Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/613 E. 2022/155 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/613 Esas
KARAR NO : 2022/155

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; —– başlatılan icra takibinde yetkiye itiraz ettiklerini, dosyanın —- esas numarası ile derdest olduğunu, müvekkili …– hiçbir alakasının olmadığını, müvekkilinin ekonomik gelirinin üst düzeyde olduğunu, herhangi bir kimseden borç isteyecek bir durumu kati suretle söz konusu olamayacağını,— bulunan — müvekkilinden senet alındığını, bir zararı olmayacağını düşünerek senedi imzaladığını, davacı müvekkilin —– olduğunu, kötü niyetli —– yaşından faydalanarak senedi iade edeceklerini söyleyerek kendisini oyaladıklarını, sonrasında davacının hayatında hiç görmediği … adına senedin doldurulduğunu, davacıya sanki nakit borç verilmiş algısı yaratılarak senet bedeli istendiğini, davacının böyle bir borcunun bulunmadığını, borç almasına da ihtiyacının olmadığını, bu nedenlerle dava konusu — dosyası yönünden öncelikle teminatsız, mahkememiz aksi kanaatte ise uygun bir teminat karşılığında takibin durdurulmasına, yargılama neticesinde davamızın kabulüne, işbu senet bakımından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli davalının %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazlarının bulunduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının maddi durumunun iyi veya kötü olmasının borçlanamayacağı anlamına gelmediğini, davacı borçlunun senedi düzenlendiğini ikrar ettiğini, davacının anlattığı hiçbir hususu kabul etmediklerini, davacının senetteki imzaya itiraz etmediğini, davacı tarafından imzalanan senet çerçevesinde başlatılan icra takibinde herhangi bir usul ya da yasaya aykırılık bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– davalı tarafından davacı hakkında başlatılan icra takibinde davacının borçlu olup olmadığının tespitine yönelik Menfi Tespit davası olup dosyanın — incelendiğinde; davanın ilk olarak açıldığı— karar ile görevsizliğine kararı verildiği ve dosyanın mahkememizin iş bu esasına kaydı yapıldığı, her ne kadar yargılamaya görevsiz mahkemede yazılı yargılama usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden başlanmış ise de; 7251 sayılı yasanın 58. maddesi ile TTK.’nın 4/2. maddesinde yapılan değişiklik gereğince yargılamaya basit yargılama usulü ile devam edilmesine karar verilmiş ve yargılama sonlandırılmıştır.
Taraf arasındaki uyuşmazlığın dava konusu — vade tarihli, keşidecisinin …— bedelli bononun — karşılık doldurulup doldurulmadığı, dava konusu bono sebebiyle davacının sorumlu olup olmadığı, dava konusu bono yönünden menfi tespit şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
— sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısının dosyamız davalısı … olduğu, borçlusunun mahkememiz davacısı … olduğu, dosyada– tarihinde açıldığı, mahkememiz dava dosyasının — görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan tüm deliller hep birlikte incelendiğinde; davacının davaya konu senetteki imzaya itirazı bulunmadığı, senedin kumar borcuna karşılık verildiğini iddia ettiği, bono borçlusunun ilk önce bonodaki borç ikrarının sebebinin kumar veya bahis olduğunu ispat etmesi gerektiği, HMK’nın 201. maddesi gereği bu iddianın tanıkla ispat edilemeyeceği, ancak, senet (kesin delil) ile ispat edilebileceği, bu anlamda davacı tarafa yazılı delillerini sunması için ihtaratlı süre verildiği ancak davacı tarafça delillerin sunulamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, ispat yükü üzerinde olan davacıya mahkememizce yemin hakkı hatırlatılmış ve bu hususta kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından sunulan yemin metninin davalıya tebliğ edildiği, davalının duruşmada hazır olması ve yemini eda etmesi karşısında davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 414,55‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 60-TL yurt dışı tebligat ücreti harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL-nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan teminatın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 392/2 maddesi gereği yasal süre sonunda davacıya iadesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.