Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/703 E. 2022/1040 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/703 Esas
KARAR NO : 2022/1040

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı Şirket ile davalı şirket arasında ticari münasebet söz konusu olup, bu sebeple müvekkili şirketin takip tarihi olan 25/12/2019 tarihinde davalıdan 75.241,54- TL. alacaklı durumda olduğunu, davalıya yapılan tüm çağrılara rağmen herhangi bir ödemede bulunulmayınca davalı şirket aleyhine——Sayılı icra dosyasından takip başlatılmış olup, davalı tarafından işbu takibe mesnetsiz ve afaki bir şekilde itiraz edilmiş olduğunu, müvekkili Şirketin, davalı yandan mal satın almak için sipariş vermiş ve bu sipariş için de önceden avans ödemesi verdiğini, Ne var ki, davalı yanca müvekkilinin sipariş ettiği mal teslim edilemediği için müvekkilinin, davalıdan alacaklı konumda bulunmakta olduğunu,—— dosya numaralı başvurunun ise anlaşamama tutanağı ile sonuçlanmış olduğunu, her ne kadar davalı hakkında 75.241,54- TL. miktar üzerinden takibe geçilmiş ise de takip tarihi ile dava tarihi arasındaki ticari münasebet dolayısı ile müvekkilim şirket kayıtlarının tetkikinden borçlunun dava tarihi itibariyle müvekkiline 73.175,27- TL borçlu bulunduğu tespit edilmiş olduğunu iddia ederek, davalı Şirketin vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun asıl alacağın 9620′ sinden aşağı olmamak üzere icra- inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile ücret- i vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiaları haksız ve mesnetsiz olup davanın reddinin gerektiğini, davacı şirket vekilince müvekkili Şirkete keşide edilen——- ihtarnamesiyle, ticari münasebetten dolayı 83.441,70 TU lık alacaklarının bulunduğunu, tüm çağrı ve ikazlara rağmen ödenmediğini, ihtarın tebliğiyle birlikte ödenmesinin ihtar edildiğini, davacının iş bu ihtarnamesinin kabulü mümkün olmadığından, iş bu ihtarnameye ——- Cevabi ihtarnamesivle itiraz edildiğini müvekkili şirketin davacının iddia ettiğinin aksine herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirketin —– ürünleri imalatı yapan bir firma olup, ——sektöründe kur farkının bayilere yansımaması için fiyat sabitleme amacıyla önden dönem çeki alarak satış yapılmasına dair çalışma şekli 14.01.2019 tarihinde davacıya teklif edilmiş, davacının kabulüyle önden dönem çekleri alınmış olduğunu, üretilen ürün gruplarının ithalatla tedariki sağlandığından ve paslanmaz çelik hammadde ile üretildiğinden, bazı dönemlerde bayilere fiyat avantajı sağlanması amacıyla müvekkili şirketi önden dönem çeki alarak fiyatın sabitlendiği kampanyadan davacı şirketin de istifade etmiş olduğunu, zira müvekkili şirketin bayileriyle bu şekilde çalışmakta olup, davacı firmayla da mail yoluyla anlaşma sağlayarak önden avans çeki verme hususunda mutabık kaldıklarını, dolayısıyla bayinin çeklerini verdiği tarihteki kur artışından etkilenmemesi için o günün koşullarında ham madde tedariki yapılır, öngörülen zaman içerisinde verilen çek tutarı kadar bayinin alım yapması beklenir, müvekkili şirketin davacı bayiden aldığı çeklerle hammadde satın alarak stoklarında muhafaza etmekte olduğunu, bayi ise böylece önden çek vererek kendisine özel hammadde alımı sağlamış olup, teklif sunulan geniş ürün yelpazesi içinden malı stokuna çekmeyerek sattıkça alım yaparak bayiye de hareket kabiliyeti sağlanmış olduğunu, davacı şirket tarafından iddia edilen iş bu alacağın ise, önden verdiği çeklerle yukarıda belirtilen şartlarda alımını taahhüt ettiği hammaddelerle ilgili olup, davacı taraf anlaşmasına riayet etmemiş, taraflar arasındaki ticari mutabakat gereğince 2019 yılı başından beri olduğu şekliyle ürün alımına devam etmeyerek alacak iddia etmekte olduğunu, davacı tarafın iş bu kampanya gereği alımı yapılarak stokta bekletilen malzemeleri hazır olmasına rağmen, sipariş etmekten ve teslim almaktan imtina etmekte olup, zaten davacı hammaddeleri teslim alsa ortada iddia ettiği herhangi bir alacağının kalmayacağını, hiçbir şekilde davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, iş bu tarihe kadar davacı şirkete iş bu belirtilen özel kampanya ile müvekkili şirket tarafından faturayla 160.242.-TL olarak satışı yapılan ürünlerin aslında piyasa değerinin 265.593.-TL olduğunu, dolayısıyla davacı önden çek vererek (265.593-160.242) 105.341-TL değerinde fiyat avantajı sağlamış olduğunu, iddia edilen cari hesaptaki 83.441,70 TL’ lık bakiyenin piyasadaki ürünün satış fiyatı 138.300,56 TL olup, böylece 54.858,86 TL’ lık yine daha karlı bir satış yapacağı anlamına gelmekte olduğunu, davacı şirket daha ucuza tedarik ettiği ürünü satarak fiyat avantajı elde etmesine rağmen, kötü niyetle müvekkili şirketi zarara uğratacak şekilde anlaşmaya aykırı alacak iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, bir an için davacının anlaşmaya aykırı alacak iddiaları nazara alınsa dahi, müvekkili şirketin iş bu ürünü satabilmek için ilaveten pazarlama gideri harcaması yapacak, satış riskini üstlenecek, ilave finans yaratmak zorunda kalacağını, müvekkili şirketin davacıya fiyat avantajı sağladığı ürünlerle ilgili olarak, fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla 105.341.-TL” lık fiyat farkı alacağın maddi zarar, tazminat, masraf vb. ilişkin her türlü hak, alacak ve dava hakkımızı saklı tuttuklarını, iş bu nedenle davacının haksız ve mesnetsiz alacak iddialarının nazara alınmaması gerekmekte olduğunu savunarak, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, haksız ve mesnetsiz icra takibinin iptaline, müvekkili şirket aleyhine haksız ve kötü niyetle takip ve dava başlatan davacının en az 9620 icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, haksız ve mesnetsiz icra inkâr tazminatı talebinin reddine, HMK 329. vd. Md. Leri gereğince davasının hiçbir hakkı olmadığı halde kötü niyetle dava ikame ettiğinden yargılama gideri ile müvekkilin tarafımıza ödemesi gereken vekalet ücretinin davacı tarafından ödenmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle ——- esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine davacı yanca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekilinin 13/12/2022 tarihli duruşmada beyanında; Karşı tarafla anlaştığı, davadan feragat ettiği, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını beyan edip imzasının alınmış olduğu görülmüştür.Davalı vekilinin 13/12/2022 tarihli duruşmada beyanında; Karşı tarafla anlaştığı, davadan feragat ettiği, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını beyan edip imzasının alınmış olduğu görülmüştür.HMK nun 311(1) maddesi uyarınca feragat, kesin hüküm gibi kesin sonuç doğurduğu gibi HMK.’nun 309(2) maddesi uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmamakla 13/12/2022 tarihli duruşmada davacı vekili ve davalı vekilinin karşılıklı feragat beyanlarıyla davadan feragat ettiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin de bulunduğu anlaşıldığından anlaşıldığından, davanın feragat nedeniyle reddine dair karar verilmiş, davacı ve davalı vekilleri tarafından yargılama gideri ile vekalet ücreti talep edilmediğinden talep doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 792,75-TL nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.