Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/676 E. 2021/414 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/676 Esas
KARAR NO : 2021/414

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/06/2012
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali, Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı——– 3096 sayılı yasa ve TTK hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişi olduğunu, müvekkilinin, ——————) kararlarına uygun olarak ürettiği —– koşullarına göre ortaklarına ve 3. kişilere sattığını, müvekkilinin davalı———-anlaşması akdettiğini, müvekkilinin, bu hizmet karşılığı davalıya—– ile —— kullanım anlaşması yaptıklarını, daha sonra bu kurumun, bütün hak ve borçları ile daval——- çatısı attında birleştirildiğini, davalı ————– tariflere yönetmeliğinin) 28. maddesinin 1. fıkrasında—– yer alan fiyatların yansıtılmasında söz konusu tarifelerde yer alan fiyat yapısının korunması esastır.” denildiğini, bu hükme göre, iletim tarifesi ile belirlenen bedelin davalı tarafından yansıtılması gerektiğini, yani,—–onayına tabi olan —– bedelinde bir artış olmamasına rağmen, mevzuata ve —- ———— kullanım bedelini artırdığını ve müvekkili—— ile görülen davada talep edilen——– fazla iletim bedeli tahakkuk ve tahsili yaptığını, buna ilişkin liste, fatura ve ödeme dekontlarının itirazın iptali davasına konu İcra dosyasında bulunduğunu, ödemelerin dava hakları saklı tutularak yapıldığını, icra dosyası içerisinde—— dönemi için fazladan yansıttığı iletim bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, bu kararın ——- tarafından onanarak kesinleştiği ve kararda zamanaşımının da 10 yıl olduğuna karar verildiğini, bu sebeplerle bütün belge——- müvekkilinin fazladan ödediği ——– tarihli dilekçesi ile haksız olarak borca itiraz ettiğinden, iş bu davanın ikamesine zaruret hasıl olduğunu,taraflar arasındaki ihtilafın sözleşmeye dayandığım ve sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflar da 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davalıya açılan ve icra dosyasında da yer alan davada verilen kararda zamanaşımının 10 yıllık olduğunun belirtildiğini ve bu kararın —- tarafından onanarak kesinleştiğini, bu sebepten davalının zamanaşımı itirazı da yerinde olmadığından reddi gerektiğini,davalı ——-onayına tabi olan —— kullanım bedelinde artış olmamasına rağmen, mevzuata ve kurul kararlarına—olarak —— bedelini mevzuata aykırı olarak artırdığını, bunun hukuka aykırı olduğunu ve haksız alınan bedelin iade edilmesine dair davalıya fazlaya ilişkin haklarımız saklı tutulmak kaydıyla—–.—-açtıkları davanın müvekkili lehine sonuçlandığını ve—– tarafından onanarak kesinleştiğini, bu karar ve taraflar arasında imzalanan —– anlaşması hükümleri doğrultusunda, fatura ödeme tarihlerinden itibaren amme alacaklarına uygulanacak değişen oranlarda gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini beyan ettiğini ve davalının—– dosyasına yapmış olduğu zamanaşımı defi ve borca itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının kesinleşmiş ömek mahkeme kararına rağmen, likit ve hesaplanabilir alacaklarını ödememek için icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğundan, % 40 aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesîne karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde ;husumet itirazında bulunduklarını, alacağın dayanağı olan———- ve husumet yokluğundan reddini ve davanın————- talep ettiklerini, zaman aşımı definde bulunduklarını ve davanın zaman aşımı nedeni ila reddinin gerektiğini, faturaların —-dönemine ilişkin olduğunu ve davanın sebepsiz zenginleşmeye dayandığından ödeme tarihlerinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması gerektiğini, müvekkilinin uygulanan ücretlerin,—–ve bu kurumların —–yayınlanan uygulamaya yönelik tebliğler, kurul kararları ve birim fyat ücret tablolarına bağlı kalındığı; davacı ile diğer tüm tedarikçi firmalar için uygulanan birim fiyat cetveli———— tarihinden itibaren yürürlülüğe girdiğini, —– kullanım fiyatları ile ilgili olarak —— kullanım fiyatlarına uygularken —– Yönetmeliğimin “—- başlıklı 28. maddesinin 2. fıkrasında ‘Tarifeleri düzenlemeye tabi tüzel kişilerin gelir ve/veya fiyat tavanı hesaplamalarında yer almayan ancak tarifeleri düzenlemeye tabi diğer tüzel kişiler tarafından kendilerine fatura edilen iletim ve/veya dağıtıma ilişkin bedeller, bu tüzel kişilerin hizmet sunduktan abonelere ve/veya müşterilere uygulayacakları fiyatlara aynca ilave edilir.” hükmü yer aldığını, müvekkilinin bu hüküm gereğince uyguladığı —– fatura tutarlarının abonelere yansıtılması şeklinde uygulandığını, fatura tutarları değiştikçe iletim fiyatının da değişiklik gösterdiğini,—— sisteminin mülkiyet sınırlarının belirlendiğini, bu doğrultuda ——— ile ilgili faturaları gönderdiğini, ——, bu itibarla, müvekkilinin 01.01.2004 tarihinde ——- bedeli olarak ödemesi öngörülen miktarın ——–miktarına bölünmesi suretiyle belirlendiğini, Müvekkilinin,—– ve —-uygulamakla yükümlü olduğunu, haksız yapılan herhangi bir tahakkuk ve tahsilat söz konusu olmadığını, keza emsal nitelikteki ——- ile bozularak——– ile davanın reddine karar verildiğini, davacı vekilin inkar tazminatı talebini de kabul etmediklerini, alacağın likit olmadığını ve borca itirazlarının haklı olduğunu, müvekkili kurumdan tazminat talep edemeyeceğini, davacı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunu ve müvekkilinin lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmedi gerektiğini, beyan etmiş ve bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı——-tebligatın yapıldığı görülmüştür.
İHBAR OLUNAN ——– CEVAP : —– cevap dilekçesinde dava konusu dönemlerde kuruluşlarınca muhatabı—- Kuruluşlarınca— kullanıcılarına düzenlenmiş olan iletim faturaları ve bu faturaların ——– kullanıcılarına yansıtılması ile ilgili mevzuat kapsamında olduğunu, kuruluşlarınca üreticiler tarafından üretilen—— tarafından kendi kullanıcılarına hangi yöntemde yansıtıldığına dair herhangi bir bilgi veya belgenin kuruluşlarında bulunmadığını, kuruluşlarınca—– alınarak hesaplanmakta ve kullanıcıların aylık ——ise sistem kullanım anlaşmalarında akde bağlanan—–uygulanmakta olduğunu, dava konusu dönemde —- kuruluşlarınca sistem kullanım anlaşması imzalamamış olduğu için—- — onaylandığını, — faturalarında yer alan ve — tarafından yayınlanmakta olduğunu, 2004 yılından bu yana iletim tarifelerinin % 0,5’i (binde beş) iletim ek ücreti olarak belirlendiğini, yani hesaplama yaparken iletim tarifelerinden binde beş düşülerek iletim ek ücreti hariç yıllık iletim tarifeleri bulunabileceğiini, sonrasında ise bulunan tarifenin on ikide biri alınarak aylık iletim bedeline ilişkin tarifeye ulaşılabileceğini, fatura bedelinin hesaplanmasında dikkate alınan diğer —- gösterilen ilgili —– yılı içerisinde gördüğü en yüksek ölçümün karşılaştırılması sonucunda bulunan—olduğunu, 2009 yılma kadar —– herhangi bir — anlaşması imzalamadığı için iletim faturalarında en yüksek — dikkate alınarak iletim bedellerinin hesaplandığını, iletim ek ücreti hariç sistem kullanım, —– ücretin hesaplanmasının ardından fatura kalemlerinden biri olan iletim ek ücreti bahse konu tutarların— oranı yöntemi ile % 0,5 alınarak bulunabileceğini, —- tarife bilgileri bazında hesaplandığını, davanın müvekkili yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir .
İHBAR OLUNAN —- CEVAP : ——- cevap dilekçesinde; İhbarın müvekkili tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil kurumun bağlı ortaklığı olan tüm ————— ihale sürecinin tamamlanmasının ardından ——– talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin —– çalışmaları başlamış dosyalara ilişkin listeler hasırlanarak müvekkil—— dosyalara ilişkin tespit tutanağı imzalandığını, söz konusu tespit tutanağı ekindeki listelerde yer alan davaların ayırımda—— esas alınmış olup, daha sonra açılacak davaların kim tarafından takıp edileceği de aynı hususlar doğrultusunda belirlendiğini, İşletme Hakkı Devir Sözİeşmesınin 7.maddesi çerçevesinde dava dosyalarına ilişkin tarafların sorumluluğun belirlenmesinde—–olup, bunlar dava konusu olayda 3.kişi zararının olup olmadığı ile anılan olayın —— yürütüldüğü dönemde meydana gelip gelmediğini, sistem kullanım bedeline ilişkin alacak davalarında 3. kışı zararı söz konusu olmadığından bu davalara ilişkin olarak genel müdürlüklerince herhangi bir sorumluluk yüklenmesi de sözleşme gereği ve hukuken mümkün olmadığını, sistem kullanım —– —- şirketler arasındaki sözleşmesel ilişkiye dayanmakta olup, iki taraf arasında sözleşmesel ilişkinin mevcut olduğu durumlarda da 3.kişi kavramından söz edilemeyeceğini——yukarıda da belırtiğimiz gibi şiıket tüzel kişiliği ile bağlamımı olmayan kişi olduğunu,diğer———- olduğundan——– devrin, tüm hak ve borçlar ile birlikte yapıldığı belirtildiğinden söz konusu—–tarafından —- anılan tutarlar kapsamında olduğunu söz konusu bedeller ilgili ——tarafından gelir kaydedilmiş olup, bu nedenlerle şirketlerin gelir tahakkuklarının ——- kapsamında genel müdürlüklerince ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle 7. maddesinde belirtilen—– nedeniyle meydana gelen zarar olarak da değerlendirilemeyeceğini, özelleştirme öncesi ve sonrasında şirketin hak ve yükümlülüklerinde bir değişiklik olmadığından bu durumda söz konusu alacaklara ilişkin hak ve yükümlülüklerde de bir değişiklik olmadığını, bu davanın kurumlarınca sorumluluklarında bulunan davalardan olduğu öne sürülmüş olsada söz konusu davanın kurumlarına ibharın sözleşmeye aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın ihbarına ilişkin talebin mümkün olmadığını, bu kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir .
Birleşen Dava
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalının müvekkili —- sistem kullanım bedelinin işlemiş gecikme zammı ile birlikte tahsili amacı ile davalı aleyhine—— takip yaptıklarını, takip te fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, davalının takibe haksız itiraz etmesi sonucu davalı aleyhine ——– sayılı dosyası ile yine fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtıklarını belirterek dosyanın —- birleştirilmesine karar verilmesini istemiş; mahkememizce yapılan değerlendirme sonucu davacı yanca aynı davalı aleyhine——sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirilerek yürütülmesine karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Asıl dava taraflar arasında —- gereğince fazla tahsil edilen bedellerin faizi ile birlikte istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Birleşen dava ise asıl davada haksız yere fazladan tahsil edilen bedellere ilişkin, KDV talep edilmediğinden asıl davaya konu haksız tahsil edilen KDV ile gecikme zammı ve bu zamma uygulanması gereken KDV’nin tahsili talebine ilişkin istirdat talebidir.
Mahkememizin—- esas sayılı dosyasının incelenmesinde takip borçlusu davalı aleyhine davacı yanca 191.345,92 TL asıl alacak ve 368.835,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam : 560.181,40 TL alacak için adli takip başlattığı, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu ve yasal süresi içinde davacı yanın İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davasını açmış olduğu görülmüş, birleştirilen—- dosyasında ise davacı yan dayanak yapılan—-alınan iletim sistem kullanım bedelinin fazladan alınan—— tutarına işlemiş gecikme zammının— edilmiş olduğu görülmüş; gerek mahkememiz dosyası gerek birleştirilen dosyada her iki yanın dayanağı deliller, davacı yana ait şirket kayıt defterleri, yapılan ödemelere ilişkin davalı kurum (şirket kayıtları) getirtilmiş, toplanmış, karşılıklı taleplerin değerlendirilmesi amacıyla oluşturulan bilirkişi heyetinden 06.01.2016 tarihli rapor ve tarafların rapora itirazları doğrultusunda 23.11.2016 tarihli ek rapor alınmıştır.
Dava, davacı—— kararı olmaksızın ——- bedelinin değiştirmesine bağlı ödediğini iddia ettiği —–esas numaralı dosyası üzerinden başlattığı icra takibine davalı borçlunun yasal süresi içerisinde itirazı üzerine İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır . Davacı ——dosyaya sunmuş olduğu — fatura, ödeme kayıtları ve defterler üzerinde bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılan inceleme sonucu davacı şirketin belirtilen dönemler itibariyle davalı——- maddesi uyarınca 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere ————— tarafından uygulanacak—— kullanım fiyatları hakkında kararlar alındığı ve 2. madde de tarife değişikliğinin —-ile yapılacağının belirlendiği, oysa davalı ———- ayları arasında davacı şirkete aylık sistem kullanımı ve işletme bedeli açıklaması——- kesildiği, bu bedelin davacı şirketçe yasal hakları saklı kalmak kaydıyla ve banka aracılığıyla davalı kuruma ödediği, davalı ———-kullanımı ve—-bedeli adı altında — belirlediği fiyat üzerinden fiyatlandırma yaparak bilirkişi raporunda belirlendiği üzere —– fatura edilmesi nedeniyle aradaki fark) anlaşılmaktadır. Tarafların — kullanım anlaşması ve sahip —– yeni kararı olmaksızın davalının aylık sistem — bedelini değiştirdiği, bu değişiklik doğrultusunda bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davacı şirketten faturalanmış 197.173,31 TL fazla tahsilat yaptığı, bu uygulanan —- verdiğine dair bir bilgi veya belge de sunulmadığı, ayrıca bilirkişi heyeti tarafından belirlendiği üzere asıl alacağı ödeme tarihinden itibaren fatura ödeme tarihleri de gözetilerek kamu alacak faizlerine göre faiz talep edebileceği (temerrüt faiz) gözetilmekle yapılan hesaplama sonucu faiz alacağının 364.486,86 TL olduğu, toplam alacağın ana para 197.173,31 TL iken davacı yanca 191.345,92 TL olarak istendiğinden talebe bağlılık ilkesi gereği asıl alacak 191.345,92 TL kabul edilerek hesaplanan faiz ile birlikte toplam alacağın 555.832,78 TL olduğu belirlenerek asıl dava açısından tüm dosya kapsamıyla dayanak icra dosyasına yapılan itirazın iptalinin yasal koşulları oluştuğundan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına karar vermek gerekmiş, davacı yan her ne kadar icra inkar tazminatı isteminde de bulunmuş ise de takibe ve davaya konu alacak likit olmayıp hesaplamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddi yoluna gidilmiş, birleşen dava açısından ise davacı yanın ana dosyada 30 adet faturadan dolayı toplam 197.173,31 TL fazla ödemeye bağlı %18 KDV üzerinden 35.491,22 TL KDV için alacak davası açtığı, bilirkişi heyeti rapor ve ek raporunda, rapora dayanak her iki yanın sunduğu deliller, özellikle davacı yanın bu ödemeye ilişkin faturaları ve banka aracılığıyla yapılan ödemeler gözetildiğinde bu meblağ üzerinden davacının 35.491,22 TL alacağının koşullarının oluştuğu görülmekle birleşen dosya üzerinden bu meblağ esas alınarak davanın alacak isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.” denilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
——-Karar sayılı ilamında; yapılan inceleme sonucu Mahkeme kararı HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca usul ve yasaya uygun olduğundan, istinaf talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur.
—— Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin Kanun ile 3629 sayılı Kanun’a eklenen geçici 9. madde doğrultusunda——— tarifesinin, geçiş döneminde — dengelenmesi——–gereksinimi hesaplamas—– başına sabit ücret olarak belirlenen ——— karşılığı tahsil ettikleri bedellerin — belli bir maktu bedel olarak değil, tüketici tarafından tüketilen—bir bedel olarak tahakkuk ve tahsil edileceği hususu düzenlenmiştir.
Yukarıda değinilen geçiş dönemi tarife uygulamaları başlıklı——- tarifesi geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından—- şeklindeki düzenleme iptal edilmiştir. İptal kararı ile birlikte —– kalkmıştır. Bu nedenle de mahkemece, davalının—- tahsil etmesi neticesinde maktu alınan ücretle arasındaki fark kadar zenginleştiği, ancak zenginleşmenin davacı aleyhine değil doğrudan tüketici aleyhine olduğu, davacı aleyhine bir zenginleşmenin olmadığı, davacının bu bedeli tüketiciye ödediğine ilişkin bir iddia da ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı istinaf isteminin reddi kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.” gerekçesi ile bozma ilamı verilerek Mahkememize gönderilmiştir. Mahkememiz tarafından bozma ilamına uyulmuştur.
Yapılan yargılama sonucu, iptal kararı ile birlikte ———–ile ortadan kalktığından davalının —— etmesi neticesinde maktu alınan ücretle arasındaki fark kadar tüketici aleyhine zenginleştiği, davacı aleyhine bir zenginleşme olmadığı anlaşılmakla davacının bu bedelin tüketiciye ödendiğine ilişkin bir iddiası da olmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarı da açıklandığı üzere ;
1-Asıl ve birleşen davanın REDDİNE,
Asıl Davada;
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.517,80 TL’den mahsubu ile bakiye 5.458,50 -TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan davetiye ve yazışma gideri 150,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ———-göre hesaplanan 44.841,64 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Birleşen Davada;
6-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 606,15 TL’den mahsubu ile bakiye 546,85 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ——–göre hesaplanan 5.323,68 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine dair,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.