Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/556 E. 2021/950 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/556 Esas
KARAR NO: 2021/950
DAVA: Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/11/2020
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin —- olmuş olduğunu ve kendisine — edilmiş olduğunu, müvekkilinin bir —– olarak üzerine düşen yükümlülükleri fazlası ile yerine getirmiş ve davalı —- aidat ödemiş olduğunu, müvekkilinn kendisine tahsis edilen dairesini natamam olarak — yılında teslim etmiş olduklarına, ——— tarafından kendisine verilen dairenin tapusu verilmeyince ve kooperatifin üzerinde tutulduğundan, —- nedeni ile daireye —– dosyası ile haciz konularak, satışa çıkarıldığını öğrenmiş olduğunu, müvekkilinin bu durumu öğrenince,—– tarafından kendisine verilecek başka daire olmadığı bildirildiğinde çok şaşırmış ve şok olmuş olduğunu, kooperatif yönetim-tasfiye kurulu üyenin menfaatini ve hakkını koruyacağına, bunu üyesine bildireceğine, yanlışlıkları düzelteceğine, bu durumu saklıyarak aidat almaya devam etmiş olduğunu ve davacıyı borçlu çıkararak dairesine haciz konulduğunu saklayarak üyenin mağdur olmasına neden olmuş olduğunu, uzun süredir tasfiye ye geçtikleri halde bu güne kadar hiçbir tasfiye işlemi yapmamış olduğunu, davacı gibi başkaca üyeleride mağdur ettiklerini, onlara da aidat aldığı halde başka daire tahsis edemediklerinden üyelerden haksız yere topladıkları aidatları üyelere geri ödemek için tasfiye bütçesi yapmadıkları için borçlarını ödememekte olduklarını, davacı müvekkilinin daha fazla mağdur olmamak için —-yev.no ile istifa sını göndermiş olduğunu, —— yönetiminin eşitlik ilkesine aykırı, tutarsız tutum ve davranışları nedeni ile kooperatif evlerinin de akibetinin meçhul olması ve sair nedenlerle üyeliğini devam ettirmesi olanaksız hale geldiğini bu nedenlerle de ——– aidatın faizleri ile geri ödenmesini talep edilmek üzere —- alacağını talep etmiş olduklarını, ancak—– itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, müvekkilinin alacak miktarının ——dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde ve cari hesap ekstresi ilede sabit olduğunu belirterek; davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden % 20 ‘den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya yanıt dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle davalı kooperatiften istifa suretiyle ayrılan davacının aidat ödemelerinin iadesine yönelik başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davacı ilk olarak aynı talebe ilişkin —-dosyasında davasını açmış, mahkemece yargılama yapılmış, bilirkişi raporları alınmış, — tarihli karar ile davacının —- yevmiye nolu ihtarname ile —–ortaklığından istifa ettiği, bu ihtarnamenin — tarihinde davalı —– tebliğ edildiği, istifa tarihinin— olduğu, ——uyarınca istifanın hesap senesi sonundan en az bir ay önce yapılmasının şart koşulduğu, bu şekilde yapılmayan istifanın takip eden hesap yılı içinde geçerli olacağının belirtildiği, bu nedenle davacının istifasının —- yılı için geçerli olacağı, davacı ortağın yatırmış olduğu paraları iade talep hakkının ise istifanın geçerli olduğu yıla ait genel kurulun yapıldığı tarihe göre ve genel kurul tarihinden— ay sonra doğacağı, bu hususun — ana sözleşmenin —- tarihinde doğduğu ve davanın da en erken bu tarihte açılmasının gerektiği, dava tarihinin —olduğu, alacak muaccel olmadan davanın açıldığından hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar vermiş, — sayılı kararı ile de davanın açılış tarihinin — olduğu alacağın—- tarihinde muaccel hale geleceği ve erken açılmış dava nedeniyle davacının hukuki yararı olmadığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve karar — tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı tarafça bu kez aynı alacak talebine ilişkin olarak işlemiş faizi ile birlikte—– dosyasında takip talebinde bulunulmuş olup, davalı tarafın itirazı ve takibin durmasına karar verilmesi üzerine huzurdaki davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına celp edilen —- dosyasının incelenmesi neticesinde, davacı ortağın ——- yevmiye nolu ihtarname ile —-ortaklığından istifa ettiği, bu ihtarnamenin —tarihinde davalı —— tebliğ edildiği, istifa tarihinin —- olduğu görülmüştür. Nitekim anılan dosyada bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Toplanan deliller ile davalı —defter ve kayıtlarında mali müşavir ve —- uzmanı bilirkişiler tarafından yapılan incelemeler sonucu davacının kooperatife toplam —aidat ödemesinin olduğu, kooperatifin —- toplamının — olduğu, mevcudiyetin —- davacıya düşen genel gider payının olduğu tespit edilmiştir. Yapılan bu tespitlere ilişkin davalı —– tarafından da bir itirazda bulunulmadığı, davalı—- savunmalarının erken açılan dava hususunda toplandığı görülmüştür.
——- gereğince, —- ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz ve bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Belirtilen her iki durumda da iade edilecek aidatlar bakımından ifa günü belli olup, kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar edilmesine gerek yoktur. —– uyarınca —– mevcudiyetini tehlikeye düşürecek olması nedeniyle ödemelerin geciktirilmesine ilişkin bir genel kurul kararı alınmış ve ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğu yargılama sırasında saptansa dahi, bu, sadece kooperatife ödemeyi geciktirme hakkı vereceğinden alacağın muacceliyet tarihini etkilemeyecektir. Somut olaya dönüldüğünde —- dosyasında tespit edildiği üzere davacının aidat ödemelerinin toplamının — olduğu, —-yılına ait genel gider toplamının — olduğu, mevcudiyetin — olduğu ve —- davacıya düşen genel gider payı olduğu alacaktan gider payının mahsubu yapıldığında davacının bakiye —– tespit edilmiş olup yapılan tespitler mahkememiz denetimine açık, dosya kapsamına uygun görülmüş ve yeniden ek bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. —- maddesi gereği yapılan incelemede ise davalı kooperatif tarafından savunmalarında — tarihli genel kurulda yapılacak geri ödemelerin —– yıl ertelenmesine ilişkin karar alındığı savunulmuştur. Anılan ——- dönemleri içerisinde çıkan ve çıkarılan ortaklara yapılacak iade ödemelerinin — mevcudiyetini tehlikeye sokacak —- amacına uluşmasını engelleyecek ve bütçemizin bu ödemeleri yapamayacak durumda olması dolası ile bu ödemelerin —- kanununun —— kadar ertelenmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verildi” şeklinde karar alındığı görülmüştür. Erteleme kararı,—– sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir. Bu sürenin sonunda ortak, yine aynı yasa maddesi ile tip anasözleşmenin ——uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini, ayrıldığı yılın bilanço tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir. Ancak, davacıya yapılacak geri ödeme,—- mevcudiyetini tehlikeye düşürecekse, dolayısıyla erteleme kararı geçerliyse ve dava, erteleme süresi dolmadan açılmışsa, zamanından önce açılan davanın reddi gerekecektir. Böyle bir erteleme kararı alınsa dahi, dava edilmesi durumunda, öncelikle, ortağın istediği iade alacağının, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin —- kayıtları incelenerek tespit ettirilmesi gereklidir. Bunun yanında, aynı kanunun —- genel kurulun devredemeyeceği yetkileri düzenlenmiş olup, —–, karar alma yetkisinin kanun veya ana sözleşme ile genel kurula tanınmış olduğu hallerde bu yetkinin devredilemeyeceği açıklanmıştır. Somut olayda, davacının istifasından sonra — tarihinde yapılan genel kurulun — istifa eden üyelere yapılacak iadelerin — yıl ertelenmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verilmiş ise de yukarıda açıklandığı şekilde kooperatiften çıkan veya çıkarılan üyelerin iade ve ödemelerinin geciktirilmesi yönündeki yetki, —–maddesi uyarınca bu yetkinin genel kurulca yönetim kuruluna devri mümkün değildir. Bu durumda davacıya yapılacak olan iade ve ödemelerin usulüne uygun bir şekilde genel kurulca ertelenmiş olduğundan bahsedilemez.—- sayılı kararında da vurgulanmıştır. Dolayısı ile mahkememizce de bu yönde bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Açıklanan gerekçeler ve emsal nitelikte — göz önüne alınarak davacının itirazın iptali davasına konu takip tarihi itibariyle — alacağının olduğu, bu alacağın — tarihinde muaccel hale geldiği,— tarihinden —- takip tarihine kadar olan sürede mahkememizce resen yapılan hesaplamada —- davacının — işlemiş faiz talebine hak kazandığı ve davalıdan toplam — alacaklı olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne, davalının —–icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali takibin —- işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacak ve asıl alacak olan —- takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına, fazlaya ilişkin isteminin reddine, alacağın varlığı—- dosyası ile artık belirlenebilir hale geldiğinin mahkememizce kabulü ile hükmedilen —– asıl alacağın taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
-Davalının —- sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali takibin —– takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına,
-Fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Hükmedilen —- asıl alacağın taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı —- harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan—- peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan — başvuru harcı– tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam — yargılama giderinin haklılık oranına göre —- davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 22.207 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8—– zorunlu arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre — davalıdan; —– davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde——- uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2021