Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/536 E. 2023/858 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/536 Esas
KARAR NO: 2023/858 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :03/11/2020
BİRLEŞEN DAVADA(Birleşen ——- Karar sayılı )
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/11/2020
KARAR TARİHİ :01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

:Davacı vekili dava dilekçesinde
Dava dışı ——- o dönem pay sahibi olan müvekkili ile davalılar arasında 18.09.2019 tarihli bir protokol imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalıların, dava dışı şirketin %50 hissesini oluşturan ve müvekkilinin mülkiyetinde bulunan 2000 adet payin davalılardan ——- tarafından 1.000.000 TL karşılığında devralınması konusunda mutabakata varmış olduklarını, 19.09.2019 tarihinde toplana şirket genel kurulunca bu devir işleminin onaylanarak 09.10.2019 tarihli ——- ilan edilmiş olduğunu, müvekkilinin sözleşme konusu payları bu şekilde devretmesine rağmen, defalarca girişimde bulunduğu İhalde devirden doğan alacağın kendisine ödenmediğini, bunun üzerine davalı taraf hakkında ——– sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatılmış, davalı taraf kendisine gönderilen ödeme emrinde yer alan borçlara ve fer’ ilerine itiraz etmiş olduğunu, davalıların yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile dava konusu takibin, takip talebinde bulunan şartlarda aynen devamına, davalı borçlu aleyhine takip konuslu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep ederek, haksız itirazın kaldırılarak, takibin devamına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde
Taraflardan —– işleten —– ortağı olduklarını, bu ortaklık öncesinde, davalı —- kardeşi olan davalı — sahibi olduğu ———numaralı bağımsız bölüm ile ——-mevkiinde bulunan mesken niteliğindeki taşınmazların içinde bulunduğu mali sıkıntılar sebebiyle teminat ve güven (inanç) sözleşmesi çerçevesinde sonradan istem halinde kendisine iade edilmek şartı ile davacının kocası —– devretmiş olduğunu, Protokol tarihinde de davacının kocası ——- 300.000 TL borçlu olduğunu, taraflar, yaşanan hadiselerden sonra aralarındaki her türlü ortaklığa ve hukuki işbirliğine son vermeye karar verdiklerini, müvekkilleri açısından davada bahsi geçen protokolün asıl ve en önemli amacının taşınmazların iade edilmesi karşılığında şirket hissesinin devralınması olduğunu, bu kapsamda taraflar arasındaki barçların nasıl ödeneceğinin protokolde ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olduğunu, ilgili sözleşme ile gerçekte —– ait olan ancak inanç ve güven sözleşmesi çerçevesinde kayden davacının eşi —— adına kayıtlı bulunan taşınmazların, tüm harç ve giderlerinin davalılara ait olmak üzere onlara iade edilmesi veya bu kişilerin belirlediği kişilere satılması, bu şartın gerçekleşmesi ile 1.000.000 TL şirket hisse bedeli ve 300.000 TL daha önce dava dışı —— alınan borcun davacının kocası satıcı gözüken ——-Hesabına borca istinaden ödeneceği, aynı miktar bakımından bakiye borcun kalması ihtimalinde dahi bunun da 1 ay içinde yine davacının kocası —– veya onun belirleyeceği banka hesabına iş bu borca mahsuben ödeneceğinin kayıt altına alınmış olduğunu, sonuç olarak tarafların gerçekte —– ait olan ve kayden davacının eşine devredilmiş ve onun adına kayıtlı olan bahsi geçen taşınmazların iadesi veya 3. Kişilere satılması konusunda anlaşmış ve buradan elde edilen bedel ile şirket hisse borcunun ve daha önceden alınan 300.000 TL’nin ödeneceğini kayıt altına almış olduklarını, Hal böyle iken davacının kocası taşınmazları —- iade etmediği gibi, satımına da olanak tanımamış olduğunu, bu nedenden dolayı davalı —– davacının kocası —- aleyhine dava açmak zorunda kaldığını, davanın hala derdets olduğunu, halbuki, şirket hisselerinin devrinden sonra, davalıların, belirlenen hisse bedelinin davacının kocasına ödeme yükümlülüğü, yukarıda belirtilen taşınmazların —- veya davalı —- emrine amade şekilde kendisine veya —— ailesinin belirlediği 3. Kişilere devredilmesinin veya buradan elde edilen para ile ödeneceğinin kesin olarak bağlanmış olduğunu, şart koşulan bu edimlerin davacı taraf bakımından yerine getirilmemiş olduğuna ilişkin —– karşı açmış olduğu ——— taşınmazları iade talepli dava ile de sabit olduğunu, davacı taraf her ne kadar aralarında imza edilen protokol gereği alacaklı olduğu iddiasında ise de ilgili protokolde tarafların birbirlerine me şekilde ve hangi şartlarda edimlerini ifa edeceklerinin kesin hükümlerle belirlenmiş olduğunu, davacı tarafın protokol gereğini yerine getirmemiş olmasından dolayı muaccel bir alacaktan söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine ve takibin iptaline karar verilmesini, davacı aleyhinde takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN——— ESAS ——— KARAR SAYILI DAVADA;

Davacı vekili dava dilekçesinde
Dava dışı ——— o dönem pay sahibi olan müvekkili ile davalılar arasında 19/09/2019 tarihli protokol imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalıların, dava dışı şirketin %50 hissesini oluşturan ve —–mülkiyetinde bulunana 2000 adet payın davalılardan—— tarafından 1.000.000,00TL karşılığında devralınması hususunda mutabakata varıldığını, aynı protokolün bir diğer düzenlenmesi kapsamında davalılar dava dışı şirketin kuruluş aşamasında müvekkilinden almış olduğu 300.000,00TL tutarındaki borcu müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak davalılarca söz konusu tutarın müvekkiline ödenmediğini beyan ederek açılan davanın kabulü ile, davalıların ——– sayılı sayılı dosyasında başlatılan takibe, takip konusu asıl alacağa ve ferilerine yapmış olduğu haksiz itirazın iptaline, dava konusu takibin, takip talebinde yer alan şartlarda aynen devamına, davalı borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde
Huzurda görülen dava 18/09/2019 tarihli protokole dayanan icra takibinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır. İcra takibi ve dava konusu protokolün tarafları ile ——— Sayılı davasının tarafları aynıdır. Dava dilekçesi her iki dava bakımından özdeş olup, bir davanın kararı diğer bir davanın kararını etkileyecek olup, her iki davanın birleştirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Usul ve esas açısından her iki davanın birleştirilmesinde hukuki yarar bulunduğundan huzurdaki davanın esasının kapatılarak ——- dosyasında birleştirilmesine karar verilmesini, davacı tarafın, yukarıda açıklandığı üzere, her ne kadar taraflar arasında imza edilen protokol gereği alacaklı olduğu iddiasında ise de ilgili protokolde tarafların birbirlerine ne şekilde ve hangi şartlarda, kimin ne şekilde edimini kime yapacaği, kesin hükümlerle belirlendiğini beyan ederek huzurdaki davanın esasının kapatılarak —– Sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verilmesini, aksi halde hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddi ile takibin iptaline, davacı aleyhinde takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Asıl dava, taraflar arasında imzalanan protokol uyarınca edimin yerine getirilmediği gerekçesi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizle birleşen ——–dosyasında da taraflar arasında imzalanan protokol gereği davalılar tarafından edimin yerine getirilmediği gerekçesi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.Asıl davada davacı —— birleşen dosyadaki davacı —- davalılar —- dava dışı —– de içinde bulunduğu —— belge uyarınca asıl ve birleşen dosyada davacıların hisselerini —– bedel karşılığı davalılara satacağı konusunda anlaşmaya varıldığı ancak davacılar tarafından pay devrinin yerine getirilmesine rağmen davalıların edimi olan ödeme borcunun yerine getirilmediği gerekçesi ile başlatılan takibe karşı itirazın iptali davasıdır.Yapılan yargılama sonucu; dosya içerisindeki PROTOKOL başlıklı —– tarihli davacılara ait dava dışı ——– bulunan hisselerin davalılara satışı konusunda mutabık kalındığı ardından pay devrine ilişkin —— tarihinde onaylandığı ve pay devrinin ———- tescil ve ilan edildiği anlaşılmakla pay devri konusunda herhangi bir ihtilaf yoktur.Taraflar arasındaki ihtilafın konusu pay devrinin bedeli olan ücretin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Protokolün incelenmesi sonucu asıl davada davacının hisse bedeline karşılık 1.000.000,00TL ödeneceğinin belirlendiği, birleşen dava yönünden ise davacıya 300.000,00-TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bunun yanında — adına kayıtlı bulunan ——- yerde bulunan —— numaralı ——- parsel üzerindeki taşınmazların ——-kendilerine ya da gösterecekleri üçüncü şahıslara harç ve masraflar ——— ait olmak üzere satış yapılmak üzere devredileceği, burada satıcının hesabına geçecek olan miktar toplamı şirket hissesi satış bedeli ve borç toplamı olan 1.300.000,00-TL’den mahsup edileceği ve geriye kalan miktarın bir ay içerisinde ——- hesabına yatırılacağı şeklinde bir kısım yan edimlerin de yerine getirileceği konusunda anlaşmaya varılmıştır. Sözleşmenin bahsedilen hükmü gayet açık olup asıl dosya davacısının bu şartlardan bağımsız olarak 1.300.000,00-TL istemesi yerinde değildir. Zira öncelikle kendisi bildirilen iki adet taşınmazı davalılar adına ya da onun göstereceği üçüncü bir kişi adına devredecektir. Bu konuda da kendisinin ilgili taşınmazları devrettiğine dair herhangi bir beyanı yoktur.Birleşen dosya yönünden ise pay bedeli olarak belirlenen 300.000,00-TL’nin ödeneceği konusunda bir ihtilaf yoktur. Protokolde yer alan ve sözü edilen taşınmazların davalı tarafın beyanı uyarınca İnançlı İşlem Gereği davacının eşi olan birleşen dosya davacısı ——–adına devredildiği beyan edilmiş ise de ——-gereği İnançlı İşlemin kesin delil ile ispatlanması gerekmektedir. Veya yazılı delil başlangıcının bulunması durumunda tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebileceği gözetilmektedir. Ancak somut olayda davacı taraf sözü edilen gayrimenkullerin —– devredildiğine dair kesin delil veya yazılı delil başlangıcı da sunamamıştır. Protokolde bahsedilen Dosya içerisine alınan ——- esas sayılı dosyasının incelenmesi sonucu itirazın iptali davasının tarafların —— nedeniyle Karar Verilmesine Yer Olmadığına dair —- tarihinde karar verilmiştir. Yine protokolde yer alan —–dosyasının incelenmesi sonucu davacı —- tarafından davalı — aleyhine açılan——davasının taraflar arasındaki İnançlı İşlem sözleşmesinin kanıtlanamaması gerekçesi ile 05/02/2021 tarihinde reddedildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucu asıl ve birleşen dosyada davacılar ile davalılar arasında imzalanan PROTOKOL başlıklı belge uyarınca davacılara ait hisselerin —–Kararı’nın onaylanması ve pay devrinin —- tarihinde tescil ve ilan edilmesi üzerine pay devrine ilişkin herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, bunun karşı edimi olan bedelin ödendiğinin karine oluşturduğu, bunun aksinin davacılar tarafından ispat edilemediği, taraflar arasında bulunduğu iddia edilen İnançlı İşlem sözleşmelerinin de yazılı delil ile ispat edilememesi nedeniyle açılan asıl ve birleşen davaların reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Asıl dosya ile Mahkememizle birleşen ———— dosyasının reddine,
2-Asıl davada; alınması gereken 269,85 TL karar harcının, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 17.077,50-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 16.807,65‬-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl davanın davacısına iadesine,
3-Birleşen davada alınması gereken 269,85-TL karar harcının, birleşen davanın davacısı tarafından peşin olarak yatırılan 5.123,25‬-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.853,4‬ TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davanın davacısına iadesine,
4-Asıl davada davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T uyarınca 140.000,00-TL vekalet ücretinin asıl davanın davacısından alınarak asıl davanın davalılarına verilmesine,
5-Birleşen davada davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T uyarınca 47.000,00-TL vekalet ücretinin birleşen davanın davacısından alınarak birleşen davanın davalılarına verilmesine,
6-Asıl davada ve birleşen davada davacılar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin takdiren kendi uhdelerinde bırakılmasına,
7-Asıl ve birleşen davada davalılar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/11/2023