Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/660 E. 2022/203 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/660 Esas
KARAR NO: 2022/203
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 17.12.2020
KARAR TARİHİ: 15.03.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-meydana gelen trafik kazasında, davalı sigorta şirketine — sigortalı bulunan— plakalı aracın maliki ve sürücüsü davalı —- kusurlu olarak, davacının yolcu konumunda bulunduğu ——- çarptığını, kaza sebebiyle yolcu konumundaki davacının ağır yaralandığını, kaza sırasında bacağından, dizinden ve omzundan yara alan, vücudunda çok sayıda kırık bulunan davacının uzun süre tedavi gördüğünü, birden fazla ameliyat geçirdiğini, buna karşılık halen tam bir iyileşme söz konusu olmadığını, bu bakımdan geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri zararlarının mevcut olduğu, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararların tazmini için kusurlu aracın —- olan davalıya başvurulduğu, bi taraftan da kusurlu araç sürücüsü ve işletenine karşı manevi tazminat davası açıldığı, davalı sigortaya başvuru üzerine açılan— dosyasından davacıya — yapıldığı, davacının manevi zararlarının tazmini amacıyla davalı araç sürücüsüne karşı ikame olunan —- tanzim ettirilen —-tarihli maluliyet raporu ile davacının — maluliyetinin bulunduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren —- aya kadar uzayabileceğinin ortaya çıktığı, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin gerçek zararın çok çok altında olduğu ve davacının hataya düşürülmüş olduğunu, maluliyet oranını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, —tarafından tanzim olunan raporda tespit edilen—- maluliyet oranı karşısında sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin oldukça yetersiz olduğu, davacının gerçek zararı ile yapılan ödeme arasında fahiş bir fark bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce davacıyı tedavi görmeye devam ettiği sırada zararın boyutu tam olarak ortaya çıkmadan içinde bulunduğu parasal ve ruhsal sıkıntılar ile tecrübesizliği ve saflığından faydalanılarak yanıltıldığı, bu şekilde eksik ödeme yapıldığı, davalı sigorta tarafından ödenen bu meblağın açıkça yetersiz olması ve davacının gerçek zararını karşılamaması sebebiyle bakiye maddi zararlarının kusurlu aracın sürücüsü, maliki ve —- olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmin edilmesi gerektiği, açıklanan nedenler ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminat miktarına ileride arttırmak kayıt ve koşulu ile şimdilik —- maddi tazminatın davalı — tarihinden, davalı —– kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve mütelesilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu görüldü.
SAVUNMA :
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya aynı kaza sebebiyle —- ödeme yapıldığını, — yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan işbu başvurunun reddini talep ettiklerini, davanın belirsiz alacak nevinde ikame edilmesinin usul hukuku kurallarına aykırı olduğu, bu yönüyle davanın usulden reddi talep ettikleri, kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava şartının yerine getirilmediği, tüm itirazlarının saklı kalması kaydıyla; dosyaya —-sürekli engel oranını bildirir bir rapor sunulmamış olduğundan —– yapıldığını, bu nedenle temerrüt oluşmamış olması nedeniyle usulden reddini talep ettikleri, bahsi geçen raporun sunulmasının dava şartı olduğunu, kazaya karışan plakalı aracın davalı şirket nezdinde—– sigortalı olduğu, davalı şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ile sınırlı olup bedeni zarar halinde maddi tazminat talepleri şahıs başına sınırlı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğu, bununla birlikte davalının hiçbir geçici işgöremezlik, geçici bakıcı giderleri, tedavi gideri talebinden poliçe gereği sorumlu olmadığı, açıklanan nedenlerle; davalı şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan nedeniyle reddini, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddini, aksinin kabulü halinde ise, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasını, birlikte kusur durumları gözetilerek varsa bu hususlarda resen indirim yapılmasını, —— alınmış bir ödeme olup olmadığının sorgulanmasını, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan davalı şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
Davalı —— vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava süresinde açılmadığından zamanaşımına uğradığı, bu nedenle davanın esasına girilmeden zamanaşımı itirazının dikkate alınarak usulen reddi gerektiği, arabuluculuk yoluna gidilmediğinden dava şartı oluşmadığı, dava şartı yokluğundan taraflarında davanın reddini talep ettikleri, öncelikle davanın belirsiz alacak olarak açılması mümkün olmadığı, davanın esasına girilmeden , hukuki yarar yokluğundan davanın reddini talep ettikleri,— tarihinde davalı — sevk ve hakimiyetinde bulunan — sevk ve hakimiyetindeki —- çarpışması sonucu kaza meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde—–sürücüsünün aşırı süratli olması—– ve fren tedbirini uygulamamasından dolayı davalının duran aracına çarparak kaza meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalıya atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, kazayı meydana getiren —— davacının kasksız ve gerekli önemleri almadan yolculuk yapmış olduğundan kendi kusuru da bulunmadığı—– yolcu taşımaya müsait olmayan ve —- muayenesi yapılmayan bir cinsten olduğu, böyle bir —-kasksız, herhangi bir koruyucu ekipman olmadan binen davacının meydana gelebilecek her türlü zarara sokan eylemi de kabul etmiş olacağı,—– davacının kusurlu sayılmış olduğu, davalının tazminat sorumluluğu bulunmadığı, kusura ilişkin itirazının bulunduğu, bu nedenle husumet yönünden davanın reddi gerektiği, davalı sigorta şirketi, hakkında — numaralı hasar dosyası oluşturulduğu, aktüer tarafından rapor düzenlendiği, rapora göre davacı için —- tazminat hesaplandığını, ödemesi yapıldığı, davacının sigorta şirketi ile davalıyı ibra ettiği, tüm bu nedenler nazara alındığında, davacının bu davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığı, davayı kabul manasına gelmemek kaydıyla, bu davada, davacının yasal faiz isteyebileceği, davayı kabul manasına gelmemekle birlikte, trafik kazası sonucunda davacının elde ettiği davalının yapmış olduğu maddi yardımları gelir ve tazminatların mahsubunu talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış davanın reddini, yargılama gideri, harç ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile haksız fiilden doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı —- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde ağır şekilde yaralandığını belirterek kazaya karışan —– plaka sayılı aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketi ile anılan aracın kaza anındaki sürücüsü ve aynı zamanda malikinden maddi tazminatın —— tahsili istemiyle dava açmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacıya ait hastane dosyaları, davalı—- nezdinde düzenlenen hasar dosyası, — kazaya karışan araçlara ait —- —– tarafından düzenlenen sosyal ekonomik araştırma raporu getirtilerek dosya içine alınmış, davacıya meydana gelen trafik kazası nedeniyle rücuya tabi bir ödeme almadığı —- gelen cevap ile anlaşılmıştır.
Hasar dosyasının incelenmesinde, kaza tarihi itibariyle —- plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği, poliçenin kaza tarihini kapsadığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya dava tarihinden önce —- ödeme yapıldığı ve cevap dilekçesi ekinde —- tarihli ibranamenin olduğunun görüldüğü, bunun dışında başkaca bir ödeme yapılmadığı, sigortalısının ve kaza anındaki sürücünün davalı —– olduğu, aracın niteliğinin hususi —– olduğu anlaşılmıştır. Davalı sigorta vekili tarafından ibraname olması ve hak düşürücü sürede dava açılmadığı savunulmasında bulunularak davanın öncelikle hak düşürücü süreden reddi talep edilmiş, davacı vekili tarafından ise —ödeme kabul edilmekle birlikte ödemenin hangi zarara istinaden yapıldığının belli olmadığı,— tarihli maluliyet raporu ile davacının—- maluliyetinin bulunduğunun belli olduğunu ödemenin açıkça yetersiz olduğunu ve ibraname altındaki imzayı kabul etmediklerini ibraname içeriğinde kaza tarihi sigortalı bilgileri ve araç plakası gibi hususların somut dava ile ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
Kazaya ilişkin—- ceza dosyasının incelenmesinde; soruşturma dosyasında —-tarafından düzenlenen— tarihli raporun olduğu, anılan raporda şüpheli sürücü —– yönetimindeki aracı ile olay yeri mahallinde sola dönüş kurallarına riayet etmeyip solundan gelen trafiğin akışını kontrol etmeksizin hatalı ve tehlikeli bir şekilde sola düşe geçip müşteki idaresindeki —-önünü kapatarak olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinden dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket ettiği olayda asli kusurlu, ehliyetnamesiz müşteki sürücü —— yönetimindeki —– yola gereken dikkatini vermeyip, hızını kullandığı aracın teknik özelliği, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı sola dönüşe geçen aracı gördüğünde zamanında fren tatbikine başvurmadığı, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı —– olayda tali kusurlu olduğu, müşteki yolcu —- yolculuğu sırasında kendi can güvenliği açısından kask takmadan trafiğe çıktığından tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.— tarafından yargılama sırasında—–rapor alınmış, anılan raporda sanık sürücü —- sevk ve idaresindeki otomobil ile olay yeri kavşaktan dönüşünü araçların seyir durumlarını yeteri kadar kontrol ettikten sonra yapması, ilk geçiş hakkını sol tarafından gelip seyrine düz devam etmek isteyen sürücü —- idaresindeki motosiklete vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek kavşaktan dönüş yaparak — seyir yolunu kapattığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli , sürücü —- sevk ve idaresindeki —– olay yeri kavşağı dikkate alarak müteyakkız bir şekilde seyretmesi, sağ tarafındaki sokak üzerinden gelip olay yeri kavşaktan dönüş yapan sanık sürücü idaresindeki —– karşı zamanına etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek kavşaktan dönüş yapan sanık sürücü idaresindeki——ile çarpıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle tali ve müşteki yolcu —- sürücü belgesi olmayan sürücü —– idaresindeki —– yolculuk yaptığı esnada gerekleşen olay sebebiyle yaralandığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle kendi yaralanmasından alt düzeyde tali kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmıştır.
Kazaya ilişkin —- dosyasının incelenmesinde mahkememiz davasına konu — tarihli trafik kazası sebebi ile davalı — hakkında davacı— dava dışı — tarafından açılan manevi tazminat davası olduğu, — tarihli raporda ——- tüm vücut fonksiyon kaybı oranının — olduğu, yaralanma nedeniyle iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren— aya kadar uzayabileceği, kaza nedeniyle geçici veya sürekli olarak başka birisinin bakımına muhtaç durumda olmadığı yönünde tespit ve değerlendirme yapıldığı, anılan mahkeme tarafından ceza dosyasının neticesinin beklenildiği görülmüştür.
Mahkememizce hastane evraklarının toplanmasından sonra davacının maluliyetinin değerlendirilmesi bakımından—- tarihli rapor alınmış, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —–uyarınca davacının sürekli maluliyet oranının—- olduğu, olay tarihinden itibaren iyileşme süresinin — aya kadar uzayabileceği, kaza nedeniyle geçici veya sürekli olarak başka birisinin bakımına muhtaç durumda olmadığı belirlenmiştir. Her ne kadar mahkememizin — tarihli celsesinde yargılamanın bulunduğu aşama ve —- karar sayılı iptal kararı sonrası ve bir kısım — tarafından verilen kararlar da göz önüne alınarak — maluliyetin niteliği itibariyle mümkün olmadığı taktirde—- uygun rapor düzenlenmesi de istenilmiş ve —– oranında daimi iş göremezliğinin bulunduğu, olay tarihinden itibaren iyileşme süresinin —- kadar uzayabileceği, kaza nedeniyle geçici veya sürekli olarak başka birisinin bakımına muhtaç durumda olmadığı belirlenmiş ise de mahkememizce aşağıdaki açıklanacak gerekçeler ile —– tarihli maluliyet raporunun alınmasından sonra rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin itiraz dilekçeleri ile dosyanın — gönderilmesi talep edilmiştir. Öncelikle mahkememizin —— tarihli celsesinin ara kararında da açıklandığı üzere iki farklı yönetmelik ile rapor düzenlenmesinin istenilmesinin amacı yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle usul ekonomisi ilkesi gereğidir. Farklı yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporlar arasındaki maluliyet oranın farklı olması çelişki olmamakla birlikte kaldı ki maluliyet oranları arasında da açık bir oransızlık yoktur. Manevi tazminata konu —- tarihli raporda davacının maluliyeti — olarak belirlenmekle birlikte mahkememizde aldırılan —- tarihli rapor incelendiğinde anılan raporun da tetkik edildiği ve netice itibariyle tüm tedavi evrakları değerlendirilerek raporun tanzim edildiği görülmektedir. Hal böyle olmakla mahkememizce maluliyet yönünden raporlar arasında bir çelişki olmadığı kanaatiyle yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Maluliyet raporunun alınmasından sonra mahkememizin —tarihli ara kararı ile yargılamanın gelinen aşamasında, —- iptal kararı sonrasında hukuk birliğinin sağlanmasına yönelik verilen güncel kararlar göz önüne alınarak — kullanılarak bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için —– edilmesi suretiyle ve yapılan ödemenin mahsubu yapılırken ödemenin ibraname mi yoksa makbuz hükmünde mi olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf olduğu göz önüne alınarak ve bu hususta nihai taktir mahkememize bırakılarak ikili olarak hesaplama yapmasının ve bu doğrultuda ödeme tarihi itibariyle ödemenin yeterli olup olmadığının ayrı değerlendirilmesi ve yine ödemenin makbuz olarak kabul edilerek rapor tarihi ile hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi suretiyle hesaplama yapılması ve kusur durumlarının tespit için dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından —- tarihli rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen —- raporda özetle,” Davalı sürücü — —-kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” ve —- açıklanan hükümler gereği yukarıda açıklanan trafik kurallarını ihlal ederek trafik kazasının oluşumunda etkenlik arz ettiği için mevcut olan — kusurlu olduğu, dava dışı sürücü —- sevk ve idaresindeki — plaka sayılı ——— açıklanan hükümler gereği yukarıda açıklanan trafik kurallarını ihlal ettiği, trafik kazasının oluşumunda etkenlik arz etmediği, mevcut olan —— yolcuların uyması —— riayet etmediği, kazanın oluşumunda her hangi bir kusur ve ihlalinin bulunmadığı, ancak kendi can güvenliği ile ilgili koruyucu tedbirleri almadığı, kendisinin yaralanmasına katkıda bulunduğu için mevcut olan yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında müterafik kusurlu olduğu; — ödeme tarihi itibariyle davacının — aylık iyileşme süresinde geçici iş göremezlik zararının — olduğu, —– oranında sürekli iş göremezlik zararının —olduğu, toplam maddi zararının —olup, davalı sürücünün kusuru — oranında talep edebileceği zararın — olduğu, bu sonuca göre, davalı sigorta şirketi’nin — tarihinde davacı tarafa yaptığı —- ödemenin, aynı tarihte bilinen verilere göre hesaplanan zarar tutarının altında kalmış olduğu; rapor tarihi itibariyle yapılan hesaplamada davacının — aylık iyileşme süresinde geçici iş göremezlik zararının — olduğu, — oranında sürekli iş göremezlik zararının — olduğu, toplam maddi zararının — olup, davalı sürücünün kusuru —- olduğu, — kararları uyarınca, —— tarafından ödenen — ödeme tarihi ile raporun yazıldığı —- olduğu, toplam indirim tutarının —- olduğu, davalı tarafın — kusuruna göre davacının geçici tam işgöremezlik yönünden — sürekli işgöremezlik yönünden — olmak üzere toplam — tazminat alacağı olduğu, davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle—- kişi başına ölüm sigorta limiti —- olup, sigorta şirketinin sorumluluğu, davadan önce ödenen —- ile sınırlı olduğu, davadan önce —tarihli başvuru dilekçesinin, sigorta şirketi tarafından teslim alındığı tarihi gösterir belge bulunmadığı , kısmi ödeme tarihi ise —- sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcı konusundaki takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu ” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, davacı vekili tarafından —tarihli talep arttırım dilekçesi ile—geçici iş göremezlik, —-bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam —maddi tazminatın davalı — kısmi ödeme ve temerrüt tarihi olan— tarihinden, davalı —- kaza tarihi olan——- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, tamamlama harcı yatırılmış, talep arttırım dilekçesi davalılar vekillerine tebliğ edilmiş, davalı sigorta vekili tarafından talep arttırım dilekçesine karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu kazanın —– sıralarında davalı sürücü —— sevk ve——— üzerinden gelip olay yeri kavşaktan ——– katılmak için sol tarafa dönüş yaptığı esnada otomobilin sağ ön kısmı ile sol tarafından —— üzerinden gelip olay yeri kavşaktan seyrine düz devam etmek isteyen dava dışı sürücü —– sevk ve idaresindeki ——— plaka sayılı—— kısmının çarpışması sonucu meydana geldiği, toplanan tüm deliller, soruşturma ve ceza dosyası ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu göz önüne alındığında kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ——— sevk ve idaresindeki —– olay yeri kavşaktan dönüşünü araçların seyir durumlarını yeteri kadar kontrol ettikten sonra yapması, ilk geçiş hakkını sol tarafından gelip seyrine düz devam etmek isteyen dava dışı sürücü —— idaresindeki —– vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek kavşaktan dönüş yaparak —— seyir yolunu kapattığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli olarak, dava dışı sürücü ———ise sevk ve idaresindeki——- ile olay yeri kavşağı dikkate alarak ——- bir şekilde seyretmesi, sağ tarafındaki sokak üzerinden gelip olay yeri kavşaktan dönüş yapan davalı sürücü idaresindeki——- karşı zamanına etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek kavşaktan dönüş yapan davalı sürücü idaresindeki —— çarpıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle tali kusurlu olduğu kanaatine varılmış olup, raporda belirlenen davalı sürücü—– %75, dava dışı sürücü ——– ise % 25 kusur oranları mahkememizce de benimsenmiştir. Gerek mahkememizde aldırılan bilirkişi raporu gerekse soruşturma ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporlarının birbiriyle uyumlu olduğu , kazanın oluş şekli ve sürücülerin kusuru noktasında bir çelişki olmadığı göz önüne alındığında kusur noktasında yeni bir inceleme yapılmasına veya ceza davasının neticesinin beklenilmesine mahkememizce gerek görülmemiştir. Tazminat yönünden yapılan incelemede ise davalı sigorta şirketi tarafından davacıdan ——- tarihli ibraname alındığı yönünde savunmada bulunulmuş olmakla öncelikle bu hususta inceleme yapılmıştır. Bilindiği üzere —— uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren —— yıl içinde iptal edilebilirler. ——– bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren —- yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Taraflar arasında ibraname olması durumunda —— yıl içinde dava açılmadığı taktirde hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi, süresinde dava açıldığı taktirde ise ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi, bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarı karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi şayet, ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanarak zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davalı sigorta şirketince yapılan ödemeye hesaplamanın yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz de uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmesi gerekecektir. Ancak yasanın bu maddesinini uygulamak için öncelikle ortada geçerli bir ibranamenin bulunması zorunludur. Davalı sigorta vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde———- belge fotokopisinin sunulduğu görülmektedir. İbraname içeriği incelendiğinde sigortalı olan —– plakalı aracın —– tarihli yaptığı kaza sonucu ——- maddi tazminat tutarında mutabık olduğu ve sigorta şirketi ile sigortalı—— tamamen ibra ettiğinin düzenlendiği görülmüştür. Davacı tarafından ——-ödeme yapıldığı kabul edilmekle birlikte ibranameyi kabul etmedikleri altındaki imzanın davacıya ait olmadığını ibraname içeriğinin dava konusu olaya ilişkin olmadığı ödemenin neye istinaden yapıldığının belli olmadığı ve zaman aşımı süresi içinde davanın açıldığı yönünde itirazlarda bulunduğu görülmüştür. Öncelikle hak düşürücü süre ve zaman aşımı birbirinden iki farklı kavram olup, geçerli bir ibranamenin varlığı ve davanın—yıllık hak düşücü süre içinde açılmaması halinde zaman aşımının dolmamış olmasının bir etkisinin bulunmayacağı açık olup davacının bu yöndeki itirazları yerinde değildir. Ancak somut olaya dönüldüğünde ise ibranamenin içeriğinde gerek sigortalı araç bilgileri gerek kaza tarihi gerekse sigortalı bilgilerinin somut olay ile ilgisinin bulunmaması yine yapılan ——– ödemenin hangi zarar kalemine neye istinaden ödendiği hususları tamamen belirsizdir. Bilindiği üzere ————- borcu sona erdiren sebepler arasında sayılmasa da ibra hukukumuzda borcu sona erdiren sebepler arasında kabul edilmekte ve geçerli bir ibranın varlığı halinde aynı ilişkiye dayalı olarak aynı kapsamda bir hak talebi mümkün olmamaktadır. İbra, alacak ve borcu doğrudan doğruya ve kesin olarak ortadan kaldıran bir işlem olup tam ibrada borcun tamamı, kısmi ibrada ise borcun ibra edilen kısmı sona erer. Bunun sonunda borçlu da borcundan tam veya kısmen kurtulur. İbranın hukuki niteliği ve böylesine borcu kesin olarak ve tamamen ortadan kaldırmaya yarayan etkisi göz önüne alındığında davalı sigorta şirketi tarafından sunulan——— tarihli belge, az yukarıda açıklandığı üzere kaleme alınış şekli itibariyle ve birbiriyle tutarsız içeriği ile mahkememizce hukuki anlamda gerçek bir ibraname olarak kabul edilmemiş, ancak davacının ödeme aldığı hususu da ihtilafsız olmasına göre makbuz mahiyetinde kabul edilmiştir. Hal böyle olunca geçerli bir ibranamenin varlığı mahkememizce kabul edilmediğinden ——– yıllık hak düşürücü süre yönünden 2918 sayılı KTK.’nun 111. Maddesinin somut olayda uygulama olanağı kalmamıştır. Tazminat miktarına yönelik yapılan incelemede ise her ne kadar ———–iptal kararı ve sonrasında bir kısım ——— Mahkemeleri tarafından verilen kararlar göz önüne alınarak ——– maluliyet raporu aldırılmış ise de ——– sonrasında hukuk birliğinin sağlanmasına yönelik verilen güncel kararlarında ——– haksız fiile dayalı tazminat taleplerinde uygulanması gereken yönetmeliğin haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik olması gerektiği ve kararlarında raporun kaza tarihi ———- olarak düzenlenmesini; tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından da ——- özgü ve güncel verileri içermesi göz önüne alınarak bakiye ömrün belirlenmesinde—— alınmasının ve——— kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanmasının belirtildiği görülmüştür. Mahkememizce de aldırılan ——– tarihli, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan ———uygun olarak düzenlenen raporda davacının daimi maluliyetinin —- olduğu , iyileşme süresinin — aya kadar uzayabileceği, geçici veya sürekli olarak bakıcı yardımına ihtiyaç duymadığı belirlenmiş, —-tarihli hesap raporunda da ———-maluliyet oranları esas alınarak —— kullanılmak suretiyle davacının —- işgöremezlik oranına göre ve davalının %75 kusuru üzerinden sürekli iş göremezlik tazminatı ——-olarak hesaplanmış, ödenen —— güncel değerinin mahsubu ile ——- daimi iş göremezlik; —- ay geçici iş göremezlik ise davalının %75 kusuru üzerinden —— olarak hesaplanmış olup davacının geçici ve daimi olmak üzere maluliyete dayalı toplam ——- tazminat alacağı olduğu anlaşılmış olup mahkememizce hukuk birliğinin sağlanmasına yönelik ve güncel verilen ——- kararlarında ki hususlar benimsenmiş, aksi yönde bir kısım görüşlere iştirak edilmemiştir. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde bakıcı giderine ilişkin olup talebi altında genel bir talepte bulunulmuş olup, hangi nitelikte bakıcı gideri talep ettiği somutlaştırılmamıştır. Öncelikle yaşam boyu bakıcı gideri ile geçici iş göremezlik süresi içindeki bakıcı masrafları niteliği itibariyle farklı olup, yaşam boyu bakıcı gideri haksız bir eylem veya hukuka aykırı bir olay sonucu ağır yaralanıp ileri derecede beden gücü kaybına uğrayan kişinin tek başına yaşamını sürdürmesinin mümkün olmadığı oturup kalkma yeme içme gibi eylemlerinde başka birisinin sürekli yardımı gerekiyorsa bu kişiye sürekli sakatlık tazminatı yanında ayrıca ödenmesi gereken zarar türü ve değer ölçüsü olmakla, bu giderin istenebilmesi için uzmanlar tarafından hazırlanacak ———raporunda muhakkak yaşam soyu birinin bakımına muhtaç olduğu hususunun yer alması gerekmekte, böyle bir tespit olmaması halinde yorum yolu ile sürekli bakıcıya ihtiyaç duyulduğunun belirlenemeyecek ve yaşam boyu bakıcı gideri talep edilemeyecektir. Geçici iş göremezlik süresi içindeki bakıcı masrafları ise, hukuka aykırı bir olay sonucu yaralanan kişinin hastaneden taburcu edilmesinden sonra evdeki iyileşme dönemi içinde bir hasta bakıcı veya aile bireyleri tarafından bakılması gerekiyor ise tedavi giderleri kapsamında ayrı bir zarar türü olarak bakıcı gideri adı altında tazminat istemi olanaklı ise de bu hususun her olayın niteliğine göre değerlendirilmesi gerektiği iyileşme süresinin uzayabileceği yönündeki açıklamaların mutlaka bakıcı gideri talep etme hakkı vermeyeceği iyileşme dönemi içinde gerçekten bakıcıya ihtiyaç duyulmuş ise kanıtlanmak koşulu ile talep edilebileceği açıktır. Somut olayda ise alınan maluliyete ilişkin raporlarda davacının geçici yahut sürekli olarak bakıcı yardımına ihtiyaç duymadığı açıkça belirlenmiş olup, davacının bakıcı gideri talebine ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalıların diğer bir savunmaları da, davacının motosiklete kask takmadan binmesi ve —— sürücüsünün ehliyetsiz olmasına ilişkindir. Davacının kazaya karışan —- plakalı ——- yolcu konumunda olmasından dolayı kazanın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmamaktadır. Ancak zararın artmasına etki edip etmediği yönünden diğer bir deyişle müterafık kusuru bulunmadığı yönünden de inceleme yapılmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur —–düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Somut olayda; kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında motosiklette yolcu olan davacının kaskının olmadığı hususu açıkça belirtilmiş olup yine hükme esas alınan maluliyet raporuna göre de davacının yaralanmasının genel olarak ayak bileği , diz ve dirsek bölgelerinde olduğu rapor edildiğine göre bu durumda, davacının — kask dışında diğer koruyucu ekipman kullanmaksızın——— bindiği dosya kapsamından sabit olmakla birlikte aynı zamanda yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün de ehliyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca da mahkememizce de ——–uygulamalarına göre hesaplanan tazminattan % 20 oranında müterafık kusur indirimi yapılmış ve davacının davalıdan daimi iş göremezlik zararına ilişkin olarak ——– maddi tazminat talep edebileceği anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulü ile ——- geçici iş göremezlik olmak üzere toplam ——- maddi tazminatının davalı —– kaza tarihinden, davalı ——— tarihinden ——– itibaren işleyecek yasal faizi ———- ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
—-daimi iş göremezlik, —geçici iş göremezlik olmak üzere toplam —- maddi tazminatının davalı —– kaza tarihinden, davalı —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine
2-Karar harcı 11.745,64-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın ve 750,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 804,4‬0-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.941,24-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 750,00-TL harcın toplamı 804,4‬0-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca—-tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre 1.055,51-TL’sinin davalı —— davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 140,6‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti ve 820,00-TL —— faturası olmak üzere toplam 2.715,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.171,00-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 20.284,88-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar —— kendilerini vekille temsil ettirmiş ise de müterafik kusur sebebiyle yapılan indirim miktarları yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve müterafik kusur indiriminin taktiri indirim olması sebebi ile davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,——
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davacı ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15.03.2022