Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/203 E. 2021/810 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/203 Esas
KARAR NO : 2021/810

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle;—- davalı — — sevk ve idaresinde bulunan ve davalı——- bahse konu araç —– seyir halindeyken—– aracın sol ön kısmı şiddetli bir şekilde gişenin girişindeki — buradan — aynı şiddetle — çarparak kaza yaptığı, araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilim, çarpmanın şiddetiyle bulunduğu —- geçirdiği, kaza sırasında davacıyla birlikte çok sayıda kişi yaralandığı, kazanın gerçekleşmesine, kazalı aracın teknik aksamından kaynaklanan herhangi bir arızanın veya herhangi bir başka aracın sebep olmadığı, kusurun — yer aldığı, aracın kaza yapması ve müvekkilimin yaralanması nedeniyle davacının — edememiş ve kaburga kemiklerinde kırık meydana gelmesi nedeniyle de — yaşayan kızı aynı gün davacının bakımını üstlenmek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere — geldiği, davacının— —- kırık ve —şiddeti ve etkisiyle vücudunda meydana gelen— uzun müddet acı ve ızdırap çekmiş ve tüm kişisel bakım ve ihtiyaçlarını yakınlarının yardımıyla gerçekleştirebilmiş ve kendi kendine yetemez olduğu, davacının kaburga kemiklerinde ve göğüs bölgesinde oluşan kalıcı maluliyet nedeniyle tedavi süreci tamamlandığında dahi, kazadan önceki normal hayatında yapabildiği kadar uzun süre ayakta duramamaya, kişisel ve ev işlerini– yapamamaya, nefes alırken göğsünde — sıkıntılar yaşamaya başladığı, — başvurulmuş, ancak tarafımıza verilen yanıtta kesinleşmiş mahkeme kararı olmaksızın ödeme yapılmayacağının bildirdiği, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davacının yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü davalı … — başına tam kusurlu olarak sebep olduğu kazada yaralanan ve meydana gelen kaza sonrası tedavi sürecinde ve beden gücünde kalıcı olarak ortaya çıkan azalma (maluliyet) nedeniyle çektiği ve hayatının geri kalan kısmında çekeceği acı, ızdırap, — olumsuzlukların karşılığı olmak — manevi tazminatın davalı ….—dahilinde davalı …—, müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilecek tazminata kaza tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının– — tek taraflı olarak yaptığı kaza nedeniyle yaralandığını belirterek, yolcu —- karşı dava açmıştır.
Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma Sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; — tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici tanımlanmış “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya— arasında— üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, — yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda — mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin — ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari—– 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı — ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı .—- hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme, görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı verir. Taraflar da, yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Bu durumda davanın, davacı yolcunun, davalı sürücü — idaresinde bulunan davalı— olan — tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda yaralanmasından doğan manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da — sahip olması nedeniyle davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı—–kapsamında kalması nedeniyle davaya bakma görevinin —- nedeniyle aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın HMK 114/1-c 115/2, Tüketici Kanunu 3 ve 73. Maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Dosyanın görevli ve yetkili — NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve karar ilam harcının yargı yeri belirlendikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin ve davalı ..—– yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.