Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/97 E. 2021/1097 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/97 Esas
KARAR NO: 2021/1097
DAVA: İtirazın İptali( Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı —– kullandığı, davalı bankanın her iki hesaptan da kredi teklif ve değerleme ücreti, —– ücret tahsilatı, —–tahsil edildiği, hesap açma dışında hiçbir sözleşmenin bulunmadığı, sözleşme olsa bile —- maddede belirtilen hükümler çerçevesinde yeniden tanzim edilip imzalatılması gerekmekte iken bugüne kadar bu işlemin yapılmadığı, ayrıca banka çek tahsilatı, havale, —- hizmetten zaten banka tarafından belirlenmiş ücretlerin müvekkil hesabından tahsil edilmekte olduğu, ayrıca internet şubesinden yapılan tüm hizmetlerinden de bankaca belirlenen bedellerin müvekkilin hesabından tahsil edilmekte olduğu, davacının davalı bankadaki hesaplarında para bulundurduğu ve bu parayı kullandığı için hiçbir bedel ödenmeyen banka aynı zamanda hiçbir hukuki dayanağı olmayan hesap işletim ücreti tahsil etmekte olduğu, bu tahsilatı yapacağına dair hiçbir yazılı bilgi, uyarı ve ihtarda bulunmadan davacının hesabından gasp gibi para çekilmekte olduğu, hiçbir bankanın hesaptan hesap sahibinin imzalı olmadan para çekemeyeceği, mahsup yapamayacağı, bunun hukuka aykırı olduğu, açıklanan nedenlerle haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiği iddiasında bulunmuştur.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı bankanın —– arasında imzalanan —– kullandırım protokolleri kapsamında kullandırılan ticari kredileri nedeniyle yasal mevzuat ve sözleşme kapsamında alınan masraflar olmakla bu masrafların yasal düzenlemelere ve bankacılık uygulamalarına uygun olup olmadığı ve doğrudan takip yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmakta olduğu, mevzuat gereği, bankaların masrafları belirleme hakkının bulunduğu, müşterinin ise bankalar arasında tercih yapma hakkının mevcut olduğu, davacı tarafın sözleşmenin genel işlem koşullarına —- olduğu ile ilgili iddialarının maddi dayanaktan yoksun olduğu, bankanın —– yerine getirerek hareket ettiğini, düzenlenen —- banka tarafından ön bilgilendirme formu düzenlenerek ekinde genel kredi sözleşmelerinin paylaşıldığı, ——– komisyon alınacağının açıkça düzenlendiği, davacının işbu komisyon ve masrafların hesabından izni olmaksızın otomatik olarak çekildiğini belirttiğini, imzalanan —– görüleceği üzere, davacının —— hesabından otomatik olarak çekilmesini kabul ettiğini, müşterinin ayrıca —— bizzat kabul ettiği, ——mutabık kalarak kredi kullanan müşteri, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü ne aykırı hareket etmekte olduğu, müşteri ile imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmelerinde tarafların yükümlülüklerinin düzenlendiği, açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, , temelde davacının davalı bankadan kullanmış olduğu ticari kredi nedeni ile alınan ücret, masraf, komisyon bedellerinin makul olup olmadığı, ayrıca alınan bu ücretlerin sözleşme ve mevzuata uygun olup olmadığı davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, taraflar arasında imzalanan —– ve ilgili tüm belgelerin bankadan celbi sağlanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu —– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı şirket, borçlusunun davalı şirket olduğu; takibin — asıl alacağın tahsiline ilişkin genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde —- tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya —— tarihinde bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmasından sonra, mahkememizce ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda emekli bankacı bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek rapor tanzim edilmesi istenmiş, bilirkişi tarafından —- tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporunda özetle,” Davalı banka ile davacı şirket arasında muhtelif tarihlerde çerçeve niteliğinde toplam —- limitli—–masraf faiz ve komisyon alındığı, alınan bu masraf, faiz ve komisyon tutarlarına ilişkin olarak vergi yükümlü sıfatıyla —-tahakkuk ettirildiğinin görüldüğü, kredi kullandırımına ilişkin olarak alınan komisyonların ise — tutarında nakdi kredinin kullandırıldığı, buna karşılık —- tutarında kredi tahsis ve değerlendirme ücreti alındığı, alınan komisyon, kullanılan kredi tutarına oranlandığında,—– oranına tekabül ettiği, kredili mevduat hesapları kullanımları da dikkate alındığında yaklaşık—- oranına denk gelmekte olduğu, davalı bankanın tahsis ederek kullandırdığı kredilerden almış olduğu —- tutarında ki kredi tahsis ücret ve komisyonu ile komisyon üzerinden alınarak vergi sorumlusu sıfatıyla kamu maliyesine yatırılmış olan ——- makul oran ve miktarlarda olduğu, diğer masraf ve komisyonların açıklandığı üzere verilen bankacılık hizmetleri karşılığında masraf karşılığı ya da kullanılan kredinin tahakkuk eden faiz verilen hizmetin karşılığı olduğu, ya da davacı için verilen hizmetin ifası için yapılan gider karşılığı alındığı, davacı şirket tacir olduğuna göre bilgisi dahilinde olan sözleşme ve sözleşmenin eki mahiyetindeki masraf ve komisyon tarifesine göre dava konusu masraf ve komisyonların alındığı dikkate alındığında davacının hesap açma dışında hiçbir sözleşmesinin bulunmadığı, sözleşme olsa bile ———— belirtilen hükümler çerçevesinde yeniden tanzim edilip imzalatılması gerekmekte iken bugüne kadar bu işlemin yapılmadığı alınan masraf ve komisyonların haksız yere tahsil edildiği ve davalı bankanın bunları tahsil etmeye yetkisinin olmadığı yönündeki iddia ve savın yerinde olmadığı, bankanın rutin işlemlerin arasında sayılan bütün bu iş ve işlemlerin sözleşme hükümleri doğrultusunda gerçekleştirildiği her bir işlem için izin/onay almaya kalkması halinde davacı lehine yapılacak iş ve işlemlerin dahi gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağı, —– bankacılık işlemleri sözleşmesinde davalı banka tarafından tahsil edilecek ücretin bilgisine yer verilmiş, davalı bankanın komisyon ve masraf listesi müşterilerin görebileceği bir şekilde şubelerinde asılmış ve web sitelerinde ilan edildiği, ayrıca davacıya dava dışı şirkete verilen ödeme planı sözleşme ekinde yer alan masraf ve komisyon tariflerinde bunların oran ve/veya miktarları belirtilmiş olduğundan, davacı şirketin kendisinden tahsil edilen dava konusu komisyon masraf ve ücretlerin alınacağının/alındığının bilincinde olduğunun kabul edilebileceği” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Bilirkişi raporu her iki taraf vekilini de tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından rapora iliştin itiraz dilekçesi sunulmuş ve ek rapor alınması talep edilmiş, davalı vekili tarafından yazılı olarak beyan ve itirazda bulunulmamakla birlikte duruşmada sözlü beyanlarında kullandırılan kredi miktarı ile alınan komisyon oranı kıyalandığında sektör ortalamasının altında olduğu, davacı vekili tarafından itiraz dilekçesine konu tebliğin —–ait olup anılan yıllardaki yasal düzenlemelere uygun olduğu beyan edilerek davanın reddi talep edilmiştir.
Toplanan tüm deliller, iddia ve savunmalar, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki —- bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle taraflar arasında muhtelif tarihlerde çerçeve niteliğinde toplam ——— ilişkin düzenlemenin yer aldığı, yine sözleşme düzenlenmeden bir gün önce davalı banka tarafından davacıya —-
— düzenlendiği ve menfaate aykırı olabilecek
düzenlemeler içerdiğinin belirtildiği görülmüş olup davacı tarafın formu teslim aldığı hususu dosya kapsamı ile sabittir. —-dışında davacı şirket ile davalı banka arasında—– bir örneğinin de davacıya sözleşme imzalanmadan önceki tarihte verildiği, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiği, sözleşmenin ekinde bankaca uygulanacak —— tarifesine yer verilip ayrıca bu husus davalı bankanın —–komisyon tarifesinin asılı olduğunun bilirkişi tarafından tespit edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca her ne kadar davacı vekili tarafından davalı ile davacı arasında hesap açma dışında başka sözleşmenin olmadığı, tahsilat yapılacağına dair yazılı bilgi uyarı ve ihtarda bulunulmadığı, yine ——— yazılan haksız şartların tüketici için bağlayıcı olmadığı yönünde itirazda bulunulmuş ise de davacının alınacak komisyon ücret masraflara ilişkin gerek sözleşmede açık hükmü bulunması gerekse ön bilgilendirme formunda bu hususların ayrıca belirtilmesi karşısında kendi yazılı beyanı ile bu hususlara muvafakat etmiş olması, gerekse davacının tüzel kişiliğe sahip tacir olup, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğünün bulunması karşısında sözleşmelerin geçersiz olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir. Kaldı ki sözleşmede açık bir hüküm bulunması dahi Türk Ticaret Kanununun 20. Maddesi gereği tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin, uygun bir ücret isteyebileceği düzenlenmekle davalı bankanın vermiş olduğu hizmetler karşılığında uygun bir ücret talep edebileceği yasa gereğidir. Alınan ücretlerin sözleşme ve mevzuata uygun olup olmadığı yönünden yapılan incelemede ise bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı banka tarafından davacı şirkete —- yıllarına ilişkin olarak muhtelif tarihlerde toplam——- ettirildiği, davacıya —- alındığı, alınan komisyon, kullanılan kredi tutarına oranlandığında; —- denk geldiği, emsal banka uygulamalarında ticari krediler yönünden —-kredi tutarı, işlem tarihi, piyasa koşulları gibi çok sayıda faktörün etkisiyle belirlendiği hal böyle olunca davalı bankanın tahsis ederek kullandırdığı kredilerden almış olduğu —tutarındaki —- makul oran ve miktarlarda olduğu ; kredi kullandırımına yönelik olarak alınan —– kredi karşılığı ödenmesi gereken
faiz olduğu; —- Karşılığında alındığı ve makul düzeyde olduğu, —-karşılığı olduğu, tahsile verilen çek için alınan—- bankacılık hizmeti gereği alınan ücret olduğu; —- verilen hizmet karşılığı olduğu anlaşılmıştır. Netice itibariyle davalı banka tarafından davacı tarafından tahsil edilen ücretlerin taraflar arasındaki sözleşmeye, bankacılık mevzuatına uygun ve makul düzeyde olduğu, davalı bankanın —- gereği gördüğü iş karşılığında uygun bir ücret isteme hakkının bulunduğu anlaşılmakla açıklanan gerekçeler ile açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 311,65-TL harcın mahsubu ile artan 252,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2021