Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/115 E. 2022/346 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/115 Esas
KARAR NO : 2022/346

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17.02.2021
KARAR TARİHİ : 19.04.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının ticari ilişkisinin olduğunu, davacının davalı şirkete ürün sattığını ancak davalının ürün bedellerini ödemediğini, bunun üzerine davacının, —- esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip yaptığını, davalının, takibe konu edilen —–kabul ettiğini, kalan bakiye miktara ise itiraz ettiğini, taraflar arasında mutabakat yapıldığını, — tarihinde mutabakat mektubu gönderildiğini, davalı tarafın 17.733,65-TL borçları olduğunu beyan ettiğini, davalının davacının satmış olduğu ürünlerin iade alınmasını ihtarname ile talep ettiğini ancak davacının ihtarname ile bu taleplerini yerine getiremeyeceğini bildirdiğini, tarafların birbirlerine iade faturaları düzenlediğini, en son düzenlenen faturaya —- numaralı cevabi ihtarname ile faturalara tekrar itiraz edildiği, davalının —- esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket aralarında imzalanan —– ilişkinin bulunduğunu, davacıdan davalının mal aldığını, bunun karşılığında sözleşme gereğince—–olarak kesildiğini ve anlaşmanın diğer maddelerindeki tutarlar da göz önüne alınıp hesaplanarak hak kazanılan tüm alacaklar davacıya ödendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede davalının davacıdan alınmış olduğu ürünlerin herhangi bir şarta bağlı olmaksızın iade edileceğinin yazıldığı, iadesini için davacı şirketin yetkililerini bildirim yapıldığı ancak iade ürünleri davacının almadığı, yapılan sözleşmede iade durumunun var olduğunu, mal teslim süresinin 3 gün olduğunun yazıldığı, davalının takip alacaklısına yalnızca —– borcu bulunduğunu kabul ettiğini ve işbu tutarı icra dosyasına ödediğini, davacının —- fatura kesip kabul etmediğini, davalı —–ayında faturalar kesilmiş, yine davacı firma tarafından bu sefer icra takibinden sonra —- tarihinde süresi geçtikten sonra iade edildiğini, ——davacıdan alınan ve iade alınması istenen ürünlerin karşılığının —– kesilmiş ve davacıya gönderildiğini, fatura iade edilmediğini ve malların iade alınmadığı, izah edilen sebeplerle; davanın esastan reddi ile, davacının İİK md. 67 gereğince haksız ve kötü niyetli açmış takip gereğince % 20 icra tazminatına mahkum edilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, mal alım satım ilişkisine dayalı faturalardan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu doğrultuda icra dosyası, taraf şirketlere ait ———– ile —— kayıtları celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—– sayılı takip dosyasının incelenmesinde;—- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …, borçlunun … olduğu; takibin —- asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya—- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde 16.07.2020 tarihli dilekçe ile kısmı olarak borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, itirazın davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı dolasıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve davanın 17.02.2021 tarihinde, bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve 33.519,21-TL alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, akabinde davanın niteliği gereği ve tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde ve tüm dosya kapsamı üzerinde yerinde inceleme de yaparak inceleme yapılması için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 07.03.2022 tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen —-tarihli bilirkişi raporunda özetle,” Davacı ve davalı şirket tarafından ————- defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226‟ ve —– göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak
yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, dava konusu ile sınırlı olmak üzere davacı ve davalı şirketin—- kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile——olduğu , taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten —- alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra davalının davacıya ——-
dava tarihi itibariyle tarafların ticari defterlerdeki farkın, davalının davacı adına —- tarihinde düzenlemiş olduğu —- tutarlı iade ürün faturasından kaynaklandığı, iş bu iade faturasının mal tesliminin gerçekleşmemesi sebebiyle geçerli olmadığı neticesinde dava tarihi itibariyle davacının davalıdan— olduğu” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mahkememizin denetimine ve uyuşmazlığın çözümüne elverişli bilirkişi raporu ile taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle taraflar arasında mal alım satımınına ilişkin akdi ilişkinin bulunduğu hususu ihtilafsız olup, incelenen ticari defter ve kayıtlar göz önüne alındığında, davacı tarafından düzenlenen mal satımına ilişkin faturaların davalı şirket tarafından —- kayıt altına alındığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle takip tutarı —davalıdan alacaklı olduğu, yine her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere davalı tarafından takip sonrası ancak dava tarihi öncesinde
davacıya — ödeme yapıldığı ve davacı tarafından ödemenin asıl alacaktan mahsubu ile bakiye 33.519,21-TL asıl alacak üzerinden davanın açıldığı, davalı şirketin kayıtlarında ise takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete 17.733,62-TL borçlu olduğu, yapılan 6.324,07-TL ödemenin kayıt altına alındığı, davacı tarafından —–tarihinde düzenlenen iade faturalarını davalının —- kayıt ettiği ve böylece —–tarihinde davalı şirketin davacıya —- borçlu olduğu ancak davalı tarafından 11.09.2020 tarihinde yeniden —- faturası düzenlediği ve dava tarihi itibariyle davalının davacıya kaydi olarak —- borçlu olduğuna ilişkin kaydın defterlerinde yer aldığı görülmüştür. Taraf şirketlere ait incelenen vergi dairesi kayıtlarında ise bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 2019 yılı bildirimlerindeki farkın davacının davalıya —yılında düzenlemiş olduğu 4 adet iade faturasının davalı şirket tarafından 2020 yılında kayıt altına alınmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Tarafların —– örtüşmekte olup tek fark takip tarihinden sonda davalı tarafından davacı adına —–iade faturasından kaynaklanmaktadır. Daha öncesinde de davalı tarafından davacıya iade faturaları kesilmiş olup davacı tarafından bu faturalara yönelik iade faturaları kesilmiş ve davalıya iade edilmiş davalı tarafça da ———kayıt edilmiştir. Uyuşmazlık konusu —- davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmayıp davacı tarafından da kabul edilmemiştir. Takip tarihinden sonra iade faturası kesilmesi ve ticari defterlere kayıt altına alınması doğrudan iade faturasından dolayı alacak hakkı doğurmaz. İade faturasına konu malların davacı tarafa teslim edildiğini ispat yükü ——-noktada artık davalı taraf üzerindedir. Kaldı ki davalı tarafından da faturaya konu malların hali hazırda davalı —— olduğu davacı şirkete iade edilmediği bizzat kendi beyanları ile ve yine yerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sabit olup, davalının iade etmediği mal bedellerine yönelik faturaya dayalı alacak talep etmesi ve nitekim bu bedelin davacı alacağından mahsubu talebi yerinde değildir. Kaldı ki davalının savunmaları incelendiğinde iade hususunun dayanağının yalnızca —–, herhangi bir şarta ya da ayıp olup olmamasına bağlı olmaksızın iade hakkının mevcut olduğuna dayandırdığı görülmektedir. Ancak faturaya konu malları teslim alan ticari defterlerinde kayıt altına alan süresinde itiraz etmeyen ancak davacı tarafından bedellerin ödenmesi talebi ile takip başlatıldıktan sonra iade faturası düzenleyerek ticari defterlerine bu faturayı kayıt altına alan ve hali hazırda da malları iade etmeyip kendi deposunda bulunduran davalının savunmaları hukuki dayanaktan yoksun olup itirazları da yerinde değildir. Açıklanan gerekçeleri ile ve davanın kısmı ödeme sonrası ödemenin doğrudan asıl alacaktan mahsubu yapılarak bakiye bedel üzerinden açıldığı da göz önüne alınarak, davanın kabulüne, davalının —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 33.519,21-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinde belirtilen faiz oran ve cinsi uygulanmak suretiyle aynen devamına, faturaya dayalı alacak likit ve davalı itirazı haksız olmakla hükmedilen 33.519,21-TL asıl alacağın taktiren % 20 oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
Davalının—– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 33.519,21-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinde belirtilen faiz oran ve cinsi uygulanmak suretiyle aynen devamına,
-Hükmedilen 33.519,21-TL asıl alacağın taktiren % 20 oranında belinlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Karar harcı 2.289,69-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 373,21-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.916,48‬‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 373,21-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca—– —-davalıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 38,7‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.398,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.