Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/119 E. 2022/965 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/119 Esas
KARAR NO : 2022/965

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——–
——- yaptığını, aracın ———– satılmış olduğunu, aynı zamanda aynı gün —– bedelle rehin sözleşmesi
imzalandığını, aracın ——- tarafından rehin alındığını, davalı noter tarafından aracın ———-rehinlidir şerhi düşülmediğini, —–yapılmadığını, bildirim yapılmadığından rehin konusu aracın icra yoluyla satıldığını, —- uyarınca noterlerin kusursuz sorumlu olduklarını, diğer davalının da —– sigortacısı olduğunu, müvekkilinin —- zararının olduğunu belirterek, davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; ———- bakımından henüz bir sorumluluğun doğmadığını, bunun için noter aleyhine açılmış davanın sonuçlanmış olmasının gerektiğini, kesinleşmiş mahkeme kararının olmadığı hallerde sigortacının sorumluluğunun söz konusu olmayacağını, diğer davalı —– şartlarının da oluşmadığını, noterin rehnin işlenmesi için resen tebligat yapma zorunluluğunun olmadığını, davacının da bu yönde bir talebi olmadığını, bildirim masrafının da ödenmediğini, söz konusu olayda noterin kusurunun olmadığını, söz konusu aracın ———–bedelinin ——– olduğunu, aracın —————– olduğunu, alacağı tahsil etmenin tek yolunun rehnin paraya çevrilmesi
olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava konusu ————— ———— aracın satışı ve sonrasında düzenlenen rehin sözleşmesinin davalı ——– bildirilmemesi sebebiyle oluşan maddi zararın davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu ——————- bildirilmemesi sebebiyle rehin konusu —————aracın icra yoluyla satıldığını, noterin hukuka aykırı eylemi sebebiyle zarara uğradığını, Noterlik Kanun uyarınca noterlerin
kusursuz sorumlu olduklarını, diğer davalının da mesleki ——– olduğunu,———— karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ———— şerhine ——- suretleri celp edilmiş, ——— celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, davalı ——- poliçesi ve hasar dosyası örneği celp edilmiş, —————tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
28.01.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Davacının uğradığını iddia ettiği zararın ispata muhtaç olduğu, davacı taraf zararını ispatlasa dahi en fazla motorlu aracın paraya çevrilme değeri kadar zarara uğradığının kabul edilebileceği, Davacı taraf zarara uğradığını ispat edecek olursa davalı noter ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kabul edilebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—– tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, “…Kök raporda ve yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Davacının uğradığını iddia ettiği zararın ispata muhtaç olduğu, davacı taraf zararını ispatlasa dahi en fazla motorlu aracın paraya çevrilme değeri kadar zarara uğradığının kabul edilebileceği, bu rakamın yukarıdaki ilgili bölümde izah edilmeye çalışıldığı üzere iki farklı tarihteki iki ayrı değerin tarafımızca tespit edildiği,——- yukarıda tespit edilen her iki bedelden düşük olduğu, dolayısıyla tazminat rakamının her halükarda 425.000,00 TL ile sınırlı olması gerekeceği, —- işlemi eksik yapmasından dolayı zarar görenlere karşı sorumlu olmasından dolayı, davalı ——düzenlemiş olduğu —– ———— bahse konu olaydaki hasar rakamını tazmin etmesi gerektiği, Sayın Yüksek Mahkemenizce takdir edilecek tazminat rakamının belirlenmesinin ardından, hasar ödeme tarihindeki—- hesaplanacak —–, davalı —- davalı tarafa hasar ödemesi yapması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Davacı taraf, dava konusu ———- satışı ve sonrasında düzenlenen rehin sözleşmesinin davalı —- ———- bildirilmemesi sebebiyle oluşan maddi zararın davalılardan tahsilini talep etmektedir.
İşin esasına geçilmeden önce konuyu düzenleyen mevzuatın irdelenmesinde yarar vardır.
Hukukumuzda —– Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 1. maddesine göre —————– anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirirler.
Hukuki güvenliği sağlamak amacıyla çeşitli belge ve işlemlere —— kazandırmakla görevli —– yaptıkları işlemler nedeniyle bizzat işlemin tarafı olan kişiler zarar görebileceği gibi işlemin tarafı olmayan üçüncü kişiler de zarar görebilir. Bu nedenle noterlerin yaptıkları işlemler dolayısıyla meydana gelecek zararlardan ötürü sorumlu tutulmaları bir zorunluluk olarak kendini göstermiş, kanun koyucu da bu sorumluluğun belirlenmesi açısından genel hükümler ile yetinmeyip Noterlik Kanunu içerisinde özel bir hükme yer vermiştir.
Noterlik Kanununun “Noterlerin hukuki sorumlulukları” başlıklı 162. maddesinin birinci fıkrasına göre—- —— yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar.”
Görüleceği üzere noterlerin hukuki sorumluluğunu düzenleyen maddede, sorumluluğun bir şartı olarak kusurdan söz edilmemiştir. Bu sebeple ———- sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Buradaki sorumluluğun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 66. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 55.) maddesindeki sorumluluğun ağırlaştırılmış şekli olduğu————vurgulanmıştır.
Noterliğin bir kamu hizmeti olduğunu belirten kural, aynı zamanda noterin görev ve yetkilerini de düzenlemektedir. Bu derece önemli görev ve işlevleri nedeniyle sorumluluklarının da buna paralel biçimde düzenlenmesi gerekmiştir. Bundan dolayı noterin yapacağı işler son derece sıkı kural ve şekil şartlarına bağlanmıştır. Öte yandan; bir ———- yaptıkları işlerde uzman olan —————-kullanmak suretiyle——– aksinin kanıtlanmasını ———- imkânsız hâle getiren, hukuki sonuçlar doğuracak belgelerin düzenlenmesi yetkisiyle donatılmıştır. Noterlik Kanunu’nun 82. ve İcra İflas Kanunu’nun 38. maddeleri gereğince;——– düzenlemiş oldukları belgelere ispat gücü ve icra edilebilirlik açısından,———- verilmiştir. Bu kadar önemli bir işin yapılmasıyla yetkili kılınan ——– sorumluluklarının da düzenlemeye ——– gerekir. —–uzmanlığına inanan ————- yapılan iş ve işlemlerin tam ve sağlıklı olduğu konusunda kuşku duymamalıdırlar. Bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar——– sorumlu olması doğaldır —————-kurumudur. Buna—– olarak noterlerin, ağır bir sorumluluğa tabi tutulması, kendilerine yüklenen işlerin önemi ve yanlış yapılmasından dolayı büyük zararların doğması tehlikesinin bulunması ve noterlik işlemlerinin sağlamlığı hususunda iş sahiplerine ——– gerekliliği düşüncesine dayanmaktadır.
Doktrinde; noterlerin hukukî sorumluluğunun, nitelik itibarıyla ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu olduğu ifade edilmektedir ——–Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde noterin kendi yaptığı işten ve çalışanının yaptığı işten dolayı sorumluluğu düzenlenmiş ve aynı hukuki rejime tabi kılınmıştır. Bu sorumluluk adam çalıştıranın sorumluluğuna benzemez. Zira adam çalıştıranın sorumluluğunda — imkânı sağlanmış iken, bu sorumlulukta kurtuluş kanıtı getirme imkânı tanınmamıştır. Bu yönü itibariyle ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünün ihlâlinden kaynaklanan sorumluluk olduğu sonucuna varılmaktadır.—— gösterdiğini iddia ederek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Ancak gerekli özeni göstermiş olsa bile, zararın doğmasına engel olamayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. ——–ifa ettiği de dikkate alınarak sorumluluğun belirlenmesinde normal bir insanın göstereceği özenli davranış değil, aynı işi üstlenen noterlik mesleğinde çalışan bir kişinin göstermesi gereken ——- esas alınacaktır. Buradaki tazminat yükümlülüğü; sorumlu kişinin somut olaydaki ——- davranışından daha çok onun toplum ve ekonomi içindeki durumu ile kanunun ona yüklediği ihtimam ve özen görevine bağlanmaktadır. Böylece toplum içinde bazı iş ve meslekler ile ———– sorumluluk yükletilmektedir.
Noterlik Kanunu’nun 162. maddesi ——— hukuki sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için ortada; noterin veya noter çalışanının görevleriyle ilgili bir eyleminin bulunması ve bu eylemden dolayı bir zararın doğması, bu zararla birlikte eylem ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Bu şartlardan birisinin gerçekleşmemesi hâlinde noterin hukuki sorumluluğunun doğmayacağı kabul edilmektedir.
Sorumluluk hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi zarardan sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada kabul edildiği üzere mücbir sebep, zarar görenin tam veya üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir, bu üç olgudan birinin bulunması hâlinde kusursuz sorumlu kimse de sorumluluktan kurtulur. Noterlerin yaptığı işlemler bakımından söz konusu işlemin gereği gibi yani özen yükümlülüğüne uygun şekilde yerine getirmiş olsaydı zarar oluşmayacaktı denilebiliyorsa noter sorumlu olacaktır—-
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; ————– rehin sözleşmesinin bildirilmesi gerekirken bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin hukuka aykırı bir fiil niteliğinde olduğu, davalı noterin oluşan zararından kusursuz sorumluluk hükümleri gereğince sorumlu olduğu, uyuşmazlığın niteliği dikkate alındığında yasal faiz talep edilebileceği, dava tarihinden önce temerrüt oluşmadığından dava tarihinden faiz talep edilebileceği anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne,———–dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden davalı ——–alınarak davacı ——– verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından davacının dava konusu rehin işlemi sebebiyle zarara uğradığını ispat etmesi gerektiği belirtilmiş ise de; bilindiği üzere, üçüncü kişinin eylemi illiyet bağını kesecek yoğunlukta değil de diğer sebeplerle birlikte zararlı sonucu doğurabilecek nitelikte ise birlikte——– söz konusu olur. Ortak illiyette zararlı sonuç birden çok kişinin kusurlu davranışıyla ortaya çıkar. Bu durumda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 61. maddesi uyarınca birlikte zarara sebebiyet veren ya da aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı birlikte sorumlu olan kişiler hakkında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumluluğun bulunduğu durumda ise alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir (TBK. m. 163/1). Ayrıca davalı noterin sorumluluğu, haksız eylemin asıl faili olduğu ve haklarında kamu davası açıldığı belirtilen üçüncü kişilerin ve bu kişilerden biri olduğu anlaşılan rehin borçlusunun ödeme aczine, haklarında takip ya da dava açılmasına bağlı değildir. Müteselsil sorumluluk nedeniyle zararın tazmininin davalıdan istenmesine engel bir durum yoktur. Anılan gerekçelerle bilirkişi raporundaki aksi yöndeki tespitlere itibar edilmemiştir.-
—–belirtildiği üzere , davalı —— sorumluluğunun dayanağını oluşturan ——— özel şartlarına ilişkin 4.maddede “3.şahıslar tarafından——aleyhine açılan davaların kaybedilmesi sonucunda tazminat ödenmesi halinde geçerlilik kazanacağı” belirtilmiş olmakla davalıya husumet düşmeyeceğinden davalı —–yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir——–
Davacı tarafından sunulan —- dilekçesi dikkate alındığında dava konusu aracın davacı şirkete ait olduğu ve araç devir ve rehin işlemlerini davacı ——- davacı —-adına vekaleten yaptığı açıkça beyan edildiğinden, rehin işleminin usule aykırı —- bildirilmemesi sebebiyle oluşan zarardan davacı şirketin zarara uğradığı, davacı—– vekaleten iş yapması sebebiyle doğrudan bir zararının oluşmadığı anlaşılmış, davacı ——- yönünden davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
—– dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden davalı —– alınarak davacı———— verilmesine,
2-Davacı ———–yönünden davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,
3-Davalı ———-yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,
4-Karar harcı —— davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.257,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 21.773,81-TL harcın davalı ——— tahsili ile hazine adına irat kaydına,
5-Davacı—–peşin harcın davalı —alınarak davacı ———— verilmesine,
6-Davacı ————- tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 86,05-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.053,85‬-TL yargılama giderinin davalı —- tahsili ile davacı ————- ödenmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca — arabuluculuk ücretinin daval———-hazineye irat kaydına,
9-Davanın kabul edilen kısmı için davacı ——–vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——– 13 maddesindeki esaslara göre—- nispi vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacı—– ——–verilmesine,
10-Davacı ——-yönünden; davanın reddedilen kısmı için davalı ——kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— 7/1-2 maddesindeki esaslara göre belirlenen — maktu vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalı ———– verilmesine,
11-Davacı—- yönünden; davanın reddedilen kısmı için davalı —– vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——– 7/1-2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı ———– verilmesine,
12-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.