Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/686
KARAR NO : 2023/525
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücü —sevk ve idaresindeki—- plakalı aracıyla —-Caddesi üzeri—— Caddesi istikametine seyir halindeyken, —– İstasyon durağı önüne geldiğinde şerit ihlali yaparak aracının sol yan kapı kısımlarıyla, sürücü—-sevk ve idaresindeki, —- Caddesi istikametinden—– giden —– plakalı aracın sol yan kısımlarına çarptığını, sağ ön tekerinin koptuğunu, aracın savrulmaya başladığını ve —- Caddesi istikametinden gelen sürücü —-sevk ve idaresindeki —- plakalı araç ile kafa kafaya çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, —– Trafik Denetleme Büro Amirliği tarafından tanzim edilen ölümlü/yaralanmalı Trafik Tespit Tutanağında “kazanın oluşmasında —-plakalı araç sürücüsü ——2918 sayılı KTK’nun 56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kuralına uymamak) ve 52/1-a ( aracın hızını kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken azaltmamak) maddesini ihlal ettiğini, olay yerinde yapılan inceleme ve orada bulunan taraf ve yolcuların beyanından anlaşıldığını, “kolluk tarafından tanzim edilen tutanakta sürücü —- sevk ve idaresindeki aracın %100 kusurlu olduğunu, düzenlenen Genel Adli Muayene Rapor Formunda da sürücü —2.33 promil alkollü olduğunun saptandığını, —- Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —– Esas sayılı soruşturma dosyasındaki 19/10/2020 tarihli Bilirkişi Raporu’na göre; —– plaka sayılı araç sürücüsü —– tam kusurlu ve bilinçli taksir sahibi olduğunu, diğer sürücülerin trafik kazasının oluşumunda kusursuz oldukları sonucuna varıldığını, trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın (sürekli iş göremezlik nedeniyle güç kaybından kaynaklı zararları, geçici iş göremezlik zararları, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan tüm masraflar, başkasının bakımına ihtiyaç duyacak şekilde bakım giderleri ve diğerleri) davalı … şirketinin temerrüte düştüğü tarih itibariyle, haksız fiil sahibi diğer davalı yönünden kaza tarihi itibariyle davalılardan tahsilini, davalı … — ayrıca 50.000,00-TL manevi tazminatın tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/11/2022 tarihli feragat dilekçesi ile dava dosyasındaki manevi tazminata ilişkin talep ve hakları (tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderleri) saklı kalmak şartıyla; maddi tazminat ve buna bağlı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı …. ile sulh olunduğunu, sulh protokolü çerçevesinde maddi tazminat ve buna bağlı ferilerden feragat ettiğini beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açmadan önce sigorta şirketine usule uygun şekilde yazılı hasar başvurusunda bulunulmamış olduğundan kanunen aranan dava şartı yerine getirilmediğini, bu nedenle öncelikle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete gerçekleştirilen hasar başvurusunda ise gerek maluliyet tespiti için gerekli medikal belgeler, özür oranı bildirir bir sağlık kurulu raporu iletilmediğini, hasar aşamasında davacıya ait genel – kati adli muayene raporu dahi müvekkil şirkete iletilmediğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususu —- İhtisas Kurulu tarafından “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, davacı …, kaza sırasında karşı araçta yolcu konumunda bulunduğundan emniyet kemerinin takılı olmadığı araştırılması gerektiğini, emniyet kemerinin takılı olmaması halinde hesaplanan tazminata müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, her durumda, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, açıklanan nedenle, her durumda, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi müvekkili şirketin asıl alacak ve dava masrafları açısından poliçe limiti sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiğini, dava dilekçesinde talep edilen geçici iş göremezlik ve tedavi gideri zararları poliçe kapsamı dışında kaldığından her halde bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminat “ancak dava tarihinden itibaren” işleyecek “yasal faiz” ile birlikte talep edilebileceğini, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve genel şartlar uyarınca dava tarihinden önce müvekkili şirkete yazılı hasar başvurusu yapılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddini, müvekkil şirketin poliçe kapsamında geçici iş göremezlik ve tedavi gideri zararlarına ilişkin sorumluluğu bulunmadığından bu talepler yönünden davanın reddini, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. Vekili 07/11/2022 tarihli sulh dilekçesi ile taraflar arasında davaya konu ihtilafın çözümü amacı ile akdedilen ibraname kapsamında davacı vekili tarafından sunulacak feragat beyanı sebebi ile davacıdan vekâlet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını beyan etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalı …usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı … davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili; müvekkilinin trafik kazası nedeniyle malul kaldığını, davalı … —–kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu beyan ederek, müvekkilinin maddi ve manevi zararının giderilmesini talep etmiş; davalı … vekili; davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunun —–İhtisas Kurulu tarafından “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiş; diğer davalı davaya cevap vermemiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, —- Kurumu Başkanlığından davacının gelir durumu bilgisi celp edilmiş, davacının tedavi gördüğü hastanelerden tedavi kayıtları celp edilmiş, —— Noterler Birliğinden dava konusu araçların trafik tescil kayıtları celp edilmiş,—-raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—-.İhtisas Kurulu’nun tarihli raporuna göre; “…Mevcut belgelere göre—– kızı 10.06.1971 doğumlu …’ 25.01.2020 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve —-sayılı —–yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Kas İskelet Sistemi; Tablo 3.33b patella kırığı %7, Tablo 3.2 %4 olarak tespit edildiğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 4 (yüzdedört) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği…” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 07/11/2022 tarihli beyan dilekçesi ve ekinde sunulan makbuz, ibraname ve sulh protokolü, davacı vekili tarafından sunulan 10/11/2022 tarihli beyan dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; tarafların sulh olduğu, dava açıldıktan sonra davalı … tarafından tazminat ödemesi yapılması sebebiyle davanın maddi tazminat yönünden konusuz kaldığı, tarafların vekalet ücreti talepleri bulunmadığı anlaşılmış, maddi tazminat yönünden sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, talep doğrultusunda vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Manevi tazminat yönünden ise; bilindiği üzere manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olayın oluş şekli yanında, zararın davacı yönünden ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile paranın alım gücü karşısında kaybettiği değer göz önünde bulundurulduğunda, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Maddi tazminat yönünden;
1-Davacının talebi hakkında sulh nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı vekilinin ve davalı …. vekilinin birbirlerinden vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
B-Manevi tazminat yönünden;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 2.732,40-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 853,88-TL peşin harç ve 15,00-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 1.863,52-TL’nin davalı …’ tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 868,88-TL harcın davalı …’ alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından —- fatura gideri, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.350,75-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 1.080,60-TL’sinin davalı … alınarak davacıya verilmesine, 270,15-TL’sinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacıya verilmesine,
7-Red edilen dava yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre; 1.056,00-TL’sinin davalı …264,00-TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı Asil … yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde — Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.