Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/144 E. 2021/638 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/144 Esas
KARAR NO : 2021/638

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının piyasada kendisine———- —– olarak üstlenmiş olduğu —- kullanmak üzere, davacıdan ——-plaka sayılı iş makinesini –) kiraladığı, bahse konu iş makinessi davalı şirket tarafından 1 ay 17 gün süreyle kiralandığı, kullanılmadığı, ilk olarak 30 günlük kira bedeli karşılığı davalı şirkete 10.000,00 TL + KDV bedelli fatura kesildiği, iş bu fatura bedelinin davacıya ödendiği, kalan 17 günlük kira bedeli karşılığının icra takibine konu —- fatura düzenlendiği, davalı şirkette — olarak çalışan ———- teslim edildiği, ödenmeyen iş bu fatura ve icra takip konusu alacak için davalı şirket ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine taraflarınca alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğü’nün— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin, icra takibinde borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini bildirdikleri, İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğünce itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği, davalı borçlu şirketin itirazları haksız ve hukuka aykırı olup itirazın iptali ve takibin devamı için arabuluculuğa başvurulduğu, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığı, davalı şirketin iş bu icra takibine karşı haksız olarak, alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz ettiği, açıklanan nedenlerle; icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamını, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla alacaklarının takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, davalı borçlu şirket alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız yere itiraz etmiş olduğundan, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde kira ilişkisine dayalı olarak davanın ikame edildiğini, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olması gerektiği, dava dilekçesinde iddia edildiğinin aksine davacının davalı firma için çalıştırdığı — karşılığı tümüyle ödenmiş olup iddia ettiği gibi ne bir bakiye çalışması ne de bakiye alacağının kaldığı, faturadan da görüleceği üzere, faturanın “——–kısımlarında da süreye ilişkin bir kayıt olmadığını, çalışmanın bittiği ve karşılığının ödendiği, davacının iddia ettiği dava konusu fatura davalı firmaya hiç ibraz edilmediği, kayıtlarına alınmadığını, bu fatura davalı personeli tarafından teslim alınmadığı gibi, bahsi geçen kişinin fatura teslim alma görevine haiz olmadığı, bir an yetkili bir personelin hata ile teslim aldığı kabul edilseydi dahi bu faturanın dayanağı olabilecek, davalı açısından, bir çalışma da olmadığından, fatura içeriği gerçek olmayacağı için tesliminin de hukuki sonuç doğurmayacağı, davacının iddiasının soyut ve dayanaksız olduğunu, davacı yanın iddia ettiği çalışma süresine ilişkin yazılı bir sözleşme sunmadığı, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle; görevsizlik kararı verilmesini, dava harç ve giderleri ile ücreti vekalet davalı üzerinde bırakılarak lehlerine asıl alacak iddiasının %20’si tutarında tazminata hükmedilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün —esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 17/03/2020 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …,——–asıl alacak ve ferilerin tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 04/07/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 07.07.2020 tarihinde icra müdürlüğün dosyasındaki asıl alacağa, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın 02/03/2021 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 7.080,00-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin —- esas ve —- karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davalı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davacı tarafın … olduğu görülmektedir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte mahkememizin görevi hususunda sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için davalının bağlı bulunduğu ilgili —– müdürlüğüne, —- odasına ayrı ayrı müzekkereler yazılmış, —– tarihli yazıda davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, mal alış ve satış tutarlarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177 maddesinde belirtilen tutarların altında kaldığının bildirildiği, ilgili —– gelen —-kayıtlı olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davalının gerek ——– –kaydında gerçek kişi tacir kaydı ve ticari işletme kaydının bulunmayışı, gerekse vergi dairesi kayıtlarında işletme hesabına göre defter tutup mal alış ve satış tutarlarının hem fatura tarihi hem dava tarihi göz önüne alındığında 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177 maddesinde belirtilen tutarların altında kaldığının diğer bir deyişle gelirinin —aşmadığının belirtilmesi göz önünde bulundurularak davacının tacir olmadığı ve nispi ticari dava koşullarının da oluşmadığı görülmekle, mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davanın TTK 4,5/3., TTK. 3,73 ve HMK.114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —-NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.