Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/502 E. 2021/250 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/502 Esas
KARAR NO : 2021/250
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 13/05/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– uyarınca, davalılardan tasfiye halindeki —- TTK 547/1 maddesi uyarınca tasfiye/ek tasfiyesinin yapılması için taraflarına yetki verildiğini belirterek,—- sayfasında tasfiye halinde olan ——- uyarınca, ek işlemler sonuçladırılıncaya kadar, şirketin yeniden ticaret siciline kaydının sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —- TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memurunda olduğunu, Tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, Tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, — iddia edilen eksik işlemlerini, —— tespit etmesi mümkün olmadığını, mahkeme’nin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkil—-uyacağını, müvekkil davanın açılmasına sebep olmadığı nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutalamayacağını belirterek, müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava —-terkin edilmiş şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için TTK 547. Maddesine göre ihyası talebine ilişkindir.
TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir.
Şirketlerin tüzel kişiliği —- terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır.
Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir.
Dosyanın geçirdiği safahat incelendiğinde; ilk olarak açıldığı—- sayılı kararda yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın mahkememize gönderildiği ve yargılama mahkememizin— sayılı dosyası üzerinden sonuçlandırılmıştır.
Şirketin celp edilen—göre tasfiye işlemleri yapılarak — terkin edildiği, söz konusu kararın — tarihinde tescil edildiği hususunun — — ilan edildiği görülmüştür.
—-gelen müzekkere cevabının incelenmesi sonucu, şirket merkezinin —- olduğu ve Mahkememizin yetkili olduğu tespit edilmiştir.
Şirketin — kaydının silinme tarihi—– kararı ile ek tasfiye davası açmak için süre verilmiş olup olup tasfiye ve terkinden sonra dava açılması nedeniyle davacı bakımından tasfiyenin usulüne uygun sonlandırıldığının kabul edilemeyeceği, ve dava açmakta hukuki yararı olduğu sabittir.
Buna göre tasfiye işlemleri eksik yapılmış olup, tasfiye işlemlerinin eksik yapılmasından tasfiye memuru sorumludur.
Tasfiye halinde bulunan şirkete dava dilekçesinin tebliğ edilmemiş olması veya şirket kaydı silindikten sonra tebliğ edilmiş olması sonucu değiştirmeyecektir.
Somut olayda —– sayılı dosyasında davanın görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, şirketi temsil etmek üzere son — görevlendirilmesine karar vermek gerekmiş, davalı —- yasal hasım olması dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve davacının Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun dava ve icra takibinin varlığından haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin sicilden terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı —- yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuştur.
Davalı tasfiye memuru tasfiye işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur. Bu nedenle yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekir.
Buna göre tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz.
TTK.547.maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin ticaret siciline yeniden tescilini isteyebilirler. Olayımızda ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, talebin kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK 547. maddesi uyarınca KABULÜ ile;
—– kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde—–sayılı dosyasının görülmesi ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerinin yapılaması için eski —-davalı — şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına, ek tasfiye bitinceye kadar memurun görevinin devam etmesine,
3-Karar kesinleştiğinde —-TESCİL VE İLANINA,
4-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davalı —- —–tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı taraf yararına takdir edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı ——-alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan tebligat ve müzekkere gideri olan toplam 138,25 TL yargılama giderinin davalı—- alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı——- tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatarın tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/03/2021