Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/112 E. 2023/557 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/112 ESAS
KARAR NO: 2023/557
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2020
KARAR TARİHİ: 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile Davacı Müvekkili arasında —– asansör sisteminin kurulumu konusunda karşılıklı anlaşmaya varıldığını, Taraflar arasında 21/12/2017 tarihinde Davalının, müvekkili şirkete kurmuş olduğu asansör sistemine ilişkin —— düzenlendiğini, Söz konusu sözleşme kapsamında asansörün her türlü bakım, onarım ve tamirine ilişkin yükümlülükler davalıya ait olup asansörün tabii aşınan elemanları dışındaki tüm malzemeler 3 yıllık garanti kapsamında olduğuna yönelik müvekkili kuruma taahhütte bulunduğunu, taraflar arasında asansör sisteminin çift taraflı olarak çalışması kararlaştırılmış, bütün katların aktif olarak kullanılabileceği beyan edildiği, Ancak Davalının müvekkili kuruma yönelik vaatleri gerçekleşmemiş olup, kurulduğu günden beri asansör sisteminin doğru düzgün çalışmadığını ve sürekli arıza verdiğini, Davalının Sözleşmeden kaynaklı gerekli bakım, onarım ve incelemeleri yapmamasının, yükümlülüklerini yerine getirmemesi neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını ve mağdur edildiğini, Davacı Müvekkili tarafından Asansörün bakım ve onarımına ilişkin Davalı şirkete yönelik girişimlerde bulunulmuş, yükümlülüklerini yerine getirmesi talebiyle ——-yevmiye numaralı ihtarın çekildiğini, Ancak Davalı, garanti Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş, bütün girişimlerini sonuçsuz bıraktığını, davacı Müvekkili Asansördeki arızadan dolayı karşısında herhangi bir muhatap bulamaması üzerine başka bir firmadan asansörde incelemelerde bulunmasını talep ettiği, Söz konusu incelemeler neticesinde kullanıcıdan kaynaklı bir hatanın bulunmadığını, hatanın asansörün kurulumunda orijinal parçaların kullanılmaması sebebiyle gerçekleştiği belirtilmiş ve 36.000-TL değerinde fatura çıkarıldığını, bahsi geçen rakamlar karşısında şaşkına dönen davacı kurumun yetkilileri, garanti sözleşmesine uygun olarak garanti süresince herhangi bir başka firmaya işlem yaptırmadığını, Asansörün garanti süresinin devam etmesi sebebiyle davalı şirketin yetkilileriyle yeniden iletişim kurularak zararın tazmin edilmesini ve mağduriyetin giderilmesini talep ettiğini ancak bir kez daha girişimlerinin, sonuçsuz kalarak davalı kurum tarafından ——– sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, Mahkemece yapılacak yargılama sonucunda bilirkişi raporu alınarak garanti sözleşmesi uyarınca eksikliklerin net olarak tespit edilmesi, yapılması gerekenlerin karar altına alınması gerektiğini, bilirkişi raporu alındığında görüleceği üzere asansörün kurulumunda orijinal parçalar kullanılmadığını, gerekli bakım ve onarım yapılmamış olup mevcut haliyle çalışmasının dahi tehlike arz ettiğini, Müvekkilinin maddi zararı karşısında davalının garanti sözleşmesinden doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile, asansördeki hasarın tespit edilmesine, asansörde davalının ayıplı mal ve hizmetinden doğan zararın tazmini için şimdilik 1.000,00-TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili davalı şirket arasındaki 12/12/2017 tarihli sözleşme kapsamında ——– asansör kurulumu gerçekleştirildiğini, bu sözleşmede yer alan garanti şartlarına göre tabii olarak aşınan parçalar dışındaki bütün parçaların 3 yıllık garanti altında olduğunun hüküm altına alındığını, doğal afetler, yangınlar, voltaj değişimi, kullanıcı hatası ve kasıtlı hatalardan kaynaklı arızalarının ise garanti kapsamı dışında olduğunu, Söz konusu asansör sisteminin amacı dışında kullanılmak suretiyle garanti kapsamı dışında kaldığını, taraflarca akdedilen sözleşmeye göre yüklenici müvekkili şirketin yerine getirmesi gereken edimin insan asansörünün kurulumu olduğunu, edim neticesinde ortaya çıkan eser yüksek ağırlıkların taşınmasına uygun bir şekilde tasarlanan yük asansörleri gibi olmadığını, kurulumu gerçekleştirilen söz konusu asansörün, davacı taraf kiracısı —– tarafından sözleşmede sabit amacı dışında yük taşımak için kullanıldığını, müvekkili şirketin asansörün bu yönde kullanılmaması yönündeki ikazlarına rağmen bu şekilde kullanımın sürdüğünü, 12/12/2017 tarihli eser sözleşmesindeki garanti şartlarına uygun olarak asansörün bu şekilde kullanımı kasıtlı bir hata değilse kullanıcı hatası olarak değerlendirilmelidir ve bu sebeple garanti kapsamı dışında kaldığını, bu hususun 25/09/2020 tarihli ———-yevmiye numaralı ihtarnameye cevap ile davacı tarafa beyan edildiğini, asansör sisteminde kullanılan parçaların orijinal parça olmadığı ve arızanın bu sebeple meydana geldiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bütün bir asansör sisteminin taraflarca akdedilen sözleşmeye uygun olarak kurulduğunu, söz konusu asansörün müvekkili şirket tarafından iyiniyetli olarak onarıldığını ve çalışır vaziyette olduğunu, asansörün kurulduğu ——— müvekkili şirket arasında 01/07/2020 tarihli 01/07/2021 tarihine kadar asansör bakım sözleşmesi akdedildiğini, dava konusu asansör sisteminin bakım ve gerekli durumlarda onarımı müvekkil şirket tarafından yapıldığını, tüm bu nedenlerle; davacı tarafın davasının reddini, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifasına dayalı olarak, iş sahibi tarafından açılan tazminat davasıdır.Dava ilk olarak 05/11/2020 tarihinde ——– açılmış, mahkemenin — tarihli görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş ve yeni esasa kayıt edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış, keşif yapılmış, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları incelendiğinde, taraflar arasında davacı şirkete asansör kurulumuna ilişkin 12/12/2017 tarihli sözleşme ilişkisi kurulduğu, 21/12/2017 tarihinde davalı tarafından davacı şirkete kurulumun sağlandığı hususları ihtilafsız olup; Dava konusu uyuşmazlığın; davaya konu asansörün taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak davalı tarafından kurulumunun sağlanıp sağlanmadığı, asansörde davacının iddiası doğrultusunda orjinal parça kullanılmamasından diğer bir deyişle üretimden kaynaklı bir hata ve neticede arıza meydan gelip gelmediği, davalının savunması doğrultusunda meydana gelen arızanın , kullanım amacı dışında yük taşımak için kullanılmasından diğer bir deyişle kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı , meydana gelen arızanın garanti kapsamı içinde kalıp kalmadığı, davacı şirketin iddia ettiği nitelikte asansörün arızalı olmasından dolayı uğramış olduğu maddi zararının bulunup bulunmadığı ve var ise bu zarardan davalı şirketin kısmen yahut tamamen sorumlu olup olmadı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.Davalı tanığı ———-keşifteki beyanında; “Ben keşif yaptığımız binada yaklaşık 2,5 yıldır kiracıyım. Düğün salonu işletirim. Asansörün yapım aşamasını bilmiyorum. Ben geldiğimde ikinci katta konfenksiyon atölyesi vardı. Bunlar ağır yüklerini asansör ile taşıyorlardı. 1-1,5 ay sonra taşınmazdan çıktılar. Hatta sonra ki kiracı da konfeksiyondu. Onlar yük taşımak için binanın arkasına harici bir yük asansörü yaptılar. Ben ilk geldiğimde salonumun inşaatına devam ederken asansörü kapattırdım. Sonrasında asansörü sadece ben kullandım. İnsan taşıma dışında kullanmadım. Başlangıçta davalı firma ile anlaşıldığı için yeniden bir firma aramadım. Asansörün bakımlarını her ay cebimden para verip yaptırıyorum. Bu 2,5 yıl içinde 4-5 kez arıza verdi. Bunu da davalı —– hemen gelip 5-10 dakikada yaptı. Taşındığım ilk dönem asansörün sürekli arıza vermesi gibi bir durum hatırlayamadım. Tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkememizin duruşma ve keşif ara karar gereği dosya bir Makine Mühendisi ve Borçlar hukuku alanında nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 13/02/2023 tarihli raporda özetle; “…Asansörün ara kat kapı girişleri iptal edilip sadece zemin ile 5. Kat da bulunan düğün salonu arasında işletilmeye başladıktan sonra düğün salonu sahibi şahidin ifadesine göre son 2,5 yılda kayda değer bir asansör arızası yaşanmamış. 3 yıllık garanti süresi bitmiş. Yaklaşık 5 yıldır asansör çalışıyor. Asansör ilk 2,5 yıl tüm katlara hizmet vermiş. Davacı arızalardan şikâyetçi olmuş. Davalı da yanlış ve hor kullanım ile ağır ve dengesiz yükleme sonucu oluşan arızalardan şikayetçi olmuştur. Dik yöne açılan kat kapıları ve diğer ara katlarda daha önce farklı arızalar olmuş olabilir. Asansör arızası daha sık olmuş olabilir. Bu alternatifte asansör kontrolü yapılamamıştır. Zemin ile 5. Kat arası işletimde asansör sorunsuz çalışmaktadır. Sözleşmede bahsedilen markalardan en ciddi sapma kat ve kabin kapı markasında olmuş. Diğer malzemelerde sözleşmeye göre fiyat ve kalite düşüklüğü yoktur. ——– marka kapı takılmış. —- düşüklüğü olmuştur. Davalıdan en fazla sözleşme bedelinin %5 i nispetinde geçici kabul eksikliği ve nesafet farkı kesilmesi Sayın Mahkemenizin takdirindedir. %3 lük
bir kesintinin uygun olacağı kanaatindeyim. 58.000*%3 = 1.740 TL. Mevcut makine dairesinin inşai eksikleri çoktur. Detaylar yukarıda bahsedildi. Bu makine dairesi
emniyetli ve arızasız asansör işletmesine uygun değildir. Bu konuda Davacı bina sahibi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemiştir. Standartlara ve tekniğe uygun bir inşaat yapmamıştır. Asli kusurludur. Binanın inşai ruhsatı olmadığı için Asansör ruhsatına Davalı asansör firması müracaat edememiştir. Davacı işveren de Asansör firmasını bu konuda zorlayamamıştır.—–onayladığı — denetçi firma tarafından bu asansör denetlenmeli ve yeşil etiket almalıdır. İnsan sağlığı ve can emniyeti açısından bu asansörü işletmek hatalıdır. —– aşamalarında ruhsatı veren denetçi firmalar asansörü çok detaylı olarak her yönü ile inceleyip, bina sahibi ve asansör firmasına eksikleri gidertmektedir. Bu aşama yaşansaydı, karşılıklı bu şikayetler söz konusu olmazdı. Bu konuda asli kusurlu Bina sahibi Davacı firmadır—— Taraflar arasında 12.12.2017 tarihli asansör yapımı ve montajı hususunda eser sözleşmesi imzalanmıştır. İşbu sözleşmeye göre davacı taraf, asansörün montajının yapılacağı kuyu, makine
dairesi vs.ye ilişkin inşai işleri üstlenmiştir. Davalı taraf ise sözleşmede belirtilen özelliklerde asansörün yapım ve montaj işini üstlenmiştir. Mahallinde yapılan keşif ve Makine Mühendisi bilirkişinin değerlendirmeleri sonucu davacının, sözleşme ile yüklendiği edimini yerine getirmediği, asansörün makine dairesinin, kuyu vs.diğer alanlarının sözleşme —– olmadığı tespit edilmiştir. Yine sözleşmede, asansör için yeşil etiket ve ruhsatların alınması işi davacı tarafa
yüklenmiştir. Asansörün bulunduğu binanın yapı ruhsatı bulunmaması nedeniyle davacı, bu yöndeki edimini de yerine getirememiştir. Makine Mühendisi bilirkişinin değerlendirmelerine göre davalı taraf, asansörü, sözleşmedekararlaştırılan kat ve kabin kapı markasından daha düşük kalitede yapmış; bu yönü ile sözleşmeye aykırı davranmıştır. Bu husus dışında diğer unsurlar yönünden davalının sözleşme hükümlerine uygun davrandığı tespit edilmiştir. Bu haliyle taraflar arasındaki sözleşme, TBK’nın 97.maddesinde düzenlenen karşılıklı borç yükleyen sözleşme niteliğindedir. TBK’nın 106.maddesinde alacaklı temerrüdü düzenlenmiştir . (…borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.) Heyette yer alan teknik bilirkişinin tespitlerine göre davacı taraf, borçlunun asansörü ilgili mevzuata uygun bir şekilde yapması için gerekli olan inşai faaliyetleri yerine getirmemiştir. Dolayısıyla hazırlık fiillerini yerine getirmemiş olan davacı bu yönü ile temerrüde düşmüştür. Buna rağmen davalı taraf, kat ve kabin kapı markası hususu dışında (daha düşük kalitede kullanıldığı tespit edilmiştir.) sözleşmede yüklendiği edimi yerine getirmiştir. Takdir sayın mahkemenizdedir. Davacı taraf, söz konusu asansörün sıklıkla arıza verdiğini, başkaca bir firmadan aldıkları fiyat teklifine göre 36.000,00-TL değerinde fatura çıkartıldığı iddiasında bulunmuştur. Davacı tarafın bu yöndeki iddiaları sayın mahkemeniz tensip zaptında da belirlendiği üzere ayıba ilişkin iddialardır. TTK’nın 23/1-c maddesi; – (1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Dosya içerisindeki delillerin incelenmesinde, davacı tarafça kanunda sayılan süre içerisinde davalıya yapılmış bir ayıp ihbarının bulunduğuna dair delil yoktur. Dava dilekçesinde, söz konusu asansörün 21.12.2017 tarihinde kurulduğu belirtilmiştir. Davacının mahkeme dosyasına ibraz ettiği, başka bir firma tarafından düzenlenen, asansördeki eksikliklere ilişkin olduğu belirtilen faturanın tarihi 28.03.2020’dir. Davacı tarafça davalıya ——–yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş; işbu ihtarname davalıya 17.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı tarafın, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı hususlarının takdiri sayın mahkemenizdedir. Teknik bilirkişi tarafından, davalının sözleşmede kararlaştırılan markadan farklı olarak kat ve kabin kapılarının yapıldığı tespit edilmiş; bu eksikliğin sözleşme bedelinin %3’ü kadar olabileceği, bunun da 58.000 x3/100 = 1.740,00-TL olabileceği değerlendirilmiştir. Kat ve kapı markalarının sözleşmede yazandan farklı olduğu hususu, basit bir kontrol ile anlaşılabilecek nitelikteki ayıplardandır. Bu haliyle de süresinde yapılan bir ayıp ihbarının varlığının kabulü halinde, davacının bu ayıp yönünden talep edebileceği miktar 1.740,00-TL olabilecektir. Dosya kapsamındaki delil ve beyanlara göre söz konusu asansör dava tarihi itibariyle davacının kullanımda değildir. Davacının başkaca bir zararına ilişkin dosya içerisinde somut delil yoktur. Davacı tarafça dosya içerisine başkaca bir firmadan alınan 30.000,00-TL + KDV şeklinde bir fiyat teklifi ibraz edilmiş ise de; davacının beyanına göre bu firmaya herhangi bir işlem yaptırılmamış; dolayısıyla davacı söz konusu asansör için böyle bir harcama yapmamıştır. Bu nedenle sunulan bu evraktaki fiyat, takdir sayın mahkemenizdee olmak üzere zarar olarak değerlendirilmemiştir. Keşif mahallinde dinlenen tanık, yaklaşık 2,5 yıldır binada kiracı olarak bulunduğunu, taşınmaza geldiğinde 2.katta bulunan konfeksiyon atölyesince asansörde yük taşındığını, şuan asansörün insan taşıma dışında kullanılmadığını, asansörün bakımlarının kendisi tarafından
yaptırıldığını, 2,5 yıllık süreçte asansörün 4-5 kez arıza verdiğini, bu arızaların davalı tarafça hemen gelinip 5-10 dakikada yapıldığını beyan etmiştir. Tanık beyanı ile asansörde yük taşımacılığı yapıldığı beyan edilmiş olup; taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesinde asansörün insan asansörü olduğu açıkça belirtilmiştir. Sözleşmede yer alan “Garanti Şartları” başlıklı bölümde kullanıcı hatası ve kasıtlı hatalardan kaynaklanan arızaların garanti dışında olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle takdir sayın mahkemenizde olmak üzere, asansörde
yük taşımacılığının yapıldığının kabulü halinde bu durumda da davacının sözleşmeye aykırı davrandığı; dolayısıyla garanti sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır…” şeklinde kanaat belirttikleri; bilirkişi ——- ek dilekçesi ile; “İşbu raporun Sözleşme Hükümleri Yönünden İnceleme ve Sonuç bölümünde her ne kadar TTK’nın 23/1-c maddesi alıntılanmış ise de, işbu madde raporda sehven yer almıştır. Raporun genelinde de belirtildiği üzere taraflar arasında asansörün imalatı ve montajına ilişkin eser sözleşmesi mevcut olup; bu kapsamda ayıp ihbarlarının TBK’nın Ayıbın Belirlenmesi başlıklı 474.maddesi hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekecektir. Bilirkişi heyet raporunda yer alan açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre davacı tarafça TBK’nın 474.maddesi uyarınca uygun bir sürede yapılmış bir ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı hususunda takdir sayın mahkemenizdedir” şeklinde belirttiği görülmüştür.Tüm dosya kapsamı, sunulan ve toplanan deliller, tanık beyanı, keşif ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 12/12/2017 tarihli asansör yapımı ve montajı hususunda eser sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmedeki özelliklerdeasansörün yapım ve montaj işini üstlendiği, sözleşmeye göre davacı tarafın, asansörün montajının yapılacağı kuyu, makine dairesi vs.ye ilişkin inşai işleri tamamladıktan sonra davalı tarafın sözleşmede belirtilen edimleri yerine getireceğinin kararlaştırıldığı, mahallinde yapılan keşif ve Makine Mühendisi bilirkişinin raporuna göre; davacının, sözleşme ile yüklendiği edimlerini (asansörün makine dairesinin, kuyu vs.diğer alanlarının sözleşme ve Asansör İşletme ve Bakım Yönetmeliği’ne uygun yapılması, asansör için yeşil etiket ve ruhsatların alınması, yapı ruhsatı) yerine getirmediği, yine tanık beyanından anlaşıldığı üzere; asansörde yük taşımacılığı yapıldığının belirtildiği, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesinde asansörün insan asansörü olduğu hususunun açıkça belirtildiği, sözleşmede yer alan “Garanti Şartları” başlıklı bölümde kullanıcı hatası ve kasıtlı hatalardan kaynaklanan arızaların garanti dışında olduğunun kararlaştırıldığı, asansörde yük taşımacılığının yapılmasının da davacının sözleşmeye aykırı davrandığını gösterdiği, dolayısıyla davacının garanti sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağı; davalı tarafın da, asansörün kat ve kabin kapılarını, sözleşmede kararlaştırılan markadan daha altta bir kalitede olan markadan yaptığı, ancak asansörün 21/12/2017 kurulduğu, kat kapılarının marka farkının açık ayıp olduğu, ayıp ihbarının — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yapıldığı, Türk Borçlar Kanunu’nun 474.maddesine göre; “İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.” hükmünün düzenlendiği, buna göre ayıbın uygun bir süre sınırı oldukça aşıldıktan sonra bildirildiği ve bildirimin süresinde olmadığı anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL harcın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, keşif harcı, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 7.199,50-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 680,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2023