Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/8 E. 2021/791 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/8 Esas
KARAR NO: 2021/791 Karar
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ: 29/12/2002
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —- yevmiye sayılı vekaletnamesi ile davalı —- vekil tayin edildiğini, söz konusu vekaletnamenin tarihi itibari ile açılmış olan hesaplardan para çekme yetkisi verdiğini, davacılardan —- — açıldığını, davacının diğer ortağı adına da —hesapları açtırıldığını, her iki ortağın da — yatırım amacı ile getirdikleri —- tarihinde hesaplarına yatırdıklarını, davalı —vekaletnameyi kullanarak davacılardan— çekilmiş olduğunu, davacı ile ortağı tarafından — tarihinde—— üzere —- kurulmuş olduğunu, adı geçen şirketin—-tarafından temsil edilmekte olduğunu,—– numaralı hesabın açılmış olduğunu, söz konusu hesaptan para çekmeye yetkili olmamasına rağmen davalı — tarihli vekaletnameye dayanılarak davalı — tarafından yekün olarak — bizzat çekilmiş olduğunu, davalı bankanın —- ibraz ettiği vekaletnameyi özenle incelenmemesi sonucunda davacının paralarını kaybetmiş olduğunu, davacının bu durumları öğrenir öğrenmez — tarihli vekaletname ile — verdiği vekaleti geri aldığını, —–olarak usulsüz çekilen paranın tazmini gerektiğini, aynı şekilde diğer davacı şirketin zararının ise — olduğunu, — davacılara verdiği zararın davalı —- tarafından tazmini gerektiğini, davacılardan—–tutarındaki zararının da davalılardan tahsili gerektiğini talep etmiş olup, yargılama sırasında dava miktarı ıslah edilmiş ve —-tazminat talep edilmiş bulunmaktadır.
SAVUNMA :
Davalı banka vekili savunmasında özetle: — tarihli vekaletnamenin tetkik edilmesi durumunda vekil—– dilediği zaman dilediği miktarda para çekmeye şeklinde yetki verildiğinin görüldüğünü,hesapların açılışta blokeli olduğunu ve bu nedenle söz konusu vekaletname ile bu hesaplardan para çekilemeyeceği iddiasının da kötü niyetli olduğunu, ileride kurulması düşünülen şirket adına hesap açılmayacağından şirketin kuruluş sürecinde şahıslar adına hesaplar açıldığını, — tarihine kadar da ——bulunmadığını, — tarihinde şirket kuruluşu için bloke kaydı konduğunu,— tarihinde yatan —- —– aktarıldığını, — tarihinde yatan diğer para olan —– tarihinde şirket adına açılan hesaba aktarılmış olduğunu, bu nedenle bloke olduğunu, diğer davalı —— gelerek kendisine vekalet verildiğini ifade ettiğini, davacılarla müvekkili banka ilişkisinin bu şekilde başlamış olduğunu, —şirket kuruluşuna ilişkin işlemleri yürüttüğünü, işlemlerin hazır hale gelmesi ile —— tarihinde vadesiz—hesaplarının açıldığını, — hesabından ilk işlemin — tarihinde yapılmaya başlandığını, —– tarihinde şirketin kurulmasına izin verildiğini, şirketin kuruluşuna izin verildiği tarihe kadar şirket hesabından işlem yapılmadığını, şirketin kuruluşundan sonra —- adına yapılan ödemenin davacı —– verdiği vekaletnameye uygun olarak yapıldığını, bu nedenle yapılan ödemelerin usulüne uygun bulunduğunu, —– vekillikten azledilmesinden sonra ödeme yapılmadığını, kendilerine çek karneleri verildiğini, önceki ödemelere itirazı kayıtta bulunmadıklarını beyan etmiştir.
Diğer davalı vekili; davacıların davalıya verilen — tarihli vekaletnamenin kötüye kullanıldığına dayandıklarını, — tarihi itibari ile müvekkilinin — —açılmış hesaplardan para çekme yetkisi taşıdığını, bu tarihten sonra açılan hesaplardan usulsüz olarak para çekildiğinin iddia edildiğini, müvekkili ile —- tarihinde şirketin —- iflası ile görevli ve yetkili olmak üzere —- yeni bir şirket kurulması hakkında bir sözleşme yapıldığını,—- kurulmasından sonra müvekkilinin ödemesi ön görülen — ödenmediği gerekçesi ile —— tarihli sözleşmenin fesh edildiğinin bildirildiğini, davacının müvekkiline verdiği vekaletnameye karşılık olarak —— senedin teminat maksadı ile verilmiş olduğunu, davalının davacıların hesaplarından çektiği paraları şirket işlerinde kullandığını, davalının usulsüz kullandığı bir para bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan zararın, zarar sorumlusu oldukları ileri sürülen davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı gerçek kişi yönünden davanın reddine, davacı şirket yönünden davanın kısmen kabulü ile —-tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı şirkete ödenmesine, fazla talebin reddine dair —–sayılı hükmü verilmiştir. Bu hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine—– anılan hükmü bozulmuştur. Anılan bozma ilamında:—- davacı gerçek kişi tarafından davalı —– tarihli vekaletnamenin, davacının şahsi hesaplarından para çekme yetkisi verdiği, davacı şirket hesabından para çekilebilmesi için şirket temsilcisinin, şirketi temsilen davalıyı yetkilendirmesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta ise böyle bir durum söz konusu olmadığından, şirketin mamelekine girmiş bir paranın —- tarihli vekaletnameyle davalı—- tarafından çekilemeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Ancak, dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı şirketin — tarihinde ticaret siciline tescil, —– edilerek kurulduğu, şirket ana sözleşmesinin geçici — şirketi münferiden temsil etme yetkisinin davacı gerçek kişiye verildiği, davacı şirket adına —- tarihinde ve şirket henüz kurulmadan önce hesap açıldığı, davalı —de birisi şirket kurulmadan önce —- tutarında olmak üzere bu hesaptan davacı şirket adına iki kez para çektiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davalı şirket henüz tüzel kişilik kazanmadan önce —- tarihli vekaletnameyle davalı şirket adına para çekilebileceğinden söz edilemez. Zira, bu tarihten önce hem davalı şirket henüz tüzel kişilik kazanmamış, hem de davacı gerçek kişinin davacı şirketi temsil yetkisi henüz oluşmamıştır. O halde bu durumu araştırmadan —- tarihinde davacı şirket adına davalı —ödeyen davalı—-meblağın ödenmesinden dolayı sorumludur.
Ancak, başlangıçta davacının temsil yetkisi bulunmasa da, davacı şirket sonradan kurulmuş ve davacı gerçek kişi tek başına temsil yetkisi kazanmıştır. Bu itibarla, şirket kurulduktan sonra artık vekalet akdi şirket yönünden de geçerli hale geldiğinden bu tarihten sonra anılan vekaletnameye dayanılarak şirket adına çekilen paradan davalı bankayı sorumlu tutmak mümkün değildir. Kaldı ki, başlangıçtaki eksiklikten bahsedilerek, çekilen bu paradan davalı bankayı sorumlu tutmak —–düzenlenen iyiniyet kuralı ile de bağdaşmaz.
Bu durum karşısında Mahkemece, davalı bankanın — tarihinde davacı şirket adına çekilen —– sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
3-Ayrıca davalı —- davacı şirket adına çektiği paraları yine davacı şirket adına kullandığını savunarak, bu konuda yaptığı harcamalara ilişkin olduğunu bildirdiği bazı faturalar sunmuş, yine bu konuda davacılara teminat amaçlı —– bedelli teminat senedi verdiğini ve bu senedin takibe konularak bedelinin tahsil edildiğini savunmuştur. Bu durum karşısında Mahkemece, davalı —- bu savunmalarının araştırılması, şirket adına çekilen paralar bu şekilde yine şirket için harcanmış veya anılan senet dava konusu paranın teminatı amacıyla verilip, bu senede dayanılarak herhangi bir tahsilat yapılmışsa hem davalı bankanın hem de davalı —– sorumluluğundan söz edilemeyeceği kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…” denilmiştir.
Mahkememizce anılan bozma ilamına uyulup, bu doğrultuda tahkikat işlemleri yapılmış ve yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair —– verilmiştir. Bozma gerekçesinde davalı— tarafından şirket için çekilen paraların —— harcandığı ve ayrıca — bedelli teminat senedinin davacılar tarafından —– dosyasıyla takibe konulduğu ve sonucunda tahsilat yapıldığı, böylece bakiye alacak kalmadığı görüşü benimsenmiştir. Bu hükmün davacı tarafça temyizi üzerine, —- kararıyla Mahkememizin anılan hükmü bozulmuştur. —-.Mahkemece,— ilama dayanılarak, davalı —-tutarındaki harcamayı davacı şirket için yapmış olduğu,— tutarlı senedin ise davalı —- tarafından davacılara teminat amacıyla verildiği ve daha sonra icraya konulup tahsil edildiği, davalıların davacılara karşı hiçbir sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı gerçek kişinin davasının reddine, davalı şirketin davasının kısmen kabulüne dair tesis edilen karar, —- tarihli ilam ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamımızın gerekleri yerine getirilmemiştir.
—-ait ilamın —- tarafından çekilen paraların şirket adına harcanıp harcanmadığının tespiti istenmiş, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda ise—– tarafından sunulan faturalar alt alta yazılmak suretiyle toplanmış ve hiçbir gerekçe gösterilmeden ve başkaca bir inceleme yapılmadan, — değerindeki bu harcamaların şirket adına yapıldığı sonunca varıldığı bildirilmiştir. —– bedelli senet, davalı—– tarafından davacılara, dava konusu paranın teminatı amacıyla —- bu senede dayanarak herhangi bir tahsilat yapılmışsa, davalıların sorumluluğundan söz edilemeyeceği de belirtilmiştir. Bu ifadelerden, şirket adına çekilen paranın tamamının şirket adına harcanması veya dava edilen paranın tamamının teminat senedi olduğu savunulan senedin icraya konulması suretiyle tahsil edilmesi halinde, davalıların sorumluluğundan söz edilemeyeceği şeklinde anlaşılması gerektiği, kısmi bir harcama veya kısmi bir tahsilat halinde, davalıların ancak bu kısım için sorumluluktan kurtulacakları tabiidir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda ise bozma ilamımızdaki —- ibaresine yanlış anlam verilerek, anılan senede dayalı olarak girişilen icra takip dosyasına yatan paranın — olduğu, bozma ilamının —-bendinde —- dendiğinden davalıların sorumluluğunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup, hüküm kurmaya ve denetime elverişli yeni bir rapor alınmak suretiyle, bozma ilamımızda belirtilen tüm konularda yeniden bir inceleme ve değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda —- numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, —- numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA…) denilmiştir.
Mahkememizce anılan bozma ilamına uyulup, bu doğrultuda tahkikat işlemleri yapılarak — davacı —- celp edilmiş, dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı —- açılan davanın reddine dair Mahkememizin —– tarihli kararı bozma kapsamı dışında kalmış olup kesinleştiğinden, bu davacı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı şirket yönünden Mahkememizin —- tarihli Karar düzeltme ilamı dışında kalmış olup kesinleştiğinden, Mahkememizin —-Davacı şirket yönünden davanın ıslah doğrultusunda kısmen kabulü — alacağın, — bölümü için dava tarihinden itibaren, bakiye — bölümü için ıslah tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek ve —uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte ve tahsil tarihinde — tarafından belirlenecek — davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı —— yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Esasa dair değerlendirme davacı şirket yönünden yeniden yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamlarındaki gerekçeler dikkate alındığında, davalı banka sadece davalı gerçek kişinin şirket hesaplarından— tarihinde çektiği —- düşülmesi sonucu davacının davalı banka yönünden talep edebileceği alacak tutarının — olduğu hesaplanmıştır. Anılan miktardan davalı —- müteselsilen sorumludur. Bunun dışında hesaptan çekilen — vekaletnamedeki yetkiye uygun olarak çekildiği ve davalı bankanın bu miktar yönünden sorumluluğunun bulunmadığı hususu uyulan bozma ilamları ile sabit olmuştur.
Davacı iş bu davada, banka hesabından usulsüz çekilen paralar nedeniyle uğradığı zararların tazminini istemektedir. Uyulan son bozma ilamları doğrultusunda, davalı —- yönünden ise ——yetkisiz vekil tarafından usulsüz olarak çekilip çekilmediğinin belirlenmesi gereklmektedir. Esasen son karar düzeltme ilamı ile davalı banka yönünden —– yetkisiz vekil tarafından usulsüz olarak çekildiği uyulan bozma ilamı ile sabit olduğundan iş bu yeniden yapılan yargılama ile yalnız karar düzeltme ilamına konu — yönünden sadece davalı —– sorumlu olup olmadığı hususunda yeniden değerlendirme yapılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacılar tarafından takibe konulan —- senedin davaya konu borçla ilgili teminat senedi olmadığı, davalı vekilinin teminat senedi savunması yerinde olmadığı, o senetle ilgili yapılan ödemelerin bu davaya konu borçtan mahsup edilemeyeceği hususları uyulan bozma ilamları ile sabit olduğundan bu yöndeki davalı savunmasına itibar edilmemiştir.
Son —- yönünden davalı bankanın sorumlu olmadığı hususunun sabit olduğu, esasen davalı tarafından çekilen toplam —-miktarı davacı şirketin kurulması için harcandığı bu hususn son —sayılı kararı ile sabit olduğu, davalı — şirket için harcanmadığı, davalı —— tarafından iddia edilen teminat senedinin eldeki dava dosyası ile ilgisi olmaması sebebiyle—–davacı şirketin — talebinin de yerinde olduğu, davalı — miktar yönünden de sorumlu olduğu anlaşıldığından davacı şirket—- talebinin kabulü ile —- alacağın —- ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle —- birlikte ve tahsil tarihinde — tarafından belirlenecek —karşılığının davalı— tahsili ile davacı —- verilmesine karar verilmiştir.
Davalı —- tarafından davacı şirketin adına harcandığı tespit edilen — sayılı dosyası ile davalı — yönünden de tenzil ediliği dikkate alınarak davalı— yönünden iş bu karar konu —- yönünden yeniden tenzilat yapılmamıştır.
Her ne kadar davacı dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde davalı gerçek kişi —- tarafından çekilen — para hakkında bir değerlendirme bozma hususu yapmaması, bozma ilamına uyulması sebebiyle——- yönünden karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı dikkate alınarak bu talep yönünden değerlendirme yapılmamıştır.
Son bozma ilamı ve karar düzeltme ilamı ile Mahkememizi—— ilamındaki harç ve vekalet ücretine ilişkin hesaplamaların bozma dışında bırakılması sebebiyle taraflar lehine usuli kazanılmış hakka sebebiyet vereceği dikkate alınarak dava tarihi itibariyle ve dava dilekçesinde gösterildiği üzere —- olup harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti bu kur esas alınarak hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı — tarafından açılan davanın reddine dair Mahkememizin —- tarihli kararı bozma kapsamı dışında kalmış olup kesinleştiğinden, bu davacı yönünden yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı şirket yönünden Mahkememizin —-tarihli Karar düzeltme ilamı dışında kalmış olup kesinleştiğinden, Mahkememizin —-Karar sayılı kararı “Davacı şirket yönünden davanın ıslah doğrultusunda kısmen kabulü ile — alacağın,— için dava tarihinden itibaren, bakiye— bölümü için ıslah tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek ve — temerrüt faiziyle birlikte ve tahsil tarihinde — tarafından belirlenecek — karşılığının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı—–yönünden yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacı şirket— talebinin kabulü ile — alacağın ——ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle —- birlikte ve tahsil tarihinde —– tarafından belirlenecek — karşılığının davalı — tahsili ile davacı —– verilmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
5-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli —harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harçtan mahsubu ile artan bakiye —harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan— —-harcın davalı —- tahsili davacılara ödenmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan — bilirkişi ücreti, — tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam — yargılama giderinden kabul ve red oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamada; — yargılama giderinin davalı —tahsili ile davacı —- verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı — tarafından yapılan — yargılama giderinin davacılardan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
9-Davacı şirket —- yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca —vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine,
10-Davalı—- yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca —vekalet ücretinin vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021