Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/179 E. 2021/826 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/179 Esas
KARAR NO : 2021/826

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma———— için davalı firma ile anlaştığını, bu hususta 3 adet sözleşme akdedildiğini, sözleşmelerin ödeme şekli taksitli senet olarak işaretlendiğini ve sözleşmede belirtilen vade tarihli bonoların müvekkili tarafından imzalanarak davalı firmaya verildiğini, sözleşmeler gereği müvekkili şirketin davalı şirkete —- işletmesinin — borçlandığını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam ederken —- nedeniyle —- kapatılmasına ve yalnızca paket servis yapabilmelerine karar verildiğini, kararın ardından yayın sağlayıcı —- tarafından verilen ticari yayınların kesildiğini, —yapılan anlaşmanın uygulanamaz hale geldiğini, müvekkiline satılan ticari kullanım hakkı oluşan mücbir sebep nedeniyle hiçbir anlam ifade etmediğini, müvekkilinin kafelerin kapatılması kararından sonra davalı firmaya ulaşmaya çalıştığını ancak hiçbir şekilde ulaşamadığını, davalı firma yetkililerinin işyerlerini kapattığını ve telefonlara cevap vermediğini, ancak buna rağmen ellerindeki bonoların vadesi geldiğinde — tahsili yoluna gittiklerini, müvekkilinin —- bozulmaması için ————— karşısında senet bedellerini ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin ticari yayın alamadığı halde–ödemek zorunda kaldığını, kötü niyetli davranarak elindeki senetleri tahsil yoluna giden, sunmadığı ve sunamadığı hizmetin bedelini hukuki cebir kullanarak tahsil eden davalı firmaya sözleşmeleri feshettiğine ilişkin bir ihtarname gönderilmiş ve tebliğ edilmiş olmasına—-davalı tarafından tahsil edilmek istendiğini, müvekkiline—– aracılığıyla —- davalının elinde bulunan senetlerin tahsili yoluna gidilmesi durumunda müvekkilinin onarılamaz mağduriyetleri meydana geleceğini, müvekkil firmanın mağdur olmaması adına — vade tarihli — ödenmemesi, —- edilememesi ve dava sonuçlanıncaya kadar el konulması şeklinde ihtiyati tedbir kararının verilmesini, müvekkilinin davalı firmaya yapmış olduğu —– bildiriminin geçerliliğinin, müvekkili firmanın davalı firmaya borçlu olmadığının tespiti ile davalı firmaya verilen bonoların iptali ile müvekkiline iadesine karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin——————, bu noktada firmanın görev —— ————- firmanın —- olduğu hususu —- gerektiğini, bununla birlikte davacının keşide etmiş olduğu —– —– iptali dava talepleri arasında olduğunu, sözleşmeye dayanarak söz konusu senede dayalı takibin durdurulmasını ya da iptalini istemenin mümkün olmadığını, bununla birlikte müvekkili ile davacı arasında yapılan sözleşmenin —— —- tanzim ettiğini, ——— yapılan sözleşmeler açısından yasal ya da idari kısıtlamaların —– olduğunu, basiretli tacir, bu tarihten sonra bir sözleşme tanzim ediyorsa —– üstlenmiş ve kabul etmiş demek olduğunu, dolayısıyla bu hususun —– bir mücbir sebep olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını—— tarihte — hafifletilen idari yasakların yeniden yürürlüğe gireceği yönünde ——— süreci başlamış bulunduğunu, davacının — aykırı iddiaları dinlenecek olursa bu takdirde de haksız olduğu ve borcun doğduğunun anlaşıldığını, ——– bir sözleşme ile sağlandığını, işbu sözleşmeden bütün borçlar ve fer’ileri ödenmeksizin herhangi bir suretle rücu edilemediğini, bununla birlikte sözleşme kapsamındaki senetler aylık kullanım bedellerine ilişkin ödemeler olmadığını, sezonluk ücretin aylara bölünmek —– ödenmekte olduğunu,——— alındığı anlamına geldiğini, bu takdirde —— sürecine ——- talebi varsa, halihazırda indirimli bir ödeme planı düzenlediğini gösterdiğini, ——— normalleşme—- ve restoranların açıldığı da bilindiğini, bununla birlikte devam eden — sezon sonuna kadar yararlanmasının mümkün olduğunu, söz konusu taleplerin reddi hukuk ve ——-olduğunu, iptali istenen senetlerin henüz takip konusu olmadığını—- kısmen sona erdiğini ve ilerleyen süreçte sona ereceği beklentisinin varlığını,—,—henüz sona ermediği dikkate alınırsa talep edilen senetlerin tamamıyla iptal edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın esastan davanın reddine dava giderleri ve ücret-i vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine (bono) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, sahibi olduğu —– yapıldığını, yapılan anlaşma gereğince davalıya dava konusu taksitli senetlerin verildiğini,— kapanma tedbirlerinden —-sebebiyle anlaşma gereğinin yerine getirilemediğini beyanla dava konusu senetler yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş, ara karar davacı vekilince istinaf edilmiş,—–sayılı kararı ile mahkememiz ara kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce yapılan 23/09/2021 tarihli celse de davacı, dava konusu bonoların davalı tarafından iade edildiğini, davanın konusuz kaldığını, davalının dava açılmasına sebebiyet vermesi sebebiyle yargılama giderine hükmedilmesini talep etmiştir.
—– Karar sayılı ilamında; “…Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.(HMK m. 326/1)
Mahkemece konusuz kalan davada yargılama gideri ve vekalet ücretine davanın açıldığı tarihteki davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir.
….Somut olayda; —— sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamakta, kiralananın ise yargılama devam ederken boşaltıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazı——ile yapılan kira sözleşmesine dayanarak kullanan davalı hakkında —-önlenmesi isteminde bulunamayacağından davaya devam edilmesi halinde açılan davanın ret edilmesinin gerektiği, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği, dolayısıyla vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı hususu dikkate alınmaksızın…” şeklinde belirtilmiştir.
Dava açıldıktan sonra davalı tarafından dava konusu bonoların davacıya iade edilmesi sebebiyle davanın konusuz kaldığı açıktır. Davalının, dosyaya konu bonoları iade ettiği dikkate alındığında davacının dava açmakta haklı olduğu, davanın devam etmesi halinde davanın kabul ile sonuçlanmasının gerektiği, davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması sebebiyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL karar harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 768,49-TL den mahsubu ile bakiye 709,19-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden —–yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli—. 6. maddesindeki esaslara göre belirlenen 3.325‬-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.