Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/217 E. 2022/680 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/217 Esas
KARAR NO: 2022/680
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkil şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacının iddialarının haksız olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı, —– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin —Karar sayılı ilamı ile; “…1-Davanın KABULÜ ile, —- takip dosyasında; Davalının — asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, Asıl alacak —– takip tarihinden itibaren yıllık——– değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı — davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine… ” karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerinde dosya —- gönderilmiş ve yapılan istinaf incelemesi souncunda ——– uyarınca; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir. Sonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır..” şeklinde kaldırılmıştır. Kaldırma sonrasında dosya mahkememizin —– esasına kaydı yapılmıştır.
Kaldırma ilamından sonra yeniden yapılan incelemede;
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonucunda— tarafların——-kayıtları celp edilmiş, tarafların sundukları belgeler ve deliller ile celp edilen kayıtlar incelenmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, — tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış, —— tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve karar verilmiştir.
—- tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme`ye ait olmak üzere, dava dosyasına sunulu belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda açıklandığı üzere; Dosya kapsamında incelemenin yapıldığı, tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Yukarıdaki açıklamalar neticesinde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —alacaklı olduğu, Davalının Takip tarihinden sonra —- davacıya —- asıl alacak için ödeme yaptığı, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının —-olduğu, Davacının takibi asıl alacak üzerinden takibi başlattığı, takip öncesi işlemiş faiz
talep etmediği, icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise — ait bulunduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.—- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, “…
Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla—- ait olmak üzere, dava dosyasına sunulu belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda açıklandığı üzere;
incelemenin dosya kapsamında yapıldığı, Tarafların —-bildirimlerinin uyumsuz olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca davacının —-yılı kendi ticari defterlerindeki alış kayıtları ile davacının kendisinin bildirdiği —— uyumsuz olduğu, Davacı ve davalı vekili tarafınca ileri sürülen itirazlar kapsamında yapılan
değerlendirme sonucunda, mali bakımdan kök raporda sunulan görüşlerimde değişiklik yapılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığı, bu sebeple kök rapordaki görüşümü muhafaza ettiğimi, Kök raporda belirtildiği üzere; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının Takip tarihinden sonra —–davacıya —- asıl alacak için ödeme yaptığı, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının —- olduğu, davacının takibi asıl alacak üzerinden takibi başlattığı, takip öncesi işlemiş faiz talep etmediği, icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise —– ait bulunduğu…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; —-kaldırma ilamı sonrasında alınan kök ve ek bilirkişi raporu gereğince davacı ve davalının ticari defterlerindeki—- yılı açılış bakiyesinde farklılığın bulunduğu, davacının ticari defter ve kayıtları ile —- uyumsuzluk bulunması sebebiyle açılış bakiyesindeki lehine olan fark yönünden alacağını ispat etmesi gerektiği, dosya kapsamında bu yönde sunulmuş herhangi bir belgenin olmadığı dikkate alındığında davalı ticari defterlerindeki açılış bakiyesi olan — taraflar arasındaki — açılış bakiyesi olarak kabul edilmesi gerektiği,— yılında davacı tarafından davalıya toplam — tutarında fatura düzenlediği, iş bu faturalara dayanak olan ürünlerin davalıya teslim edildiğinin —- kaldırma ilamı öncesinde alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar davalı ticari defterlerinde —- tutarında fark bulunmakta ise de, davacı tarafından ürünlerin davalıya teslim edilmesi sebebiyle davacı ticari defterindeki kayıtların esas alınması gerektiği, aksi yöndeki davalı beyanlarının yerinde olmadığı, — kaldırma ilamında belirtilen—- faturanın iade faturası olmadığı, davalı tarafından satış faturası —- olarak düzenlendiği ve iş bu faturaların elektronik olarak davacıya tebliği edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından iş bu faturalardan — tutarını iade ettiğini beyan etmiş ise de; dosya kapsamında davacının iddiasını ispata yönelik herhangi bir belge olmaması sebebiyle davacı iddialarının yerinde olmadığı ve mahkememizce davacının bu yöndeki beyanlarına itibar edilmediği, davacının anılan faturalardan sorumlu olması ve alacağından bu miktarın mahsup edilmesi gerektiği anlaşılmış, netice olarak davacının takip tarihi itibariyle —-alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından takip tarihinden sonra —- asıl alacak için ödeme yaptığı, yapılan ödemenin takip tarihinden sonra dava tarihinden önce olması sebebiyle asıl alacak tutarından düşülmesi gerektiği —- davacının bakiye alacak miktarının — olduğu, davacı tarafından takip talebinde faiz oranı belirtilmediğinden yasal faiz talep edebileceği anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—- Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı—- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —- asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 658,47-TL’den davacı tarafça yatırılan 1.080,32-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 359,07-TL harç olmak üzere toplam 1.439,39-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 780,92‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 393,46-TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.425,26-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 674,32-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 63,63-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 53,93-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde — ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/09/2022