Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/47 E. 2021/125 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/47 Esas
KARAR NO : 2021/125
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde—– sayılı dosyası ile taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin kendisine ulaşmadan, telefon ile aranarak,—- konulduğunu, aracın bağlanacağı ifade edilerek ödeme yapılması istendiğini, bu nedenle, —- dosyasına dilekçe verildiğini, talebin haksız olduğunu, borca itiraz edildiğini, istirdad davası açma haklarını saklı tuttukları hususunda ihtirazi kayıt düşüldüğünü ve — yapıldığını, müvekkilinin davalı bankadan taşıt almak maksadıyla ticari kredi kullandığını ve — plakalı aracı satın aldığını, ödemelerin bir kısımının gecikmesi nedeniyle hakkında —- sayılı dosyası ile taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını ve —- tamamının icra dosyasına ödendiğini, ödeme neticesinde rehnin paraya çevrilmesi şerhi ve yakalama şerhi kaldırıldığını ve dosyanın infaz edildiğini, müvekkilin, davalıya ticari taşıt kredisinden dolayı, — günü itibariyle herhangi bir borcu kalmadığını, davalının daha önce de — tarihinde– —-müvekkili aleyhinde taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığını, bu dosyaya da haciz baskısı altına ödeme yapmak zorunda kalındığını, bu bedelin iadesi için de —-sayılı dosyası ile istirdad davası açıldığını ve dosyanın derdest olarak devam ettiğini, davalının, — tarihinde ikinci kez —- kaynaklanan prim borcu iddiası ile müvekkili aleyhinde taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, müvekkili aleyhinde yapılan takip nedeniyle —-sayılı icra dosyasına da, —-ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, müvekkili ile davalı arasında kurulan taşınır rehin sözleşmesinden doğan kredi borcunun ——–dosyası ile tamamen ödenerek kapanmasına, rehin sözleşmesinin artık hükümsüz olmasına, davalının artık bu şekilde takip yapma hakkı olmamasına rağmen davalının prim borcu iddiası ile sürekli taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapmaya tevessül ettiğini, müvekkilinin davalıya, aracın zaten—- olduğunu, poliçe istemediğini ifade etmesine rağmen, davalının haksız talepler ile sigorta prim bedelini tahsil etmek için müvekkili aleyhine taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, davalının yapmış olduğu icra takibinde haksız olduğunu, takip yolu seçiminden dolayı ayrıca kötü niyetli olduğunu, dolayısıyla davalının ayrıca kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, tüm bunların yanında, aracın sigortası mevcut iken bankanın iştiraki olan — şirketten sigorta yaptığını iddia ederek; davanın kabulü ile— dosyasına ödenen — davalıdan, ödeme tarihi olan—- tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak kanuni temerrüt faizi ile birlikte tazmin edilerek istirdadına, davalının dava konusu alacağın %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum ile borçlu/davacı—- akdedilen sözleşme neticesinde borçluya kredi kullandırıldığını, borçlu lehine açılan krediler nedeniyle doğan tüm borçların teminatını teşkil etmek üzere— plakalı aracı müvekkili kuruma rehnedildiğini, söz konusu aracın müvekkili kurum tarafından— poliçe ile kaskolandığını, borçlunun borçlarını ödememesi üzerine, kendisine — yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, yasal süresi içinde ödeme yapılmadığı takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, iş bu ihtarnamelerin davalının müvekkili bankaya bildirmiş olduğu en son adresine gönderildiğini, ancak ihtarnameye herhangi bir itirazda bulunmayan ve borçları da ödemeyen borçluya karşı tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla borçlu aleyhine poliçe prim borcunun tahsil edilmesi talebiyle —- dosyasından taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, vadesi gelen diğer sigorta prim taksitlerine ilişkin olarak ise; işbu davaya konu —- dosyası ile takip başlatıldığını, sonuç olarak her iki takip dosyasının farklı dönemlere ait sigorta prim borcuna ilişkin takipler olduğunu, davacının imzalamış olduğu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri ve borçları yerine getirmediğini, bu sebeple borçlu aleyhine yasal takibe geçildiğini, iş bu davanın, davacının altında imzası bulunan —- ilgili maddeleri karşısında haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira söz konusu —- olmaması durumunda poliçenin vade bitiminde, ürünün yenileme tarihindeki geçerli primi üzerinden otomatik olarak yenileceği” dendiğini, ayrıca Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği hudut dairesinde, serbestçe tayin olunabileceği vurgulandığını, bunun dışında borçluların kendi temerrüdünden ve bundan kaynaklı faiz ve ferilerden de sorumlu olduklarını, borçlunun ihtarnameye süresi içinde itiraz etmediğinden ve takip tarihine kadar herhangi bir ödeme yapmadığından ve maddi olarak ortada vaki borç bulunması sebebiyle temerrüde düştüğünü, davacının haksız ve yolsuz taleplerinin, tamamen müvekkili kurumun alacağını sürüncemede bırakmak amacını taşıyan kötüniyetli talepler olduğunu, borca yapılan böylesi itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı da ödenmesi gerektiğini savunarak; davanın reddine, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, icra dosyasına ihtirazı kayıt konulmak suretiyle ödenen paranın istirdatı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
Mahkememizce taraf vekillerinin karşılıklı dilekçelerinde belirtmiş olunan hususlar dikkate alınarak —- sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
—-sayılı dosyasının incelenmesinde, davacısının dosyamız davacısı — dosyamız davalısı—- davanın niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesine binaen davalı tarafından ödenmeyen ve vadesi gelen prim taksitlerinin tahsili için başlatılan takibe davacının ihtirazı kayıtla ödeme yapması sonucu ödediği paranın istirdatı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki imzalanan sözleşme, kullandırılan kredi ve davacı tarafından kredi sonucu satın alınan —plakalı aracın mahkememiz dava konusu ile aynı olduğu, mahkememizin davaya konu takip dosyası ve —- davaya konu takip dosyasında davalının gecikmiş prim bedelleri iddiasıyla takip başlattığı görülmekle, mahkememizde yapılacak yargılama ve—- dosyasındaki yargılamanın toplanacak delillerin tamamen aynı hususlara ilişkin olup, tarafları ve konusu aynı olan dava dosyaları arasında irtibat bulunduğu gibi, usul ekonomisi ilkesi ve bilhassa yapılacak yargılama sonucunda aynı taraf aynı konu ve aynı taleplere ilişkin çelişkili kararların verilmesinin önünde geçilmesine engellemek amacıyla, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu ve HMK’nun 166/4 maddesi gereğince davaların aynı sebeplerden doğduğu ve aralarında bağlantı olduğu sabit olmakla HMK’nun 166. Maddesi gereğince mahkememizin iş bu davanın — dosyasıyla birleştirilmesine ve yargılamanın —–dosyası üzerinden devamına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin bu dava dosyasının —- dosyası ile HMK nun 166. maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın ——- sayılı dosyası üzerinden devam etmesine,
3-Birleştirme nedeniyle bu dosyanın esasının kapatılmasına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166/1 maddesi gereği, kesin olarak ve nihai kararla birlikte istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2021