Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/605 E. 2021/879 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/605 Esas
KARAR NO : 2021/879

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı —–tarihinde müvekkile bu hususta davalı tarafından — davacı şirketin– tarihinde davalıdan— davacının davalıdan almış olduğu vekalet ile davalı sigorta—yaptığını, taraflar arasındaki—- davalı tarafça keşide edilen—- sonra tek taraflı ve haksız olarak feshedeceğinin ihtar edildiğini, yine — sözleşmenin feshedildiği ve davacının — tüm yetkilerinden azledildiğinin bildirildiğini, —- —- almış olduğu—- yayınlandığını, beyan edip davacı şirketin hak kazandığı tazminat miktarının fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 10.000 TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında —– imzalandığını, davalı şirket tarafından davacıya,—— tarihli ihtarnamesi ile TTK madde 121.maddesi gereğince 3 aylık süresi içerisinde sözleşmeyi feshedeceğini ihtar edildiğini, —- tarihi itibariyle — sözleşmesinin sona erdirildiğini, davacı tarafından davalı şirket tarafından haksız fesih yapıldığı gerekçesi ile 10.000,00 TL bedelli tazminat davası ikame edildiğini, ancak davalı şirkete karşı açılan haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddedilmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından davalı şirket tarafından usulüne uygun olarak sözleşmenin feshedildiğini, —– uygun bir tazminat isteyebilir. Ancak davacı tarafından —- tazminatı talep edilmişse de işbu şartların oluştuğuna dair dosyaya bilgi ve belgeler sunulmadığını, davacı, soyut iddialar ile talepte bulunduğunu, davacının davasını ispatla yükümlü olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, — sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasından sonra ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda mali müşavir, sigorta ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine dosya tevdi edilerek, tarafların defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek rapor tanzim edilmesi istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından bila tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen bilirkişi heyet raporunda özetle,” Davalı ——— kullandığı; bir başka anlatımla haklı fesih nedenine dayanmadığı, olağan fesih yoluyla da, sözleşmenin ihtarnamenin —– tarihinde sona ermiş sayılacağı; sona erme nedeniyle de kural olarak denkleştirme tazminatı talep edilebileceği; denkleştirme tazminatı istenebilmesi için —– yeni müşteri getirmesi gerektiği; yeni müşteri kavramının, —– başlamadan önce, davalının ticari ilişki kurmadığı müşteriler biçiminde anlaşılması gerekeceği; ayrıca yeni —– içinde mütalaa edilmesi gerektiği; bunun dışında eski müşteri olmakla beraber, ticari ilişkisinin önemli ölçüde genişlettiği müşterilerinde yeni müşteri olarak değerlendirilmesi gerekeceği; yeni müşteri ——gerektiği; —– oluşturulmuş müşteri çevresiyle ticari ilişkisini devam ettirdiği halde, menfaat elde etmesinin gündeme geleceği; bu menfaat gerek kazanç ve kâr, gerekse tanınırlık ve ticari çevreyi genişletmeyi kapsadığı; önemli menfaatin tespiti için —- kazanılan müşteri çevresinden beklenen ticari işlemin kapsamı — kaldığı zamanlarda — işlerin kapsamının karşılaştırılması gerektiği; bu karşılaştırma sonunda eğer bir fark tespit edilebiliyorsa, — müvekkili önemli —- ortaya çıkacağı; somut olayın bu bağlamda incelenmesinde, sözleşme başlangıcı ———-olduğu; kalan poliçe—– olduğu; geriye kalan az sayıda———- poliçe üretimine oranının % 66 olduğu; sözleşmenin feshi tarihinde sonra ———- açıdan yaklaşıldığında, —– tüm poliçelere oranının % 66 civarında olduğu;—- sigortası KTK’nın 91. maddesinin 1. fırkası uyarınca,—– açısından da,— genellikle zarar eden poliçe türü olduğu; dolayısıyla —–davalıya önemli ölçüde menfaat sağlayan —– değerlendirilemeyeceği; dava dosyasına ibraz edilen poliçelerin incelenmesi sonucunda—— kestiği poliçelerin türüne ——– sağlayacak düzeyde olmadığı sonucuna varıldığından, nihai takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, denkleştirme tazminat talep koşulunun “önemli bir zarar” koşulu yönünden gerçekleşmediği, Mahkeme’nin bilirkişi heyeti görüşünü uygun görmemesi ihtimali de dikkate alınarak miktar yönünden inceleme yapılması cihetine gidildiği; TTK m.122 uyarınca, —— aldığı tüm ödemelerin—-daha az süren — ilişkilerinde talep edilebilecek denkleştirme tazminatında azami miktar, faaliyet gösterilen sürenin yıllık — tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere feshedilmesine—- miktarının rapor ekinde sunulu davalı —–iptal sonrasındaki tutarlara göre kayden 104.129,48 TL olduğu; buna göre yıllık ortalama tutarının —- değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi heyet raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, davacı vekili tarafından yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talep edilmiş ise de aşağıda açıklanacak gerekçeler ve bilirkişi heyet raporunun uyuşmazlığın çözümü için hükme ve denetime elverişli olması sebebi ile davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporu ve tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda, taraflar arasında 01.06.2018 tarihli acentelik sözleşmesinin imzalandığı ve sözleşmenin davalı tarafça 26.07.2019 tarihli ihtarnamesi ile 3 aylık mehil verilerek feshedildiği ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, feshin niteliği ile davacı tarafın iddiası doğrultusunda haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve Türk Ticaret Kanunu’nun 122. Maddesi uyarınca denkleştirme tazminatı koşullarını bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı — tarafından gönderilen ihtarnamede —- sözleşmenin feshi gerektiği belirtilerek ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 ay sürenin sonunda sözleşmenin feshedileceği bildirilmiş, davalı tarafça da gerek taraflar arasındaki sözleşme gerekse Türk Ticaret Kanunu’nun 121. Maddesine göre sözleşmenin usulüne uygun sonlandırıldığı savunulmuştur. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “—- ”“Sözleşme imzalandığı tarihten itibaren 1 yıl süreyle geçerlidir. Bu sürenin sonunda taraflardan birisi, sözleşmenin devam
etmesini istemediği takdirde, diğer tarafı sürenin bitiminden 1 ay önce noterden göndereceği ihbarname ile haberdar eder. Böyle bir ihbar
yapılmadığı takdirde, bu anlaşma müteakip yıllarda kendiliğinden aynı şartlarla 1 yıl için uzatılmış olur. Taraflar sözleşmeyi herhangi
bir sebep göstermeksizin 3 ay önceden diğer tarafa noterden
ihtarname göndermek suretiyle her zaman feshedebilir” düzenlemesi yer aldığı görülmüştür. Anılan sözleşme maddesi ve davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarname göz önüne alındığında davalının sözleşmeyi haklı neden iddiası ile değil sözleşmenin anılan maddesi doğrultusunda olağan fesih yöntemi ile mehil verilerek sonlandırıldığı görülmüştür. Hal böyle olunca sözleşme ilişkisi sona erdiğinden davacının Türk Ticaret Kanunu 122. Maddesine göre denkleştirme talebinde yasal koşulların oluşup oluşmadığı hususu incelenmiştir. Denkleştirme tazminatı talep edilmesi için sözleşmenin sigorta tarafından sona erdirilmesi tek ve yeterli bir sebep değildir. Türk Ticaret Kanunu 122. Madde irdelendiğinde, acentenin denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için aranan koşullar; sözleşmenin sona ermesi, yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da “önemli menfaatler” elde edilmesi, —- ödenmesinin hakkaniyete uygun olmasıdır. Sigortacılık Kanunu’nda denkleştirme tazminatı için aranan kıstaslar ise müvekkilinin menfaati ve hakkaniyettir. Denkleştirme talebi için kanunun aradığı şartlar kümülatiftir. Bu bağlamda, öncelikle yeni müşteri çevresinin yaratıldığını, var olan müşterilerle ilişkinin geliştirilip genişletildiğini ve bu müşteriler sebebiyle müvekkilinin önemli menfaatler elde ettiğini ispat yükü —– Buna — şirketi, denkleştirme talebinin hakkaniyete uygun olmadığını veya bedelin indirilmesi gerektiğini ispat yükü altındadır.—- Yapılan bilirkişi incelemesinde de sözleşmenin başlangıcı ve sonu—— olup bu poliçelerin —– olduğu geriye kalan az sayıda poliçenin muhtelif sigorta branşlarında olduğu, zorunlu trafik sigortasının tüm poliçe üretimine oranının % 66 olduğu; sözleşmenin feshi tarihinde sonra ise—- olduğu; bu açıdan yaklaşıldığında, yine zorunlu trafik sigortasının tüm poliçelere oranının % 66 civarında olduğu, dava dilekçesi ekinde yer alan belgelerden de yenilenen —- olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere denkleştirme tazminatı talep edebilmenin şartlarından biri de madde hükmünde belirtildiği gibi davalı sigortanın önemli menfaatler elde ediyor olmasıdır. Davalı şirket, davacının müşter—– menfaatler elde ediyorsa ve hakkaniyet de gerektiriyorsa davacı portföy tazminini talep edebilecektir.Bu durumda, somut olayda tespit edildiği üzere—-niteliği itibariyle zorunlu yaptırılması gereken sigortalardan olup, sigorta şirketleri açısından da,— genellikle zarar eden poliçe türü olduğu; dolayısıyla zorunlu —poliçelerinin davalıya önemli ölçüde menfaat sağlayan sigorta poliçesi türü olarak değerlendirilemeyeceği; davacının 01.06.2018 ile feshin hüküm doğurduğu —-, sigorta şirketi yönünden önemli menfaat sağlayacak düzeyde olmadığı nitekim aksinin de davacı tarafından kanıtlanamadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 122/1 maddesi ve Sigortacılık Kanunu 23/16 maddelerinde yer alan “sigorta şirketinin—-önemli menfaatler elde etmesi” kriterinin somut olayda sağlanmadığı, hakkaniyet şartlarının da oluşmadığı kanaatine mahkememizce varılmakla, açıklanan nedenler ile yasal koşulları oluşmayan denkleştirme tazminat alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca — arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.