Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/88 E. 2022/861 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/88 Esas
KARAR NO : 2022/861

DAVA:Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ:06/03/2020

DAVA:Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ:07/06/2021
KARAR TARİHİ:25/10/2022
Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalıların 09.10.2009 tarihli sözleşmeyle müvekkiline ——- % 7 hisselerini devrettiklerini, müvekkilinin hisseyi taraflar arasında yapılan sözleşme gereği satın aldıktan sonra hissenin şirketin pay defterine kaydını ve —— tescilini istediğini fakat şirket yönetimi tarafından bu isteğin reddedildiğini, müvekkilinin hisseyi almasına rağmen pay defterine yazılmamasının ve —— yayınlanmamasının hak kaybına neden olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin hıssesinin pay defterine kaydını talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının dava dayanağı yaptığı 09.10.2009 tarihli belgenin, başta satım bedeli olmak üzere devir şartlarına ilişkin herhangi bir kayıt içermeyen ve hepsinden önemlisi devre dönük inşai bir tasaruf beyan ve iradesi taşımaktan ziyade, “edilecektir” şeklinde ancak vaat ve zorlama bir yorumla iltizamı bir irade açıklaması içerdiğini, şirket hisse devri sonucunu doğurmuş olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, müvekkillerinin hukuken şirket hisse devrine imkan verecek bır tasarruf muamelesinin tarafı olmadıkları gibi, şirket hisselerini davacıya devir de etmediklerini, dava dayanağı belgenin imza tarihi üzerinden genel zamanaşımı süresi olan 10 yılı aşkın bir zaman geçtiği göz önüne alındığında, anılan sözleşmeye istinaden ileri sürülebilecek dava konusu dahil tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, şirket ana sözleşmesinin hisse devrine ilişkin 7. maddesine göre, şirket hısselerinin şirket kurucu ortağının muvafakati olmaksızın başkalarına devredilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, bu yönde bır muvafakat bulunmadığı için hukuken sonuç doğurabilecek geçerli devir muamelesinin mevcut olmadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen ——Esas Sayılı Dosyasında
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili——% 7 hisselerini 09/10/2009 tarihli sözleşmeyle devrettiklerini, müvekkili —– hisseyi taraflar arasında yapılan sözleşme gereği satın aldıktan sonra hissenin —– defterine kaydını ve —— tescilini istediğini, talebin şirket yönetimi tarafından red edildiğini, müvekkilinin —— ait hisseyi almasına rağmen pay defterine yazılmaması ve ——- yayınlanmamasının müvekkili açısından hak kaybına neden olduğunu, hak kaybının önlenmesi nedeniyle iş bu davayı açtıklarını, müvekkilinin hissesinin pay defterine kaydını, Ticaret Sicilinin tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının, aynı konu ve taleple devir sözleşmesinde isimleri bulunan——aleyhine de dava açtığını, açılan davanın——-Esas sırasında derdest olduğunu, davanın 29/09/2020 tarihli oturumunda davacı yana, vaki husumet itirazı karşısında o davada dava dışı müvekkili davalı——husumet yönelterek ve mahkememiz dosyası ile birleştirme talepli dava açması için süre verilmesine karar verildiğini, iş bu dava anılan ara karar gereği olarak açıldığını, müvekkili şirketin adresi ve aynı zamanda şirket merkezi ——-olduğunu, derdest davada yer yönü ile yetkili ve görevli mahkeme —– Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu taleplerin ve talebe dayanak belgenin tarihi ve huzurdaki davanın tarihi gözetildiğinde hakkın zamanaşımına uğradığı ve bu sebeple hukuken dinlenilebilir olmadığını, şirket hisselerinin şirket kurucu ortağının muvafakati olmaksızın başkalarına devredilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, bu yönde bir muvafakat bulunmuyor olması karşısında, hukuken sonuç doğurabilecek ve talep ve dava konusu yapılabilecek geçerli bir devir muamelesinin mevcut olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, tüm yargılama giderleri ile lehlerine hükmedilecek vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Hem asıl hem birleşen dava; —— hisse devir sözleşmesine dayalı devrin pay defterine ve ticaret siciline yazılması talebine ilişkindir.
Davacı; —–% 7 hisselerini 09/10/2009 tarihli sözleşmeyle devraldığını, hisseyi taraflar arasında yapılan sözleşme gereği satın aldıktan sonra hissenin—— defterine kaydını ve —— tescilini istediğini, talebin şirket yönetimi tarafından red edildiğini beyan ederek, talebinin mahkeme kararı ile yerine getirilmesini istemiş; davalı şirket ve pay devri yaptığı iddia edilen davalı gerçek kişiler ise; böyle bir pay devrinin söz konusu olmadığını, dava dayanağı belgenin imza tarihi üzerinden genel zamanaşımı süresi olan 10 yılı aşkın bir zaman geçtiğini ve taleplerin zaman aşımına uğradığını, şirket ana sözleşmesinin hisse devrine ilişkin 7. maddesine göre, şirket hisselerinin şirket kurucu ortağının muvafakati olmaksızın başkalarına devredilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, bu yönde bır muvafakat bulunmadığı için hukuken sonuç doğurabilecek geçerli devir olmadığını beyan ederek davanın reddini istemişlerdir.
Davalı şirketin —— göre; şirketin Yönetim Kurulu üyelerinin asıl dosya davalıları—— olduğu, temsil yetkisi bulunan ——04/02/2019’dan itibaren şirketi temsile yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Davacının delil olarak 1 sayfadan ibaret 09/10/2009 düzenlenme tarihli bir belge sunduğu, bu belgenin fotokopi olup hisse devir beyanı içermediği, devir vaadi içerdiği, adi yazılı şekilde düzenlendiği görülmüştür.Dosya uyuşmazlığın çözümü açısından bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin 27/06/2022 tarihli raporuna göre; belge tarihinin 09/10/2009 olduğu, belgenin içerik itibariyle hisse devir sözleşmesi olmadığı, hisse devir vaadi içerdiği, TBK 146.madde gereği 10 yıllık zaman aşımının dolduğu hususu belirtilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre; pay devrinin şirket pay defterine ve ticaret sicile işlenmesi talebinin şirket tüzel kişiliğine yöneltilebileceği anlaşılmakla, asıl dava yönünden şirket ortaklarına yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; birleşen dava yönünden ise ‘hisse devri vaadi’ içerir belge tarihinin 09/10/2009 olup, davacının davasını 07/06/2021 tarihinde açtığı, bu suretle TBK’daki 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-ASIL DAVA yönünden davacının davasının husumet yokluğundan REDDİNE
a-) Davacı tarafından yapılan masrafların, uhdesinde bırakılmasına
b-)Davalılar tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
c-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA
ç-)Arabuluculuk —– göre belirlenen ve yargılama giderlerinden olan 1.360,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA
d-)Davalılar kendilerini vekille temsil ettiklerinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan——- maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine
2-BİRLEŞEN DAVA yönünden davacının davasının zamanaşımı nedeni ile REDDİNE
a-)Davacı tarafından yapılan masrafların, uhdesinde bırakılmasına
b-)Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
c-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,40 TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 21,30 TL harcın davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA
ç-)Davalı vekille temsil edildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —— maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
3-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.