Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/569 E. 2022/314 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/569 Esas
KARAR NO: 2022/314
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/11/2020
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile karşı tarafa arasında —- tarihinde — imzalandığını,—-ücretlendirmenin fatura kesilip müşteriye teslim edildikten —- sonra müvekkilinin hesabına ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme hükümlülüklerini yerine getirirken davalının sözleşmeye aykırı hareket edip ödemelerini yapmadığını, müvekkilinin görevini en iyi bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkilinin hakedişe dayanarak hazırladığı faturalardan bir kısmını ödediğini, kalan—– bakiye borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine —–şlatıldığını, fakat davalının itiraz ettiğini,” beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile davalının —-dosyasına vaki itirazın iptalini, takibin ticari avans faizi ile birlikte devamını, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına çaptırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi en iyi şekilde yaptığını belirtmiş ise
de, bu iddia gerçeklikten tamamen uzak olduğunu, davacı sözleşeme ile üstlendiği edimleri gereği gibi yerine getirmediğini ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkili firma ile davacı taraf arasında —-belli yüklerin taşınması
konusunda anlaşıldığını, bu sözleşme ile müvekkiline —– depolama alanından alınarak müvekkiline ait sahaya nakliyesi olduğunu, ayrıca —–maddesi gereğince nakliyesi gerçekleştirilen türbin malzemelerin verilecek talimatlar ile davacıya ait vinç yardımı ile montajının gerçekleştirilmesi olduğunu, davacının açık ve ağır kusurlu davranışı ile sebep olduğu kaza nedeniyle taşıma konusu olan—ağır şekilde hasar gördüğünü, bu kaza nedeniyle türbin
teslimi ve faaliyete alınmasının geciktiğini, —- tarihli sözleşme kapsamında kanatlardan birinin —–tarihinde davacı tarafça alındığını ve taşıma işlemi başladığını, taşıma esnasında —–sularında davacının ağır kusuru nedeniyle bir kaza gerçekleştirildiğini, kazada kanadın hasar gördüğünü, müvekkilinin baskısıyla davacı tarafından taşımadan önce test sürüşü yapıldığını, test sürüşünde özen gösterilmediğini ve ağır kusurlu olduğunu, davacı yükün ağırlık
merkezinin uygun olup olmadığını tespit etmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağında da sürücünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazada kusurlu olmadığının ispat yükü davacı üzerinde olduğunu, türbinin kanadının kazada hasar görmesi nedeniyle kesin kabul zamanın geciktiğini, bu gecikmeden doğan zararlardan davacı tarafın sorumlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin sigorta şirketiyle ek zeyilname düzenlemek zorunda kalındığını, bundan doğan zararın davacından tahsili gerektiğini, kanadın onarımından sonra geç montajından kaynaklanan montaj maliyeti şeklinde de zarar meydana geldiğini, gecikilen — gecikme cezası karşılığı olan — davacıdan tahsilini, ayrıca, müvekkilinin şahsında doğmuş manevi zararın giderilmesi için
— tutarında manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu” beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın usulden ve esastan reddini, huzurdaki dava —- sayılı dosyaların birleştirilmesini,—-taleplerinin kabulünü, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle şirketin ihyası davasıdır.
Mahkememizin iş bu dosyası ile —- dosyası ile açılan davanın konusunun ve davalar arasında bağlantı bulunduğu tespit olunmuştur.
Dosyanın incelenmesinde, davalının —- dosyasında görülmekte olan davanın aynı olduğu, davalar arasında irtibat bulunduğu, davaların aynı sebeplerden doğduğu ve aralarında bağlantı olduğu sabit olmakla ve usul ekonomisi ilkesi gereği HMK’nun 166. Maddesi gereğince bu iki dosyanın birlikte görülmesinde fayda olduğu değerlendirilmekle; iş bu dava dosyasının daha önce açılmış olan—- Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İş bu dosyasının — sayılı dosyası hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle dava dosyamızın anılan dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Birleştirme kararı doğrultusunda mahkememiz esasının kapatılmasına, yargılamanın —- sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Birleştirme nedeniyle bu dosyanın esasının kapatılmasına, dosyanın —–gönderilmesine,
4-Harç ve yargılama giderlerinin birleşen dosya üzerinden değerlendirilmesine,
İlişkin olarak, tarafların yüzüne karşı kesin olarak ve nihai kararla birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/04/2022