Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/696 E. 2022/175 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/696 Esas
KARAR NO: 2022/175
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30.12.2020
KARAR TARİHİ: 08.03.2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari iş ilişkisinden doğan ve ekte bulunan cari hesaptan doğan alacak tahsil edilemeyince; davacı şirket adına—–sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu şirketin takibe ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin itirazında haksız olduğunu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde bu durumun ortaya çıkacağını, davanın kabulü ile, davalı/borçlunun — sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın likit olması ve itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeni —-avans faizi ile birlikte %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını, borçlarını ödediklerini, davacı tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiğini davacı tarafından başlatılan itirazın iptaliyle yargılamaya muhtaç konuyla ilgili olarak haciz baskısı kurmak amacıyla başlatılan takibin iptaline, davanın reddi ile kötü niyetli alacaklının—- az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, taraf şirketlere ait —– celp edilerek mahkememiz dosyası arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, —- incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı— borçlusunun dosyamız davalısı —- olduğu, takibin —- tutarlı cari hesap alacağının fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından süresinde —-dilekçe ile yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edildiği, itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve davanın —-toplam alacak üzerinden ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saaiti her iki tarafın da hazır bulunduğu —– tarihli celsede taraf vekillerine bildirilmiş, ilgili hususlar ihtar edilmiştir. İnceleme gün ve saatinde davacı tarafından ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmekle birlikte davalı tarafından ibraz edilmemiş, herhangi bir mazeret de bildirilmemiştir. Davacı şirket defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir bilirkişi tarafından ——– tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, ” Davacı şirket tarafından ibraz edilen —– yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226’ ve —– göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı
bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davalı şirketin ticari defter ve dayanaklarını incelemek üzerine ibraz etmediği, davacı şirket tarafından davalı şirkete —–bedelli fatura düzenlendiği, davalı şirketin davacı şirkete —- banka havalesi yoluyla ödeme yaptığı taraflar arasındaki bu işlemler neticesinde davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, huzurda görülmekte olan davaya konu icra takibine dayanak olan davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen ——– dayandığı,—– daha öncelerden düzenlenen faturalardan kalan bakiye olduğu, bu iki tutar birleştiğinde davacının takip konusu yaptığı alacak tutarı olan —oluştuğu, davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen faturalar —-altında olduğu için — yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur. Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf defterleri dosyada toplanan deliller ile tarafların iddia ve savunmaları göz önüne alındığında taraflar arasında cari hesap ilişkisine dayalı mal alım satımdan kaynaklı ticari ilişki olduğu hususu ihtilafsızdır. Nitekim davalı tarafın ——tarihinde uyap sisteminden göndermiş olduğu dilekçesinde de ticari ilişki kabul edilmiş olmakla davalı tarafından ödeme savunmasında bulunulduğu görülmüştür. Alınan bilirkişi raporunda da taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve dava konusu dayanak faturanın davacının lehine delil olan defterlerinde kayıtlı olduğu, yargılama süresince davalı tarafından ödeme savunmasında bulunulmasına rağmen ödeme emrine itiraz dilekçesindeki ve ——- tarihinde —– göndermiş olduğu dilekçesindeki borcun bulunmadığına ilişkin soyut itiraz dışında süresinde, hiçbir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığı gibi inceleme gün ve saatin de ticari defterlerin hazır edilmediği, toplanan tüm deliller ve davalı tarafın savunmasının yalnızca borcun ödendiğine ilişkin olması ve ticari ilişki bulunmadığı yahut mal tesliminin gerçekleşmediği hususlarında bir itirazının olmadığı göz önüne alınarak davacı tarafın takibe konu fatura yönünden alacaklı olduğu hususunu ispatlanmış olduğu artık varsa bir ödeme davalı tarafça iddia ve ispat edilmesi gerektiği açıktır. Ancak az yukarıda açıklandığı gibi davalı tarafından ödemeye ilişkin yargılama süresince hiçbir bilgi ve belge ibraz edilmemiş ticari defterler sunulmamıştır. Her ne kadar davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna beyan ve itiraz adı altında sunmuş olduğu — tarihli dilekçesinde ticari defterlerin davalı şirket ile yaşanan iletişim kopukluğu sebebi ile sunulmadığı yerinde inceleme talep edildiği belirtilmiş ise de mahkememizin —– tarihli ara kararlarında inceleme gün ve saatinin her iki tarafında da huzurunda belirlendiği, yine mahkememizce talep edilmesi halinde bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verildiği ve gerekli ihtarların yapıldığı görülmüştür. İnceleme gün ve saatinden hazır olan davalı tarafın incelemeye defterlerini hazır etmemesi herhangi bir mazeret yahut yerinde inceleme talebinde bulunmaması yine rapor düzenlenmesine kadar süreç göz önüne alındığında da herhangi bir talebinin olmaması göz önüne alındığında ve verilen sürelerin kesin süre olup ihtaratın da yapıldığı anlaşılmakla artık bu noktada davacı lehine kazanılmış hak oluştuğundan davalının talebi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki ödeme savunmasında bulunan davalı tarafın ödeme olgusunu yargılamanın her aşamasında yazılı deliller ile ileri sürebileceği kuşkusuz olup bu hususta da davalı tarafından bir belge ibraz edilmemiştir. Hal böyle olunca davalı tarafın yeniden bilirkişi incelemesi talebinin yargılamayı uzatmaya ilişkin olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçeler ile davacının davasının kabulüne, davalının —– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinde belirtilen faiz oran ve cinsi uygulanmak suretiyle aynen devamına, faturaya dayalı alacağının likit olması sebebiyle hükmedilen —- asıl alacağın taktiren % 20 oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile ,
-Davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinde belirtilen faiz oran ve cinsi uygulanmak suretiyle aynen devamına,
-Hükmedilen 2.701,92-TL asıl alacağın taktiren % 20 oranında belinlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Karar harcı 184,57-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 130,16-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 42,1‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 896,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5- 6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca —– karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.701,92-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08.03.2022