Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/505 E. 2022/405 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/505 Esas
KARAR NO : 2022/405

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21.10.2020
KARAR TARİHİ : 17.05.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firmanın, davalı ile ticari ilişkilerinin olduğunu, ticari ilişki sürecinde davalı firmanın muhtelif zamanlarda davacı firmadan çeşitli ürünleri satın aldığını ve satın aldığı tüm ürünleri eksiksiz ve ayıpsız olarak davalıya teslim ettiğini, bu durumun irsaliyeler, faturalar, ticari defter kayıtları ve diğer tüm resmi kayıtlar ile sabit olduğunu, Davalı, davacı şirketten satın aldığı ve kendisine eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edilen ürünlere istinaden düzenlenmiş olan faturalara konu borcun bir kısmına, yani—- tutarındaki bakiyesine ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığını, yapılan tüm görüşmelerden de herhangi bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine davalıya bakiye——– numaralı dosyası ile fatura alacağından doğan cari hesaba dayalı olarak genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalı tarafın itirazı sonucu takibin durduğunu, Davalı taraf, takibin dayanağı olan cari hesap alacağını doğuran faturalara yasal süresi içinde itiraz etmemek suretiyle faturaların münderecatını kabul etmiş olduğundan dolayı borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini,” beyan ederek Davalının icra takibine yaptığı itirazının —- yönünden iptaline, Davalının takip konusu asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davacı açısından telafisi imkansız zararların ve başkaca mağduriyetlerin doğmasına sebebiyet verilmemesi adına yargılama tamamlanıncaya kadar davalının mal varlıklarının (taşınır, taşınmaz, banka hesabı vb) dava değerini karşılayacak kadar kısmına teminatsız tedbir konulmasına, bu talepleri kabul görmez ise taraflarınca teminat yatırılmak kaydıyla tedbir konulmasına, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın —-sürdürdüğünü, ödeme emrinde ekli olan faturaları tüm ferileri ile birlikte kabul etmediklerini, icra dosyasında itiraz etmiş oldukları faturalara konu olan ürünler davalıya teslim edilmediğini, faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin fiş, makbuz, irsaliye yada hal kayıt sisteminde bir kaydın mevcut olmadığını, hale giren araçların getirdikleri ürünlerin ve teslim adreslerinin kayıt altına alındığını, takibin iptaline ve borçlu olmadıklarına karar verilmesine ve ayrıca haksız icra sebebiyle alacağın %20 oranında haksız icra tazminatına karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, mal alım satım ilişkisine dayalı faturalardan kaynaklı cari hesap alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu doğrultuda icra dosyası, taraf şirketlere ait — formları ile ticaret sicil kayıtları celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 28.02.2020 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı— dosyamız davalısı .— olduğu, takibin —- olmak üzere toplam 45.683,03-TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde 12.03.2020 tarihli dilekçe ile borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine itiraz edilerek takibin durduğu, itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın —- üzerinden ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın niteliği gereği bildirilen delillerin toplanmasının akabinde tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda davalının yerleşim yeri —-bulunmakla öncelikle —- Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine talimat yazılmış, davalıya ait ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılmış ve —tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen—- tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle, ” Davalı tarafın — defterine tabi olduğu, 2020 yılında ise —- dönemleri arası işletme defterlerinin yazılı olduğu ,—- açılış tasdiklerinin bulunduğu ,—- olduğu ilgili ——— davacının sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde yer alan faturalardan sadece 2 adet faturanın—-kayıtlı olduğu , bu faturalarında peşin olarak kayıt edildiği , davalı tarafın defterlerinde davacıya her hangi bir borç bakiyesinin olmadığı , cari hesap ekstresinde yer alan faturaların ve fatura içeriğindeki ürünlerin teslim edildiğine dair teslim belgeleri dosya içinde mevcut olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Ticari davalarda taraf defterlerinin karşılıklı olarak incelenmesi esas olup, davacı defter ve kayıtları üzerinde de alınan talimat raporu ile karşılaştırma yapılarak inceleme yapılması için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılarak 06.03.2022 tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen 06.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, ” Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2020 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K.
.—— göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-19 hükümleri ile— uygun olduğu,
davalı şirkete ——–formaları incelendiğinde, davacı şirket tarafından davalı tarafa —– düzenlenen —— olarak davacı ——- ile beyan edildiği, ancak davalı tarafın— formaları incelendiğinde davalı tarafın davacı şirket tarafından düzenlenen faturaları
— beyan formu ile beyan etmediği, davacı şirket yetkililerinden davalı şirkete düzenlenmiş olan fatura —————— tevsik edici belgelerin (sevk irsaliyesi vb.) tarafıma ibraz etmeleri talep edildiği ancak tarafıma böyle bir belgenin bulunmadığı, halde satış
yaptıklarını ve gece geç saatlerde malzemelerin teslim edildiği, yürütülen operasyonun çok hızlı gerçekleştiği bu sebepten ötürü böyle bir belgenin olmadığı bildirildiği, davalı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporunda (Davacının sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde yer alan faturalardan sadece 2 adet faturanın (405,14-TL + 1.170,92-TL) davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalarında peşin olarak kaydedildiği,), davacı şirketin —ticari defterlerinde bu faturalardan —- adı altında söz konusu fatura bedellerini karşılayacak şekilde bir tahsilatlar bulunduğu, sonuç olarak davacı şirket tarafından davalı tarafa — düzenlenen faturaların davalı şirket tarafından — formu ile —beyan edilmemiş olması sebebiyle davacı şirketin 2020 yılında davalı tarafa düzenlemiş olduğu fatura
muhteviyatı malzemeleri teslim ettiğini kanıtlaması gerektiği, yine davalı tarafın ticari defterinde de sadece 2 adet fatura kayıt altına alınmış ve bu
bedeller de nakit ödeme olarak kapatıldığı ” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mahkememizin denetimine ve uyuşmazlığın çözümü için elverişli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle taraflar arasında mal alım satıma yönelik ticari ilişki bulunduğu sabit olmakla birlikte davacı tarafından iş bu davada takip konusunu oluşturan faturalar yönünden alacaklı olduğu iddia edilmekte, davalı tarafından ise mal tesliminin olmadığı borcun bulunmadığı savunulmaktadır. Davanın niteliği gereği alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf, cari hesabı oluşturan faturaların ve faturalara konu malların davalı tarafa teslim edildiğini ispatla yükümlüdür. İncelenen ticari defter ve kayıtlar ile —-kayıtlarından, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar, davacı şirketin kayıtlarında yer almasına rağmen davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayıp —- davalı tarafından beyan edilmemiştir. Fatura düzenlenmesi ve davacının ticari defterlerine kayıt altına alması davacının tek başına alacaklı olduğu sonucunu doğurmaz. Diğer bir deyişle ispat yükü kendisinde olan davacı tarafından bu faturaların ve ek olarak faturaya konu malların davalı tarafa teslim edildiğini ispatlaması gerekmektedir. Ancak dosya kapsamı itibariyle bu husus davacı tarafından ispatlanamadığı gibi mahkememizce delil listesinde açıkça yemin delilline dayanıldığından davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış ancak davacı vekili tarafından başvurulmayacağı beyan edilmiştir. Hal söyle olmakla davacı taraf alacak iddiasını ispatlayamadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE;
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 551,44-TL harcın mahsubu ile artan 470,74-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca —— —- ücretinin davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——esaslara göre belirlenen 6.736,56-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.