Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/688 E. 2021/530 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/688 Esas
KARAR NO : 2021/530 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafımızca dava konusu ihtilafa ilişkin olarak dava şartı olan arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yoluna başvurulmuş,—— arabuluculuk numaraIı dosya kapsamında yapılan arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığı,——– —– oluşabilecek risklere karşı emtia —– sözleşmesi ile teminat altına alındığı, dava dışı sigortalının——– tarafından üstlenildiği, sigortalı tarafından ihraç edilen———- sevk irsaliyesi, araç sürücüsü tarafından temiz olarak imzalanarak teslim alındığı,—– edilmesi sırasında, sigortalı emtiada —– olduğu görüldüğü, bunun üzerine, yapılan ekspertiz incelemesinde, emtianın sevkiyat süresince istenilen ısı derecesinde taşınmaması sebebiyle hasarlandığı belirlendiği, söz konusu hasar, sigortalı tarafından hem davalıya——- yoluyla bildirildiği, sigortalının 103.695,62-TL tutarındaki hasarı müvekkillerince karşılanmış olup böylelikle müvekkilimiz, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalısının “kanuni halefi” sıfatını haiz olduğu, dava konusu ———— hükümlerine tabi olduğu, davalı, söz konusu taşımanın yapılmasını taahhüt etmiş olup bu taşımaya ilişkin navlun faturası düzenlendiği, bu sebeple akdi taşıyıcı sıfatını haiz olup taşıma sırasında meydana gelen hasardan CMR m.17 uyarınca sorumlu olduğu, davalı, taşımasını üstlendiği yükü, sağlam olarak teslim aldığı halde alıcısına sağlam olarak teslim edilmediği, bu sebeple taşıma sırasında meydana gelen hasardan TTK m.875 uyarınca da sorumlu arz ve izah edilen nedenlerle,——dosyasına davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ——- olarak tamamladığını, —– ihracatının % 22’sini karşılamakta—-sahip olduğunu, Ayrıca müvekkilin —– bulunduğunu, müvekkilin——- layık görüldüğünü, Müvekkili şirket, çalışan—— kiralanmış olup — içerisindeki emtia dava dışı ——— yüklenmesi sonrasında sevk irsaliyesi üzerinde —- içinde istenen taşıma derecesinde taşınmaması sebebiyle emtianın hasarlandığını iddia ettiği, bu asılsız iddiası doğrultusunda davacı —-tarafından dava dışı —— firmasına ödeme yapılmış olup yapılan ödeme için müvekkil şirket aleyhine ——- başlatıldığı, hukuki dayanaktan yoksun takibe itiraz edildiği, davacı tarafından huzurda ikame olunan davanın açıldığı, müvekkil şirket aleyhine ikame olunan itirazın iptali talepli dava haksız ve mesnetsiz olup reddini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, CMR hükümlerine —– kapsamında —— ile sigortalanan emtianın (—– taşınması sırasında hasarlanmasından dolayı davacı/sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ——-ödenen hasar tazminatının 6102 sayılı TTK.’nın 1472. maddesi gereğince; davalıdan/taşıyıcıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı,—— dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemidir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—-edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli icra takibinin ise borçlunun yetkiye itirazı halinde yetkili icra dairesinde yapılması gerekir. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı ortadadır.—-
TTK 1472/1. madde ile; sigortacının, sigorta tazminatı ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçtiği, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı var ise bu hak tazmin ettiği bedel kadar olup, sigortacıya intikal etmektedir. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. — bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
—ilkesi gereği sigortalı hangi yetkili icra müdürlüğünde takip yapacak ise, sigorta şirketi de aynı yetkili icra dairesinde takip yapabilecektir. Aynı şekilde zarar gören hangi yer mahkemesinde davasını açacaksa, sigortacınında halefiyet gereği aynı yetkili mahkemede dava açması gerekmektedir.
İcra dairesinin yetkisi İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmelidir. Borçlu davalı—- İcra takibine yapılan itirazda açıkça icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz etmiştir.
HMK 6.madde uyarınca; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
HMK’nın 16. maddesinde; haksız fiilden doğan davalarda ise haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiştir.
Kesin yetki halleri 6100 sayılı HMK’ da 11, 12/1, 15/2 maddelerinde —- edilmiş olup bir mahkemenin yetkisinin kesin olduğunun kabul edilebilmesi için madde metninde açıkça yetkinin kesin olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.
—-içtihadında ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında, taşıma ilişkisinden kaynaklı borcun para borcu olup 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiştir.
Somut olayda davacı sigorta şirketi tarafından dava konusu zarar sebebiyle dava dışı—– ödeme yapıldığı ve TTK 1472 md ereğince halefiyete dayalı olarak takip yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere iş bu uyuşmazlıkta dava dışı—- arasındaki hukuki ilişki ve bu ilişkiye dayalı yetkili icra dairelerinde takip yapıması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki, taşıma hukukuna kaynaklanan borç, para borcu olup TBK 89 md gereği alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde de takip yapılabilir. Somut olaya uyarlamak gerekir ise; iş bu dava da birden fazla yetkili mahkeme/icra dairesi olup ilk olarak HMK 6. Md gereği davalının şirket merkezinin bulunduğu yer icra dairesi olan ——İcra dairelerinde takip yapılabilir. İkinci olarak TBK 89 md göre asıl hak sahibi olan (davacının halefi olduğu dava dışı—– takip yapılabilir. HMK 16. Maddesi gereğince zararın gerçekleştiği yer mahkemesinde de takip yapılması mümkün olup, zararın——tespit edilmesi sebebiyle HMK 16. Md düzenlenen yetki hususunun iş bu yargılamanın konusunu oluşturmamaktadır.
Davacı tarafından icra takibinin ——- İcra Müdürlüğünde yapıldığı anlaşılmakta olup yukarıda sayılan icra daireleri arasında yer almamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, yetkinin kesin olmadığı ve seçimlik yetkinin birden fazla olduğu durumlarda seçim hakkı ilk olara davacıdadır. Eğer davacı tarafından seçimlik hakkı kanuna uygun olarak kullanılmamış, yetkisiz yerde dava/icra takibi açılmış ise bu—hak davalıya geçer ve davalı tarafından seçilen mahkeme ya da icra dairesi yetkili hale gelir.
Somut dosya bakımından davacı tarafından yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından, seçim hakkı davalıya geçmiş olup davalı tarafından belirtilen —- hale gelmiştir. Başka bir deyişle davacı tarafından yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı anlaşılmıştır.—
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı, icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu anlaşıldığında HMK 114 ve HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.252,39 -TL harcın mahsubu ile artan 1.193,09 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle UYAP üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin (sarf kararı ile belirlenecek tutarın) davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——— esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.