricen satım sözleşmesi düzenlendiğini ve dairenin belli bir sürede tamamlanacağının kararlaştırıldığı, sürenin dolmasına rağmen dairenin halen teslim edilmediğini belirterek mahrum kalınan kira bedelinin davalı yükleniciden tahsilini talep etmiştir. Davanın yukarıda belirtilen niteliği ve tarafların yargılama sırasındaki iddia ve savunmaları değerlendirildiğinde, dairenin önceki malikinin 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girmediği ve davacının ona halef olarak davayı açtığı anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.”
——- Karar sayılı kararında, ”..Somut olayda dava konusu aracın—- iken 16.11.2012 tarihinde davacıya satıldığı, davadışı—– bedelli fatura düzenlediği anlaşılmaktadır. Dava konusu araç dava dışı—–alınmış olup davacı ancak dava dışı şirketin haklarına haleftir. Her ne kadar davacı üreticiye karşı dava dışı şirketin sahip olduğu haklara sahip ise de aracın alındığı dava dışı üçüncü kişinin şirket olması karşısında tafarlar arasında 4077 Sayılı yasa anlamında bir alım satım ilişkisi bulunmamaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece Asliye Hukuk Mahkemsi sıfatı ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken..”
—— Karar sayılı kararında,”..Ne var ki somut olayda, davanın niteliği, tarafların yargılama sırasındaki iddia ve savunmaları ile dava dilekçesine ekli ——araç satış sözleşmesine göre, davacının dava konusu aracı—– ikinci el olarak satın aldığı, davacının dava konusu aracı satın aldığı dava dışı——- 6502 sayılı yasa hükümlerine göre tüketici olarak kabulüne yasal imkan bulunmadığı ve tüketici tanımına girmediği , davacının da ona halef olarak işbu davayı açtığı anlaşılmakla,Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın (bkz.benzer mahiyette ——–Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği halde, tüketici mahkemesi tarafından işin esasının incelenip karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.”
Yine—– Karar sayılı kararında,”… dava konusu aracı ——– isimli bir şirket olduğu, davacının aracın ilk maliki olmadığı, davalı taraf ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, aracın ilk maliki olduğu anlaşılan dava dışı —- 6502 sayılı yasa hükümlerine göre tüketici olarak kabulüne yasal imkan bulunmadığı ve tüketici tanımına girmediği, davacının da ilk malik olan şirkete halef olarak işbu davayı açtığı anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın (bkz.benzer mahiyette—– Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği halde, tüketici mahkemesi tarafından işin esasının incelenip karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.”
Açıklanan gerekçeler, Yargıtay kararları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları doğrultusunda davaya bakmakla Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınabileceği, davanın açılış tarihi ve yargılamanın geldiği aşama göz önünde bulundurularak usul ekonomisi ilkesi gereği mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli—- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.