Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/447 E. 2021/906 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/447 Esas
KARAR NO : 2021/906

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçluların müvekkili——- kullanıldığından eksi bakiyeye düştüğünü, borçluların süresi içerisinde
kredi borcunu ödemediğinden bahisle, 26.09.2019 tarihinde, kredi sözleşmesinde bulunan
adreslerine ihtarnamenin gönderildiğini, ancak tebliğ edilemediğini, borçlular aleyhine, kredi
borcu nedeniyle,— sayılı dosyası ile
24.017,91 TL toplam alacak için icra takibine başlanıldığını, borçlular süresi içerisinde borca
ve ferilerine itirazda bulunduklarından takibin durduğunu,— çözümü yoluna gidildiğini, ancak borcun ödenmesi huşunda anlaşmaya
varılamadığını, yapılmış olan itirazın hukuki dayanaktan yoksun, icra takibini sürüncemede
bırakmaya yönelik olduğunu, borçluların yapmış olduğu bu itiraz ile alacağın elde edilmesini
imkansızlaştırmak, zorlaştırmak gibi iyi niyetli olmayan eğilimleri olduğunu açıkça
gösterdiğini beyan ederek, davalıların,— iptali ile takibin devamına karar verilmesini, % 20 icra inkar
tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin de davalılara
yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun yapılan dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından genel kredi sözleşmesi alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı şirket asıl borçlu olarak, davalı— müteselsil kefil olarak —- davalıların borcunu ödememesi sebebiyle hesabın kat edildiği ve alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalıların haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak başlanmış, usulüne uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, — esas sayılı dosyası celp edilmiş, davaya konu sözleşme örneği davacı şirketten celp edilmiş, ——celp edilmiş, konunun incelenmesi — bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı —-
tarihinde,— akdedildiği,
Genel Kredi Sözleşmesi’nin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin 583.
ve devam eden maddelerinde belirtilen hususları içerdiği ve kefaletin geçerli olduğu, Davacının dava dilekçesi ile takip talebindeki istekleri ve davalıların icra takibine
itirazlarının hukuken değerlendirilmesinin ve takdirinin Sayın Mahkeme’nin uhdesinde olduğu,
Sayın Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi ve işbu bilirkişi raporumun
Sayın Mahkemece —-kabul görmesi halinde, Davacı —- ticari krediden kaynaklananmış, —- alacağının olduğu, B) Davalı – müteselsi—- krediden kaynaklananmış,— alacağının olduğu, Davacının icra ödeme emrinde yazılı alacak talebinin ise,—- olmak üzere; toplam
24.017,91 TL olduğu— Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca
yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, icra
takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar,— — ticari krediden kaynaklananmış,
A) Davalı – asıl borçlu ——– asıl alacağa, Yıllık % 30 gecikme faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin
bu rakamlar üzerinden devam edeceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Eldeki dosya bakımından, 28/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, taraf iddia ve savunmaları dikkate alındığında, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında muhtelif tarihlerde — imzalandığı, davalı—- sözleşmelerde, müteselsil kefil olarak 150.000,- TL kefalet limiti ile sorumlu olduğu, davalı yönünden TBK 581vd maddelerindeki kefalet şartlarının geçerli olduğu (davalının şirket ortağı olduğu), dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler dikkate alındığında davalı — adına çıkarılan ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmemesi sebebiyle davalı —- tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, bu sebeple davacı banka tarafından davalı —— yönünden fazlaca talep edilen işlemiş temerrüt faizi talebinin yerinde olmadığı, 28/09/2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalıların —-esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı— krediden kaynaklananan —– numaralı taksitli ticari krediden kaynaklananan——ve hükmedilen asıl alacağa yıllık % 30 gecikme faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi üzerinden takibin devamına, davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz (1.305,88 tl) talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.——–Dosyaya konu alacağın kredi sözleşmesine dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı—üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalıların—– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDIYLA davalı şirket yönünden;
—–numaralı taksitli ticari— işlemiş faiz– ihtarname masrafı olmak üzere toplam 23.946,10 TL alacak,
Davalı —— kaynaklananan — alacak,— olmak üzere toplam 23.944,48 TL alacak ve hükmedilen asıl alacağa yıllık % 30 gecikme faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi üzerinden takibin DEVAMINA, davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz (1.305,88 TL) talebinin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.635,76-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 410,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.225,60-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 410,16-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 185,60-TL tebligat ve müzekkere gideri, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.097,80-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.094,52-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle UYAP üzerinden yapılan ——- düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı/tespit edilemediği anlaşılmakla arabulucluk ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerl—- esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli —. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 71,81-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.