Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/21 E. 2023/906 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/21 ESAS
KARAR NO:2023/906
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11.01.2021
KARAR TARİHİ:21.11.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın gıda üretimi ve ithalatı yaptığını, davacı firma ile davalı firma arasında mal satımına dair ——- numaralı sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacı firmanın davalıya mal sattığını, davalı tarafın icra dosyasında talep edilen bedeli ödemediğini, davalı taraf hakkında icra takibinin yapıldığını ve
davalı tarafın icra dosyasına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve anlaşmanın sağlanamadığını beyan ederek itirazın iptaline, 21.824,54-TL’ye icra takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, haksız ve yersiz itiraz nedeniyle duran icra takibinin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle davalı borçlu aleyhine 21.824,54-TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili; davalı ile aralarındaki anlaşma gereği davalıya mal sattıklarını, teslim ettiklerini, ancak davalının ödeme yapmadığını, cari hesap alacağının tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini beyan ederek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş; davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —– sayılı icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, taraf şirketlerin —– vergi dairelerinden istenmiş, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır. İhtilafın; taraflar arasında mal alım satım ilişkisinden kaynaklı ticari ilişki bulunup bulunmadığı, takibe konu faturalara dayalı cari hesap alacağı miktarı kadar davacı şirketin davalı şirketten bir takip alacağının bulunup bulunmadığı, fatura konusu malların davalı şirkete teslim edilip edilmediği, edilmiş ise bedellerinin ödenip ödenmediği, davalı itirazlarının kısmen yahut tamamen iptali gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat yönünden yasal koşulların oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.——– sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde; davacı tarafından 26.12.2017 tarihinde cari hesaba dayalı olarak takip başlatıldığı, davalıya ödeme emrinin 29.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresinde 05.01.2018 tarihli borca ve ferilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgenin dosya kapsamında olmadığı, bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.Her iki tarafın da tacir olmaları sebebiyle dosya, ticari defter ve belgelerin incelenmesi için Mali Müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir.Mali Müşavir bilirkişinin 05/08/2022 tarihli raporunda raporunda özetle; “…Davacı şirket tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu; davalı şirket tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu; —-davalı şirket tarafından düzenlenen ve davacı şirket tarafından kabul görmeyip ticari defter kayıtlarına alınmayan iade faturalarının toplam tutarı 6.369,71-TL’ dir. Bu fatura muhteviyatı malzemelerin davacı şirkete iade edildiğinin, malzemelerin teslim edildiğinintevsik edici belgelerle ispat edilmesi gerekmektedir. Söz konusu iade faturaları davacı şirketin —– kayıtlarında yer almamaktadır. Davalı şirket tarafından davacı şirkete ——–yapılmıştır. Söz konusu ödemeler davacı şirketin ticari defter kayıtlarında mevcuttur. Yukarıda yapılan açıklamalar ve değerlendirmeler ışığında takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu tutar 17.078,95-TL olarak hesaplanmıştır…” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.Davacı tarafın sunduğu irsaliyeli faturalar ve mal kabul fişlerinin raporda irdelenmediği anlaşılmakla; dosyanın ek rapor için bilirkişiye verilerek, davalı tarafından iade yapılan faturaların, irsaliyeli fatura ve teslim fişleri ile karşılaştırmasının yapılması, ayrıca faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmasının mal teslimi yapıldığı konusunda karine teşkil edeceği dikkate alınarak, davalı tarafından iade edilmeyen ve davacının (cari hesaba ilişkin) defterlerinde kayıtlı olan her faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının net şekilde sonuca bağlanması, bu şekilde mal teslimi yapıldığı konusunda kayden karine oluşturan faturalar ile karine oluşturmayan (mal teslimi konusunda delil bulunmayan veya davalı defterlerinde kayıtlı olmayan veya davalıya tebliğ edildiği ispat edilemeyen) faturaların net şekilde birbirinden ayrılması istenmiştir.Mali Müşavir bilirkişinin 19/04/2023 tarihli ek raporunda raporunda özetle; “…Sayın mahkemenin tarafıma verdiği ek görev sonucunda yapılan tespitler aşağıdaki gibidir. Kök raporumda davalı şirketin, davacı şirketin cari hesabından mahsup ettiği 14 adet 25.279,94-TL değerindeki faturanın, davalı şirketin devraldığı dava dışı kiler firmasının
davacı şirkete düzenlemiş olduğu İADE ve Hizmet faturalarının rapora yansıtılmadığı kök raporumun bu sebeple eksik kaldığı görülmüştür. Davalı şirketin muhasebe müdürü —– tarafıma dava dışı —– firması tarafından düzenlenmiş olan faturaların ibrazı talep edilmiş ancak faturaların çok eski olduğu arşivden ulaşamadıkları için ibraz edemeyecekleri bilgisi verilmiştir. Davalı şirketin davacının cari hesabından düştüğü dava dışı kiler faturaları aşağıdaki gibidir. Taraflar arasındaki esas uyumsuzluk bu 14 adet faturadan kaynaklanmaktır. Davalı bu 14 faturayı davacının alacağından mahsup ettiği için davalıdan alacaklı durumuna geçmiştir. Davacı taraf bu faturaları kabul etmemektedir. Yukarıdaki faturaların açıklamalarında verilen hizmet faturası, alım iade faturası, verilen fiyat farkı faturası açıklamalı faturaların olduğu davalı şirketin tarafıma ibraz ettiği mutabakat tablosundan görülmektedir. Davacı tarafın dava dosyasına 29.01.2021 tarihli dilekçe ekinde sunmuş olduğu irsaliyeli faturalar ve mal kabul fişleri tarafımca inceleniş olup, söz konusu belgelere ait faturalar davalı şirketin ticari defter kayıtlarında mevcuttur. Bu yönde davalı şirketin bir itirazı da yoktur. Taraflar ticari ilişkiye 10.10.2014 tarihinde başlamıştır. Davalı şirketin ticari defter
kayıtlarında 606 adet 207.987,60-TL bedelli fatura ticari defterlerde kayıtlıdır. Mal teslimi konusunda delil bulunmayan veya davalı defterlerinde kayıtlı olmayan veya davalıya tebliğ edildiği ispat edilemeyen faturaların dökümü aşağıdaki gibidir: —-tarih, —– nolu ve 267,20-TL bedelli; —- tarih, —- nolu ve 218,59-TL bedelli; —- tarih,—- nolu ve 144,73-TL bedelli, —- tarih, —- nolu ve 224,53-TL bedelli; —- tarih, —– nolu ve 187,00-TL bedelli; —-tarih, —- nolu ve 117,50-TL bedelli; — tarih, —- nolu ve 117,50-TL bedelli; — tarih, —– nolu ve 195,27-TL bedelli;—- tarih, — nolu ve 126,36-TL bedelli; —- tarih, ———— nolu ve 164,27-TL bedelli; —- tarih, —– nolu ve 312,88-TL bedelli; —- tarih, —– nolu ve 138,24-TL bedelli olmak üzere toplam 2.214,07-TL’lik faturalar olduğu;.. davacı şirketin yukarıda tablo halinde sunulan fatura muhteviyatı malzemeyi davalı şirkete teslim ettiğini tevsik edici belgelerle ispat etmesi gerekmektedir. Söz konusu faturalar davalı şirketin —– kayıtlarında mevcut değildir. Tarafların — kayıtları birbiri ile uyumsuzdur. Tablo halinde sunulan fatura haricindeki tüm faturalar davalı şirketin ticari defter kayıtlarında ve —- Beyan formunda mevcuttur. 2.214,07-TL bedelli fatura dava muhteviyatı dava dosyasına ibraz edilen belgeler arasında bulunmamaktadır.
Davacı şirketin —— yılı ticari defter kayıtlarında —- tarih ve —– bedelli fatura davalı şirketin cari hesabına iki kez işlenmiş ve davalı şirket iki kez borçlandırılmıştır. Bu bedelin davalı şirketin borcundan düşülmesi gerekmektedir. Davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten kaydi alacak tutarı 21.824,54-TL dir. Bu bedelden 19.01.2015 tarihinde mükerrer atılan kaydın düşülmesi sonucunda ——— davalı şirket ticari defter kayıtlarında yer almayan ve teslim edildiği
ispata muhtaç faturalar —- düşüldükten sonra —–davacı şirketin davalı şirketten olan alacağı sonucuna ulaşılmıştır…” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——–İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; tarafların ticari defter ve kayıtları ile — formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesine göre; davacı şirketin davalı şirket ile olan ticari münasebet kayıtlarını ——- Nolu —- hesabında takip ettiği, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda —- yılından ——– yılına
33.461,15-TL bakiye devrettiği, —– yılına da 49.438,87-TL borç bakiyesi devrettiği, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre kaydi olarak davacı şirketin davalı şirketten 21.824,54-TL alacaklı göründüğü; davalı şirketin ticari defter kayıtlarında takip tarihi 26.12.2017 itibariyle davacı şirketin davalı şirkete kaydi olarak 3.818,80-TL borçlu göründüğü; tarafların ticari kayıtlarındaki uyumsuzluğun, davacı şirketin cari hesabından mahsup ettiği 14 adet
25.279,94-TL değerindeki faturanın, davalı şirketin devraldığı dava dışı kiler firması tarafından iade edilmesi sebebiyle oluştuğu, davalının bu 14 adet toplam 25.279,94-TL’lik
faturayı iade ederek davacının alacağından mahsup ettiği, davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturalar ve mal kabul fişlerinin aynen davalı şirketin ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında 606 adet 207.987,60-TL bedelli faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; davacı tarafın sunduğu irsaliyeli faturalar ve mal kabul fişlerinin aynen davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından iade edildiği iddia edilen ancak davacının (cari hesaba ilişkin) defterlerinde kayıtlı olan toplam 17.078,95 TL alacağa konu malın davacıya iade edildiğine dair bir delil sunulmadığı, davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.——- Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —– üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının—— sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 17.078,95-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar talep gibi yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.166,66-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 263,59-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 109,12-TL harçtan mahsubu ile bakiye 793,95-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 372,71-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.877,50-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 2.251,81-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 625,69-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 17.078,95-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 4.745,59-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre; 1.032,98-TL’sinin davalıdan, 287,02-TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin e duruşma ile yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21.11.2023