Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/574 E. 2023/16 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/574 Esas
KARAR NO: 2023/16
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket —-arasında —– sözleşmesinin akdedildiğini, iş bu sözleşmeye göre müvekkili şirketin davalının işyerinin güvenlik hizmetlerini 9 adet silahlı özel güvenlik kadrosu ile yerine getireceğini bunun karşılığında hizmet bedeli olarak 14.750,00 TL + KDV ödeme yapılacağını, müvekkilinin yükümlü olduğu işlerin ifasını eksiksiz ve sözleşmeye uygun şekilde gerçekleştirdiği halde davalı tarafın müvekkilinin hak etmiş olduğu fatura bedellerini eksik ödendiğini ya da hiç ödenmediğini, bunun üzerine —–yevmiye nolu ihtarnamesi ile toplam 26.421,32 TL hizmet bedelinin ödenmesinin ihtar olunduğunu, davalı tarafın fatura bedellerini ödememesi üzerine ——— Sayılı dosyası ile 26.421,32 TL tutarındaki faturaya dayalı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile ihtarname tarihi olan 25.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte icra takibinin 26.421,32 TL üzerinden devamına davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini” talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——- arasında akdedilen ——- günü karşılıklı olarak feshedildiğini, müvekkili şirketin işyerinde çalıştırdığı güvenlik görevlilerinin iş akitlerinin de davalı tarafından 30.09.2012 günü feshedilerek sigorta çıkışlarının yapıldığı, müvekkilinin de yeni bir güvenlik şirketi ile anlaşma yaptığını ve aynı güvenlik görevlilerinin yeni güvenlik şirketi tarafından 04.10.2012 günü sigorta girişleri yapılarak çalıştınlmaya başladığını, feshe dayalı olarak karşılıklı mutabakat ve işçilerinde talebi ile —— ücretlerinin davalı adına işçilere ödendiğini ve bakiye bedelinin yine mutabakat gereği davalının hesabına yatırılarak hizmet bedelinin tamamen ödendiğini, bu nedenle—-ayı hizmet bedeline karşılık olduğu bildirilen—– tarihli fatura nedeniyle hiçbir borçlarının olmadığını, —- güvenlik hizmet talebini ve —- tarihli faturayı ve borcu kabul etmediklerini, alacaklı ile yapılan sözleşmenin —- günü feshedildiğini —-başka bir güvenlik şirketi tarafından karşılandığını, —- alacaklıdan hizmet alınmadığını müvekkilin hiçbir borcunun olmadığını bu nedenle davalının gönderdiği faturanın da —- günü cevabı ihtarname ile iade edildiğini, iş bu faturayı da borcu da kabul etmediklerini alacaklıya bildirdiklerini, açıklanan nedenlerle borçlu olmadıkları için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibari ile;—— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—– sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının ——- tarihli faturalardan dolayı davalı borçlu aleyhine icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davanın geçirmiş olduğu safahat incelendiğinde, davanın mahkememizin —- esas sayılı dosyası ile açıldığı, mahkememizce—- tarihinde davanın reddine dair karar verildiği, davacı vekili tarafından verilen kararın İstinaf edildiği,—— ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek mahkememiz yeni esas numarası aldığı görülmüştür.
—– karar sayılı ilamında özetle; davacı sözleşmenin — tarihinde mutabakat ile feshedilmediğini, davalı şirkete —- da hizmet verilmeye devam edildiğini, davalı ile yapılan sözleşmeye ilişkin—- tarihli tutanak tutulduğunu iddia etmekte, davalı taraf ise karşılıklı mutabakat ile 30/09/2012 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini savunduğu, sözleşmenin—– tarafların sözleşmeyi ne şekilde feshedeceği düzenlemiş olup, davalı, sözleşmenin mutabakat ile 30/09/2012 tarihinde feshedildiği savunmasına karşılık bu yönde delil sunmadığı, bu nedenle sözleşmenin mutabakat ile sona erdirilmediği kanaatine varıldığı, sözleşmenin —— göre davalının sözleşmeyi 7 gün öncesinden karşı tarafa noter kanalı ile bildirimde bulunmak koşulu olmadan —– ile her zaman tek tarafla olarak feshedebileceği düzenlemesi karşısında, davalı bu hüküm uyarınca bildirimde bulunduğuna dair bir delil de sunmadığı, ancak davacı şirket tarafından tutulan — tarihli projeye alınmama tutanağı; —- istinaden, söz konusu iş yeri adresinde —– tarihinde görevimize devam etmek istedik. Ancak —–yeni firmanın üniformaları giydirilmiş olarak çalıştırdıkları gözlenmiştir. Bizim personelimiz bize karşı pozisyonda olmuştur.—— ancak çalışanlarımız ile hizmet almaya devam etmektedir. Söz konusu projeden bu tarih itibariyle durum bundan ibarettir.” şeklinde düzenlenmiş olup; bu tutanağa göre davacı çalışanlarının 30/09/2012 tarihinden itibaren davalı işyerine alınmadığı belirtildiğinden, davalının fesih iradesinin bu tarih itibariyle davacıya iletildiğinin ve bu tarihten 7 gün sonrasına denk gelen 08/10/2012 tarihinde sözleşmenin davalı tarafından feshedildiğinin kabulü gerektiği, 6098 sayılı TBK’nın 408.maddesinde; “İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.” düzenlemesi yer aldığı, davacı her ne kadar davalıya —- yılı ——ayında da hizmet verdiğini iddia etmiş ise de; yukarıda belirtilen tutanak içeriği dikkate alındığında 30/09/2012 tarihinden sonra hizmet verilmediği açık olduğu, ayrıca davacının sözleşme konusu işleri—– personeli ile yürüteceği sözleşmede belirtilmiş olmakla, bu tarihten sonra 7 güvenlik personelinin davacı şirketten ayrılması karşısında, hangi personellerle hizmet verdiğini ise kanıtlayamamış, çalışan güvenlik personeline ilişkin bir belge ibraz etmediği, davalı işi için sözleşme kapsamında çalıştırılan — güvenlik görevlisinden —– tarihinde davacı iş yerinden ayrılarak sigorta çıkışlarının da davacı tarafından bu tarihte yapılması karşısında, davacının —-ayı için hak kazandığı bedelin 7 gün üzerinden ve kalan— işçi için davalının sözleşme kapsamında ödemekle yükümlü olduğu ücretler ile davacının hizmet bedeli dikkate alınarak hesap edilmesi gerektiği, yine —–ayına ilişkin de çalışan güvenlik görevlilerin ücretleri ile davacının hizmet bedelinin denetime açık olacak şekilde ayrı ayrı hesap edilmesi gerektiği, İİK 67/2.maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer aldığı, yasal düzenleme gereğince alacaklının aleyhine tazminatına hükmedilmesi için takibinde haksız olmasının yanında kötü niyetli olması da gerektiği, mahkemece davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş ise de gerekçesi açıklanmadığı, davacının takibinde kötü niyetli olduğunu gösteren bir delil dosyada bulunmadığı, bu itibarla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığı, açıklanan esaslar dairesinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair karar verildiği görülmüştür.
İstinaf kaldırma kararı sonrası mahkememiz ara kararı doğrultusunda dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye gönderilerek rapor tanzim edilmesinin istenilmesine dair karar verildiği, bilirkişi—-tarafından düzenlenen—– tarihli raporunda özetle; icra takip tarihi itibariyle icra takip tarihi itibariyle —- dönemi faturadan ise kalan bakiye alacağı —–olarak hesaplandığı, bu bedeli davacı şirketin davalıdan talep edebileceği, itirazın iptali ile ikame edilmiş davanın kabulü ve talebin haklılığına hükmedilmesi halinde; davacı şirketin Davalı taraftan takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği, davacı şirketin icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise —– ait bulunduğuna dair sonuç ve kanaatlerine ulaşılmış olup, her türlü hukuki nitelendirme ve takdir yüce mahkemeye ait olmak üzere rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile —– sayılı ilamı hep birlikte değerlendirildiğinde istinaf kaldırma kararı gereğince alınan bilirkişi raporu içeriğinin yerinde olduğu, davalı tarafın —— ödeme yaptığı, kalan —– davacı şirkete ödemeyip işe aldığı – personele ödediği, davacının faturayı aylık olarak hizmet ve personel bedellerini kapsayacak şekilde aylık bir bedel üzerinden faturalandırdığı,—– hizmet bedeli faturası düzenlendiği, söz konu faturanın — personel için olduğu,– personelin —–günlük ücretinin 15.117,30-TL / 30 =503,91-TL, 1 Personelin günlük ücreti ise 503,91/9= 55,99-TL olduğu, 2 personelin 7 gün üzerinden ücreti 55,99*2 personel = 111,98-TL*7 gün =783,86-TL olduğu, dolayısıyla davacı şirketin davalı taraftan icra takip tarihi itibariyle 10/2012 döneminde 783,86-TL, 09/2012 dönemi faturadan ise kalan bakiye alacağı 11.304,02-TL toplam 12.087,88-TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının ——-esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 12.087,88-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 828,72-TL harçtan başlangıçta alınan 451,25-TL nin mahsubu ile kalan 374,47-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan başlangıçta yatırılan 451,25-TL nin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından İstinaf kaldırma kararı öncesi ve sonrası yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 218,75-TL tebligat ve müzekkere gideri ve 2.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.643,95-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 1.216,22-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..17/01/2023