Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/225 E. 2022/151 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/225 Esas
KARAR NO : 2022/151

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01.04.2021
KARAR TARİHİ : 01.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı — davacı şirkete olan borçlarını ödememesi nedeniyle, davacı şirketçe davalı aleyhine —— tutarındaki fatura alacağına ilişkin ilamsız icra takibine başlandığını, ödeme emri davalıya tebliğ edilmiş ve davalı borçlu şirket haksız ve yersiz olarak, icra takibine, borca ve faiz miktarına itirazda bulunarak takibin durdurulduğunu, davalı— davacı şirket nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarını eldeki davada sundukları deliller ışığında borcun varlığında kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açık olduğunu, davalı şirketin itirazında haksız olduğunu,” beyan edip davalı şirketin haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle
takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına, mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında kur farkı uygulanacağına ilişkin yazılı sözleşme yada ticari teamül bulunmadığını, çek ile yapılan ödemede kur farkı talep edilemeyeceğini, davacı tarafın kötü niyetli olarak davalı şirketçe yapılan ödemeyi ödeme tarihindeki kur üzerinden asıl alacaktan düşmediğini, borçlunun TL üzerinden yaptığı kısmi ödemelerin ödeme — çevrilerek alacağın hesaplanması gerektiğini, davanın reddine, davacı yanın asıl alacağının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bu doğrultuda icra dosyası, faturalar —- celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı—- borçlusunun dosyamız davalısı —— tarihli faturaya dayanan fatura asıl alacağı açıklaması ile 3.902,32 Euro alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya—- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde 26.08.2020 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu, itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, dolayısıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın 01.04.2021 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bu doğrultuda dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından — rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle,” Davacı ve davalı şirket tarafından ibraz edilen 2018 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.—-göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile —uygun olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki incelendiğinde davalı şirket tarafından davacı şirkete —- çek teslim ettiği, çekin avans çeki mahiyetinde olduğu, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı şirkete ————- iki adet fatura düzenlediği, davacı şirketin ticari defter—— faturası bulunmadığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirketten—- olduğu, taraflar arasındaki husumet fatura muhteviyatı malzemenin teslim edilip edilmediği noktasında olmadığı, husumetin davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilen —- bedelli —kuruna ilişkin olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenen çek 20.06.2018 tarihinde teslim alınmış ve davacı tarafından ticari defterlerine 21.06.2018 tarihinde kaydedildiği, ancak davacı şirket 67.600,00-TL bedelli çekin—- çevirdiği, davalı tarafından teslim edilen çekin teslim tarihinde —- üzerinden ticari defterine kaydetmesi gerektiği, çekin teslim tarihinde —– ödeme hesaplandığı, bu bedelin davacı şirketçe düzenlenen iki adet fatura toplamından düştüğümüz zaman — olarak davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten alacaklı olduğu, davacı şirketin söz konusu çekin tahsilinde — durumunda davalı şirkete kur farkı faturası düzenlemesi gerektiği ancak davacı şirket tarafından düzenlenmiş bir kur farkı faturası bulunmadığı, davalı şirketin— kayıtlarına göre, davalı şirketin davacı şirkete kaydi olarak 6.738,86-TL borçlu olduğu, davalı şirket davacı şirket tarafından düzenlenen iki adet faturayı ticari defterlerine işlediği, davalı şirket tarafından ticari defter kayıtlarında herhangi bir kur farkı düzenlenmediği, tarafların birbirlerine düzenledikleri evraklar bazında aralarında uyumsuzluk bulunmadığı, taraflar arasındaki uyumsuzluk davacı tarafça davacı şirkete teslim edilen çekin kuru dikkate alınırken farklı döviz kurları esas alınmasından kaynaklı olduğu” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Toplanan tüm deliller , taraf vekillerinin iddia ve savunmaları ile mahkememiz denetimine ve uyuşmazlığın çözümüne elverişli alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle tarafların uyuşmazlık konusu olmayan beyanları ile taraflar arasında mal alım satım ilişkisinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin satıcı davalı şirketin alıcı olduğu hususları ihtilafsızdır. Davalı şirket tarafından davacı şirkete muhatabı—- verildiği, davacı şirket tarafından da anılan çekin 21.06.2018 tarihinde ticari defterlere kayıt edildiği akabinde davacı şirket tarafından davalı şirkete — bedelli iki adet fatura düzenlediği anılan faturaların her iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı olduğu hususu da dosya kapsamı ile sabit olup faturaya konu malların teslim edildiği diğer bir deyişle malın teslim edilip edilmeme noktasında bir ihtilafın bulunmadığı anlaşılmaktadır. İhtilaf bilirkişi raporunda da isabetli olarak tespit edildiği üzere mal tesliminden önce davalı şirket tarafından davacı şirkete verilen —- çekin, davacı şirket tarafından 20.08.2018 tarihinde yani çekin ibraz tarihindeki — defterlerine kayıt edilmesi sebebi ile doğan—– ilişkindir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla birlikte ticari ilişki kapsamında iki adet Euro cinsinden düzenlenen faturanın her iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı olması ve bu hususta bir itilaf bulunmaması göz önüne alındığında taraflar arasında Euro üzerinden anlaşma sağlandığının kabulü gerektiği açıktır. Ancak mal tesliminden önce davalı tarafından ödeme TL cinsinden yapılmıştır. Bu noktada; çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Taraflar arasındaki ilişkide kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı, alacağının tahsili için davalı tarafından verilen TL cinsinden düzenlenen çeki teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. —– tarihinde teslim edildiği hususu göz önüne alındığında anılan tarih itibariyle uygulanan döviz kuruna göre—– çekle ödenen tutarın —olduğu, ihtilafa konu olmayan iki adet fatura bedeli toplamının ise — düşüldüğünde bakiye alacağın — olduğu ve bu alacağın davacının satmış olduğu mal bedelinden kaynaklı bakiye alacağı olduğu, davacının yalnızca bu bedeli talep edebileceği , fazlaya ilişkin isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne davalının — sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.525,69 Euro asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının (3095 sy. m. 4/a) uygulanmasına, ( tarafların tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması ve takibin yabancı para cinsinden açılması göz önüne alınarak) fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu ve takibin yabancı para cinsinden açılmış olması nedeni ile icra inkar tazminatının takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası cinsinden değeri üzerinden belirlenmesi gerektiği göz önüne alınarak kabulüne karar verilen 1.525,69 Euro ‘nun takip tarihi itibariyle TL cinsinden belirlenecek tutarın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Davalının —- sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.525,69 Euro asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren— açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının (3095 sy. m. 4/a) uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen 1.525,69 Euro’nun takip tarihi itibariyle TL cinsinden belirlenecek tutarın % 20’si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Karar harcı 1.002,76-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 466,79‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 536,00-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 466,79-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca — arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre 516,08-TL’sinin davalıdan; 803,92‬-TL’sinin davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 23,8‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 983,10-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 384,56-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde—- göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde— göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.