Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/539 E. 2021/1179 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/539 Esas
KARAR NO: 2021/1179
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/11/2020
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine —- dosyasından faturaya dayalı —- alacağa dayanarak takip başlatıldığı , borçlu, hiçbir gerekçe göstermeksizin haksız ve mesnetsiz olarak işbu icra dosyasına itiraz ettiği ,itirazdan sonra zorunlu arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmış ancak karşı taraf arabuluculuk toplantılarında anlaşmaya yanaşmadığı, bunun üzerine işbu davayı açma zarureti hasıl olduğu,davacı şirketin orman ürünleri alanında faaliyet gösteren bir firma olduğu, davalı gerçek kişi şirket ile müvekkil şirket arasında ticari ilişki mevcut olup, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete orman ürünleri sattığı, bu satıma rağmen davalı şirketin işbu borcu ödememesi üzerine, davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin borca itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve borca haksız olarak itiraz etmiş olması ve müvekkil şirketin alacağının likit olması nedeniyle; borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini arz ve talep etme zarureti hasıl olduğu, alacağın likit olup olmadığı sorunu çeşitli —–açıklığa kavuştuğu, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerektiği, bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemeyeceği ,diğer bir anlatımla, icra inkar tazminatı, alacaklının genel mahkemede açtığı itirazın iptali davası sonucunda borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi durumunda alacaklı yararına hükmolunan icra hukukuna özgü bir tazminat olduğu, borçlunun ne kadar borçlu olduğunun saptanması ve itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesi ön koşul olduğu borçlunun ödeme emrine karşı itirazın yapıldığı andaki durumu itibariyle haksızlığı saptanacak ancak haklı çıkma durumuna uygun alacak miktarı esas alınarak alacaklı yararına icra inkar tazminata hükmedilmesi gerektiği,davacı şirketin alacağının likit bir alacak olduğu, yargılama neticesinde ortaya çıkabilecek, belirsiz bir alacak olmadığı ,zira davacı şirketin alacağı cari hesaba dayalı, somut ve belirli bir alacak olduğu, davalının satın aldığı orman ürünleri bedellerinin kendisine fatura edildiği, davalı bunu ödemediği gibi, müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını geciktirmek için dosyaya itiraz ettiği ,icra inkar tazminatı da davalının bu haksız itirazına karşılık olarak getirilmiş bir yaptırım olduğu, “İİK. 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunlu olduğu, borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul olmadığı ,icra inkâr tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu, bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerektiği ,borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerektiği, öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart olmadığı ,somut olayda; faturaya dayalı alacağın likit ve belirli olduğu, yargılamayı gerektirmediği, borçlunun ne kadar miktarı ödemesi gerektiğini bildiği kabul edilmeli olduğu, mahkemece yanlış değerlendirme sonucu icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında uzun zamandır devam eden bir ticari ilişki olduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında varolan ticari ilişki nedeniyle davacı şirketten defalarca orman ürünleri satın aldığı , davacı şirket, davalı şirket ile daha önce de alım satım sözleşmesi yapmış olduğundan aralarında cari hesap ilişkisi bulunduğu ,davalı şirket dürüst güvenilir bir tacir olup, davacı ile aralarındaki alım satım sözleşmesinden doğan cari hesaba ilişkin olarak her zaman düzenli şekilde ödeme yaparak borcunu tam ve eksiksiz ifa ettiği , davalının davacı şirkete karşı cari hesap kaynaklı bir borcu bulunmadığı, bu sebep ile davacı yanın davalı hakkında başlattığı icra takibi haksız olduğundan davalının , dava dilekçesindeki borcunu ödemediğine dair mesnetsiz iddialarını kabul etmediği, davalının davaya konu faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklı borcuna dair davacı şirkete yapmış olduğu ödemelere ilişkin olarak işbu dilekçe ekinde adet tahsilat makbuzunu sunduğu, dosyaya sunduğu tahsilat makbuzlarından da anlaşılacağı üzere ;davalı şirket tarafından davacı şirket ile aralarındaki cari hesaba mahsuben —— tutarında ödeme yapıldığı, davalı şirketçe sunulan tahsilat makbuzları davacı şirkete ait davaya konu faturalardan kaynaklı olduğu , —— tutarında ödemelere ilişkin olarak tahsilat makbuzları davacı tarafça düzenlenmiş olup; davalının davacıya cari hesap mahsubuna yönelik ödeme yapmış olduğunu ispatladığı , davalı tarafından davacı şirkete ödeme olarak verilen —– seri nolu çek hakkında bankaya müzekkere yazılarak celbini talep etmekte olduğu, çekin arka yüzündeki ciranta zinciri incelendiğinde iddiasının ispatlanmış olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda ekte sundukları tahsilat makbuzları ve ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde , davalı şirketin davacı şirkete olan borcunu ödediği , davalı şirketin takipte belirtilen —– bir borcu olmadığının açık ve net olarak ortaya çıkacağı, davalı şirket davacı şirkete olan borcunu ödediği , davacı şirketin kötü niyetli olarak işbu davayı ikame ederek itirazın iptalini istediği, davalının davacı tarafından aleyhine başlatılan icra takibinde borçlu olduğu herhangi bir rakam bulunmadığı, iş bu sebeplerle haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiği, yukarıda açıklanan ve mahkememizce re sen nazara alınacak sebepler neticesinde itirazın iptali davasının reddi ile % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında mal satışına ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında davacının cari hesaba dayalı başlattığı takipte, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—-dosyasının incelenmesinde; —-cari hesap alacağı ve — takip öncesi faizin tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan toplam —- asıl alacak üzerinden —- yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle —-uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa da tebliğ edilmiş, gerekli ihtarlar yapılmış ve Bilirkişi tarafından—- tarihli rapor düzenlenmiştir.
—– bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda özetle; tüm delillerin münakaşası, her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla mahkemeye ait olmak üzere, dosyasına sunulu belgeler ile tarafların ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davacı şirket tarafından ibraz edilen —- yıllarına ilişkin ticari defterlerin;
—-elektronik defter genel tebliğine
göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı
bakımından —– muhasebe sistemi uygulama genel tebliğlerine uygun olduğu,
davalı tarafından —– defter kayıtları ibraz edilmemiş olup, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı taraftan — alacaklı olduğu, davacı şirketin takip öncesi —-işlemiş faiz yönünden talebi olmuşsa da
takip öncesi işlemiş faiz yönünden davalı tarafı temerrüte düşürmediği, dava dosyasına herhangi bir ihtarnamenin ibraz edilmediği, davacı şirketin takip öncesi işlemiş faiz yönünden talebinin yerinde olmadığı, itirazın iptali ile ikame edilmiş davanın kabulü ve talebin haklılığına hükmedilmesi halinde; davacı şirketin davalı taraftan takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında icra dairesi’nce hesap edilebileceği, davacı’ şirketin icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise mahkemeye ait Bulunduğuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesaba dayalı başlattığı takipte davalının taraflar arasındaki mal alımına dayalı ticari ilişkiyi kabul ettiği, mal alışı karşılığı ödemelerini tam ve eksiksiz yaptığını savunduğu, taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığı, yapılan ticari defter ve dayanakları üzerindeki incelemede davacı defterlerinden davalı tarafından davacı şirkete —— tutarında çek keşide edildiği, söz konusu bu çeklerinde davacı şirketin ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, davacı şirket tarafından davalı tarafa —- adet fatura düzenlendiği, davacı şirket tarafından davalı şirketten —– iade faturası davalı tarafından davacı şirkete düzenlendiğinin görüldüğü, davalı tarafından davacı şirkete —-karşılığı çek ile ödeme yapıldığı, bu çeklerden —- kısmı karşılıksız kalması sebebiyle davalı tarafa iade edildiğinin tespit edildiği, davalı ticari defterlerinde ise davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafından kabul edildiği ve ticari deftere kayıt edildiğinin, davalı tarafından ödeme makbuzlarının ibraz edildiğinin davacı şirketin ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğu ancak davalı tarafça yapılan ödemelerin borcu kapatmaya yetmediğinin tespit edildiği, dosyada mübrez bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, tespitler gereğince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, işlemiş faiz talebi yönünden ise davalının takip öncesinde temerrüde düşürülmesi söz konusu olmadığından iş bu talebin reddine karar verilmiş ayrıca alacak likit olduğundan kabul edilen asıl alacak yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının —– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali takibin —asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden işleyecek avans faiz üzerinden ve —- faiz oranını geçmemek üzere faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Karar harcı 6.139,47-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.173,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.965,65- TL ‘in davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.173,82 -TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti —— davalı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40 -TL başvuru harcı, 66,25-TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 966,25 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 888,95-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 12.483,96 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100‬-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2021