Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/50 E. 2021/534 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/50 Esas
KARAR NO : 2021/534 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 28/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı müvekkil şirket; davalı/borçlular aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyası ile hasar ödemesi sebebi ile rücu alacağına yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, Davalı/borçlular, tarafımızca yapılan işbu icra takibinde borca, faize ve tüm ferilere kötü niyetli olarak itiraz ettiği, yapılan itirazın tamamen haksız ve kötü niyetle yapılmış olup iptali ile takibin devamı gerektirdiği, şöyle ki; müvekkil şirketin sigortalısının ——- şirket yetkililerinin bulunmadığı ——–olduğu zamanda hırsızlık olayı meydana geldiği, —- noktası olan —- olduğu, ancak — devreye girmediği, neticeten yaşanan hırsızlık olayının davalı şirketlerin güvenlik zafiyetleri sebebi ile meydana geldiğinin tespit edildiği, işyerine giren şahıs/şahısların; muhtelif marka cep telefonları,—– sigortalısına ödeme yaparak hasarını karşıladığı, bunun üzerine söz konusu hasar bedeli alacağına yönelik olarak davalı/borçlular aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı ancak davalı/borçlu tarafından işbu takibe haksız şekilde itiraz edildiği, Davalı/borçlular ile huzurdaki dava sürecinden evvel Türk Ticaret Kanunu’nda 01.01.2019 tarihinden itibaren uygulanan arabulucuya başvurma şartı gereği —–Bürosu — arabuluculuk dosya numarası ile başvuru yapıldığı, ancak taraflar arasında dilekçelerinin ekinde ibraz ettikleri tutanaklar ile de sabit olduğu üzere, anlaşma sağlanamadığından işbu dava ikame edildiği, bahsettiği nedenlerden ötürü davalı/borçluların haksız itirazının iptali ile alenen kötüniyetli olan borçlulardan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep etme ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından 24/08/2017 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle dava dışı araçlar için yapılan ödemelerin davalıdan (kendi sigortalısına) tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, İstanbul Anadolu –İcra Dairesi —-icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, hasar dosyası ihbar olunan — şirketinden celp edilmiş,—şirketlerin tüm sicil kayıtları celp edilmiş, — Müdürlüğünden dosyaya konu plakalı araçların malik bilgileri celp edilmiş, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle; “—– sürücüsünün, yol üzerinde seyri esnasında çarptığı her iki araç için de şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemediği, trafiği tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirdiği, trafik dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı nedenleri ile Karayolları Trafik Kanunu’nun Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, çarptığı her iki araç için de kazaların meydana gelmesinde asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, —- üzerinde seyri —— plakalı araç sürücüsünün kendi aracına çarpması İle gerçekleşen kazanın oluşumunda alabileceği bir tedbir bulunamayacağı, bu nedenle kazada herhangi bir kusurunun olmadığı,—ise yol üzerinde seyri esnasında —-plakalı araç sürücüsünün kendi aracına çarpması ile gerçekleşen kazanın oluşumunda alabileceği bir tedbir bulunamayacağı, bu nedenle kazada herhangi bir kusurunun olmadığı, Davacının talep edebileceği tazminat miktarı (talep miktarının bağlayıcı olacağı nedeni ile ) :— olduğu, Ancak detayları yukarıda verildiği gibi:——Poliçe numarası——- kapsamında ödemiş olduğu toplam 3.675,00 TL 3. Şahıs maddi zararını, davalı araç malikinden talep edemeyeceği kanaatine ulaşılmış olup, (sigortalı araç sürücüsünün kasdi ve ağır kusurlu olduğu, ehliyetsiz ve/veya alkol ve uyuşturucu altında iken kazanın meydana geldiğinin ispatlanmamış olması nedeni ile)…” yönünde tespit yapılmıştır.
Sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.
Davacı sigorta şirketi, davalı—– mali sorumluluk sigortacısı olup, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan kişinin olay yerini terk ettiğini ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı sigortalıdan rücuan tazmini talebinde bulunmuştur.
—– poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü davacı sigorta şirketine aittir. Davacı vekili dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün firar ettiğini belirtmiş olup sürücünün olay yerini terk etmesi sigortacıya rücu hakkı vermez. Sigorta şirketinin somut delillerle genel şartlar B.4. maddesinde sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Davacı sigorta şirketi, —- sigortası genel şartları uyarınca, sürücünün ehliyetsiz olduğunu veya alkollü bulunduğunu somut delillerle kanıtlaması, buna göre araştırma inceleme yapılması gerekir. (HGK.nun —- sayılı kararları, Yargıtay — HD. — Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamı dikkate alındığında davacı tarafından bu yönde sunulmuş, herhangi bir bilgi ve delil bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından ileri sürdüğü rücu şartlarının (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. Maddesindeki hallerin) yöntemince ispatlanamaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,9 -TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-4-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve — hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.