Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/489 E. 2021/1219 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/489 Esas
KARAR NO: 2021/1219
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 15/10/2020
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi nezdinde —– bulunan dava ———nakliyesi, davalıya ait —- plakalı araç ile yapıldığını, nakliye sırasında taşıması yapılan emtialardan —- emtia ıslanmak suretiyle zayi olduğunu, emtianın hasarlı teslim edildiği taşıma senedi üzerine şerh edildiğini, ayrıca hasar tespit tutanağının düzenlendiğini,——tarihinde — tazminat ödendiğini, sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tazmini için davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı takibe haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, CMR Konvansiyonunun 17. maddesi “Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. ” hükmünü ihtiva ettiğini, bu nedenle nakliye sırasında meydana gelen zarardan davalı tarafın sorumlu olduğunu, uyuşmazlığın çözümü için — arabuluculuk süreci tamamlanmış ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının aleyhine——– yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin, takip talebindeki şartlarla devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —–uyarınca zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddini, dava konusu emtianın alıcısına teslim tarihinden itibaren —- süre içerisinde dava açılması gerekir iken işbu dava —— tarihinde açılmış olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını,—- tespiti yapıldığını iddia eden davacının huzurdaki itirazın iptali davasını teslim tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açmış olması gerekir iken zaman aşımı geçirildikten sonra ikame edilen davanın reddini talep ettiklerini, —– uyarınca iddia edilen hasardan müvekkilin sorumluluğu olmadığını, dava konusu talep müvekkil tarafından davacının sigortalısına ait emtianın—– karayolu ile nakliyesi sırasında meydana geldiği iddia olunan hasara ilişkin olduğunu, dolayısıyla — davada —– olduğu—-uygulanması gerektiğini,—– gereğince; taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar,kısmen veya tamamen kaybından doğacak zararlardan sorumlu olduğu belirtilmiş fakat maddenin devamında taşımacının sorumluluğunu kaldıran ve sınırlandıran haller düzenlenmiş olup; hasara uğrayan emtianın ambalajlanmaması ya da hatalı, yetersiz ambalajlanmış olması, yükün gönderici, alıcı veya onlar adına hareket eden kişiler tarafından yüklenmesi/istiflenmesi, boşaltılması, mala ilişkin özellikler sebebiyle oluştuğunun ispatlanması halinde taşımacı sorumluluktan ber’i kılınacaktır. Devamla —– taşımacının sınırlı sorumluluğu düzenlenmiş olup buna göre taşımacı tarafından ödenecek tazminatın hasara uğrayan malın eksik brüt ağırlığının —- birimini geçemeyeceği” hüküm altına alındığını, Davacı dava dilekçesinde taşınan emtianın ıslanarak hasarlandığını iddia etmiş ise de delillerin tarafımıza tebliğini müteakip beyanda bulunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla; ıslanma iddiası ile meydana gelen hasarın emtianın göndereni tarafından gereği şekilde ambalajlanmadığını, gönderen tarafından gereği şekilde yüklenmediğini istiflenmediğini ortaya koyduğunu, o halde iddia edilen hasar dava dışı satıcı/gönderenin sorumluluğunda olan işlemler nedeniyle meydana geldiği gözetildiğinde—-uyarınca müvekkilin sorumluluğu bulunmadığını, Mevcut halde müvekkilin likit olmayan bir alacak iddiasının konu edildiği ilamsız takiplere müstenit ödeme emrini ifa etmesi yasal olarak mümkün olmadığını, işbu davada da; talep konusu alacağa ilişkin izahat mevcut olmayıp, afaki bir zarar tazmini talebi mevcut olduğunu, bağımsız eksperler tarafından emtia üzerinde inceleme yapılıp yapılmadığı ve talep edilen tutarın neye göre belirlendiğinin belirsiz olduğu, mevcut hali ile müvekkil tarafından alacak talebinin kabulü mümkün olmadığını, davacı taraf müvekkil tarafından taşınan emtiada hasar olduğunu ve bunun müvekkil tarafından tazminini talep etmiş olmakla birlikte hasarın nev’i, niteliği, miktarı, hasara uğrayan emtiada sovtaj olup olmadığı, sovtaj var ise mahsubunun yapılıp yapılmadığı, sigorta poliçesi kar marjı ilave edilip edilmediği, talep ettiği miktarın hangi alacak kalemlerini kapsadığını bildirmediğini, müvekkil taşımacının CMR md. 23 hükmü gereğince sınırlı sorumluluğunu aşan bir talebin değerlendirilebilmesi yönünden emtianın hasara uğrayan kısmının ağırlığını belgelenmesi ile, taleplerini doğrulayan delil davacı tarafın sunmadığını, taşımaya konu emtia —- alıcısına teslim edildiğini, emtia müvekkil şirket yeddinde olmadığını, dolayısıyla hasarın miktarı ve niteliğini, sovtajın olup olmadığını, emtianın ne şekilde değerlendirildiğinin ispatı davacıya ait olup gerçek zararını ispatlayamayan davacının afaki ve Konvansiyona
aykırı taleplerin reddini talep ettiklerini, öncelikle huzurdaki davada sigorta poliçesine dayanarak halefiyet iddiasında bulunan davacının dava konusu taşımanın sigorta teminatı altında olduğunu, geçerli bir sigorta poliçesinin varlığını ispatlaması, aksi takdirde geçerli bir sigorta ilişkisi mevcut olmadığından davanın aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, dava konusu —taşınmak üzere dava dışı —mukim gönderen firma tarafından taşıma aracına yüklendiğini, dava dilekçesinde emtianın ıslanmak suretiyle hasarlandığı iddia edilmiş olup, davacının poliçe teminatı dışında
olan risk için sigortalısına ödeme yapmış olması halinde exgratia hatır ödemesini müvekkile rücu imkanın bulunmadığını, ayrıca davacının, dava dışı sigortalısının dava konusu emtianın bedelini ödeyip ödemediğini, bir başka deyişle davaya konu emtia üzerinde hukuki menfaatinin bulunup bulunmadığını da ispatlaması
gerektiğini, zira aksi durumda davacının hukuken menfaati bulunmadığı sonucuna varılmakla davanın reddinin gerektiğini, Davacı tarafın CMR 27. maddesine aykırı faiz taleplerinin reddini talep ettiklerini, davacı işbu davanın dayanağı olan icra takibi ile işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren avans faiz talebinde bulunmuş ise de davacı tarafın Konvansiyonun 27. Maddesine aykırı faiz taleplerinin reddinin gerektiğini, CMR Konvansiyonunun 27. Maddesinde, hak sahibinin ödenecek tazminat için talep edebileceği faiz oranı ve başlangıç tarihi açıkça belirlendiğini, Maddeye göre, yılda %5 üzerinden istenecek bu faizin ödeme isteğinin yazılı olarak taşımacıya gönderildiği tarihten başlayacağı öngörüldüğünü, mevcut halde CMR Konvansiyon gereğince davacının hukuka aykırı şekilde işlemiş faiz talebinin ve %5 faizi aşan fazla talebin reddini talep ettiklerini, Müvekkilin taşıyıcı sorumluluk sigortası yönünden; dava konusu taşıma; dava dışı—– teminat altına alınmış olduğundan iş bu davada müvekkile kusur atfı halinde poliçe teminatları çerçevesinde zararın tazmin edilmesi gerekeceğinden davanın—-davanın ihbar edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddini ve müvekkil lehine %20’den az olmamak üzere kötü
niyet tazminatına hükmedilmesini, davacı taraf itirazın haksız olduğundan bahisle %20 oranında icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de dava konusu alacak iddiası yargılamayı gerektirdiğini ve davacının gerçek zarar miktarının ispatı gerektiğinden likit bir alacağın varlığından edilmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu emtianın —- nakliyesi ve taşıması sırasında ıslanmak suretiyle zayi olduğunu, oluşan hasar sebebiyle sigortalısına sigortalısına —tazminat ödendiğini, oluşan hasardan davalının CMR hükümleri gereğince sorumlu olduğunu, TTK 1472 md gereğince halefiyete dayalı olarak rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —-celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş,—- bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.—tarihli bilirkişi raporunda özetle,– ayrıntılı neden ve gerekçelerle, işbu meydana gelen hasarın taşıma sırasında meydana
geldiğinin ispatlanamadığı, dosyada bulunan bir çok belgede çelişki ve mevzuata uygun olmayan belgelerin bulunduğunun tespiti ile; Davacının davalı firmadan dava dışı sigortalısına —- ödemiş olduğu hasarın bir — ödemesi olduğu kanaatine ulaşılmaktadır. —-ödemelerinde de
rücu imkanı olmadığı —- malumudur.
Takdir ve hukuki değerlendirmesi — ait olmak üzere, Sayın mahkemenin aksi kanaati durumunda; — yapıldığında; Davaya konu taşınan emtianın ne sadece —-olduğu, dosyada bulunan belgeden de görüleceği üzere;— bulunduğu, bunlardan sadece en üstte belirtilen grissini olduğu— hasara uğradığı iddia edilen —— ise —- olarak faturaya yansıyan, toplam — —-olduğu, Bu bağlamda — olduğu hesaplanabilir ve —- hesaplaması yapılmıştır. —-Sorumluluğun üst limitini gösterir.
Tüm mal çeşitleri, —-, birim fiyatları vb. tüm bilgiler dosya içerisinde bulunmaktadır. —-müşteri numune bedeli ile
ilgili olduğu görülmektedir.—– düzenlenen raporda; Yapılan sayım neticesinde toplam olarak —- hasaralı olduğunun tespit edildiği, mal faturasına istinaden ürün birim fiyatı —– bedeli ile ilgili talebin hasarsız sağlam durumda olan emtianın kurtarılmasına yönelik olması nedeni ile yerinde bulunduğu ve —–miktar içinde hasarlanan miktara yönelik kısmının —-olarak hesaplandığı, bu limit—-üst limitinin altında kaldığı için gerçek zarar olarak değerlendirilmesi gerektiği, —-sigorta değeri — bedel artışının da bulunmadığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur——–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında davacı tarafından dava konusu CMR belgesinin orjinalinin dosyaya sunulamadığı, dava konusu emtianın—- tarihinde antrepoya alındığı, emti ile ilgili hasar ihbarının — tarihinde, eksper ihbarının ise —- yapılmış olduğu, bir başka deyişle dava konusu emtiada hasar tespiti yapıldıktan sonra —– tarihine kadar CMR belgesinin ekspere ulaştırılmadığı, sigortalı emtianın nasıl bir araçla taşındığına dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bir başka deyişle ambalaj durumu zayıf bir malın — derece arasında taşınacağı belirtilirken, —– derece olduğu dikkate alındığında taşıma yapılan aracın soğutma özelliği olan bir kapalı kasa araç olması gerektiği, dosya kapsamında araca ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin olmadığı, gerek ıslanma ve/veya gerekse sıcaklıktan kaynaklı her türlü hasarın bu tip bir araçla yapılan sevkiyatlarda doğru istiflendiği de düşünüldüğünde hasarın oluşmasının mümkün olmadığı, her ne kadar hasar tespit tutanağı adı altında tek taraflı belge düzenlenmiş ise de; anılan belgede taşıyıcı sürücünün imzasını taşımadığı ve yasal mevzuata uygun olmadığı, bu sebeple anılan hasar belgesinin uyuşmazlığın çözümünde esas alınmasının mümkün olmadığı, dosya kapsamında alınan —- tarihli bilirkişi raporunda dava konusu CMR belgesinin orjinalinin dosyaya sunulmasının gerektiğinin belirtildiği, davacı vekili tarafından sunulan —- tarihli beyan dilekçesinde dosyaya sunulan belgenin orjinalinin fotokopisi olduğu belirtilmiş olmasına rağmen davacı tarafından ısrarla CMR belgesinin aslının dosyaya sunulmadığı, dosyaya sunulan — elle yazılı bir çok yerin bulunduğu, hasar kaydı ile ilgili ise herhangi bir açıklama yapılmadığı, ———-yazılı olmadığı, palet sayılarının — olduğunun faturalardan ve belgelerden anlaşılmış olmasına karşın bir yerinde —— olarak belirtildiği ve anılan hususların tamamının elle yazıldığı, — —–araç içine dökme yüklendiğinin ve ürünlerin hasar gördüğünün belirtildiği ve başka hiçbir ayrıntının —– bulunmadığı, hasar dosyasında ve eksper raporunda bahsedilen yükleme durumunu gösterir ve aracın özelliklerini gösterir hiçbir fotoğrafın bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu rizikonun ve hasarın teminat kapsamında olduğunun davacı tarafça yöntemince ispat edilemediği anlaşılmakla davacı tarafından yapılan ödemenin lütuf ödemesi olduğuna ve davacının TTK 1472 md gereğince rücu hakkının bulunmadığına kanaat getirilmiştir.
Davacı tarafından yapılan lütuf ödemesi bakımından alacağın temlikine ilişkin hükümlerin oluşup oluşmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki,——uyarınca alacağın temliki yazılı şekil şartına tabi tutulmuştur. Mahkememizce dosya kapsamında yapılan incelemede davacı tarafından yapılan ödemeye ilişkin dekont dışında temlik iradesini gösterir ve yazılı şekil unsurunu haiz bir belgeye de rastlanılamamıştır. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları ve taraf itiraz ve beyanları dikkate alındığında davacı tarafından usulüne uygun temlik iradesini gösterir ve yazılı şekil unsurunu haiz bir belge sunulmadığı anlaşılmakla eldeki dava yönünden alacağın temliki hükümlerinin de uygulanmasının mümkün olmadığına kanaat getirilmiş, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır.—- Eldeki dava yönünden davalı/borçlu tarafından davacı/alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 61,10-TL harcın mahsubu ile artan 1,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6–Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.059,08-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2021