Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/674 E. 2021/958 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/674 Esas
KARAR NO : 2021/958

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ——- tarihinde vefat ettiği, davacının babası vefatından iki yıl önce davalı —— kredi çektiği, kredi onayı ile birlikte diğer davalı ———- yapıldığı, yapılan —– sigortasının bir yıllık olduğu, prim ödemeleri kredi ödemelerinin içine aktarıldığı, bir yıl sonra sigortanın otomatik olarak yenilenmesi hususunda davacının müteveffa babası —– yeniden poliçe yaptırma talimat formunun imzalatıldığı——- vefatından önce çekilen kredinin, vefat ettikten sonra kalan kredi borcunun başvuru sırasında yapılan — ödenmesi gerekirken davalı sigorta şirketi, davacının poliçe başvurusu sırasında hastalıklarını gizlediği gerekçesi ile bedeli ödemenin mümkün olmadığı belirterek ödeme yapmaktan kaçındığı, davalı sigorta şirketinin ödeme yapmaması üzerine davacının zar zor topladığı paralarla kalan miktarın —– kaldığı, müteveffa —– sırasında kendisine imzalatılan —- tarafından bilgisayar üzerinden doldurulduğu, davacının babasının kredi başvurusundan iki yıl önce herhangi bir rahatsızlığı bulunmadığı, ayrıca sigorta başvuru formunun “——— ile ilgili——– araştırma yapılması için yetki verdiği, araştırma yapması gereken şirket yetkilisi olması ve araştırmadan sonra başvuruyu kabul etmesi gerekirken sadece müteveffanın beyanıyla yetinerek başvuruyu kabul etmesinin davalı sigorta şirketinin kusuru olduğu, davacının müteveffa babasının çekmiş olduğu ihtiyaç kredisini çekerken yapılan—başvuru evrakları daha önce belirttiğimiz gibi kendisi tarafından değil sigorta tarafından doldurulmuş olduğundan ve sağlık durumu ile ilgili sağlık kuruluşlarından araştırma yapılmasına dair yetki verdiğinden—-herhangi bir kusurun bulunmadığını, davalı —-üzerine düşen araştırma görevini yerine getirmediği, konu ile ilgili olarak davalı tarafa, taraflarından—– usulsüz olarak davacıya ödetilen bedelin iadesini talep ettiği halde davalı tarafın cevabi ihtarnamesinde yapılan araştırma sonucunda müteveffa —- hastalığını gizlediği gerekçesiyle ödemenin mümkün olunmadığı belirtildiği, açıklanan sebeplerle; müteveffa — tarafından çekilen ve davacı tarafından ödemek zorunda bırakılan 26.000,00 TL bedelin işlemiş ve işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişledir.
SAVUNMA :
Davalı —- dilekçesinde özetle; Davacının dilekçede iddia ettiği vakıaları hangi delillerle ispat ettiklerini açıklamadığını, Bu durum HMK. uyarınca “davanın açılmamış sayılması”na karar verilmesini gerektidiği, işbu nedenlerle Müteveffa sigortalı — vefat tarihinin 18.02.2017 olduğu; ve işbu davanın 22.12.2020 yılında ikame edildiği nazarı dikkate alındığında davacının talepleri zamanaşımına uğramış olduğu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davacıların mütevefanın mirasçısı sıfatına sahip olmaması durumunda davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla; müteveffanın, davacılar yanında başka mirasçıya sahip olması halinde davacıların talebinin ancak miras payı oranında olabileceğinin de kabulü ile fazlaya ilişkin her türlü talebinin reddi gerektiği,—- olarak, davalı şirket nezdindeki — kapsamına girmek——- sağlıklı olduğunu beyan ettiği, sigorta sözleşmeleri çerçevesinde —- önceden geçirmiş olduğu hastalık veya süregelen bir hastalık veya rahatsızlığı olup olmadığı, tedavi görüp görmediği, ameliyat olup olmadığı, düzenli olarak ilaç kullanıp kullanmadığı hususları hem sözlü olarak sorulmuş, hem de bu beyanlarını yazıya dökülen başvuru formunda imzalaması istendiği, mütevaffa-sigortalı beyanlarında hiçbir hastalık/ ameliyat/ilaç/tedavi bilgisi v.s. bildirmeyerek, başvuru formlarını, okuduğunu, formun bilgisi ve onayı dahilinde düzenlendiğini kabul, beyan ve taahhüt ederek, kendi iradesi ile imzaladığını, davalı şirket, sigortalının ‘Başvuru Formlarındaki’ bu beyanlarını esas alarak değerlendirme yapmış, sigorta teminatı verme doğrultusunda karar almış ve talebe konu;——- düzenlediği, sigortalının vefat etmesi üzerine müvekkil şirketten tazminat talebinde bulunulduğu, bunun üzerine şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddedildiği,—- hastalıkların daha önce teşhis edilmesine ve bu nedenle tedavi görmesine, düzenli olarak ilaç kullanmasına rağmen müteveffa kredi kullanmış ve Mütevvefa-sigortalı vefatına ciddi risk faktörü oluşturan bu hastalıklarını sigortalanma esnasında, açıkça sorulmuş olmasına rağmen, davalı şirkete beyan etmediği, bu hastalıklar ile sigortalının ölümü arasında illiyet bağı oluduğunun, müteveffa-sigortalının gerçeğe aykırı beyanları nedeniyle davalının irade fesadına uğradığı, eksik, yanlış ve yanıltıcı beyanda bulunulması halinde sigortalının hangi yaptırımlara maruz kalacağı, davalı şirket tarafından sigortalıya —- yükümlülüğü kapsamında sözlü olarak———— yazıya aktarılarak detaylı—- poliçelerinin sigortalının beyan esasına göre tanzim edildiği, beyan yükümlülüğüne aykırı davranılması halinde tazminat ödeme borcunun doğmayacağı yargıtay —- konusu hukuki uyuşmazlık konusu olayda davacının talep ettiği miktar senetle ispat edilmesi gerekli tutar olan 4.800,00-TL’den fazla olduğundan dolayı bilgilendirme yapılmadığına ilişkin iddiaların ancak ve ancak senetle ispatlanması gerektiği, karşı tarafça, davalının müteveffa sigortalının sağlık geçmişini araştırması gerektiği yönündeki iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğu, talebin kabulü anlamına gelmemekle birlikte faiz türünü ve faizin başlangıç tarihini kabul etmediklerini, açıklanan sebeplerle; hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ettikleri görüldü.
Davalı—— cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasını davalı yönünden somutlaştırmadığını, davalı banka, —– olmadığını, bu nedenle davanın davalı bankaya teşmili hukuka aykırı olup huzurdaki davanın öncelikle husumet sebebiyle reddi gerektiği, davalı bankanın —- açılması gerektiği, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğu, davacıların dava konusu poliçeye ilişkin talepleri zamanaşımına uğramış olduğu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep ettikleri, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, davacı —— tutarlı ihtiyaç kredisi kullandırıldığı, kullandırılan ihtiyaç kredileri çerçevesinde——— poliçe içeriğine davacı veya murisi tarafından hiçbir zaman itiraz edilmediği, davacı— murisinin vefatı ile riskin gerçekleştiğini ve bu —- olmadığını ve kredi borcunun karşılanması talebi ile —- yapılan incelemeler sonucunda müteveffanın poliçenin başlangıç tarihinden önce —- hastalıkları olduğu tespit edildiği, Müteveffa tarafından şahsen doldurulup imzalanan — bulunduğu ve adı geçen hastalıklara ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı tespit edildiği, —– değerlendirilmesinde işbu sebeplerle Türk Ticaret Kanunu ve Hayat Sigortaları Genel Şartları gereği beyan yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sebebi ile ilgili hükümler çerçevesinde sigorta tazminatının ödenmesinin hukuken mümkün olmadığı bildirildiği, sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünün ihlalinden dolayı irade fesadı bulunduğunun, sigorta ettiren tarafından kendisine getirilen beyan yükümlülüğünün ihlal edildiği, davanın reddi gerektiği, açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz işbu davanın davalı banka yönünden öncelikle usulden, ardından esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında düzenlenen kredi sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak tensip oluşturulduğu görüldü.
Davaya —– tarihli —- olduğu görüldü.
Somut olayda; taraflar arasında ——-ileri çerçevesinde—- numaralı—— düzenlendiği, sözleşmenin ticari nitelikte bulunmadığı, davacının da tacir sıfatına haiz olmadığı, sözleşmenin başlığından da anlaşılacağı üzere ihtiyaç kredi niteliğinde tüketici sözleşmesi olduğu anlaşılmış olup dava konusu ihtilafın mahkememiz görevine giren işlerin sayıldığı 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan ihtilaflardan olmadığı, ihtilafın tüketici yasasından kaynaklandığı ve bu tür ihtilaflara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde başvuruda bulunulması halinde dosyanın yetkili ve görevli —- karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c 115/2, Tüketici Kanunu 3 ve 73. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Dosyanın görevli ve yetkili —– NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve karar ilam harcının yargı yeri belirlendikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı —– yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı