Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/152 E. 2022/486 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/152 Esas
KARAR NO: 2022/486
DAVA: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/03/2021
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında — tarihinde —- dosyasına senet ile birlikte ihtiyati haciz kararı alındığını, süresi içerisinde taraflarınca teminat yatırıldığını, alınan bu karar doğrultusunda —- sehven ilamlı icra takibi açılmış olması sebebiyle icra müdürü dosyayı tekrardan tevzi ederek,——— senetlerine özgü haciz yolu ile tevzi edilmiş olsa da icra müdürü senedin teslimi için taraflarına süre vermeksizin takibi ilamsız takip şekline çevirerek ihtiyati haciz kararını işleme aldığını, ancak İİK 264/2 ve İİK 264/4. maddeleri gereğince ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, borçlu —- tarihli borca ve imzaya itiraz dilekçesiyle icra takibinin durmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünde itiraz yerinde bulanarak; icranın durdurulması kararı verildiğini, müvekkili ve ——-yapılmış olan sözleşmesinin yerine getirilememesi sebebiyle müvekkili tarafından feshedildiğini,— tarihinde karşılıklı olarak feshedildiğini, iş bu sözleşmenin yerine getirilmemesi sebebiyle satıcı firma olan —– şirket yetkilisi olan — adına senet verildiğini, davaya konu olan kambiyo senedinin bu borçtan doğmuş olan —tarihli senet olduğunu, davaya konu senedin ödenmemesi üzerine, —- Şubesinde ödememe protestosu düzenlendiğini, davalı, TMK 3. Maddesinde düzenlenen iyi niyet kurallarına aykırı olarak; borcu inkâr ederek, itiraz ettiğini, davalı şirket aleyhine; İİK 67. Maddesi gereğince, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin gönderilmediğini, ödeme emri içeriğinde borcun sebebi —- tarihli toplam alacak ——olarak gösterildiğini, öncelikle söz konusu takip iki açıdan usulüne uygun başlatılmadığından huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia ettiği şirket ile arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, söz konusu şirkete herhangi bir ad ve nam altında bir borcu bulunmadığını, dava açılmadan önce taraflarına hiçbir şekilde gönderilmeyen, açılan huzurdaki davanın ekine konulması ile haberdar oldukları —— bedelli senetteki müvekkiline atfen atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını, alacaklı yanca başlatılan takibe ilişkin olarak müvekkiline gönderilen ödeme emrinin hiçbir yerinde borcun hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığına dair bir açıklama ve ibare olmaması, yine ödeme emri ekinde herhangi bir dayanak belge sureti gönderilmediği göz önüne alındığında, müvekkilinin kaynağı belirsiz olan borç isnadına ilişkin olarak itiraz etmesinin doğal olduğunu, bu suretle icra-inkar tazminatının şartları oluşmadığından bu talebinde de diğer tüm talepler gibi reddi gerektiğini beyanla haksız ve kötü niyetli davanın reddine, davacı aleyhine takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında —- tarihli satış sözleşmesi yerine getirilmemesi sebebiyle verilen keşidecisinin davalı —-, lehtarının davacı olan,—- bedelli senet sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, —-tarihli satış sözleşmesinin yerine getirilmemesi sebebiyle verilen keşidecisinin davalı —, lehtarının davacı olan,——bedelli senet sebebiyle davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, dava konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- sayılı icra dosyası —-üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış,——— Davalının imza asıllarını içerir belgeler celp edilmiş, davaya konu senet aslı ve ödememe protestosu celp edilmiş, evrak asılları kasaya alınmış, — tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, —-İnceleme konusu senette borçlu ——atfen atılmış imza ile davalı —–ait karşılaştırma imzaları arasında imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli farklılıklar saptandığından, inceleme konusu senette borçlu —-atfen atılmış imzanın, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davalı — eli ürünü OLMADIĞI kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Eldeki dava da, davalı tarafından imza inkarı ile taraflar arasındaki borç/sözleşme ilişkisi inkar edildiğinden davacının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini ve alacağını yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Davalı vekilinin dava konusu senetteki imzayı inkar etmesi sebebiyle, davalıya ait imza asılları toplanmış ve dosya alanında uzman bir bilirkişiye tevdi edilmiş, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu senetteki imzanın davalıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Başka bir deyişle, davacı tarafından davalı ile arasındaki borç/sözleşme ilişkisi ile alacağın varlığı yöntemince ispat edilememiştir.
Her ne kadar davacı vekili — tarihli itiraz dilekçesinde bilirkişi tarafından taraflar arasındaki sözleşmedeki imzanın inceleme konusu yapılmadığını beyanla rapora itiraz etmiş ise de; mahkememizce davacıya imza incelemesine konu delilleri bildirmek üzere kesin süre verildiği ve davacı tarafından —– tarihli delil dilekçesi sunulduğu ve sunulan delil listesine göre imza asıllarına ilişkin evrakların celp edildiği (itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü sözleşmeye delil olarak dayanmadığı) ve bilirkişi incelemesinin bu kapsamda yapıldığı anlaşıldığından davacının bilirkişi raporuna itirazlarına itibar edilememiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu senetteki imzanın davalıya ait olmadığı, davacı tarafça ileri sürülen alacağın yöntemince ispat edilememesi sebebiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır. ——– Eldeki birleşen dava yönünden davalı/borçlu tarafından davacı/alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 354,91-TL harcın mahsubu ile artan 274,21-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/06/2022