Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/557 E. 2022/104 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/557 Esas
KARAR NO: 2022/104
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde sigortalı —— davalı hakimiyetinde ve — davalı malikinde bulunan ——- sonucu araçta yüklü bulunan emtiaların hasar görmüş olduğu, taşıma esnasında zayi hale gelmiş emtealara yönelik müvekkili tarafından —–tarihinde sigortalısına ödenmiş olduğu, bu kapsamda davalıların müşterek sorumluluklarına yönelik icra takibi başlatılmış olduğu, ancak üst taşıyıcı durumundaki fiili taşıyıcı davalı ile diğer davalının itirazı nedeni ile takibin durdurulmuş olduğunu, bu nedenler ile müvekkili tarafından sigortalısına ödeme yapılarak halef ve haklarını temlik almış olduğu —-
ödeme tarihinden itibaren işletilecek en yüksek faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– dilekçesinde özetle; dava konusu hasarın taşıma esnasında meydana gelmemiş olduğu, bu nedenle müvekkilinin
sorumluluğunun bulunmadığı, müvekkilinin taşıma işinin bir bölümünde görev yapmış olduğu, dava dışı —— ulaştırılmış olduğu, —- yüklendikten sonra gemiye yüklenmiş olduğu——plaka sayılı çekici ile teslim alındıktan sonra —- tarihinde—–şehrinde bulunan—- düşülmeksizin sorunsuz şekilde teslim edilerek taşıma işinin
tamamlanmış olduğu,— plaka sayılı —- müvekkiline ait olmadığı, sigorta
poliçesi baz alınsa dahi hasar taşıma esnasında meydana gelmemiş olması nedeni ile davacının rücu hakkının bulunmadığı, ayrıca hasar tespitinin CMR Madde 23 esaslarına göre yapılması gerektiğini, bu vs. nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddedilmesi gerektiği, —–itiraz ettiklerini, davacı delillerinin müvekkiline tebliğ edilmemiş olduğunu, davacı şirketin aktif husumet, müvekkilinin ise pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeni ile reddedilmesi gerektiği, ayrıca ödemenin hatır ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu kapsamda rücu hakkının bulunmadığı, ayrıca dava konusu olayın zamanaşımına uğramış olduğunu, meydana gelen hasardan müvekkilinin sorumlu olmadığı, ayrıca hasar miktarının CMR Madde 23 esaslarına göre yapılması gerektiğini, bu vs. nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu emtianın — nakliyesi ve taşıması sırasında hasar meydana geldiğini, oluşan hasar sebebiyle dava dışı-sigortalısı olan —- ödendiğini, TTK 1472 md gereğince halefiyete dayalı olarak rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalıların haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalıların haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- sayılı İcra Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, davaya konu hasar dosyası ve sigorta poliçesi celp edilerek dosya arasına alınmış, —–bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—-tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “…Davacı tarafından sigortalı —–poliçe kapsamında geçerli bir ödeme yapılarak kanuni halefiyet hakkının kazanıldığı, ayrıca temlikname de alındığı, dolayısıyla lütuf ödemesinin
söz konusu olmadığı, Takibin de davanın da — yıllık süresi içinde açıldığı, takip ve dava işlemleri zamanaşımını
kestiği için zamanaşımı savunmasının doğru olmadığı, Davalı —-asıl/akdi taşıyıcı, davalı —–olduğu, zıya hasar için müteselsil sorumlulukları bulunduğu,—- taşımada zarar gördüğü, söz konusu zarar için süresinde ihbar yapılmak ve herhangi bir kurtuluş beyyinesinin varlığı da ispat edilememekle taşıyıcıların sorumlu oldukları, Zarar türünün tam zıya olduğu, tutarının ise —- olarak hesaplandığı, Taşıyıcıların sınırlı sorumluluk hükümlerine dayanabilecekleri, limitin hüküm tarihindeki kurdan hesaplanması gerektiği, rapor tarihindeki kura göre—- olduğu, Dosyada temerrüt ihtarı bulunmamakla takip öncesi faizin doğru olmadığı, —-takip açılmak ve sınırlama limiti de tazminat tutarının oldukça altında kalmakla ticari faiz istenebileceği hususunun ise Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —-Eldeki dosya bakımından davacının, dava dışı-sigortalısı olan —-ödeme sebebiyle TTK 1472 maddesi gereğince rücuen tazminat şartlarının ve davalıların oluşan zarardan taşıma hükümlerine göre sorumlu olduğunun yöntemince ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraf üzerindedir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşımanın—– yurt dışına olması sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlıkta CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, taraflar arasında parsiyel taşıma ilişkisi bulunduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi kök raporu ile diğer bilgi ve belgeler dikkate alındığında dava konusu emtianın taşınması sırasında hasarın meydana geldiği ve davalı-fiili-alt taşıyıcı olan —-oluşan zarardan sorumlu olduğu, alınan teknik bilirkişi raporu ve incelemesi dikkate alındığında hasara uğrayan emtianın tam ziyaı uğradığı ve —- sovtaj bedeli kabul edilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu, bilirkişi raporunda bu yöndeki tespitlerinin yerinde olduğu, davalıların gerçek zarardan sorumlu olduğu, CMR 23/1 maddesi gereğince dava konusu emtianın teslim alınan yer ve zamandaki değerine göre hesap yapılması gerektiği, dosya kapsamındaki CMR uzmanı bilirkişi tarafından bu yönde yapılan hesaplamaların yerinde olduğu ve hükme esas alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulduğu görülmüştür. CMR Konvansiyonunun 27. maddesi uyarınca, bu konvansiyona tabi taşımalarla ilgili tazminat taleplerine uygulanacak faiz oranının yıllık %5 olarak kabul edilmiş ise de, bu hüküm yabancı para üzerinden talep edilen tazminat bakımından uygulama alanı bulmakta olup, — cinsi alacaklarda ulusal hukukta geçerli olan faiz oranlarının uygulanacağı yerleşik yargı uygulamasıyla kabul edilmektedir. Bu durumda somut olayda davacının tazminat talebi — cinsine ilişkin olmakla, hükmedilen tazminata avans faizi uygulanması gerekmekte olup aksi yöndeki davacı talepleri yerinde görülmemiştir. Davacı tarafından rücuen tazminat talep edilediğinden yapılan ödeme tarihi ile takip tarihi arası— işlemiş faiz talep edebilir. Rücuen tazminat talebi bulunduğundan temerrüte gerek bulunmamaktadır.—–Her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından işlemiş faiz talebi yönünden hesap yapılmamış ise de, anılan hesabın basit nitelikte olması sebebiyle mahkememizce yapılabileceği değerlendirilmiştir.




Bilgi:—-işlemiş faiz hesaplanmış olup anılan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, davalının —- asıl alacak, —- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —— Dosyaya konu alacağın taşıma sırasında emtiada oluşan hasar sebebiyle rücuen tazminat talebine ilişkin olması sebebiyle alacağın yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı anlaşıldığından davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —– takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 77.335,85-TL asıl alacak, 9.574,81 TL işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 5.936,87-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1824,04-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 755,14-TL harç olmak üzere toplam 2.579,18-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.357,69-TL harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 824,04-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 755,14-TL harç olmak üzere toplam 2.579,18-TL harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 78,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.040,70-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.174,34-TL sinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 782,63-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, kalan 577,37-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 12.098,39-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı—— vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.135,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/02/2022