Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/450 E. 2023/596 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/450 ESAS
KARAR NO:2023/596
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/09/2020
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine başlatmış oldukları İcra Takibinin, Davalı borçlunun haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazı neticesinde durmuş olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki söz konusu olduğunu, bu ticari ilişki neticesinde müvekkili tarafından davalı borçluya fatura keşide edildiğini, takibin dayanağının da ——-bedelli fatura olduğunu, müvekkilinin birçok kez davalı borçlu ile bağlantı kurduğunu, davalının borcunu ödemediğini, ödeme yapılmaması üzerine mezkur icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe yapmış olduğu itirazın haksız olduğunun bir ispatının da müvekkilinden şikayetçi olduğu ifadesi olduğunu, ekte sundukları —– Amirliğindeki ifadesinde davalının açıkça müvekkiline borçlu olduğunu ikrar ettiğini, ifadesinde müvekkili şirkete borcunu 97.000,00-TL olarak ikrar etmişse de KDV İle birlikte keşide edilen fatura tutarının ortaya çıktığını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde haklılıklarının ortaya çıkacağını iddia ederek, davanın kabulü ile davalı borçlunun vaki itirazının iptalini ve takibin devamını, davalının en az %20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tekstil işiyle uğraşan küçük bir butik sahibi olduğunu, tekstilin merkezlerinden sayılan —– tekstil firmaları ile çalışmakta olduğunu, 17/07/2020 tarihinde yine —-tekstil firmalarını gezip butiği için ürün arayan müvekkilinin yolu davacı şirketin çalışanlarından —– isimli şahıs tarafından kesildiğini ve şahsın müvekkiline ağza alınmayacak hakaretler ve tehdit ettiğini, bunun neticesinde müvekkilinin ivedi şekilde en yakınında bulunan —– giderek ifade vermiş ve şahıstan şikayetçi olduğunu, müvekkilinin hayatında ilk kez yaşadığı bu durumun şokuyla ve korkuyla polis merkezinde ifadesi alınırken —— beyan ettiği “Bana 97.000,00 TL borcun var vermezsen seni öldürürüm” sözünü belirtmiş olsa da polis merkezinde ifadeyi alan polis memuru bu beyanı “kendisine 97.000,00 TL borcum var” şeklinde tutanağa geçirmiş olduğunu, hayatında böyle durumların içinde bulunmamış ve ilk kez ifade veren müvekkilinin, söylediği her kelimenin ve cümlenin harfiyen tutanağa geçirildiği düşüncesi ve yaşadığı korku ve şokla tutanağı okumadan imzalamış olduğunu, davacı ile müvekkilinin geçmiş yıllarda küçük çaplı ticari ilişkiler içinde bulunmuş olsalar da bunun neticesinde müvekkilinin hiçbir şekilde borcu bulunmadığını ve davacı ile müvekkilinin aylardır hiçbir şekilde ticari ilişkisi bulunmadığından davaya konu faturanın 10/08/2020 tarihinde işyerine gelmesi ile müvekkilinin büyük bir şok yaşamış olduğunu, davaya konu 22/07/2020 tarihli faturada yazan ürünlerin hiçbirinin müvekkili tarafından teslim ve satın alınmadığını buna ilişkin gerek yazılı gerekse sözlü hiçbir sözleşme kurulmadığını, aksini ispatlar hiçbir delilin dosyaya sunulmamış olduğunu, davacı çalışanlarından —– müvekkilinin yolunu kesip hakaretler ve tehdit etmesi sonucu müvekkili tarafından verilen 17/07/2020 tarihli polis karakolu ifadesinin kendisine verdiği cesaretle 5 gün içinde derhal ifadede yer alan bedelle bir fatura kestiğini ve bunu icra takibine koymuş olduğunu, 22/07/2020 tarihli faturanın 10/08/2020 tarihinde müvekkiline ulaşmasıyla birlikte yine aynı tarihte 10/08/2020 tarihinde süresi içinde faturaya —– itiraz edildiğini, faturaya itiraz edilmekle birlikte ispat yükü de davacıya geçmiş olduğunu, itirazlarına hiçbir şekilde geri dönüş ve bilgilendirme yapılmadığını, VUK. 231/1-5 maddesine göre “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” dolayısıyla 22/07/2020 tarihli faturanın düzenlendiği tarihten önce geriye doğru azami 7 günlük sürede fatura konusu ürünlerin teslim edildiğinin kanıtlanması gerekmekte olduğunu, dosyanın tek dayanağı olarak sunulan 17/07/2020 tarihli müvekkili tarafından verilen ifadede polis memurunun söylenileni yazıya aktarımından kaynaklı bir problem yaşanmış olduğunu, bu tutanak faturaya dayalı icra takibinin ispatı niteliğinde kullanılamayacağını,—– kararlarıyla da benimsendiği gibi faturaya dayalı icra takibinin ispatı niteliğindeki tek unsurun malın teslim edildiğinin ispatı olacağını, konu faturaya ilişkin malların müvekkiline teslim edilmediğini, böyle bir sipariş, yazılı veya sözlü kurulmuş bir sözleşme de bulunmadığını, Karakolda yanlış şekilde yazıya geçirilen ifadenin dayanak ve güvence alınarak hukuksuz, mesnetsiz ve kötü niyetli bir şekilde kesilen bu faturayı hiçbir şekilde kabul etmediklerini, müvekkilinin 17/07/2020 tarihinde ——- verdiği ifadenin hemen arkasından 22/07/2020 tarihinden 5 gün sonra kesilen bu faturanın kötü niyetli bir şekilde düzenlendiğinin aşikâr olduğunu, başlatılan icra takibinin ve akabinde işbu cevap dilekçesini yazma mecburiyetini hasıl eden davanın tek dayanağının müvekkilinin 17/07/2020 tarihli ifadeleri yanlış şekilde yazıya geçirilen karakol ifadeleri olduğunu, verilen bu ifadeyi kabul etmemekle birlikte bir an için bile kabul edilecek olsa yine türlü çelişkiler meydana geleceğini, müvekkilinin verdiği ifadede şikayetçi olduğu şahsın —– olduğunu, aynı zamanda “97.000,00-TL borcum var” ifadesinin muhatabı konumundaki şahısın da —- olduğunu, cevap dilekçesi ekinde ——— ilanında görüldüğü gibi davacı şirketin sahibinin —- olduğunu, verilen ifadenin, faturaya dayalı icra takibinin ispatı niteliğinde olabilecek bir durumu olmasa da ve bununla birlikte ifade yanlış şekilde yazıya aktarılmış olsa da hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte bir an için kabul edilecek olsa dahi ifadede borcun muhatabı konumundaki şahıs —-olduğunu, davacı şirket tarafından haksız yere oluşturulan fatura ile hiçbir maddi bağı ve alakası bulunmamakta olduğunu savunarak, müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;Dava, davacının davalı aleyhine başlattığı takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli davadır.Davacı vekili; davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişkiden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ettiğini beyan ederek icra takibine yapılan itirazın iptalini dava ve talep etmiş; davalı vekili ise, davacı ile müvekkilinin geçmiş yıllarda küçük çaplı ticari ilişkiler içinde bulunmuş olsalar da müvekkilinin hiçbir şekilde borcu bulunmadığını, davacı ile müvekkilinin aylardır hiçbir şekilde ticari ilişkisi bulunmadığını, davaya konu 22/07/2020 tarihli faturada yazan ürünlerin hiçbirinin müvekkili tarafından teslim ve satın alınmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.Davalının gerçek kişi olması nedeniyle, hakkında esnaf tacir araştırması yapılması için ——– müzekkereler yazılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir. Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacının ve davalının gerçek kişi olduğu görülmektedir. Bu kapsamda davanın ticari dava olup olmadığının tespiti hususunda ilgili kurumlara müzekkere yazılmıştır.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları,——- müzekkere cevapları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının ticari işletmesi bulunmadığı, basit usulde defter tuttuğu ve tacir olmadığı, davacının tacir olduğu, davalının tacir olmadığı itirazın iptali davasının TTK’nın 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, bu suretle mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyuşmazlığı incelemeye görevinin——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli ——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile ———— Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023