Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/54 E. 2022/367 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/54 Esas
KARAR NO: 2022/367
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının davacı aleyhine — sayılı takibe konu —-senet ile İcra takibi başlattığını, İİK 167/2 maddesine göre alacaklının takip tarihinde 58. Maddedeki hususlardan başka iflasa tabi borçlusu aleyhine haciz ve iflas yollanndan hangisini istediğini bildirmeye ve takip talebine kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar tasdikli örneğini eklemeye mecbur olduğunu, bu maddeye aykırı alarak yapılan takip nedeniyle ödeme emrindeki alacaklı —- kendilerine gönderilen senetteki alacaklının — olduğunu, alacaklının bu yasal zorunluluğu aykırı olarak takip yaptığını, bu doğrultuda —-sayılı dosyası ile yaptıkları itirazın senet aslının dosyada olduğu gerekçesi ile reddedildiğini, takibe konu senette ciro silsilesi incelendiğinde lehtar —- alacaklı görünen —devrettiğinin görüldüğünü, — aynı zamanda kendisine seneti ciro ve devir eden — yetkili müdürü göründüğünü,—— temsilen attığı imza ile kendi adına attığı imzaların birbirine uymadığını, ayrıca dosyada bulunan ödeme belgelerinden anlaşılacağı üzere alacaklı görünen şahsa borçları bulunmadığını, hatta daha fazla ödeme yapıldığının , bu anlamda takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, ayrıca davacı şirketin takibe konu seneti yapmış olduğu alışverişe karşılık — verdiğini, davacı şirketin —-herhangi bir borcunun da kalmadığını, davalı yanın haksız ve kötüniyetle kazanç sağlamak yoluna gittiğini belirterek—– cirosunun usulsüzlüğünden dolayı kambiyo hukukuna dayalı takip yapılamayacağı gibi aslında hiçbir şekilde alacaklı sıfatı olamayacağından bu durumun tespiti ile takibin iptaline , bu doğrultuda alacaklıya borçlu bulunmadıklarının ve senedin bedelsiz kaldığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin— günlük sürede şikayete bağlı ve düzeltilebilir eksiklik nedeniyle ödeme emrinin iptali ile yeniden ödeme emri gönderilmesini talep etmek yerine husumet itirazında bulunduğunu, senet metninin arkasında da alacaklının cirosu bulunduğundan ve senedin hukuki mahiyeti göz önünde bulundurulduğundan son ciranta olarak davalı alacaklı davalının davacı taraftan alacaklı olduğunu ve taraflar arasında husumet yokluğundan bahis dahi edilemeyeceğini, bu itibarla davacının bu yöndeki itirazları ile şikayet konusu olanların süresi içinde yapılmadığından ve bu hususlar icra tetkik merciince incelenmesi gereken hususlar olduğundan, —- dosya ile karara bağlanmış olduğu dikkate alınarak mahkemece esasa dahi girmeden davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın sunmuş olduğu deliller göz önünde bulundurulduğunda — dosyaya konu senedi ciro edip—-teslim ettiğini, senet makbuzunun dahi düzenlenmediğini, ancak daha sonra gerek —-gerekse de — sonraki ciranta davalı —ödeme yapılmadığını, davacı taraf ile — devir/ ciro edilemez şeklinde bir anlaşma olmadığı dikkate alındığında —- senedi devir ve ciro edebileceğini, davacı tarafın bu yöndeki iddialarının yersiz olduğu gibi kambiyo senetlerinin hukuki yapısına da aykırılık teşkil edeceğini, davacı tarafın —- bedelli çeki ödemediği gibi icra takibine de itiraz ettiğini, davacı tarafın tek amacının borçlarını ödememek ve hukuki gerekçeden yoksun bir takım iddia ve itirazlarla karışıklık yaratmak olduğunu savunarak, davacı tarafın sunmuş olduğu delil, dosya durumu ve davacı tarafın ödemeleri hususunda sürekli icra takibine maruz kalması sebebiyle ve davalının — senedir alacağını tahsil edemediği ve oyalandığı göz önünde bulundurulduğunda, —-Sayılı dosyasında borçlu tarafça yatırılan paranın, satışların düşürüldüğü dikkate alınarak ivedi olarak kendilerine ödenmesi hususunda tedbirin kaldırılmasına, —- dosyanın neticesinin beklenmesine, taraflar arasında borç alacağın tayini hususunda esas meselelerden biri olması sebebiyle davacı tarafın tüm zarar ve ziyanları mahkeme veznesine depo etmesini, davalının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– bedelli senet ile başlatılan icra takibine konu alacaklara ilişkin borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davası olup yargılama sırasında davacı tarafça yapılan ödeme ile istirdata dönüşmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek taraflarca sunulan deliller ve celp edilen icra dosyası sureti incelenmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Davanın geçirmiş olduğu safahat incelendiğinde; —- sayılı ilamıyla mahkememiz kararı kaldırılmış olmakla yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılıp incelendiği görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlığın davalı tarafından davacı şirket aleyhine ——- bedelli bonoya dayanarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacı takip borçlusu şirket tarafından iş bu menfi tespit davasının açıldığı,davacının takip dayanağı senet nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, senet nedeniyle dava dışı —yapıldığı iddia edilen ödemenin takip alacaklısı —– yapılmış olduğunun kabulünü gerektirip gerektirmediği, takip dayanağı senette kötüniyetli ciro yapılıp yapılmadığı hususlarına yönelik olduğu görülmüştür.
— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —- olduğu;, takibin —-olan alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğine ilişkin mazbataya rastlanılmadığı, borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulmadığı, davanın —- asıl alacak üzerinden açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların tacir olması sebebiyle davacı ve dava dışı —- yıllarına ait tüm ticari defter ve kayıtları, mahkememiz dosyası içine alınan icra dosyaları ile dosyaya sunulan deliller üzerinde, tarafların tüm iddia ve savunmaları, istinaf bozması öncesinde aldırılan bilirkişi raporu, rapora itirazlar, bozma içeriği de gözönüne alınarak ve davanın menfi tespit davası olduğu dikkate alınarak davacının davalıya davaya konu bono yönünden borcunun bulunup bulunmadığı, taraf defterleri arasındaki farklıların neden ileri geldiği, davacı tarafından yapılan ödemelerin olup olmadığı ödemelerin olması halinde bu husus da değerlendirilmek suretiyle ek rapora gerek bırakmayacak, ayrıntılı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınmasına karar verildiği bu kapsamda —–bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihinde alınan raporda özetle; davacı şirket ticari defter ve kayıtları itibarıyla davacı şirketin dava dışı şirketten —- asıl alacaklı durumda bulunduğunu, dava dışı şirketin ise ticari defter kayıtları itibarıyla davacı şirketten — asıl alacaklı durumda bulunduğu, taraflar arasında —- mutabakatsızlık bulunduğu ve bu mutabakatsızlığın davacı şirketçe dava dışı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere gerçekleştirilen ve dayanak belge örnekleri dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş bulunan —– toplam tutarlı ödemenin davacı şirket ticari defterlerinde dava dışı şirketin hesabına kaydedildikleri halde, dava dışı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunduklarından kaynaklandığı tespit edilmiş olup, mutabakatsızlığa konu davacı şirket ödemelerinin davacı şirketçe dava dilekçesi ekinde makbuz örnekleriyle dayanaklandırılmış oldukları gibi ne davalı tarafından ne de ödemelerin yapıldığı dava dışı şirket tarafından dayanak belgeleri sunulmuş olan bu ödemelere —- itirazda bulunulmadığı, davalının itirazına konu bu çekin de dava dışı —-muhatap bankaya ibraz edilip karşılıksız kalması sonucunda davacı şirketin dava dışı şirketle anlaşarak karşılıksız kalan bu çek yerine ileri vadeli bir başka çek vererek çek bedelini ödediği, bu çeke ilişkin olarak —- dosyadan aleyhlerine açılan itirazın iptali davasında — davanın reddine karar verildiği ve kararın—- tarihinde kesinleştiği görülmüş olup, dolayısıyla davacı şirket ticari defter ve kayıtlarında yer alan ve dayanak belgeleri dava dilekçesi ekinde sunulmuş bulunan ancak dava dışı şirketçe kayıtlara alınmadığı tespit edilen toplam —– davacı şirket ödeme kayıtlarına itibar edilebileceği, ticari defterlerini usul ve yasaya ygun tutmuş ve dayanak belgeleriyle uyum içinde olduğu tespit edilen ticari defter kayıtları karşılığında , sahipleri lehine delil olabilme vasfı taşımadığı tespit olunan ve dayanaklandırılmış olmasına rağmen davacı şirketten yapmış olduğu tahsilatları ticari defterlerine kaydetmeyen dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarına itibar edilmesinin mümkün olamayacağı, davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulmuş ve dayanak belgeleriyle uyum içinde olduğu tespit edilen ticari defter kayıtları itibarıyla , davaya konu senedin lehdarı dava dışı —- borcunun sona erdiği gibi aksine — asıl alacaklı durumda bulunduğu, dolayısıyla davacı şirketin keşidecisi olduğu —– senedin bedelsiz kalması nedeniyle menfi tespit talebinin yerinde olduğu, dosya kapsamına göre davalının dava dışı — önceki yöneticisi olduğu ve şirketteki hissesini dava dışı — devrettiği ve şirket müdürünün de — olduğu, yine dosyadaki nüfus kaydı örneğinden —– ise davalının eşi olduğunun tespit edildiği göz önünde bulundurularak davalının kötü niyetli hamil olduğunu bildiren rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, alınan bilirkişi raporu, icra dosyaları hep birlikte değerlendirildiğinde; iş bu davada davacı taraf takip dayanağı ve dava konusu senedin Dava dışı —–verildiği, davalının ise bu şirketin yetkilisi olduğunu, dava dışı şirkete borçların ödendiği, ancak senedin bedelsiz kalmasına rağmen dava dışı şirket tarafından davalıya ciro edildiği iddiasıyla, davalıya borçlu olunmadığının tespitini talep ettiği, davalı tarafın ise davanın reddini savunduğu görülmüş olup taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan İnceleme ve tespitler karşılaştırıldığında, davacı Şirket ticari defter ve kayıtları itibarıyla davacı şirketin dava dışı şirketten —- asıl alacaklı durumda bulunduğu, dava dışı şirketin ise ticari defter kayıtları itibarıyla davacı şirketten– asıl alacaklı durumda bulunduğu, taraf şirketlerin defterleri arasında —- mutabakatsızlık bulunduğu, mutabakatsızlık sebebinin mahkememizce yargılama sırasında alınan ve hükme esas tutulan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacı şirketçe dava dışı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere gerçekleştirilen ve dayanak belge örnekleri dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş bulunan — toplam tutarlı ödemenin davacı şirket ticari defterlerinde dava dışı şirketin hesabına kaydedildikleri halde, dava dışı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadıklarından kaynaklandığının tespit edildiği, davacı şirketin ödemelerinden davalı tarafça —-nolu çek yönünden itirazda bulunulduğu, diğer ödemeler yönünden itirazın olmadığı, bu çek yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda ayrıntılı değerlendirme yapıldığı üzere davacı şirket kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği yine davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulmuş ve dayanak belgeleriyle uyum içinde olduğu tespit edilen ticari defter kayıtları itibarıyla, davaya konu senedin lehdarı Dava Dışı —-e borcunun sona erdiği ve — asıl alacaklı durumda bulunduğu, dolayısıyla davacı şirketin keşidecisi olduğu — senedin bedelsiz kalması nedeniyle Menfi Tespit Talebinin yerinde olduğu, anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar verilmiş, yargılama sırasında yapılan ödemenin davacıya verilmesine karar verilmiş ayrıca davalı — dava dışı — önceki yöneticisi olduğu ve şirketteki hissesini eşi olan dava dışı — devrettiği ve şirket müdürünün de —-olduğu gözönüne alındığında kötüniyetli olduğu değerlendirilerek davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile icra dosyası ile talep edilen alacağın takdiren %20 sinin alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davacının —-sayılı dosyası yönünden davalıya borcunun olmadığının tespiti ile yargılama sırasında davacı tarafından icra dosyasına ödeme yapılmış olması dolayısıyla davanın ödenen kısım yönünden istirdat davasına döndüğü anlaşılmakla ödenen — ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile icra dosyası ile talep edilen alacağın takdiren %20 sinin alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 888,03-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 222,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 665,98‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 222,05‬-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 24,30-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 56,40-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 24,30-TL başvurma harcı,3,75 TL vekalet harcı, başvuru harcı, 488,75-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.950,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.466,8‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100-00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..26/04/2022