Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2023/30 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/160 ESAS
KARAR NO: 2023/30
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; —– tarafından —- sayılı dosyası tahtında; —- tarihinde —– geçirdiği iş kazası sonucu —- oranında malul kalması sebebiyle sigortalıya ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, iş göremezlik ödeneği ödendiği ve tedavi masraflarının sarf edilmiş olduğundan bahisle müvekkil şirket ve davalı şirket aleyhine rücuen tazminat davası ikame edilmiştir. —— ilamında davanın kabulü ile; müvekkil şirket’in %50, davalının da %50 oranlarında kusurlu olduklarına, —- tarafından talep edilen alacaklar bakımından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarına, —- bağlanan gelirin onay tarihi olan—- iş göremezlik ödeneğinin ödeme tarihi olan —— tedavi giderinin ayrı ayrı sarf tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yapılan —-yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca —-vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar vermiştir. İşbu ilama dayanılarak —— tarafından Müvekkil —— Davalı aleyhine —– Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Dosyaya Davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Mahkeme kararı uyarınca müşterek ve müteselsil sorumluluk ilkesi gereği ——- haciz işlemleri ile karşılaşmamak için anılı icra dosyasına, dosya borcunun tamamı olan —-ödeyerek icra dosyasını kapatmıştır. ——— Davalı’nın sorumlu tutulduğu %50’lik kısım da müşterek ve müteselsil sorumlu olması nedeniyle Müvekkil Şirket tarafından ödenmek zorunda kalınmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) m. 162 ve devamı hükümlerinde düzenlenen teselsül kurumu uyarınca alacağın tamamının Müvekkil Şirket tarafından ——-ödenmesi sebebiyle TBK m. 167 uyarınca Davalı’dan rücuen tahsil etme gerekliliği doğmuştur. Davalı mahkeme ilamına rağmen sorumlu olduğu kısma ilişkin ödemeyi yapmaktan imtina etmiştir. Haklı alacağımızın tahsili için Davalı ile yapılan sulhe dayalı görüşmeler ile ticari davalar için dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri de sonuçsuz kalmıştır.———Davalı’nın kusur oranı mahkeme kararı ile %50 olarak belirlenmesine rağmen Davalı kötüniyetli olarak sorumlu olduğu kısma ilişkin ödemeyi yapmamıştır. Yukarıda izah ettiğimiz üzere, Davalı mahkeme kararına aykırı olarak kusuru oranında ödemeyi yapmaktan imtina ettiğinden, Müvekkil Şirket’in sorumlu olduğu kısmı aşan meblağın mahkeme ilamına binaen ticari işlere uygulanacak faizi ile tahsilini Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizin re’sen dikkate alacağı sebeplerle ve fazlaya ilişkin talep ve haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Müvekkil Şirket tarafından —- ilamı uyarınca ——- sayılı icra dosyasına yapılan ödemenin %50’sine karşılık gelen ——-, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işletilecek ticari işlere uygulanan faiz ile birlikte rücuen tazminine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi” şeklinde iddia ve talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Davacı taraf dava dilekçesiyle birlikte dayandığı delillerini tarafımıza tebliğ etmemiştir. davacı yanın delillerinin tarafımıza tebliği için davacıya kesin süre verilmesini, verilen süre içerisinde tebliğ edilmediği takdirde anılan delillerden vazgeçilmiş sayılmasını talep ediyoruz. Davacı taraf elinde bulunan delilleri dilekçesine eklemek suretiyle tarafımıza tebliğ etmemiştir. Şu aşamada davacı tarafın iddialarının gerçeklik payını bilemediğimizden etkin bir savunma yapamamaktayız. Bu sebeple davacı tarafa dayandığı delilleri tarafımıza tebliğ etmesi için kesin süre verilmesini; aksi takdirde dava dilekçesinde zikredilen delillerden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmesini talep ederiz. Müvekkil şirket ———hakkında konkordato başvurusuna binaen kesin mühlet kararı verilmiştir. Müvekkil Şirket —— hakkında ——– sayılı dosyası kapsamında Konkordato ilanı için başvurulmuş olup, Mahkemece verilen ara kararda ——– tarihinden itibaren hangi türde olursa olsun şirket malvarlığı, hak ve alacakları üzerinde “her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, İİK’nu 89 dahil olmak üzere ve muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yolu ile durudurulmasına” ilişkin ihtiyati tedbir kararı (“EK-1”) verilmiştir. Geçici Mühlet ve verilen 2 aylık ek sürenin (“EK-2”) akabinde yapılan ———tarihli duruşmada ise Müvekkil Şirket hakkında konkordato kesin mühlet kararı (“eK-3″) ve kesin mühlet kararının uzatılması kararı verilmiştir. Kesin mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz (İİK m. 294/I). Takip yasağının varlığına rağmen icra dairesi tarafından borçlu aleyhine bir işlem gerçekleştirildiği takdirde ———- icra mahkemesi nezdinde süresiz şikâyet yoluna başvurulabilir. Ayrıca mevzuat gereği konkordatoda olan Müvekkil Şirket borçlarına faiz işletilmesi mümkün değildir. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 294. Maddesinde bu husus; “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu nedenle hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, şirketin konkordato mühleti içerisinde bulunduğu hususunun mahkemenizce göz önünde bulundurularak her halükarda haksız faiz taleplerinin de reddine karar verilmesini talep ederiz. ——- esas sayılı dosyasından verilen karar usul ve yasaya aykırı olup karar müvekkil şirket tarafından istinaf edilmiştir. ——- sayılı dosyası ile görülen davada —- tarihinde gerçekleşen bir kazaya ilişkin olarak —– tarafından davacı —— unvanlı işyeri sigortalılarından —–isimli kişiye ilk peşin sermaye değerli gelir, tedavi yardımı ve geçici iş göremezlik ödeneği ödediğini ileri sürerek, bu bedellerin rücuen Müvekkil Şirketten ve davalıdan tahsili talep edilmektedir.—- müvekkil şirketin çalışanı değildir. İlgili şahsın davacı —- sigortalı çalışanı olduğu—— dosyası ile de sabit olup davacı tarafın da bu hususa ilişkin herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. ——- sayılı davada Müvekkil Şirket’in kusuru ispat edilememiş olup davada husumet itirazımız da bulunmaktadır. Söz konusu davada hükme esas alınan bilirkişi raporu tespit ve hesaplama hataları ile dolu olup maddi gerçeklere, esasa, yasaya, usule, hak ve adalete aykırı, davanın kısmen kabulü yönünde verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Nitekim söz konusu itirazlarımız istinaf kanun yoluna başvurmamız dolayısıyla üst mahkemece değerlendirilmektedir. Bu sebeple davalı şirketin ilgili takibe ilişkin borcu direkt olarak ödemesinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını belirtmek isteriz. Müvekkil Şirket, söz konusu sözde borca ilişkin kanun yollarına başvurmuş ayrıca konkordato kesin mühleti sebebiyle icra takibini durdurmuştur. Davacı tarafça ilgili bedelin ödenmesine ilişkin olarak müvekkil şirketin hiçbir şekilde kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. ilgili bedellerin müvekkil şirketten talep edilmesi mümkün değildir. —–sayılı dosyası ile—–tarafından Müvekkil Şirket ve Davacı aleyhine icra takibine geçilmiş olup Müvekkil Şirket icra takibine itiraz etmiş bulunmaktadır. Söz konusu itirazın konusunu Müvekkil Şirket’in konkordato ilan etmesi oluşturmaktadır. Nitekim icra dosyası uyarınca verilen kararda da;——- sayılı kararı ile davacı şirketler yönünden ek kesin mühletin bitiş tarihinin —– tarihi olarak belirlenmesine karar verilmiş olmakla, İlgili mahkeme kararı gereği işlem yapılamasına karar verildi.” Şeklinde belirtilmiştir. ——-Müvekkil şirket hakkında verilen konkordato kararı ——- tarihinde bir ay daha uzatıldığı için ilgili takip müvekkil açısından durmuş bulunmaktadır. Konkordato basit tanımıyla, borçlunun, borçlarını ödemekten acze düştüğü veya vadesinde ödeyemeyeceğinin açık olduğu durumlarda, kendisinin ya da alacaklısının başvurabildiği, borçların ödenebilmesi ve borçlunun iflastan kurtulabilmesi için planlanan bir ödeme projesi olarak da adlandırılabilir. Müvekkil Şirket açısından tüm takiplerin durdurulmasının amacı müvekkil şirketin maddi durumunun mevcut borçları ödeyecek finansal güce sahip olmaması ve bu borçların konkordato kesin mühleti sonuçlanıncaya kadar müvekkil şirket açısından adeta askıya alınmasıdır. Hal böyle iken davalı Şirket’in söz konusu takibe ilişkin sözde borcu ödemesi akabinde bu borcu müvekkil şirketten tahsil etmeye çalışması konkordatonun amacına aykırıdır. Bu sebeple önemle belirtmek isteriz ki, Müvekkil Şirket’in ———- dosyası ile yapılan ödemeden sorumlu tutulamayacağı aşikardır. Dilekçemizin —– numaralı başlığı altında açıkladığı üzere, davacının rücuen tazmini istediği bedel, davacı şirketin kendi sigortalı işçisine ilişkin olarak ödediği bir bedeldir. Davacı tarafça yerel mahkeme kararının tehiri icra talepli olarak istinaf edilerek takibin durdurulması yerine, gerekli yasal yollara başvurmayarak dosya borcunu ödemesine ilişkin olarak müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığı açıktır. Hiçbir şekilde iş mahkemesince verilen hukuka aykırı kararın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, tekrar ve önemle belirtmek gerekir ki, ilgili borcun kaynağı davacının kendi sigortalı işçisine ilişkindir. İş mahkemesinde görülen ilgili davada müvekkil şirketin üst işveren olduğundan bahisle husumet yöneltilmiş olup borcun tamamını ödeyen davacı işverenin müvekkil şirkete rücu talebi usul ve yasaya aykırıdır. ——- esas sayılı dosyası uyarınca verilen karar kesinleşmemiştir. davanın reddine ilişkin itirazlarımız baki olmak kaydıyla, söz konusu dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep ederiz. —— sayılı dosyası uyarınca yasaya, usule,—– kararlarına, hak ve adalete aykırı bilirkişi raporunu esas alarak oluşturan karara karşı —– tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya halen istinafta olup Müvekkil Şirket’in kusur oranı ile ilgili kesinleşmiş bir karar bulunmaktadır. Bu sebeple Müvekkil Şirket söz konusu ödemeden sorumlu tutulamayacaktır. Somut olayda Müvekkil Şirket yukarıda izah edildiği gibi yasal mevzuatın gerektirdiği tüm önlemleri almış olup herhangi bir kusur ya da ihmali bulunmadığından, Davalının Müvekkil Şirkete rücu etmesi için gerekli yasal şartlar oluşmamıştır. Bu sebeple Müvekkil şirkete herhangi bir kusur atfedilmesi mümkün değildir. Yerel mahkeme kararı hukuka aykırıdır. Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, öncelikle davacı tarafın müvekkile rücu etmesine ilişkin gerekli yasal şartlar oluşmadığından ve tüm itirazlarımız doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini; sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde her halükarda davacının işbu davaya dayanak olarak gösterdiği—— dava dosyasından verilen karar kesinleşmemiş olduğundan, söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini, her halükarda davacının haksız faiz taleplerinin reddine karar verilmesini talep ederiz. Davacının müvekkil şirkete karşı rücuen tazminat davası açması şartları oluşmadığından davanın reddine, Sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, yargılaması devam etmekte olan ——-dosyası işbu dava dosyasını doğrudan etkileyeceğinden söz konusu dosyanın bekletici mesele yapılmasına, Haksız ve hukuka aykırı davanın davanın reddine, Davacının zamanaşımına uğrayan taleplerinin reddine, Davacının haksız ve hukuka aykırı faiz taleplerinin de reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, iş kazası nedeniyle mahkeme kararına göre davacı şirket tarafından ödenen tazminatın kusur oranına göre davalı şirkete rücu istemine ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu doğrultuda ——- celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
—- karar sayılı dosyanın incelenmesinde; —– günü meydana gelen iş kazası neticesinde malul kalan —– için ödeme yapan—-dosyamızın davacısı ve davalısı olan ——-aleyhine açtığı maddi tazminat davası olduğu; davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; —– işlem gören —- alt iş vereni olan —- ait iş yeri işçilerinden —- tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu —— oranında malul kaldığını, sigortalıya ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini, tedavi masrafı sarf edilmiş olduğunu, toplam ——geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini, hastane masrafı yapıldığını, bu şekilde kurum zararı gerçekleştiğini, olaya ilişkin müfettiş raporunda davalı işverenin olayın gerçekleşmesinde kusurlu olduğunun tespit edildiğini, tüm bu sebeplerden dolayı şimdilik kurum zararının fazlaya ilişkin haklırının saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği; “Davacı kurum, davalı işyerinde çalışan sigortalısının geçirdiği iş kazası nedeniyle—— malul kalması sonucunda sigortalıya kaza nedeniyle yapmış olduğu ödemeleri davalıların kusuru oranında rücu edebileceğinden itibar edilen kusur raporundaki davalı işveren—– davalı —— oranında kusuru nispetinde davacının yapmış olduğu ödemeleri davalılardan talep hakkı bulunduğundan ve yapmış olduğu bu ödemeleri ispatlandığından itibar edilen hesap raporundaki hesaplama doğrultusunda açılan davanın kabulüne karar verilmiştir” gerekçesiyle davanın kabulüne ve—- bağlanan gelirin onay tarihi olan ——- tedavi giderlerinin ayrı ayrı sarf tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği;———- sayılı ilamı ile kararın esastan reddine karar verildiği ve bu şekli ile kesinleştiği görülmüştür.
——- sayılı icra dosyasının incelenmesinde; ——dosyasının davacısı olan—–mahkemenin —-kararına dayalı olarak, dosyanın davalıları olan —-aleyhine başlattığı ilamlı takip olduğu, takibe esas alacağın—- rücuen tazminat—–mahkeme masrafı——- olarak belirtildiği, dosya borçlusu ——– alacaklı hesabına, —- tarihinde —– ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
—— esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamızın davalısı —– konkordato talebinde bulunduğu, mahkemenin —- tarihinde davacının konkordato talebinin kabulüne karar verdiği, bu kararın —— tarafından kaldırıldığı, dosyanın derdest olduğu, mahkemenin —– tarihli ara kararı ile 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği, davaya konu alacağın doğduğu tarihin ise İş Mahkemesi kararının tarihi olan—— olduğu anlaşılmış, —–sonra doğan alacaklar için konkordatonun takibe engel olmayacağı değerlendirilmekle konkordato dosyasının kesinleşmesi beklenmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ile toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı——–tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu —- oranında malul kaldığı, dava dışı —–tarafından davacı için yapılan ödemelerin talep edildiği davada, meydana gelen olayın iş kazası olduğu, kazanın meydana gelmesinde dosyamızda davacı olan —–davalı olan —- oranında kusurlu oldukları, İş Mahkemesi kararının kesinleştiği, —–sayılı dosyasının davacısı olan —–kararına dayalı olarak, dosyanın davalıları olan —- şirketleri aleyhine başlattığı ilamlı takipte, takibe esas alacağın —– geçici iş göremezlik ——- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- olarak belirtildiği, dosya borçlusu —- alacaklı hesabına,—- ödeme yaptığı, bu itibarla davacı şirketin davalı şirketten kusuru nispetinde yani —– ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte rücu edebileceği anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
2—— rucuen tazminatın ödeme tarihi olan —– itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 4.440,15TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.157,01TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.283,14‬TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.157,01TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 11,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 10.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023