Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/572 E. 2021/520 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/583 Esas
KARAR NO : 2021/429

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; ——- imzalandığı, işbu sözleşmeye bağlı olarak davalı borçlu—- tüketiminde bulunduğu, davalı —– gereğince üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa etmeyerek taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde ——ödemediği,—– ilişkin ödenmeyen fatura bedelleri, gecikme faizi ile birlikte toplam olarak 5.607,43 TL olup işbu borcun tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —-. sayılı dosyası üzerinden borçlu aleyhine takip başlatıldığı, davalı tarafından tüketim bedeli borcuna ilişkin tebliğ edilen ödeme emrine —–tarihinde kötü niyetli olarak itiraz edildiği, davalı her ne kadar borcu olmadığını iddia etse de davacı şirket nezdinde yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde belirtilen borç miktarı tahakkuk ettirilmiş olup herhangi bir ödeme kaydtna rastlanmadığı, davalı adına olan söz konusu faturalarda eski borç da belirtilmekle tüketim bedellerinin ödenmediği sabit olduğu, — imzalayan ve aboneliği devam eden abonenin, sözleşme iptal edilmediği — karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceği, TBK m. 77, “Haklı bîr sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” hükmünü emretmektedir, davalı/borçlu herhangi bir bedel ödemeden — tükettiği için sebepsiz zenginleştiği, abonenin hiçbir ücret ödemeden kullandığı —- tahsil edilmesi esas olduğu, tüketim bedellerini ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı/borçlu, kendisi adına tahakkuk ettirilen tutarı ödemediği tespit edilerek ve İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —. sayılı dosyası üzerinden aleyhine başlatılan icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiği, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün —-. sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun işbu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün — esas sayılı icra dosyasının uyap üzerinden dosyaya celp edilmiş, davacı tarafça dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davalı tarafın ——– olduğu görülmektedir. Her ne kadar davacı vekili tarafından —– yerin —— olarak belirtildiği ve bu sebeple görev yerinin Ticaret mahkemeleri olduğu beyan edilmiş ve yalnızca —— ibaresi sebebi ile davanın mutlak ticari dava olduğu yönünde farklı görüşler de mevcut ise de Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin —– Karar sayılı ilamında da açıkça vurgulandığı üzere yalnızca—— ibaresi mutlak ticari dava için yeterli olmayıp, davalının 6102 sayılı yasa kapsamında tacir olup olmadığının ve davalı tarafça çalıştırılan işyerinin ticari işletme kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerektiği esas olduğundan, mahkememizce de bu görüş benimsenmiş olup, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte nispi ticari dava kapsamında kalıp kalmadığı hususunda sağlıklı değerlendirmelerin yapılması için ve davalı vekili tarafından da müvekkilinin — karşısında — işletmesinin niteliği göz önünde bulundurularak, davalının bağlı bulunduğu ——-ayrı ayrı müzekkereler yazılmış ve müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır.
—–tarihli müzekkere cevabında davalının —- kaydının olmadığı belirtilmiştir.
——- tarihli müzekkere cevabında davalının gerçek kişilere ait ticari işletme kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
—— tarihli müzekkere cevabında davalının —- bıraktığı, — yılı beyannamesinde 213 sayılı V.U.K’nun 177. Maddesi ve diğer ilgili maddelerinde ve ilgili —kararında belirtilen tutarların altında kaldığı ve işletme hesabına göre defter tuttuğu belirtilmiştir.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davalının gerek ——— kaydının bulunmaması, gerekse — kayıtlarından — sınırında kaldığının anlaşılması durumunda artık davalının tacir olmadığı ve gelirinin ——- kaldığı anlaşılmış olmakla mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-TTK 4, 5/3. ve HMK.114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——–ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacıvekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.