Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/86 E. 2020/439 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/86 Esas
KARAR NO: 2020/439
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– tarihinde, taraflar arasında ——— isimli — üstlenme sözleşmesi imzalandığı, —— tarihinde, davalının müvekkil’e olan ———borcunun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı, ——- tarihli alacağın temliki sözleşmesinde ——- Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair hüküm konulduğu, ancak H.M.K. Madde 17’ye göre yetki sözleşmeleri ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceği, davacının tacir olmaması nedeniyle sözleşmedeki yetki kaydı geçersiz olduğu, davalı tarafın gerek yerleşim yeri adresi gerek sözleşmede kararlaştırılan tebligat adresi —— olduğu, H.M.K. Madde 6’ya göre davalı tarafın yerleşim yeri mahkemesi, yetkili mahkeme olduğundan, —— Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğu, takip konusu alacak taksit taksit belirlenmiş olup, likit olduğu, davalı aleyhine %100 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalının haksız itirazı nedeniyle, müvekkilin her geçen gün mağduriyeti arttığı, bu nedenle İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği, açıklanan nedenler, sunulan emsal kararlar; davalı borçlunun, haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle davacının alacağının icra yoluyla tahsili imkânı bu aşamada mümkün olmadığından; mevcut itirazın bertaraf edilerek davacının takip konusu alacağına kavuşabilmesi ve kötü niyetli olarak takibi uzatmak için itiraz eden davalı’nın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi amacıyla, huzurda işbu davanın açılması zarureti hâsıl olduğu, davalı’nın haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı’nın %100 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkil şirket arasında akdedilen takip dayanağı sözleşmeyle taraflar iş bu sözleşmeden doğabilecek olan ihtilafların çözümünde ——– Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu hususunda mutabakata varıldığı, yetki sözleşmesinde belirli bir şehirdeki mahkemelerin yetkili kılınması, sadece o şehrin —- ilçesinin yargı çevresindeki mehkemelerin yetkili kılındığı anlamına geldiği, ———- dışında ayrı bir mahkeme teşkilatı bulunan yerdeki ilçe mahkelemeri sözleşmenin kapsamı dışında kaldığı, örneğin, yetki sözleşmesinde —- mahkemeleri yetkili kılınmışsa, davanın —— sınırları içinde olsa da ——– mahkemelerinde açılması mümkün olmayacağı, davanın dayanağı olan sözleşme —– tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı yasadan önce —- tarihinde imzalanmış olduğundan o tarihte yürürlükte bulunan —— sayılı yasa hükümlerine göre taraflar arasında yapılan sözleşmedeki yetki şartı geçerli olup her iki tarafı da bağlayacağı, dava konusu takibin yetkisiz icra dairesinden yapılması ve dolayısıyla geçerli bir icra takibi olmaması ve iş bu davanın da yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep ettiği, talep edilen faiz oranının yasal dayanağı olmadığı, arz ve izah olunan durum muvacehesinde, yetkisiz Mahkemede açılmış olması nedeniyle davanın yetki yönünden reddine, izah ettiğimiz nedenlerle haksız, mesnetsiz, yasal dayanaktan yoksun ve zamansız ikame olunan davanın reddine, davacı aleyhine % 20 ’den aşağı olamamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Mahkeme masrafları ve ücret-i vekâletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile temlik hükümlerine göre girişilen takibi yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, icra dosyası mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
——- Karar sayılı ve daha bir çok kararı ile Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesinin (1)-f bendi açık hükmü gereği davaya bakmakla mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış olup, yargılamaya devam olunmuştur.
İtirazın iptali istemine konu, —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından ——- tarihli itiraz dilekçesinde Borca ve Yetkiye itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —–tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu —— tarihli alacağın temlik, sulh, ibra ve feragat başlıklı sözleşmenin incelenmesinde, yetkili icra dairesinin taraflarca ——-icra daireleri olduğu , sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle uygulanan usul hükümleri doğrultusunda(Taraflar arasındaki sözleşme, ——– tarihli olup, bu tarihte henüz 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükte değildir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 10.maddesine göre “Dava, mukavelenin icra olunacağı veyahut müddeaaleyh veya vekili dava zamanında orada bulunmak şartiyle akdin vuku bulduğu mahal mahkemesinde de bakılabilir.” Aynı Yasanın 22.maddesine göre ” Mahkemenin salahiyeti intizamı amme esasına binaen tayin edilmemiş olan hallerde iki taraf bir veya mütaaddit muayyen hususa müteallik ihtilaflarının salahiyettar olmayan mahal mahkemesinde görülmesini tahriren mukavele edebilirler. Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez.” ) yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve sonradan yürürlüğe giren usul hükümleri ile de bu durumun ortadan kaldırılmadığı ve itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisinin dava şartı olup, davalı tarafından da süresinde ödeme emrine itiraz dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu görüldüğünden, geçerli bir icra takibinin bulunmadığı anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ve yargıtay kararları ışığında davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 247,82-TL harcın indirilmesi fazla alınan 193,42-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı şirket yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince takdir edilen 1.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/09/2020