Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2022/173 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/522 Esas
KARAR NO: 2022/173
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/10/2020
KARAR TARİHİ: 07/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili aleyhine, — tarihinde,—- kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, Mahkememizin —- sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden müvekkilinin tüm menkul ve gayrimenkul malvarlığına takip dosyası üzerinden ihtiyati haciz şerhi işlendiğini, takip dayanağı olarak gösterilen senetlerden— keşide tarihli, — vade tarihli, alacaklısı davalı şirket olan — bedelli senetteki imzalar müvekkilinin eli ürünü olmadığını, takip dolayısı ile düzenlenen ödeme emri müvekkili tarafından tebellüğ edilmiş ve—- kayıtlı dava dosyası ile borca, imzaya ve yetkiye itiraz edildiğini, —sayılı dava dosyasından icra müdürlüğünün yetkisizliğine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin malvarlığındaki ihtiyati haciz şerhleri dolayısıyla müvekkilinin mağduriyetinin devam ettiğini, senet üzerindeki atılı sahte imzaların davalı şirket ——– dava dışı —- isimli şahıslarca atıldığını, davalı şirketin ticaret yapılacağı vaadi ile müvekkili dolandırdığını ve zarara uğrattığını, işbu nedenlerle de haksız, kötü niyetli ve mesnetsiz takiple ilgili; takip dayanağı olarak gösterilen senetlerden—-keşide tarihli,— vade tarihli, Alacaklısı davalı şirket olan—-bedelli senet dolayısıyla borcun bulunmadığını bildirmiş, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin ekinde sunulan bilirkişi raporu ile de senet üzerindeki yazı ve imzanın davacıya ait olduğunu, davacının dayanak gösterdiği bilirkişi raporunda yer alan bu tespit nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu senette yer alan imza davacının el ürünüdür ve bu husus davacı tarafından sunulan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davacı yanın, müvekkili şirkete borçlu olduğu taraflar arasında akdedilen —– de görülmekte olduğunu, kıymetli evrakta—- ilkesi gereği bu davanın reddi gerektiğini, kambiyo senetleri doğumlarına neden olan hukuki işlemle bağlı dubulunmayan senetler olduğunu, bu nedenle, senedin doğumuna neden olan hukuki işlemdeki sakatlık hali kambiyo senedine yansımadığını, müvekkili şirket, ——- dava dışı — dava dışı—-davacı—- bir kısım başka kişilerle işbirliği içerisine girerek müvekkili —- kastı ile hareket etmiş ve müvekkili zarara uğrattığını, ——- kayıtlarından da görüleceği üzere —tarihinden alınan karar itibariyle —ek ortağı ve müdürü —– olduğunu, yine—- olup bunlardan biri aynı zamanda—- zamanda—— davac— olduğunu, yine —- olduğu, müvekkili şirket yine dava dışı —-ve davacı dahil diğer suç örgütü üyelerinin organizasyonu neticesinde malları —- satıyor gibi fatura etmiş —– sattığını,—-karşılık —— uzun vadeli çek ya da senetler verdiğini, ancak verilen senetlerin hiçbirinin ödenmediğini, yani aralarında davacının da bulunduğu suç örgütü adı geçen şirketler vasıtasıyla müvekkil şirkete yaptırdıkları ödemeleri kendi aralarında paylaştırdığını, davacı —— imza yetkilisi —-gerçek olmayan ticari iş, hayali mal alım satımı ile toplamda —- zarara uğratarak dolandırdığını, gerçekte bir ticari işin mevcut olmadığını, müvekkili şirketin, davacı —- dava dışı kişiler tarafından dolandırıldığı daha sonra yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıktığını, yapılan incelemede şirket kayıtlarında malların fiziken teslim alındığını ve teslim edildiğini gösteren herhangi bir belge olmadığı, kayıtlarda taşıma irsaliyesi ve faturası bulunmadığı, — ayrı işlemde toplam yaklaşık — tutarında ödeme yapıldığı ve bu tutar karşılığında —- mal teslim ve tesellümü olması gerektiğini, bunun fiziken dahi kolay olmadığını, depolama ve muhafazaya ilişkin hiçbir kayıt ve belge olmadığını, —– tarihine kadarki kısa bir dönem içinde tüm işlemlerin tamamlandığını, ödemenin peşin ve nakden sadece müvekkili Marintek tarafından yapıldığını bildirmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki itibariyle menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili —–tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, vekaletnamesin incelendiğinde; feragat yetkisinin bulunduğu, anlaşılmıştır.
Davalı vekili; —- tarihli dilekçesinde kendilerinin de davadan feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, vekaletnamelerinde feragat yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın davacı tarafından yatırılan 45.898,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 45.818,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 07/03/2022