Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/700 E. 2022/255 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/700 Esas
KARAR NO : 2022/255 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekil ——– sigortalandığını, müvekkil sigorta —– aracın karıştığı—- tarihinde meydana gelen— %100 kusurlu bulunduğunu—- yapıldığını,—-aracın trafik durunca durmuş, arkasında yer alan —-idaresindeki—– plakalı sigortalı araç da —- fakat; …——– plakalı araca çarptığını, bu çarpmanın —- önündeki—- çarptığını ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, yapılan —- çalışmaları ve kaza tespit tutanağı doğrultusunda ,—- aracın %100 kusurlu olduğunu, TBK, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuat sebebiyet verilen zarardan —— sorumlu tutulduğunu TTK’nın 1472. Md. uyarınca sigortacıya, ödediği tazminatı zarara sebebiyet verenden ve — olanlardan—— geri alma hakkı tanındığını, bu sebeple davalılara karşı rücu şartları oluşmakla ödeme talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine %100 kusurlu olan ——– başlatılmış ise de haksız şekilde itiraza uğrayan takibin durdurulduğunu, takip öncesi başvurulan— sürecinden de bir sonuç elde edilemediği bu nedenlerle itirazın iptali için işbu davayı açımak zorunda kaldığını, davalıların— yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıların %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı—– cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkile —- aracın —- kazaya karıştığını kaza da müvekkile ait araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu beyan etmiş ve sigortalısına ait araçta oluşan hasar için ödemiş olduğu —– müvekkile ait araç sürücüsünden hem de müvekkilden tahsiline yönelik takibe yapılan itirazların iptaline karar verilmesini istediği görüldüğü, ——- kaydı incelendiğinde meydana gelen kazada müvekkile ait araç sürücüsü ..—– kusurlu olduğu, her ne kadar —- uyulmaması sebebiyle kusur müvekkile ait araç sürücüsüne verilmiş olsa da —- olmamakla kusura yönelik bilirkişi incelmesi yapılması gerektiği, kaza tarihinde müvekkile ——- düzenlendiği, dolayısıyla davaya konu talebin öncelikle —– poliçesini düzenleyen —- yöneltilmesi gerektiğini, davacı …—– rücu edip etmediği, ödeme alıp almadığı taraflarınca bilinmemekle dava dilekçesinde bu hususa değinilmemiş olması ve delil dilekçesiyle sunulan hasar dosyasında da buna ilişkin bir delil sunulmamış olması sebebiyle başvurmadığının düşünüldüğü, öncelikle bu sebeple müvekkile ait aracın —– davanın ihbar edilmesi ve davaya konu hasara ilişkin davacı tarafından rücuen taraflarına başvuru yapılıp yapılmadığını, yapıldı ise ne şekilde sonuçlandırıldığının sorulması gerektiği, her ne kadar kabul etmesek de bir an müvekkilin sorumluluğunun olduğu düşünülse dahi takibe konu faiz türü, oranı ve başlangıç tarihlerinin de hukuka aykırı olduğunu, kaza sonrasında davacı … —- ait araçta meydana gelen hasara yönelik olarak yapılan hasar ve onarım süreci, alınan —– raporu ve onarım—- başvuru evrakları müvekkil şirkete hiçbir süreçte iletilmemiştir. İtirazın iptaline konu icra dosyasında da bu belgeler bulunmamaktadır. Dolayısıyla ödeme emri ile de müvekkil şirkete de iletilmediği, bu sebeple faize ilişkin talepleri de kabul etmenin mümkün olmadığı, bu nedenlerle davanın reddini ve takibin iptalini talep etme zaruriyeti hasıl olduğunu, davacı … alanındaki tüm yasal mevzuata hakim basiretli tacir sıfatıyla hareket etmesi gerekli olan bir şirket olması sebebiyle —- Şartlarında açık hüküm bulunmasına rağmen doğrudan müvekkil şirkete yönelmiş olması sebebiyle kötü niyetli olduğunu, bu sebeple İİK’nun ilgili hükümleri gereğinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ….—-cevap dilekçesinden özetle: Davacı tarafından araç hasarının ödenmesine ilişkin müvekkil aleyhine icra takibi başlatılmış olup,icra takibine yapılan itiraz neticesinde işbu davanın açıldığını, davaya konu kazaya karışan araç müvekkile diğer davalı tarafından ikame araç olarak verildiğini, öncelikle belirtmek istediklerini, davacı yanca cevap dilekçesi ve delil dilekçesinde dosyada mübrez olduğu belirtilen hasar — ödeme belgesi, kaza tutanağı dosyaya sunulmadığı gibi taraflarına da iletilmediğini, bu belgelerin incelenmesi ile daha —–cevap verileceğinden, bu belgelere ilişkin beyan haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davacı tarafından öncesinde taraflarına başvurularak olay nedeniyle uğranıldığı iddia ve beyan edilen zararların herhangi bir şekilde talep edilmediğini, ———- doğrudan tarafımıza takip başlatıldığı, dava açılarak kötü niyetli davranıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, her ne kadar takip mesafesine uyulmaması nedeniyle müvekkilimizin %100 kusurlu olduğu söylense bile, aynı durum davacı şirket sigortalısı sürücü içinde geçerli olduğu, davacı şirket sigortalısı sürücüde ———— kuralına uymadığı, diğer taraftan kusurun belirlenmesinde tek sebep takip mesafesi olmadığı, diğer ölçütler de kusur tespitinde göz önünde bulundurulması gerektiği, gerek müvekkile yüklenen kusuru gerekse davacı tarafça iddia edilen zarar tutarlarını, icra takibine konu faiz ve masrafları, ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, hasara konu trafik kazasında böyle bir masraf yaratacak hasarın meydana gelmesi olağan görülmediği, nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan dava dışı —– trafik kazası sebebiyle ödenen hasar bedelinin TTK 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, —- tarihinde meydana gelen trafik kazsı sebebiyle dava dışı/sigortalısı—-hasar ödemesinin yapıldığını ve TTK 1472 maddesi gereğince dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı — davalı araç sürücüsünün neden olduğunu ve davalıların oluşan zarardan sorumlu olduğunu, halefiyete dayalı olarak oluşan zararın davalılardan tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalıların haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,———–sayılı İcra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,———– davaya ait sigorta poliçesi celp edilerek dosya arasına alınmış, ——- hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmış,—- bilirkişi raporu alınmış —- tarihli bilirkişi ek raporu alınarak ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “—- sürücüsü …——–aynı istikamette aynı şeritte önünde seyreden——– arkadan çarpmıştır. —- plakalı aracın sürücüsü … önünde giden aracı güvenli ve gerekli bir mesafeden takip etmediği, Karayolları Trafik Kanununun 56/c, 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107, 157/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kendi ve trafik güvenli tehlikeye attığı, kazanın meydana gelmesinde asli ve 100 oranında kusurlu olduğu, —- plakalı araç sürücüsü—–araçların hasarlanmalarıyla neticelenen trafik kazasının oluşumunda alabilecek herhangi bir tedbirinin bulunmadığı kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusurunun bulunmadığı, —- sürücüsü—- hasarlanmalarıyla neticelenen trafik kazasının oluşumunda alabilecek herhangi bir tedbirinin bulunmadığı kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusurunun bulunmadığı, olayda kazaya atfedilebilecek başka kurum ve kişilerin kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Hasar —- olduğu, İcra takibinde talep edilen ödeme bedelinin — olduğu, Davacının, talep edebileceği hasar zararının —- plakalı aracın üsi kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 oranında kusurlu olması, — plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusurunun bulunmaması, sigorta hasar ekspertiz raporunda ve servis faturalarında belirlenen hasarlanan ve onarılan parçaların kaza ile uyumlu olması, uygulanan parça fiyatlarının ve işçilik bedelinin uygun, kadri maruf/ olması ve söz konusu aracın hasarının Davacı tarafından ödenmesi nedeniyle, Davacı tarafından tazmin ettiği bedel tutarında rücu talebinde bulunabileceği, Karayolları Trafik kanuna göre, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,—– bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde,——— aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar maddesi uyarınca davaya konu —-. davacının talep edebileceği tazminattan— oranında (%100) müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu——–ile araç——teminat limitinin 39.000,00 TL, kaza başına—- olduğu, sigortalısının Davalı —–…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
26/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “..—- Davacı ——- talebini—- Sigortası Genel Şartları B.4.4.3 maddesine istinaden, gerekli inceleme ve araştırmalar yapıldıktan ——– limitleri dahilinde, öncelikle ilgili risk için teminat —- şirketine yöneltmesi gerekirken, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. Maddesinde istinaden seçimlik hak yetkisini kullanarak araç maliki ve sürücüsüne karşı kullanmış olduğu görülmektedir…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut dosya bakımından, davacı dava konusu —– —-sebebiyle ödemiş olduğu hasarın TTK 1472 maddesi gereğince rücu şartlarının oluştuğunu ve davalıların oluşan zarardan sorumlu olduğunu ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Kasko Sigortası Genel Şartları B.4.4.3. maddesi “Sigorta ——- ödediği tazminat tutarınca —- halef olur. —- ödediği tutar için rücu talebini, sigorta —–dahilinde, ———— yöneltir. —— karşı sahip olduğu rücu hakkını ilgili ——— teminatının bulunmadığı durumda kullanabilir. Sigorta ettiren ve sigortalı, sigortacının açabileceği davaya veya takibe yararlı ve elde edilmesi mümkün belge ve bilgileri vermeye zorunludur” hükmünü taşımaktadır. Bu maddeye göre sigortalısına ödeme yapan kaskocu, rücu talebini öncelikli olarak zarara neden olan aracın sigortacısına yöneltmek durumundadır.—- B.4.4.3 maddesi ile getirilen bu —– yer almakta olup bu genel şartların yürürlük tarihi — olarak belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamında davacı-kasko sigorta şirketinin dava konusu rücu alacağını Kasko Sigortası Genel Şartları B.4.4.3. Gereğince öncelikle ilgili risk için teminat sunan dava dışı ——–öneltmesi gerektiği ancak davacı tarafından dava açılmadan önce gerekli başvurunun dava dışı —-, davacı tarafından—- Genel Şartları B.4.4.3. maddesi gereğince gerekli başvurunun yapılmaması sebebiyle davalıların şu aşamada sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmış, davanın reddine karar verilmiştir.———-
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır. (—- Eldeki dava yönünden davalı/borçlu tarafından davacı/alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 209,26-TL harcın mahsubu ile artan 128,56-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca ——- davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.